Hayvanların da Hazreti Allah'a Duâ ve Tesbih Etmesi, İnsanlara ve Hayvanlara Merhametin Dinimizde Önemi
"Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah'ı teşbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendiduasını ve teşbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir." (Nisa suresi, Âyet.41)
Şeyh Ahmed Gazâlî hazretleri, "Bütün ilimleri iki kelimede topladım. Bunlar; Allah'ın emirlerine tazim, yarattıklarına şefkat etmektir." Bu söz bütün evliya ve ulemâ tarafından beğenilmiş ve kabul görmüştür. Atalarımız bu güzel sözleri beğenmekle kalmamış, hayvanların bakımı, beslenmesi, barınması ve tedavisi için vakıflar bile kurmuşlardır... Biz insanlara ve diğer mahlukata merhametli davranmalı ve onlara acımalıyız ki, melekler de bize acısınlar. Merhamet etsinler. Günahlarımızın affı için tevbe ve istiğfar etsinler...
"Sen yerde olana acı ki, gökteki (melekler) de sana acısın." insanlara, hayvanlara ve bütün mahlukata merhamet etmeyen acımasız kişilere acınmaz... Merhamet etmeyene rahmet olunmaz."
"insanlara acımayana Allah c.c. rahmet etmez."
Mahlukatın efendisi olan insanları ve insanlar için Cenab-ı Allah'ın yarattığı varlıklara acımayan ve kalbinde merhamet taşımayan kişilerin, peygamberlerin, âlimlerin ve şehitlerin şefaatine nail olup ilâhî rahmete kavuşması çok zor...
"Günün birinde bir adam yolda yürüyordu. Susuzluğu arttı. Su ararken bir kuyu buldu, içine inerek (su) içti. Sonra (dışarı) çıktı. Ne görsün! Dilini çıkarıp soluyan bir köpek... Susuzluktan (yaş) toprak (lar) ı yiyordu.
Adam;
-Bana gelen susuzluğun benzeri bu köpeğe de ulaşmıştır; dedi ve hemen kuyuya indi. Mestine su doldurarak, sonra ağzı ile tutup yukarı çıkardı ve köpeği suladı. Allah onun için (bu ameli) şükür olarak kabul edip onu yargıladı (ona mağfiret etti.)
Ashab (sordu):
-Ey Allanın Resulü, hayvanlar (ı bakıp korumakta) da bizim için bir ecir var mıdır? dediler.
Rasûlüllah (s.a.v.) Hazretleri:
-"Her yaş (ayan) ciğer (sahibin) de ecir vardır. " buyurdular.
Hayvanlara iyilik yapan kötü insanların bile günahları af olunur:
Halleri mahzûftürler, rızıkları ve ecelleri (kelimeleri) ise mukadderdir.
"Biz kitapta hiçbir tefrit yapmamışızdır." "Bir şeyde tefrit etti", denilir. (Yani) onu zayi etti ve onu terketti, demektir. Yani şeylerden herhangi bir şeyi önemle terk etmedik; onu beyân ettik. Allâhü Teâlâ hazretleri, bunda gereğince bütün mahlûkatının maslahat ve faydalarına riâyet eder.
Mufassal ve Mücmel Beyân
Muhakkak ki Allâhü Teâlâ hazretleri, her şeyi (kitabında) beyan etti (Bu beyân:)
1- Tafsilatlı veya;
2- Kısa, olarak beyân etti...
Mufassal yani geniş olarak beyân edilmesi, şu kavl-i şerifte olduğu gibidir:
"Günün birinde bir köpek, kuyu etrafında dolaşıp duruyordu. Susuzluk onu öldüreyazmıstı. Derken İsrailoğulları'nın fahişelerinden biri, onu görüverdi. (Ayağından) mestini çıkardı, onun için mestiyle su çıkardı ve köpeği suladı. Buna karşılık o kadın bağışlandı."
"Bir kadın, ölesiye kadar hapsettiği bir kedi sebebiyle azap olundu da bu yüzden cehenneme girdi. Kediyi hapsettiği vakit: onu doyurmamış, su vermemiş, yerdeki, haşerâtı bile yemeye bırakmamıştı."
(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 364-365)