Gönderen Konu: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler  (Okunma sayısı 411908 defa)

0 Üye ve 56 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ölümünün Kolay Olmasını İsteyenin Yapması Gereken
« Yanıtla #480 : 02 Ocak 2013, 12:26:05 »

Ölümünün Kolay Olmasını İsteyenin Yapması Gereken

Kim ölümünün kolay olmasını istiyorsa, hayır yapmaya koşsun!
Kim şehvetlerini terk etmezse Rabbi ondan sadır olan taat ve ibadetlerine râzî olmaz!
Kim gizli hal ve hareketlerinde Allâhü Teâlâ hazretlerinden korkmazsa, onun göstermiş olduğu takva alâmetleri ona fayda vermez!


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:87)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kalb Temizliğinin Kabirde Kurtuluşa Erdirmesi
« Yanıtla #481 : 03 Ocak 2013, 10:58:47 »
Kalb Temizliğinin Kabirde Kurtuluşa Erdirmesi

Hikâye olunduğu gibi, Malik bin Dinar (r.h.) hazretlerinden rivayet olundu. Buyurdular:
Basra'da küçük bir topluluk gördüm; bir cenaze taşıyorlardı. Onlardan başka kendileriyle beraber cenazeye katılan hiçbir kimse yoktu. (Hayret ettim. Onlara yaklaştım) ve kendilerine bundan (yani bu koca şehirde neden kimsenin cenazeye katılmadığını) sordum.

Onlar;
-"Bu (ölü) günahkârların büyüklerinden, (Onun için hiçbir kimse cenazesine katılmadı!)" dediler.
(Malik bin Dinar hazretleri buyurdular)
-"Ben cenazeye katıldım. O cenazenin üzerinde namaz kıldım. (O kişilere yardım ettim.) O ölüyü mezarına koydum. Sonra döndüm, gittim bir gölgede uyudum. Gökten iki meleğin indiğini gördüm. Melekler, onun kabrini açtılar. Meleklerin biri onun yanına indi.

Ve arkadaşına (diğer melek'e);
-"Bunu ateş ehlinden yaz! Zira bu kişide ma'siyet ve günahlardan salim olan hiçbir a'zâ (yanı günaha bulaşmamış hiçbir organı) yok!" dedi.

Diğer melek;
-"Ey kardeş! Acele etme! Onun gözlerini incele!" dedi.

Diğer melek:
-"Her iki gözünü inceledik! Onları gerçekten harama bakmakla dolu gördük!" dedi.
-"Kulaklarını incele!" buyurdu.

O;
-"Her iki kulağını fuhuş, münker (şeriat ve akla muvafık olmayan şeyler) ve kötülük ile dolu gördük!" dedi.

Bu kez;
-"Dilini incele!" buyurdu.

-"Dilini inceledik! Gerçekten dilini, mahzurlara dalmak ve haramları irtikâp etmekle dolu gördük!" dedi.

Bu sefer;
-"Ellerini incele!" buyurdu.

O;
-"Ellerini inceledik! Her iki elini, haram'a uzatılmak ve kendisine helâl olmayan şehvet ve lezzetlere uzatılmakla dolu olduğunu gördük!" dedi.

Bu kez de;
-"Ayaklarını incele!" buyurdu.

O;
-"Her iki ayağını inceledik! Her iki ayağını necis şeylere ve kötü işlere koşmakla dolu olduğunu gördük!" dedi.

O melek yine;
-"Ey kardeşim! Acele etme! Bırak bende onun mezarına ineyim ve onu inceleyeyim!" dedi. Kendisine izin verdi, ikinci melek o günahkâr kişinin mezarına indi. Bir saat kadar mezarında kaldı.

Ve sonra;
-"Ey kardeşim! Kalbini inceledim! Kalbini iman ile dolu olduğunu gördüm. Onun için bu kişiyi "merhum ve saîd olarak yaz!" buyurdu.

(Ve melek buyurdu:)
-"Allâhü Teâlâ hazretlerinin fazlı (kerem, rahmet ve mağfireti) onu kuşatan günah ve hataları içine alır (ve hepsinden daha geniştir).


