Gönderen Konu: Zamanın Sahibini Bulma Yolunda ...  (Okunma sayısı 98440 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Miftahulkuluub

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1959
    • http://www.sadakat.net
Zamanın Sahibini Bulma Yolunda ...
« : 12 Mart 2006, 08:25:36 »

Ey iman edenler! Allahtan korkun ve ona yaklaşıp vasıl olmak için vesile arayın…”(Maide 35); “Kim ki zamanın sahibini bilmeden ölürse cahiliyet üzerine ölmüştür” h.ş. ve “Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” gibi bir çok nass ve delaleti nass, mürşid-i kamile temessükün elzemliğinden bahsetmektedir. Ayette geçen vesileden muradı Fahreddini Razi Hazretleri tefsirinde, “mürşidi kamil” olarak tefsir etmiştir.

Emr-i ilahi olan bu muazzam devlete müracat etmek akıllı bir müminin ilk yapacağı iştir. Yavuz Sultan Selim hazretlerinin de dediği gibi:
Cihana (dünyaya) sahip olmak kuru bir kavgadan ibaretmiş, bir mürşidi kamile bent olmak(onun müridi olmak onun terbiyesi altında yetişerek nefsini tezkiye etmek ) her şeyden evla imiş.

Bu mukayese ve bent olmak aklın tartıp anlayacağı bir şey değildir. Akıl ne kadar zorlarsa zorlasın müritlik mürşitlik rabıta tasavvuf vs. kavramların özünü tartamaz. Başka bir ifade ile maneviyat aklın bittiği yerde başlar.Bu ifadelerle kalbimizi tenevvür ederek  gönlümüzü neş’elendirdikten sonra ibtida-i kelam yapalım;

Yukarıdaki uyarılar hak olunca şer’i emirleri kusursuz bir şekilde yerine getiren her müminin yapmakla yükümlü olduğu husus, zamanın sahibinin emrinde hareket ederek ona mürid olarak nefsini tezkiye etmektir. Fakat hikmet-i ilahidir ki; zamanın sahibi ve mürşidi kamil olan zatları bulmak herkese nasip olmamaktadır.

Hatta bir kimseye nasip olmayınca demir ayakkabı giyerek ve Nuh a.s. kadar yaşayarak bu zatı bulmak için gayret sarfetse bile onu emeline ulaştıramaz. Fakat nasip derken tesadüfen bulunması, ya da şansa bağlı olmak anlamında düşünülmemelidir.

Bu kapıya adım atan her mürid bunu ya akıttığı göz yaşı ırmaklarına ya bir hayır duaya ya ecdadına ya da başka Rıza-i İlahiyi celb eden durumlara borçludur. Madem ki nasip işi, o halde nasibim varsa zaten ulaşırım o zata diye kenarda oturmakta çok yanlış bir harekettir. Zira o uğurda gayret sarf etmek bile ne yüce bir saadettir. Asıl nasipsizlik hiç umursamadan bu zatları arama peşinde olmayan tembel ve cahillerdir.

Her şeyin sahtesi olduğu gibi bu yüce zatları da taklit edip halkı kandıranların olduğu da unutulmamalı ve bu zatların alametlerini çok iyi bilerek hakikisi sahtesinden ayırt edilmelidir. Bu zatlar kimlerdir? Efradını câmî ağyarını mani şekilde nasıl izah edilmelidir?

Zamanın sahibi, aynı zamanda mürşid-i kamillerdir. Malum olduğu gibi Peygamberler hidayeti beşer ile vazifeli olup bu makam kesb ile yani gayretle elde edilen bir makam değildir.Hazreti Allahın tensibi ve takdiri ile ezelden muayyendir.

Hatem-ül Enbiya olan Efendimiz s.a.v’den sonra yüzyıllar geçeceği ve bunun neticesinde de insanların dinden soğuyacakları göz önünde bulundurulduğu zaman, insanları İslamiyet’e tekrar ısındırmak ve zayıflayan dini celili İslamı kıyamete kadar canlı tutacak müceddidler, Peygamber varisleri, zamanın sahipleri, mürşidi kamiller geleceği haber verilmektedir.

Bu makam da kesbi değil vehbidir.Yani bu makamlarda ezelden belirli olup çalışmakla gayretle binlerce kitap yazmakla, gece gündüz ibadet etmekle, zikirle, ulaşılacak makam değildir.Mürşidi kamillerdeki ezelden muayyenlik evsafı, kesbi sonucu velayet yolunda mesafe kat eden evliyaullah ile Mürşid-i kamilleri birbirinden ayırır.Yani mürşidi kamillik ezelden belirli olup kişinin kendi isteği ile ulaşacağı makam değilken evliyalık makamı ise kişinin kendi gayreti ile elde edeceği bir makamdır.

