Gönderen Konu: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler  (Okunma sayısı 411895 defa)

0 Üye ve 41 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Şehitlerle Haşrolunmaya Hak Kazananlar
« Yanıtla #525 : 15 Mart 2013, 12:03:29 »

Şehitlerle Beraber Haşrolunmaya Hak Kazananlar

Denildi:
-"Ya Rasûlellah! Hiç kimse şehitler ile beraber haşr olur mu?"

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
-"Evet! Bir gün ve gecede yirmi kere ölümü hatırlayan kişi, şehitler ile birlikte haşr olur."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 181)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Allah Yolunda Öldürülenlerin Hali
« Yanıtla #526 : 15 Mart 2013, 12:09:35 »
Allah Yolunda Ölenlerin Hali

"Vela Tegulu" (Sûre-i Bakara, 154) "Ve demeyin," Bu Âyet-i Kerim'e Bedir şehitleri hakkında nazil oldu. Bedir'de on dört kişi şehid düşmüştü. Bedir şehitlerinin altısı muhacirlerdendi, sekizi de esnârdandı.

Ve insanlar şöyle diyorlardı:
"Öldürülen kişi için," İnsanlar, Allah yolunda öldürülen kişi için: "Falanca adam öldü. Dünyanın nimet ve lezzetleri de ondan kaybolup gitti. Yani artık nimet ve lezzetlerden mahrumdur," diyorlardı.
Bunun üzerine Allahü Teâlâ bu ayeti indirdi ve:
"Ve Allah yolunda katlolunanlara 'ölüler' demeyin, hayır, diridirler velâkin siz sezmezsiniz," buyurdu. Hayvanî bünyenin bozulması demektir.

"Allah yolunda,"
Allah yolu, cihattır.
Çünkü bu, sevap kazanma ve Allah'ın rahmetine gark olmanın yolu ve sebebidir.

"Ölüler" Yani onlar "ölüdürler", demeyin. "Hayır, diridirler."
Hüküm bakımından bunlar tıpkı hayatta olanlar gibidirler. Bunların amellerinin sevabı kesilmez. Çünkü bunlar, Allah'ın dinine yardım etmek için öldürüldüler. Din dünyada devam ettiği sürece, onların da sevapları devam eder. Çünkü bu yolu onlar gerçekleştirdiler. Bu onların sünnetidir.

"Velâkin siz şuur edip sezmezsiniz."
Yani şehitlerin nasıl hayatta olduklarını ve hallerinin nasıl olduğunu siz şuur edip sezemezsiniz. Bunda, onların hayatlarının cismanî hayat ile zahiri olarak anlaşılabilecek bir şey olmadığına işaret vardır. Çünkü şehitlerin durumları, ruhanî bir iştir. Akıl ile idrak edilmez, belki vahiy ile anlaşılır.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 176-177)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Emire İtaatsizlik ve Cemaatten Ayrılmanın Fenalığı
« Yanıtla #527 : 18 Mart 2013, 11:06:34 »
Emire İtaatsizlik ve Cemaatten Ayrılmanın Fenalığı

Hadîs-i Şerif:
"Kim emîrinden kerih ve kötü bir şey görürse ona sabretsin. (Cemaattan ayrılmasın, tefrikaya düşmesin). Çünkü kim, bir karış kadar cemaattan ayrılırsa, câhiliyyet ölümüyle ölmüş olur."

Hadîs-i Şerif:
"Kim taattan çıkar ve cemaattan ayrılır da sonra ölürse, câhiliyyet ölümüyle ölmüş olur."

Hadîs-i Şerif:
"Kim cemaattan bir karış kadar ayrılırsa, muhakkak ki o, boynundan İslâm yularını çıkartmıştır."

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
"Muhakkak ki Allâhü Teâlâ hazretleri benim ümmetimi (veya Muhammed s.a.v.'in ümmetini) dalâlet üzere toplayıp birleştirmez. Allah'ın yed-i kudreti cemaat ile beraberdir. Cemaattan ayrılan, ayrı olarak ateşe girer."