Matemin Düğün Olur

Sa'dî (k.s.) buyurdular:
-"Matem günün, düğün olur; Eğer sen son anda, o gün iman ile vefat etmek sana nasip olursa."
Vefat günün, sevinme, ferahlanma günün olur. Eğer, sen ruhunu iman üzerine teslim edersen. Allâhü Teâlâ hazretlerinden afv, mağfiret ve ümit iste!

Hazret-i Fatıma (r.a.)'ın Evlâdının Hürmetine

-"İlâhî Fatıma (r.a.)'ın evlâdının hürmetine! Ki beni son nefeste iman sözü üzerine kıl!"

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:75-76-77)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Medine-i Münevvere'nin Fazileti
« Yanıtla #482 : 07 Ocak 2013, 11:42:01 »
Medine-i Münevvere'nin  Fazileti

Hadis-i Şerif'te buyruldu:
-"(Medine şehri, körük gibidir) insanları nefyeder (kötü insanları temizleyip dışarıya atar); körük demirin pisliğini temizleyip kirini attığı) gibi..."

Hadis-i Şerif'te buyruldu:
-"Muhakkak ki iman Medine’ye sığınır. Yılanın deliğine sığındığı gibi..."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:50)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Nesh’in Hikmeti
« Yanıtla #483 : 08 Ocak 2013, 10:50:52 »
Nesh’in Hikmeti

Nesihte hikmet ise, muhakkak ki, bedenin ıslahı (sağlığı) için tedaviye girişen bir doktor; kimi zaman hastanın hastalığına ve mizacına göre, gıdaları ve tedavi yöntemini değiştirir. Peygamberler de böyledir. Nefisleri terbiye ve ıslah eden peygamberler de böyledirler; seri amelleri ve ahlâki hükümleri değiştirirler. Bu tür şeyler nefisler için tıpkı bedenleri değiştiren gıda ve ilaçlar gibidirler. Muhakkak ki, ruhların gıdası ve tedavisi, seri ameller ve Allah'ın razı olduğu ahlâk ile mümkündür. Sâri' (hükümler koyucusu olan Allahü) Teâlâ Hazretleri, bunu, durumun icaplarına göre değiştirir. Bu tıpkı şuna benzer: Bir ilaç vardır, belli bir süre için tedavi sağlar, fakat öyle bir zaman gelir ki, aynı ilaç hastalık doğurur, işte ameller de böyledir. Belli bir süre bir iyileşme sağladığı halde, bir bozulmaya yol açabilir. Mürşidlerin ve müridlerin hallerini de buna kıyas et. Çünkü suluk’un kaidele-rinden biri de meşreplerin halleri cihetinden mürşitlerden büyük haz sahibi olan şeyler, müritlere verilir.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:743)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kendisine Faydası Olmayan Putları Bırakıp, Hazreti Allah’a Yönelen Kişinin Kurtuluşu

Davud (a.s)'ın zamanında, kâfirlerin emirlerinden bazıları, bir katili yakalayıp, geceleyin bir dağın başında bir ağaca astı. İnsanlar onu öylece bırakıp evlerine döndüler. Bu adam ağaca asılı olarak tek başına kaldı. Tapmakta olduğu ilahlarına yani putlarına duâ edip yalvarmaya başladı. Putları kendisine hiçbir fayda vermedi. Adam Allah'a döndü. Ve adam şöyle yalvardı:
-"Sen hak olan Allah'sın! Şu anda sana geldim. Sana iman ettim. Günahlarımdan tövbe ettim. Senin rahmetinden medet bekliyorum!" dedi.

Allahü Teâlâ, Cebrail (a.s)'a:

-"Ey Cebrail! Şu adam kendi putlarına uzun bir müddet taptı, bu sıkıntılı anında da onlara yalvardı durdu. Fakat hiçbirisi kendisine bir fayda sağlamadı. Bunun üzerine bana sığındı. Bana dua etti, ben de duasını kabul ettim. Şimdi yere in ve kendisini sağlıklı bir şekilde ağaç’tan indir," buyurdu. Cebrail (a.s), kendisine emredileni yaptı. Adam kurtuldu. Allah'a imanı daha arttı. Şehre indi. Sabahleyin onun ölmediğini ve diri bir halde Allah'a namaz kıldığını gördüklerinde halk şaştı. Durumu Dâvud (a.s)'a haber verdiler. Davud (a.s), bu işin sırrının ortaya çıkması için Allah'a dua etti.