Mesela İmam-ı Gazali hazretleri iman hakikatleri ile ilgili başta olmak üzere yüzlerce mevzuda harika eserleri olmasına rağmen, unutulması mümkün olmayan gönül sultanlarımızın başında olmasına rağmen, bütün ilimleri yutmasına rağmen, tüm bunlar mürşid-i kamil olması için yeterli olmamış ve hiç bir zaman da böyle iddiada bulunmamıştır.Hiç bir zaman ben şu kadar kitap yazdım o halde ben müceddidim dememiştir.

Hatta o müstesna zatları ve müntesiplerini övgü için, velilik ve velayet sırları hakkında  “el munkızu mineddalal” isimli eserinde şu izahatı yapmaktadır:
“Zahiri ilimleri bırakıp, çalışma ve gayretimi tasavvuf üzerine verdim.Yakinen anladım ki, hak  yolunda olanlar ancak tasavvuf erbabı olan sofilerdir.Onların iç alemleri (kalpleri ), yolları ve ahlakları en güzel şekildedir.

Eğer akıl, ilim ve hikmet sahipleri bir araya toplanıpda sofilerin tarikatini değiştirip ondan daha yüksek ve daha güzel bir yol bulalım diye birleşseler, mümkün değil bulamazlar.”
Hatta tasavvufa sonradan da olsa girmesi neticesinde geçmiş hayatı ile ilgili şu itirafları yapmıştır. “Anladım ki hakiki kurtuluş Rasülüllah’ın ruh ceryanına bağlanmaktan ibaretmiş.

Gerisi (binlerce kitap yazmak vs.) hayal ve vehimden ibaret.”
Aynı şekilde amelde mezhep İmamımız İmam-ı Azam hazretleri de mezhep kurmak kadar maddi ve ledünni ilme mazhar olmasına rağmen “(tasavvufa girdiğim) son iki senem de olmasaydı helak olmuştum” diyerek mürşid-i kamillik makamının müstesnalığını ifade etmişlerdir.

Nasıl ki Peygamberler günah işlemekten masumdurlar, bu zatlarda mahfuzdurlar.Bu zatlar o kadar geniş yetkilere sahiptirler ki hadisi şeriflerde de zikredildiği gibi yağmur onlar sebebi ile yağar, yardım olunanlar onlar sebebi ile yardım olunur hatta yeryüzü onlar sayesinde ayakta durur.Yeryüzünün gerçek çivileridir, harcının demirleridir en yüksek tepeleridir.

Mektubat-ı Rabbanide de buyrulduğu gibi;  Onların irşadının ve hidayetinin nurları bütün dünyaya yayılır. Yer küresinin ortasından ta arşa kadar herkese; rüşd hidayet iman ve marifet onların yoluyla gelir.

Bu mübarek zatlar her devirde mutlaka bulunurlar.Sayıları bir, iki en fazla 3 tür.Veliliğin en üst derecesindeki bu zatlara kutbul aktab, gavsül azam ve kutbul üla denir.Bunların en büyüğü de kutb-ul aktabtır.İşte bu zat Peygamber efendimizin tam varisidir.Peygamberimizin tam varisive her biri tasavvuf müntesibi olan bu zatlar bölük bölük parça parça değil bir bütün halinde Hz Ebubekr r.a. dan itibaren kopmadan, tasarrufu sona eren diğerine görevini devrederek bir silsile halinde aynı meşrebten ve aynı menbağdan feyizlenerek, aynı doğrultuda aynı metodlarla görevlerini devam ettirmişlerdir.

İşte bu tasarruf sahibi zatlara silsile-i sadat (seyyidler zinciri) denmektedir.Kendi aralarında derece olan bu zatların en alt derecesindeki makamda olan birisiyle bu silsileden olmayan en büyük evliyanın arasında bile mukayese edilemeyecek kadar fark olduğu büyüklerimizden  haber verilmektedir.

Bulundukları zaman içerisinde tasarruf sahibi olan bu mürşidi kamiller, silsilei sadatın bu müstesna şahsiyetleri, tam varis olmaları hasebiyle zamanlarının sahibidirler.

