Gönderen Konu: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler  (Okunma sayısı 411894 defa)

0 Üye ve 41 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Bilinmeyen 5 Gayb
« Yanıtla #510 : 21 Şubat 2013, 11:24:06 »

Bilinmeyen 5 Gayb

Efendimiz Hazretleri buyurdular:
"Gaybın anahtarlan beştir. Onları ancak Allâhü Teâlâ hazretleri bilir.
(Onlar:)
1. Rahimlerdekini ancak Allah bilir.
2. Yarın ne yapacağını kimse bilmez; ancak Allâhü Teâlâ hazretleri bilir.
3. Yağmurun ne zaman geleceğini bilmez; ancak Allah bilir.
4. Kişi, hangi toprakta (nerede) öleceğini bilmez; ancak Allâhü Teâlâ hazretleri bilir.
5. Kıyametin (saati) ne zaman kopacağını kimse bilmez; ancak Allâhü Teâlâ hazretleri bilir."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 454-455)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ahirette Kâfir Gruplarının Birbirlerini Lanetleme Sebepleri
« Yanıtla #511 : 25 Şubat 2013, 13:26:03 »
Ahirette Kâfir Gruplarının Birbirlerini Lanetleme Sebepleri

Müşrikler, müşriklere lanet okur,
Yahudiler, Yahudilere lanet okur,
Hıristiyanlar, Hıristiyanlara lanet okur,
Mecûsîler, Mecûsilere lanet okur,
(Ümmetlerin, cemaatlerin, tarikatların, mezheplerin ve fırkaların birbirlerine lanet okumaları hep) bu kıyas üzeredir....
Halklar, liderlerine lanet okurlar,
Tâbi olanlar, idarecilerine lanet okurlar.
Ve der ki:
-"Allâhü Teâlâ hazretleri size lanet etsin! Sizler bizi kandırdınız ve aldatınız!"
Cehennem ateşinde, insanlar, kendilerinin cehennem ateşine sapıtmasına sebep olan ve günaha girmelerine öncülük edenlere lanetedeceklerdir.


Riyakâr, riyakârlara lanet okur,
Sapık, sapıklara lanet okur,
Bid'at ehli, bid'at ehline lanet okur,
Deccâl’ın ordusu, deccâl'e lanet okur,
Halk, liderlerine lanet okur, insanlar, efendilerine lanet okur,
Ayak takımı, beyin takımına lanet okur,
Çocuklar, anne, babalarına lanet okur,
Sahte şeyhlere tabi olan beyinsizler, sahte şeyhlerine lanet okurlar,
Okurlar, kendilerini sapıtan yazarlara lanet okur,
Herkes kendi ideolojisini uyduran sahibine lanet okur,
Ümmet, imamına lanet okur,
Toplum, başkanına lanet okur,
Cemaat, hocasına lanet okur,
Ve hepsi de şeytan'a lanet okur.

Görüldüğü gibi, cehennemde, insanlar kendilerinin cehennem ateşine girmesine sebep olan ve dünyada beraber olup aynı fikir, aynı inanç ve ayni vazifeyi paylaştığı, gönüldeş, yoldaş ve dindaşlarına ve kendi toplumunun lideri, başkanı, şeyhi, hocası, büyük ve efendilerine lanet edeceklerdir.

Allâhü Teâlâ hazretleri Hak yoldan, kitap ve sünnetten ayırmasın. Lanet etmekten ve lanete uğramaktan bizleri muhafaza etsin!

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:492)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Cehennemde Toplananların Birbirlerini Suçlamaları ve İki Kat Azaba Müstahak Olma Sebebi

Cehennemde Toplanırlar
"Nihayet hepsi orada birbirlerine ulanırlar/peşpeşe gelip toplanırlar," (Sûre-i Araf, 38 Âyetten)
Manası (şöyledir:)
Onlar (şirk, küfür, dalâlet ve isyan sahipleri) bazıları bazılarına lanet eder oldukları bir halde; bölük bölük peş peşe cehenneme girerler. Ta sonrakileri de gelir. Birbirlerine ular ve kavuşurlar. Hepsi cehennem ateşinde toplanırlar.
"Sonrakiler dediler."
"Öndekileri için,"

Öndekileri için derler. Bu hitap, Allâhü Teâlâ hazretlerinedir.

