Bir hac, Allah yolunda yapılan yirmi gazve (savaş ve harb’ten) daha faziletlidir.
“Allâhü Teâlâ hazretleri, Arafat ehliyle meleklere karşı övünür ve şöyle der:
-”Ey Melekleri Kullanma bakın. Hepsi de uzak yerlerden, toz toprak içinde ve binbir zahmetle gelmişler. Şahit olun, ben onları bağışladım.
“Muhakkak ki Allah Azze ve CeİIe Hazretleri, Arefe günü akşamı, Arefe ehliyle meleklere karşı övünür (büyük bir övgüyle onlardan söz eder) ve şöyle der:
-”(Ey Melekleri) Kullarıma bakın! toz-toprak içinde, binbir zahmetle bana geldiler.
Yine bir rivayete göre Şeytanın Arafe gününde küçüldüğü, aşağılandığı ve zelil kılındığı kadar, bir başka günde ezilip küçüldüğü, hakaret gördüğü olmamıştır. Şeytanın bu derece ezilmesinin sebebi, Allah’ın rahmetinin inmesi, nice büyük günahlar var ki, onlara, ancak Arafede vakfe yapmak keffârettir, denilmesi ve Arafe’de vakfe yapmalarından dolayı Allah’ın büyük günahları bağışlamasını görmesidir
“Talha Ibn-i Übeydillâh İbn-i Kureyz (r.a.)’dan rivayete göre. Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şeytan, Arafe günündekinden daha küçük, daha hakir, daha hor ve daha öfkeli, hiç bir günde görülmemiştir. Bu da ancak, o günde Allah’ın rahmetinin indiğini ve Allah’ın büyük günahları affettiğini gördüğü içindir. Hadîs-i şerifte şöyle buyuruldu: “İnsanlardan en büyük günahkâr Arafe’de vakfe yaptığı halde Allahü Teâlâ hazretlerinin gerçekten günahlarını bağışlamadığını zanneden kişidir.
Bir hac, Allah yolunda yapılan yirmi gazve (savaş ve harb’ten) daha faziletlidir.
Denildi ki, bir devenin üzerinde bir kere hac yapıldığı zaman, o deve anne tarafından kırk batın mübarek olur. Bir devenin üzerinde yedi kere hac yapıldığı zaman, onu Cennetin mer’âlarında otlatmak, Allah üzerine hak olur.
Bunu En-Nehrânî (r.h.) nin şu sözleri tasdik etmektir:
Bana ulaştı ki, hamamın ateşini yakan birine (külhana) yakması için, bir yığın bağlanılmış deve kemiği geldi. Hamamcı dedi ki:
-”Ben o kemikleri, ocağa attım. Fakat o kemikler yanmadan ocaktan dışarıya çıktı. Hayret ettim. Kemiği bir daha attım; yine çıktı. Üçüncü kere bütün kuvvetimle ta ocağın ortasına bol ateşin olduğu yere attım; yine çıktı.” O anda gaibten bir ses işittim:
-”Yazıklar olsun sana! Bu on kere hacca .gitmiş olan bir devenin kemiğidir. Nasıl onu ateşte yakıyorsun?” diye bana seslenildi.
Bu rahmet ve şefkat hac yolculuğunda bineklik vazifesi yapmış olan bir hayvana yapılınca, gerçekten hac yapan bir Müslümana acaba nasıl büyük bir şefkat, merhamat ve mağfiret tecelli edecektir?
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 2/446-447.