Tasavvuf hakkında bilgisi olmasına rağmen, o balı anlatmasına rağmen tatmamış, hem hal olmamış, bir mürşidi kamil olarak etrafına feyiz ve nur dağıtma yetkisi kendisine verilmemiş, ya da tasavvuf ehli olsa da sadece bir mürid olarak bu müessesede yer almış,

bu silsilei saadatın devamı şeklinde olarak kendisinden önceki mürşid-i kamilden emaneti teslim almamış, zamanında yapmış olduğu hatalara her ne kadar tövbe etse de “o mürşidi kamiller ki günah işlemekten mahfuzdurlar” kaidesine uymayan bir evliyaya; gösterdiği birkaç keramet ve yazdığı etkileyici kitaplardan esinlenerek; “-bu kadar muhteşem bir zat ancak zamanın sahibidir.” diye sadece aklı kullanarak yorum yapmak, o zata olan bir saygısızlık ve aynı zamanda akılla anlaşılamayacak olan tasavvuf müessesine, zamanın gerçek sahibine, hakiki mürşide, kendisine bu asrın veraset-i tammesi verilmiş zata  karşı olan bir nasipsizliktir.

Çünkü ilim erbabı bir zat bilir ki; denizde yürümek, hava da uçmak, kılık değiştirmek, binlerce kitabı kısa zamanda ezberlemek, zamanındaki alimlerin hepsini mağlup etmek gibi kerameti evliyalar bu manevi yolda çok basit ve oyuncak mesabesindeki hallerdir.İmam-ı Rabbani Hazretlerinin de mektubatta ifade ettiği gibi, bu kerametlere kendisini kaptırmak tıfılların işidir.Asıl keramet müminlerin kalbine nuru ilahiyi tutuşturabilmek ve akıtabilmektir.

O halde;  zamanın sahibine kavuşma yolunda olan bir mümin, her zaman bu nimete mazhar olabilmek için bol bol dua ve iltica etmeli ve Cenab-ı Allaha yalvarmalıdır. Abdülkadir Geylani (k.s.) Hazretleri bir sohbetinde dinleyenlerine şöyle der;

“Salih zatların peşine takıl.Kimin Salih kimin münafık olduğunu bilemediğin için gece kalk; iki rekat namaz kıl ve ardından şöyle dua et:
- Ya Rabbi! Bana Salih kullarını göster.Beni sana getirecek klavuzu göster.Gözümü sana yakınlık nuru ile nurlandırarak mükemmelleştir.Bana başkalarının gördüklerini anlatan değil, bizzat gördüklerini haber verecek bir klavuzu bildir.”


Bu tür halis muhlis bir niyetle, zamanın sahibi zata bağlanıyorum niyetiyle başka birisine intisap etse bile bir kişi, zamanının sahibinden feyz alacağını İmam-ı Rabbani hz’leri Mektubatında  haber vermektedir.

Yeter ki tasarruf sahibi zat incitilmesin.Beyazid-i Bestami hazretlerinin de söylediği gibi “Hakikat yolu aramakla bulunmaz ama bulanlarda arayanlardır” sözünü de unutmayarak bu aşkından şevkinden hiçbir zaman sapmamalıdır.Ne mutlu tasarruf sahibi zatı bulup o devletten istifade edenlere, müjdeler olsun Peygamberimizin sünnetinden zerre miktarı sapmadan İslamı yaşayabilenlere....




Miftahulkuluub
12.03.2006

« Son Düzenleme: 10 Aralık 2012, 13:55:39 Gönderen: Mücteba »
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."

Çevrimdışı durgut74

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 7
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #1 : 12 Mart 2006, 12:46:18 »
Allah raziolsun
ellerinize saglik ....
 :x  :x  :x
n kiymetli ibadet , Allahü tealanin dinini, Onun kullarina yaymaktir.

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #2 : 12 Mart 2006, 23:29:14 »
Alıntı

Salih zatların peşine takıl.Kimin Salih kimin münafık olduğunu bilemediğin için gece kalk; iki rekat namaz kıl ve ardından şöyle dua et:
- Ya Rabbi! Bana Salih kullarını göster.Beni sana getirecek klavuzu göster.Gözümü sana yakınlık nuru ile nurlandırarak mükemmelleştir.Bana başkalarının gördüklerini anlatan değil, bizzat gördüklerini haber verecek bir klavuzu bildir.” Bu tür halis muhlis bir niyetle, zamanın sahibi zata bağlanıyorum niyetiyle başka birisine intisap etse bile bir kişi, zamanının sahibinden feyz alacağını İmam-ı Rabbani hz’leri Mektubatında haber vermektedir.Yeter ki tasarruf sahibi zat incitilmesin.Beyazid-i Bestami hazretlerinin de söylediği gibi “Hakikat yolu aramakla bulunmaz ama bulanlarda arayanlardır” sözünü de unutmayarak bu aşkından şevkinden hiçbir zaman sapmamalıdır.Ne mutlu tasarruf sahibi zatı bulup o devletten istifade edenlere, müjdeler olsun Peygamberimizin sünnetinden zerre miktarı sapmadan İslamı yaşayabilenlere....