(Sonrakiler, öncekileri göstererek, Allâhü Teâlâ hazretlerine derler ki:)
"Rabbena/ ey rabbimiz! İşte şunlar bizi yoldan çıkardılar."
Bizim içimize şüphe düşürmek sebebiyle, bizi hidayetten saptırarak, dalâlet yoluna düşürdüler. Biz de onlara uyuverdik.
"Onun için onlara iki katlı azap ver." Kat, kat azap... "Ateşten,"

Çünkü onlar (hem);
1- Dalâlet ehlidirler, hem de
2- Mudildirler (insanları dalâlete düşürdüler)...

"Buyurur:" Allâhü Teâlâ hazretleri buyurur ki:

"Her biri için vardır," Öncekiler ve sonrakiler (halk ve liderleri) için vardır. "iki katlı (azap...)"
Amma liderlere iki kat azab olması;
1- Onların kendilerinin küfürleri,
2- Halkı dalâlete düşürmeleri sebebiyledir.

Etbâ' (tabi olan insanların) iki kat azaba çarpılmaları ise;
1- Küfürleri ve
2- Taklitleri sebebiyledir...


İki Kat Azab?

Burada iki kat azaptan murad, her birinin hak ettikleri azabın iki kat olması değildir. Zira hak ettikleri azabın ikiye katlanması zulümdür, iki kat azaptan murad;
1-
Dalâlet (azabı).
2- Taklîd (azabı)dır...

"Ve lâkin bilmiyorsunuz."
Sizin için olanları ve her bir fırka için olan azapları bilmiyorsunuz...

Liderlerin Savunmaları

"Ve öndekiler de derler ki:" Onlara hitaben... "Sonrakilere..."

Allâhü Teâlâ hazretlerinin onlara olan cevabını işittiklerinde (onlar da kendilerine şöyle derler:)
"Sizin de bize karşı bir meziyyetiniz/üstünlüğünüz olmadı."

Küfür ve dalâletten kaçmak yönünden (sizin bizden üstünlüğünüz yoktu...) Nasıl siz, azabınızın bizim azabımızdan daha hafif olmasını ve bizim azabımızın da sizin azabınızın iki katı olmasını talep ediyor ve istiyorsunuz?
Belki sizler, hevâ-ü hevesinize uygun olduğu için (bizim sözlerimize uyup) küfre girdiniz (ve saptınız)?

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:493-494-495)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Cehennem Hazreti Allah’ın Şefkatinin Eseridir
« Yanıtla #513 : 27 Şubat 2013, 10:44:12 »
Cehennem Hazreti Allah’ın Şefkatinin Eseridir

Denildi:
Allâhü Teâlâ hazretleri, şefkatinin çokluğundan ve (kullarının işlerini) idare etmesinden cehennemi yarattı...
(Cehennem ateşinin yaratılmasının misali:) insanları misafir eden kişi gibidir.

Der ki:
-"Kim benim misafirliğime gelirse; ona ikramda bulunurum! Ve kim de gelmezse, ona hiçbir şey yoktur!"

Halkı misâfir eden bir başkası da ikramının çokluğunu beyan için;
-"Kim benim soframa gelir ve bana misafir olarsa, ona ikramda bulunurum! Kim gelmezse onu da döver ve onu hapsederim!" der.
Bu onun ikramını te'kid eder. Ve tamamlar. Ve onun birinci kişiden daha çok ikram sahibi olduğunu gösterir...