Bu, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin şu Hadîs-i Şerif'inin manasıdır:
"Kim cennetin ortalarına meskûn olup yerleşmek kendisini sevindirirse, cemaata devam etsin. Çünkü şeytan tek başına olan kişiyle beraberdir; şeytan iki kişiden çok uzak durur."

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:685)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Halkın Durumuna Göre İdareci İyi Veya Kötü Olur
« Yanıtla #528 : 19 Mart 2013, 11:26:53 »
Halkın Durumuna Göre İdareci İyi veya Kötü Olur

….Bunda valilerin, idare ettikleri insanların amelleri, hâl ve hareketlerine göre olduklarına işaret vardır.
Halk iyi ise valiler de iyi olur. Halk kötü olursa valiler de onlara kötü davranır.
Gaddarlık, zulüm ve haksızlık yayıldığı zaman, her bir Müslümana düşen vazife, tevbe ve istiğfar ile Allâh-ü Teâlâ hazretlerine yönelmesi lazımdır. Valinin zulmü veya adaleti, ziraat (ekinlerde), ağaçlarda, meyvelerde kazançlarda, sanatlarda veya sağılan hayvanlarda da zahir olur.

Zalim vali ve idarecilerin zulümlerinin uğursuzluğu ve kötü işlerinden malik oldukları memleketlerde ziraatın bereketi kalkar, ağaçların meyveleri noksanlaşır, tüccarların ticarî muameleleri kesâda uğrayıp zarar ederler, şehirlerde esnaf ve sanat ehlinin işlerinde durgunluk olur, sosyal hayat felce uğrar. İdareciler, âdil oldukları zamanda iş tam bunun, aksi olur. (Piyasalarda canlanma olur, ziraatın bereketi artar, ağaçların meyveleri bol olur, ticaret kâr getirir, esnaf ve sanatkârların işleri başlarını aşar, toplumda sevgi saygı ve huzur olur.)

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:383)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Nasıl Olursanız Öyle İdare Edilirsiniz Sözünün İzahı
« Yanıtla #529 : 20 Mart 2013, 11:04:12 »
Nasıl Olursanız Öyle İdare Edilirsiniz Sözünün İzahı

Bazı hitaplarda şöyle denildi:
-"Ben Allâhım! Melikü'l-mülk (padişahlar padişahıyım!) Meliklerin kalbleri ve perçimleri benim elimdedir. Kullar bana ibadet ederlerse, onlara rahmet ederim. Bana isyan ederlerse onları cezaya çarparım. Meliklere (padişahlara) sövmekle meşgul olmayın. Bana tevbe edin ki onları (melik ve padişahları) size karşı şefkatli kılayım."

Bu, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri'nin:
"Nasıl olursanız öyle idare edilirsiniz," Hadis-i Şerifinin manasıdır.

Bunun mânâsı:
"Eğer sizler, itaat ehli olursanız, rahmet ehli (ve şefkatli insanlar) size idareci olurlar.
Eğer sizler isyan ehli olursanız o zaman da siz ceza ehli (gaddar, zalim, merhametsiz) insanlar, tarafından idare olunursunuz,"
demektir.

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:382)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Tevazu ve Kibirlenmenin Karşılığı
« Yanıtla #530 : 21 Mart 2013, 10:59:25 »
Tevazu ve Kibirlenmenin Karşılığı

Hadîs-i Şerif'te buyuruldu:
-"Kim, Allâhü Teâlâ hazretleri için tevazu ederse; Allâhü Teâlâ onu yüceltir. Ve kim de kibirlenirse; Allâhü Teâlâ hazretleri onu düşürür."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:377)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Beyazid'i Bestâmî Hazretlerinin Kendisine Gelen Hâkime Tavsiyeleri
« Yanıtla #531 : 21 Mart 2013, 11:03:32 »
Beyazid'i Bestâmî Hazretlerinin Kendisine Gelen Hâkime Nefsi İslah İçin Tavsiyeleri

Kâdî'nin (hâkimin) biri, bir gün Ebû Yezîd el-Bestâmî (k.s.) hazretlerine geldi. Ve
-"Biz senin bildiklerini biliyoruz! Fakat tesirini göremiyoruz?" dedi.