Allahü Teâlâ, Dâvud (a.s)'a vahyetti:
-"Ey Dâvud! Ben, bana iman eden ve dua edene rahmet ederim. Eğer ben bunu yapmayacak olursam, benimle diğer ilahların arasında ne fark kalır?" buyurdu.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 141-142)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Güler Yüzlü Muamelenin Faydası
« Yanıtla #485 : 14 Ocak 2013, 12:19:03 »
Güler Yüzlü Muamelenin Faydası

Aziz Mahmud Hüdâyî (k.s.) hazretlerinin meclislerinde buyuruldu:
"İstekte bulunan bir kişiyi güzel bir şekilde geri çevirmek; başa kakmak ve gönül incitmekle beraber verilen sadakadan daha hayırlıdır. Zira güzel bir söz, istekte bulunan kişinin kalbine ferahlık verir; ruhuna rahatlık verip içine su serper."

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:139)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Din ve Dünyaya Faydası Olmayan Şeyleri Okuyanın Habis Olduğu
« Yanıtla #486 : 15 Ocak 2013, 11:24:57 »
Din ve Dünya'ya Faydası Olmayan Şeyleri Okuyanın Habis Olduğu

Mesnevide buyruldu:
"Din İlmi; Fıkıh (Usûl-u fıkıh, Akâid, Kelâm, Tasavvuf), Tefsîr (Usûl-u tefsir) Hadîs (Ve usûl-u hadisten) ibarettir!
Bunların dışında (kalıp, kişinin din ve dünyasına faydası olmayan boş şeylerden) her kim bir şey okursa işte o habistir."


Habis ve Tayyib'in Manası

Te'vilât-i Necmiyye'de buyuruldu:
Habîs (pis, murdar ve necis) seni Allâhü Teâlâ hazretlerinden alıkoyan ve meşgul eden şeydir.
Tayyib (Temiz) ise, seni Allâhü Teâlâ hazretlerine vâsıl eden şeylerdir.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:110)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Şeytanın yemek yemesi nasıldır?
« Yanıtla #487 : 18 Ocak 2013, 11:25:31 »
Şeytanın yemek yemesi nasıldır?

Şeytanın Yemesi
Bu hadis-i şerif, şeytanın çiğnemek ve yutmakla yediğine delâlet eder; (ilim ehlinden) bir kavim bu zehap (görüşte) olduğu gibi.

Diğerleri de buyurdular:
Şeytanın yemesi sahihtir. Lakin şeytanın yemesi koklama ve nefes (yani solunum) iledir. Zira çiğnemek ve yutmak cisim sahibi olanlar içindir. Şeytanlar ise, ince (yani lâtif) cisim sahibi (olan cinlerden)dir.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:82)

Çevrimdışı ehlitetkiyk

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 23
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #488 : 21 Ocak 2013, 01:17:19 »
eger ruhulbeyanin osmanlicasi varsa söyleyin hemen temin edeyim benim bildigim kadariyla arapcadir,osmanlica degil

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Cenazeyi Yıkamanın Sebebi
« Yanıtla #489 : 21 Ocak 2013, 17:45:26 »
Cenazeyi Yıkamanın Sebebi

Ve denildi ki:
Ruh ölüden ayrıldığı zaman, ruhun ayrılma şiddetinden harekete geçip inzal olur ve bundan dolayı yaşayanlar tarafından (cenazenin) yıkanması vacip oldu.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:67)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Cenaze Namazını Üç Saf Kılınanın Mağfiret Edileceği
« Yanıtla #490 : 22 Ocak 2013, 11:35:03 »
Cenaze Namazını Üç Saf Kılınanın Mağfiret Edileceği

Hadis-i Şerif'te buyruldu:
-"Herhangi bir Müslüman vefat eder de onun üzerinde üç saffa ulaşan ümmet, bir cemaat namaz kılarsa; muhakkak ki Allâhü Teâlâ hazretleri o ölüye mağfiret eder..."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:79)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Cenaze Namazını 40 Kişinin Kıldığı Ölünün Bağışlanacağı
« Yanıtla #491 : 22 Ocak 2013, 11:35:55 »
Cenaze Namazını 40 Kişinin Kıldığı Ölünün Bağışlanacağı