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:497)




Cehennem Ateşinin Hayrı

(Âlimlerin) bazıları da buyurdular ki:
Cehennem ateşi bir yönden hayırlıdır bir yönden de şerlidir.
Nemrûd'un ateşi gibi... Onların gözlerinde şerli idi. Ama İbrahim (a.s)'a karşı serin ve selâmet oldu.
(Cehennem ateşi) hâkimin elindeki (adalet) kamçısı gibidir.
Bu kamçı tuğyanda olan (azgınlık yapan ve toplumun huzurunu bozanlar) için hayırlıdır. Ama itaatkâr için şerlidir.
Cehennem ateşinden selâmet bulmak isteyen kişiye hayırlıların yoluna girmesini tavsiye ederim.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:497)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ölen Mümin ve Kâfirin Ruhunun Gittiği Yerler
« Yanıtla #514 : 28 Şubat 2013, 11:34:36 »
Ölen Mümin ve Kâfirin Ruhunun Gittiği Yerler

"Elbette ayetlerimizi tekzîb edenler," (Araf Sûresi, Âyet 40-41)
Hüccetlerin delâlet ettiği dinin usulüne dair olan,
1- Tevhidi,
2- Peygamberlerin peygamberliğini,
3- Ölümden sonra dirilmeyi,
4- Ve cezayı yalanlayanlar...
"Ve onlara îmânı kibirlerine yediremeyenler,"
Büyüklendiler ve ona iman etmeye tenezzül etmediler ve gereğince amel etmekten kaçındılar. Onlar kâfirlerdir.

"Açılmaz," "Onlar için semanın kapıları,"
Yani;
1- Onların duaları kabul olunmaz,
2- Amelleri kabul olunmaz,
3- Onların ruhları göklere kaldırılmaz.
(Bilindiği) gibi göğe yükselmek mü'minlerin duâları, amelleri ve ruhlarının şanındandır...

Hadis-i Şerif'te buyuruldu:
-"Muhakkak ki mü'minin ruhu sema’ya yükseltilir. Kendisine (semanın kapıları) açılır ve ona denilir ki:
'Merhaba! Ey cesette olan temiz ruh hoş geldin! Tâ yedinci kat semâ'ya kadar (böyle hep merhabalarla karşılaşır...)'"


Ve kâfirin ruhu için de kapılar açılır ve ona;
-"Yerilmiş (kötü olarak) geri dön! Böylece (kâfirin ruhu) tâsiccin’e kadar yuvarlanır.”

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:499-500)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ölen Asi Müslümanların Ruhlarının Yeri ve Onlar İçin Dünyadaki Yakınlarının Yapması Gereken İyilikler

Bil ki:
Muhakkak ki asi mü'minlerin ruhları, sema ile arz (yeryüzü) arasında olurlar... Bazıları havada olurlar. Bazıları kabirlerinin avlularında olurlar.

(Bu kalma suresi,);
1- Yedi güne kadar,
2- Bir seneye kadar,
3- Veya bundan başka bir zamana kadar hemen mezarının avlularında olurlar.
Tâ ki yaşayanların duâlarının bereketi ve kendisine yetişen (imdadına gelen) hayır ve hasenatın imdâdıyla kurtulur, "Dünyevî semâ"da bulunan karargâhlarına yükselirler.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:501)


Hasan Basrî (k.s.) hazretlerinin yanında, cehennemden en son çıkacak olan adamdan söz edildi. Ona "Hennâd" denilir. Henâd tam bin sene cehennemde azab olundu.

Ve şöyle nida etti:
-"Ey Hannân, Ey Mennan!"

Bunun üzerine Hasan Basrî (k.s.) hazretleri ağlamaya başladı. Ve
-"Keşke ben Hennâd olmuş olsaydım!" dedi.