Ebû Yezîd Bestâmî (k.s.) buyurdu:
-"Bir miktar ceviz al! Bir kaba koy! Boynuna as! (Sonra şehri, çarşı ve pazarı dolaş ve halka) seslen:
-"Kim bana bir tokat vurursa; ona bir ceviz vereceğim!"
Eğer bunu yaparsan (bildiklerinin) tesirini görürsün..."
Kâdî, istiğfar etti.

Ebû Yezîd Bestâmî (k.s.) buyurdular:
-"(Bu istiğfar ile) gerçekten sen günah işledin! Zira ben sana seni nefsinin kibrinden kurtaracak yolu zikrediyorum; sen de kibrinin emâlinden dolayı (tutmuş) bundan istiğfar ediyorsun?"


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:379)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Adil Olmayan Kâdı’nın Taş Olması
« Yanıtla #532 : 22 Mart 2013, 11:26:16 »
Adil Olmayan Kâdı’nın Taş Olması

Hikâye olunur. Hıristiyan’ın biri, hanımını bir eşeğe bindirip Müslüman kasabalarından birine geldi. Rindane hayat yaşayan serserilerden biri eşeğin kuyruğunu kesti. Eşeğin kuyruğunun kesilmesiyle eşek can havliyle ürküp sıçradı. Kadın eşekten düştü, kolu kırıldı ve hamlini (yani karnındaki çocuğunu) düşürdü. Kadın hamileydi.
Hıristiyan adam o memleketin kâdısına gitti. Mahkemede durumu anlattı. Şikâyetçi oldu. Kadı efendi işi ciddiye almadı.

O Rindaneye şöyle dedi:
-"Kesmiş olduğun eşeğin kuyruğunu yerine yerleştirip tut. Ta ki kuyruk eski haline gelesiye kadar."

Hıristiyan adama:
-"Sen de bekle, kadın hamile kalıncaya kadar. Kolu da zaten kendiliğinden iyileşir," dedi.

Hıristiyan adam şaşırdı. Kadı efendiye sordu:
-"Sizin adaletiniz bu mu? Şeriatınız bunu mu emrediyor?"

Hıristiyan adam, kadı efendinin cevap vermesini beklemeden, başını göğe kaldırdı, ellerini açtı ve şöyle dedi:
-"Ya ilâhî! Sen halim'sin; ama buna benim sabrım yok. Ey zaif ve horlananları gören ve zulme uğrayanlara yardım eden (bana yardım et!)"

Allah o kadı efendiyi neshetti yani yaratılışını değiştirdi. Hemen o anda taş oluverdi.

Bu hikâyede iki şey vardır.
1- Bu kadı efendi zulmüyle en büyük belâ'ya uğradı.
2- Mazlumlardan mutlaka zulmü kaldırmak lazım. Bu kişi kâfir olsa bile... Çünkü Allah, mazlum olan kâfirin duasını işitir, yani kabul eder.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 383-384)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
İdarecilerin Vereceği Hesap
« Yanıtla #533 : 25 Mart 2013, 10:54:30 »
İdarecilerin Vereceği Hesap

Hadîs-i Şerif'te buyuruldu:

"Kıyamet günü bir 'Vali (idareci)' getirilerek, Cehennem köprüsü üzerine atılacak ve onun atılması sebebiyle köprü öyle sallanacak ki, o kişinin bütün mafsalları yani eklem yerleri birbirlerinden ayrılacak. Eğer amelinde (icraat ve işlerinde) Allah'a itaat edici ise köprüyü geçerek Cennete doğru devam edecek; (yok) eğer Allah'a asi ise köprü yarılarak Cehennemin içine doğru elli senelik derinliğe düşecektir."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 469)

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #534 : 25 Mart 2013, 22:43:55 »
Allah razı olsun devamını beklerim.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hakiki Hayâ İle Allahtan Utanmanın İzahı
« Yanıtla #535 : 26 Mart 2013, 11:50:07 »
Hakiki Hayâ ile Allah'tan Utanmanın İzahı

"Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bir gün ashabına buyurdular:
-"Hakikî bir hayâ ile Allah'tan utanın!"
Ashâb-ı kiram (r.a.) hazerâtı:
-"Ya Rasûlellâh! Biz Allâh'dan hayâ ediyoruz: elhamdülillah!" dediler. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
-"Böyle değil! Lakin hakikî olarak Allâhü Teâlâ'dan hayâ etmek isteyen kişi:
1. Başını muhafaza etsi,
2. Başta olan (göz, dil, kulak ve düşünce gibi) bütün azaları haramdan korusun,
3. Batnını (karnını) ve yediklerini muhafaza etsin,
4. Ölümü zikretsin,
5. Mezarda çürümeyi hatırlasın,
6. Âhireti isteyerek dünyanın ziynetini terk etsin.
İşte bunları yapan kişi, hakikî bir hayâ ile Allâhü teâlâ hazretlerinden utanmıştır."


(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:713-714)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hz. Allah’a İtaat Edene İyi Etmeyene de Kötü İdareci Gönderilmesi

İbni Abbas (r.a) hazretlerinden rivayet olundu:
-“Allahü Teala hazretleri, bir kavminden razı olursa, onların işlerini en hayırlılara verir. Allahü Teala hazretleri, bir kavme gadap ettiği zaman da onların işlerini en şerlilerinin eline verir."


İnen bazı İlahi kitaplarda şöyle bir İlahi hüküm geldi.
-"Muhakkak ki ben Allâhım! Meliklerin meliki'yim! (İdarecilerin idarecisiyim!) Meliklerin kalbleri benim elimdedir.
Kim, bana itaat ederse, melikleri ona rahmet kılarım.
Kim bana isyan ederse, melikleri ona azab kılarım.
Melikler, sebebiyle kalblerinizi meşgul etmeyin!
Lakin bana tevbe edin ki, onları (idarecileri) sizlere şefkatli ve merhametli kılayım!"


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:139)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Melekler (Rahmet Melekleri) Üç Kişiye Yaklaşmazlar
« Yanıtla #537 : 28 Mart 2013, 12:06:59 »
Melekler (Rahmet Melekleri) Üç Kişiye Yaklaşmazlar

Hadîs-i Şerif'te varid oldu:
"Üç (zümreye) melekler asla yaklaşmazlar.
1- Kâfirlerin leşleri,
2- Yapma boyalı kokular sürünen (erkek),
3- Cünüp kişi, ta abdest alıncaya kadar."


Buradaki meleklerden murat, rahmet ve bereket ile inen meleklerdir. Yoksa hafaza melekleri değildir. Çünkü hafaza melekleri, hiçbir halde hiçbir insanı terk etmezler.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:128)

Çevrimdışı son yolcu

  • okur
  • *
  • İleti: 84
  • TİTREDİM EFENDİM (SAV) , SENİ ANDIM DÜN GECE...
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #538 : 28 Mart 2013, 12:47:51 »
Yapma boyalı koku derken ne demek istenmiş acaba ?

Birde acaba neden sadece erkekeler için?

VE AŞKKKKKKKK İNSANIN ALNINA DOKUNDU... SÜBHANE RABBİYEL ALA ...

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Bir Kavim, İdareci ve Âlimlerinin Kötülüğü Sebebi İle Helak Olur

"Halisa" isimli kitapta zikredildi:
"Bir kavim kendi zulüm (ve günahlarıyla) asla helak olmaz. Kavim ancak, idarecilerin, âlimlerin ve din adamlarının zulüm (ve günahları) ile helak olur."

Üftâde Efendi diye meşhur olan Şeyh (k.s.) hazretleri buyurdular:
"İrşâd hali de böyledir. Talebe ve müridlerdeki dalâlet ve fesat, onların mürşitlerinin fesat ve bozukluğundan ileri gelmektedir. Mürşid, sırat-ı müstakim üzere oldukça, Allahü Teâlâ, talebe ve müridleri dalâlete düşmekten korur. Belâ, bir kavme ancak reislerinin fesatlığı sebebiyle iner."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 207)