Hadisi Şerif'te buyuruldu:
-"Herhangi bir Müslüman’ın üzerinde kırk kişi cenaze namazı kılarsa; mutlaka (onlar) ona şefaatçi olurlar (onların sebebiyle Allah o kişiyi bağışlar)."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:79)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
İbadetlerin Sevaplarının Ölüye Hediyesi Caizdir
« Yanıtla #492 : 24 Ocak 2013, 11:30:43 »
İbadetlerin Sevaplarının Ölüye Hediyesi Caizdir

İbni Melek (r.h.) buyurdular:
"Bil ki: İnsanın amelinin sevabını başkasına hediyesi caizdir. Namaz, sadaka ve ikisinden başka bir ibadetin sevabını başkasına bağışlaması ehl-i sünnete göre caizdir."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:81)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #493 : 29 Ocak 2013, 11:50:53 »
Ölümü Anmanın Fazileti

Hadis-i  Şerif:
"Dünyada hakkında zahit olmanın en faziletlisi, ölümü anmaktır. İbadetlerin en faziletlisi, tefekkürdür (düşünmektir). Kim, ölümü anmak kendisini ağırlaştırıyorsa: o kişi, kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe olarak görür."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:178)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ölümden Önce Ahirete Yatırım Yapmanın Önemi
« Yanıtla #494 : 30 Ocak 2013, 11:38:16 »
Ölümden Önce Ahirete Yatırım Yapmanın Önemi

"Vema tügaddimu li enfisüküm min hayrin tecidühü indellahi" (Sûre-i Bakara, Âyet 110) Yani, hayırlardan, namaz veya sadaka olsun veya bunların dışında önceden, ne takdim ederseniz ve kendi iyiliğiniz için önceden ne gönderirseniz, "Onu görürsünüz," Yani, sevâb ve mükâfat olarak görürsünüz, yoksa aynısını değil. Çünkü bu amellerin aynısı baki kalmaz. Ve yine bunların aynısını bulmak, insanların rağbet ettiği şey değildir. Onların karşılığında, verilen sevab görülür. "Allah katında."
Yani Allah katında, Âhirette muhafaza edilmiş olarak, görürsünüz. Semeresini görürsünüz. Yedirilen bir lokma'yı Uhud dağı büyüklüğünde görürsünüz "Her ne takdim ederseniz," cümlesinde geçen; takdim lafzı; Âllahü Teâlâ Hazretleri'nin mükelleflere vermiş olduğu bütün nimetlerin küllî ve aslî hikmeti, onları âhiretleri (ebedî hayatları) için takdim edilmesi (önceden gönderilmesi) ve onları ecel günleri (âhiretleri) için biriktirmeleri ve istif etmelerdir.
Hadis-i şerifte geldiği gibi: Bir kul vefat ettiği zaman, insanlar. "Geride ne bıraktı," derler; melekler ise: "önden ne gönderdi?" derler. , Allah bütün yaptıklarınızı görüyor.''
Yani, Allah âlimdir, amellerden az ve çok hiçbir şey ona gizli kalmaz. Amel, hayr ve şer ile mukayyed değildir. O umumîdir. Tergib ve terhibe şamildir. Tergib'te şu cihette kî, bu âyeti kerime, Âllahü Teâlâ, hayr'dan, çok amele mükâfat verdiği gibi, az bir amele mükafat verdiğine delildir. Terhib'te ise, Allahü Teâlâ şerrin azına da, çoğuna da ceza verip, azab eder. Allah katında hiçbir kimsenin ameli zayi olmaz.
Ömer bin el-Hattab (r.a.) Hazretlerinden rivayet olundu.Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, mezarlığa uğradı.
Ve onlara şöyle seslendi:
-"Essalâmü aleyküm ey kabir ehli. Bizim katımızda sizin ile ilgili haberler var. Kadınlarınız evlendiler, evlerinize başkaları yerleşti ve mallarınız taksim olundu."

Ona gizli bir ses cevab verdi:
-"Bizim tarafımızda da haberler var. Biz Önümüzde ne takdim ettiysek burada onu gördük. Ne infak etiysek burada o kâr olarak karşımıza çıktı. Geride ne bıraktıysak, onun hüsranına uğradık. O bizim için zarardır."

Söyleyen ne güzel söylemiş:
Ölümünden önce salih amel gönder, salih ameller işle; çünkü ölümsüzlüğe yol yoktur.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:754-755)