(Orada hazır olanlar) ona şaştılar! O, onların şaşmalarına:
-"Yazıklar olsun size! Hennâd bir gün cehennemden çıkmayacak mı?" dedi.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:504-505)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Azab Gören Ruhların Cesaretlerinin Durumu
« Yanıtla #516 : 04 Mart 2013, 11:20:26 »
Azab Gören Ruhların Cesetlerinin Durumu

Ruhlar Cesetlerine Bağlıdırlar. Bütün ruhlar, saîd ve şakilerin hepsinin ruhları, cesetlerine bağlı (ve bitişiktirler.) Ruhlara azab edilir. Ve o azaptan cesetler de elem ve acı duyarlar. (Bu durum) Güneş gibidir. Güneş göktedir; nuru, ışık ve aydınlığı da yeryüzündedir...

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:501)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #517 : 05 Mart 2013, 18:11:06 »
Her Mü'min ve Kâfirin, Hem Cennette Hem de Cehennemde Bir Yeri Vardır

Hadîs-i Şerifte buyuruldu:
"Hiç bir kâfir ve hiç bir mümin yoktur ki, hem cennette, hem cehennemde bir yeri olmasın. Ve şu halde cennet ehli cennete, cehennem ehli cehenneme girdikleri zaman cennet, cehennem ehline kaldırılır gösterilir. Oradaki yerlerine bakarlar ve kendilerine, 'işte siz Allah'a itaat ederek amel etmiş olsaydınız, bunlar sizin makamlarınız idi,' denilir. Sonra 'ey Cennet ehli, haydi amelleriniz sebebiyle siz bunlara varis olunuz', denilir. Şu halde onların yerleri cennet ehli arasında bölüşülür."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:517)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Arasatta (Mahşerde) İnsanların Halleri
« Yanıtla #518 : 06 Mart 2013, 12:16:47 »
Arasatta (Mahşerde) İnsanların Halleri

Arasat: öldükten sonra insanların ve diğer canlıların diriltilip toplanacakları meydan, Buraya mevkıf ve mahşer de denir. Kıyamette herkes Arasat meydanında elli mevkıfte (yerde) durdurulur. Her mevkıfte bin sene kalırlar...
Arasat meydanında meşakkat (zorluk) ve sıkıntıda olanlar, kâfirler ile fâsıklardır (günahkârlardır). Onların hâlleri çok korkunç olup, güneş başlarına bir mil kadar yakın gelir. Herkes günahı kadar terler. Kimi dizine, kimi boğazına, kimi tepesine kadar ter içine gömülürler. Üzüntü ve pişmanlık ve kendine yanmaktan, bir hasrettir yükselir. Arasat meydanından, anne, gözünün nuru evlâdını tanımaz, kardeş, ciğer paresi kardeşini aramaz.

Hatta o gün hakkında Kur'ân-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
-"O kaçacağı gün kişinin kardeşinden ve anasından, babasından ve refikasından, eşinden ve oğullarından; Onlardan her kişinin bir derdi vardır; o gün başından aşar..."

-"O gün ki, olur sema erimiş bir maden gibi. Dağlar da atılmış elvan yün gibi. Ve bir hısım bir hısıma hâlini sormaz!
Birbirlerine gösterilirlerken, mücrim/günahkâr ister ki fidye verse... O günün azabından oğullarını ve refikasını/eşini ve biraderini ve kendini barındıran fasilesini/kavmini ve yeryüzünde bulunanların hepsini de, sonra kendini kurtarsa! Hayır! Çünkü o salgın bir lezâ/salgın ateş, etrafı soyan nâr-ı ceza/ceza ateşi! Çağırır arkasını dönüp tersine gideni. Ve toplayıp toplayıp kasaya yığanı’’ (Mearic Sûresi,ayet 8-10 arası)


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:538)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Cennete En Son Girecek Olanlar
« Yanıtla #519 : 07 Mart 2013, 11:39:25 »
Cennete En Son Girecek Olanlar

Onlar, Allâhü Teâlâ hazretlerinin keremini (rahmetini) ve adaletini ümit ediyorlar. Zira, "La ilahe illAllah" Allah'tan başka ilâh (ma'bûd) yoktur" kavl-i' şerifinin (her zaman ve her yerde) sahibine bir inayet ve yardımı vardır.
Daha sonra onun (kelime-i tevhidin) eseri onların üzerinde zahir olur... Onlar, orada Allâhü Teâlâ hazretleri, haklarında hüküm verinceye kadar beklerler. Sonra Allâhü Teâlâ hazretleri, onları rahmetiyle cennete koyar. Bunlar, cennete en son girenlerdir.