 :x

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #3 : 13 Mart 2006, 00:00:56 »
Tesekkür ederiz miftahulkuluup kardesim cok güzel hazirlamissiniz ellerinize saglik istifade ettik.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı hy120

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 125
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #4 : 13 Mart 2006, 00:04:28 »
Allah razı olsun kardesim. çok sükür buradaki hemen herkesin bir üstadı veya bir seyhi var galiba, hamd olsun.
yyühe’l-aziz! Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdut, ömrünün günleri madud ve herşeyin fanidir. Öyleyse, şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarf etme ki, fani olmasın. Baki şeylere sarf et ki, baki kalsın.

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #5 : 13 Mart 2006, 16:30:44 »
Emeğinize değer insAllah. bu kadar yazıyı okuyup da yine bildiği yolda devam edenler olursa onlara bir sey kazandırmamış olur.

Hakkı hidayeti bulmak bazen aramayla bazen de metcanen Allahın bir lutfu olarak verilir.


Gayret edelim ki Allah mukafatını nail eylesin...
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #6 : 14 Mart 2006, 00:00:06 »
Alıntı

Gayret edelim ki Allah mukafatını nail eylesin

amin kardesim

Çevrimdışı ahsen69

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 3
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #7 : 28 Nisan 2006, 23:55:20 »
s.a. adminim öncelikle teşekkür ediyor Allah RAZI OLSUN diyorum.Duygu ve düşüncelerimize tercüman olduğunuz için,çalışmalarınızda başarılar diliyorum.Fİ EMENİLLEH
ALİMİN RİŞTE-İ İKBALİNİ BİR AH KESER
MANİ-İ RIZK OLANIN RIZKINI Allah KESER

Çevrimdışı Nihle

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 315
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #8 : 29 Nisan 2006, 01:23:08 »
Sayın adminimiz...
uzun yazıların okunma oranının az olduğunu pek sevmediğinizi söylediğinizi okumuş idim ancak bakıyorumda sizde pek kısa yazılar yazamıyorsunuz....
yinede fevkalade bilgiler Allah razı olsun.....
Sanmam ki taleb-i devlet ü cah etmeğe geldik!!
Biz aleme bir YAR için ah etmeğe geldik!!..

Çevrimdışı seval_1985

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 169
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #9 : 30 Nisan 2006, 00:40:14 »
kim görmüş o cenneti,cehennemi?
kim gitmiş de getirmiş haberini?
kimselerin bilmediği bir dünya
özlenmeye,korkulmaya değer mi?

dert içinde sevinci bul da yaşa;
haksız düzende haklı ol da yaşa;
sonu nasıl olsa yokluk dünyanın,
varından,yoğundan kurtulda yaşa

bulut geldi lalede bir renk bir renk
şimdi kızıl şarap içmemiz gerek
şu seyrettiğin serin yeşillikler
yarın senin toprağında bitecek
_________________
derT içinde sevinci bul da yaşa
haksız düzende haklı ol da yaşa
sonu nasıl olsa yokluk dünyanın
varından yoğundan kurtul da yaşa

Çevrimdışı şüheda

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 18
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #10 : 15 Mayıs 2006, 00:11:55 »
Allah RAZI OLSUN........MEVLA  O BÜYÜKLERİN EŞİĞİNDEN AYIRMASIN BİZİ..
Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider, dilden çıkarsa kulağı aşamaz."

Çevrimdışı erva

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #11 : 20 Mayıs 2006, 01:10:27 »
çok güzel Allah razi olsun

Çevrimdışı skala

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #12 : 19 Eylül 2006, 18:12:54 »
Bu sıla uzun mu uzun,

Sonu hüzün mü hüzün,

Varış biter birgün...

Ne sıla var, ne hüzün,

Ne varış var, ne bir gün...
ASİHAT OLARAK ÖLÜM YETER !

Çevrimdışı ankebut-57

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 908
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #13 : 21 Eylül 2006, 17:32:54 »
Gemi gider içinde paspasda gidermiş. Mühim olan o gemiye binmek...
Âlimleri irfan sahib eden, üç harf ile beş noktadır.(عشقْ)
Mü'minleri duhûlü cennet eyleyen, beş harf ile üç noktadır. (ايمان)

www.ayasofya.org

Çevrimdışı sentez

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 197
Zamanın sahibini bulma yolunda..
« Yanıtla #14 : 25 Eylül 2006, 13:15:59 »
Alıntı yapılan: "ankebut-57"
Gemi gider içinde paspasda gidermiş. Mühim olan o gemiye binmek...
:x  :x  :x
YAŞASIN AYNI GÜNEŞİ EMZİRİP İKLİMLERE İKLİMİMİZDEN ALIN TERİ İLE SUNDUĞUMUZ ÜRÜNLER...
(kalbimde ve dualarımda daima SİZ ler olacaksınız.bunda asla şüpheniz olmasın..)