Cennet Ehlinin Miskinleri

Allâhü Teâlâ hazretleri, onları (ashâb-ı a'râfi) affetmek ve bağışlamayı dilediği zaman, onları bir nehre götürür. O nehre; "Hayat nehri" denilir. O nehrin deresinin (kanalının) iki tarafı altındandır, inci ile bezenmiş ve süslenmiştir. Toprağı misktendir. (Çakıl ve taşları yakuttandır). O onları o nehre atar (ashab-ı a'râf nehirde yıkanırlar) Tâ ki renkleri düzelir. Göğüslerinde beyaz bir ben (leke) kalır. O beyaz ben sebebiyle tanınırlar. Sonra onlar getirilir. Ve cennete girerler. Onlara.- "Cennet Ehlinin Miskinleri" ismi verilir.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:540-541)




Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin duâlarından biri de şuydu:

-"Allâhım! Benim yaratılışımı güzel yaptığın gibi benim ahlakımı da güzel yap!”

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:557)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Riyakârın Amelinin Hazreti Allah’a Arzı Esnasında Cenâb-ı Hakk'ın Buyurdukları

Hadîs-i Şerif'te varid oldu:

"Hafaza melekleri bir kulun amellerini yükseltirler.
1- Namazını,
2- Zekâtını,
3- Orucunu,
4- Haccını,
5- Umresini,
6- Güzel ahlakını,
7- Susmasını,
8- Allâhü Teâlâ hazretlerini zikretmesini,
(Vel-hâsıl her türlü ibadet ve taatını yükseltirler)

Yedi kat göklerin melekleri de onu uğurlayıp arkasına düşerler. Hatta Allâhü Teâlâ hazretlerine arz etmek için bütün perdeleri kat ederler. (Mekândan münezzeh olan) Rab celle celâlühü hazretlerinin (kudretinin) önünde dururlar. Ve bütün melekler, o amellerin, Allah rızası için yapılmış salih ameller olduğuna şahadet ederler.


Allâhü Teâlâ hazretleri onlara buyurur:
-"Sizler, benim kulumun amelinin üzerine muhafaza meleklerisiniz! Ben azîmüşşân ise, onun nefsinde (içinde, kalbinin derinliklerinde) bulunan (niyetlerinin) üzerine gözeticiyim! O kulum (sizin görmüş olduğunuz ve salih zannettiğiniz) bu amellerle beni(m rızamı) murad etmedi ve ben onu ihlâslı görmedim. Ve onun bu amelleriyle Âdemoğullarını aldatmayı (onların yanında kendisinin salih ve çok iyi bir kişi olduğu izlemini) vermeyi kast ettiğini ve niyetle bu amelleri işlediğini biliyorum. O kulum bu ibadetleriyle sizi kandırdı ama beni asla aldatamaz. (Ben onun gerçek niyetini çok iyi biliyorum. Bunu benden gizleyemez... Çünkü) ben gaybları hakkıyla bilenim! Kalplerde olanlara muttaliyim (gereğince biliyorum).
Hiçbir gizlilik bana gizli değildir.
Ve hiçbir uzaklık bana uzak değildir.
Benim olan şeylere olan ilmim; olmayan şeylere olan ilmim gibidir... (Olmayanı da olmuş gibi bilirim)
Geçmişe karşı olan ilmim baki olan (kalan şeye olan) ilim gibidir.
Benim öncekilere olan ilmim, sonrakilere olan ilmim gibidir.
Ben sırrı ve en gizli olanı bilirim.
Kulum, ameliyle nasıl beni aldatabilir?
O ancak hakikati bilmeyen mahlûkatı gururlandırıp kandırabilir! Ben ise en gayb şeyleri hakkıyla bilenim!
Benim lanetim onun (bu riyakâr, ameliyle insanları kandıran kulumun) üzerine olsun!"


O zaman yedi (kat göğün bütün) melekleri veya o amelleri Allah'a arz eden üç bin melek hep birden:
-"Ya Rabbi! Senin lanetin (bu riyakâr ve salih amellerle insanların gözüne girmeye çalışan ve insanlara kendisinin salih kişiymiş izlenimini veren bu kötü insanın) üzerine olsun! Bizim lanetimiz de onun üzerine olsun!" derler.

O anda sema ehli (bütün ruhanîler:)
-"Allahın laneti onun üzerine olsun ve lanet okuyanların lanetleri de onun üzerine olsun!" derler...


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:91-92)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sahte altını kuyumcunun bildiği gibi Hazreti Allah (c.c.)'de riyayı bilir.

Sa'dî (k.s.) hazretleri buyurdular:

-"Eğer bakırı gümüşle kaplarsan. Onu ancak bilmeyenlere ve işten anlamayanlara satar ve yutturursun!
Ey cancağızım! Sen sakın mangıra (madenî paraya) altın suyu sürme!
Bunu sarraf hemen anlar ve onu bir pula bile satın almaz..."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:92-93)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Amellerin Makbul Olanına Ve Olmayanına Hazreti Allah’ın Vâkıf Olması

"Hiçbir şey yoktur ki,bizim yanımızda hazineleri  olmasın.Fakat biz onu ancak malum bir miktar ile indiririz" (Sûre-i Hicr, âyet 21)
Amellerin hepsinin hazineleri vardır. Orada taksim olunur ve ona dönüp biter. Salih amellerin hazinelerinin sonu "Sidre-i münte-hâ"dır..
Bundan anlaşıldı ki "hafaza" melekleri, kulun kalbi ve kalıbı bütün amellerine muttali olup vakıftırlar.
Ama o amellerin makbul olanları veya makbul olmayanlarına vakıf değillerdir. (Melekler, amellerin kabul olunup olunmadığını) ancak o ibadetleri arz ettikten ve yükselttikten sonra öğreniyorlar.
Zapt edilen her amelden dolayı kul ceza (veya mükâfat) görecektir. Kulun amelini mahlûkattan gizlemesiyle; kul o amelini Allâhü Teâlâ hazretlerinden ve meleklerden gizlemeye kadir olamaz; (buna asla gücü yetmez.)

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:93)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Riyanın Tarifi
« Yanıtla #523 : 13 Mart 2013, 12:37:00 »
Riyanın Tarifi

Gösteriş, âhiret ameliyle dünya menfaatini istemektir.

Bu:
1- (Âhiret ameliyle) Allâhü Teâlâ hazretlerinden dünya menfaatini istemek (ile;)
2- Veya insanlardan (dünyevî bir menfaat) istemek (birbirine) müsavidir...

Çünkü riya’da muteber olan, murad'tır (istektir) yoksa kendisinden istenen değildir...

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:144)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #524 : 14 Mart 2013, 11:03:48 »
Nefsin Yedi Kötü Sıfatı

Bir kalbde reislik sevgisi bulundukça o kalb gerçek ve kamil bir iman ile iman etmiş olamaz.
 
Nefsin yedi kötü sıfatı vardır. (Onlar:)

1- Ucub,
2- Kibir,
3- Riya,
4- Gadab,
5- Haset,
6- Mal sevgisi (hırs)
7- Makam sevgisidir.


Cehennem'in de yedi kapısı vardır. Kim nefisini bu yedi (kötü huy) ve şeyden korursa, Cehennem'in yedi kapısını kapatmıştır.   

İbrâhim Bin Ethem Hazretleri, bazı talebe ve arkadaşlarına şöyle vasiyet etti.
"Kuyruk ol baş olma. Zira baş belaya uğrar, kuyruk bela ve musibetten kurtulur."

(Ruhul Beyan Tercümesi C.1 S.659)