Gönderen Konu: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler  (Okunma sayısı 411944 defa)

0 Üye ve 67 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Mir'aç'ta Peygamberimiz (s.a.v)'in İstediklerinin Kabulü
« Yanıtla #360 : 19 Haziran 2012, 12:34:30 »

Mir'aç'ta Peygamberimiz (s.a.v)'in İstediklerinin Kabulü

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, Mir'aç Hadisinin sonunda şöyle buyurdular:
- "Allah'a yaklaştırıldım. Arşın direklerine bile yakın oldum. Sonra Allâhü Teâlâ hazretleri (vasıtasız) olarak bana ilham (vahiy) etti.

Ben:
-'Peygamber, rabbinden ne indirildi ise ona iymân getirdi. mü'minler de... Her biri Allah'a ve melâikesine ve kitaplarına ve peygamberlerine: "Peygamberlerinden hiçbirinin arasını ayırmayız' diye iymân getirdiler... Yahudi ve Hıristiyanlar ayırdıkları gibi..." dedim.

Allâhü Teâlâ buyurdu:
- "(Yahudi ve Hıristiyanlar) ne dediler?"

Ben:
-"İşittik ve isyan ettik" dediler.

Mü'minler ise,
- “İşittik ve itaat ettik" dediler, dedim.

Allah (c.c.) buyurdu:
- "Doğru söyledin! İşte (istediğin) verilecektir," dedi.

Ben:
- "Yâ rabbenâ! Eğer unuttuk veya kasdımız olmayarak yaptıksa, bizi muâhaze buyurma!" dedim.

Allah (c.c.) buyurdu:
- "Senden ve senin ümmetinden, hata (yanılma) unutma ve bir şeye zorlamayı kaldırdım!"

Ben, şöyle dua ettim:
- "Yâ rabbenâ! Hem bize, bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme!" Yani Yahudilere yüklediğini bize yükleme!

Allah (c.c.) buyurdu:
- "Bu (dua) senin ve senin ümmetin içindir,"

Ben:
- "Yâ rabbenâ! Hem de bize takatimiz olmayanı yükletme."

Allah buyurdu:
- "Muhakkak ki bunu yaptım (duanı kabul ettim)"

Ben:
- "Ve (ey Rabbim!) bizden günahlarımızı afv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini ata kıl! Sensin mevlâmız! Bizi mansur buyur [bizi galip ve muzaffer eyle] artık seni tanımayanlara karşı! Kahrolsun kâfirler!..." dedim.

Allah buyurdu:
- "Muhakkak ki bunu yaptım (duanı kabul ettim!)"

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:283-284)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Bakara Süresinin Son 2 Ayetinin Fazileti
« Yanıtla #361 : 19 Haziran 2012, 12:43:04 »
Bakara Süresinin Son 2 Ayetinin Fazileti

Ed-Dürrül-Mensur Tefsirinde buyuruldu:
"Allâhü Teâlâ hazretleri, cennet hazinelerinden iki ayet indirdi. O ayetleri, Rahman olan Allah, mahlûkatı yaratmadan iki bin sene önce kendi kudret eliyle yazdı. Kim onları yatsı (namazın)dan sonra okursa, geceyi kıyam (ibâdetle) geçirmenin yerine ona yeterlidir."

Yine Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinden rivayet olundu:

"Kim Bakara suresinin son iki ayetini okursa, kendisine kâfidir."

Yâni gecenin kıyamında (geceyi ibâdetle geçirmede) kendisine "kâfidir veya kıyamet gününün hesabından dolayı kâfidir" demektir.

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:285)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sünniliğe En Büyük Zararı Müteşâyih(Sahte Şeyhlik) Verdi
« Yanıtla #362 : 20 Haziran 2012, 10:44:37 »
Sünniliğe En Büyük Zararı Müteşâyih(Sahte Şeyhlik) Verdi

"Müteşâyih" Kelimesi, "tefâul" babından ism-i fail'dir. Tefâül babının binası, içten olmayan bir şeyi izhar etmek manasınadır, ilim sahibi olmayan cahil insanların bilgiçlik taslamalarına "Teâruf-i cahilane" denildiği gibi. Gerçekten, marifet ehli, evliya, şeyh olmadığı ve hakikî manada bir ermişliği olmadığı halde, baba ve dedelerinin sâlih insanlar, şeyh veya temiz kişiler olmasını ileri sürerek; kendilerinin de marifet ehli ermiş, şeyh veya evliya olduğunu iddia edenlere de "Müteşâyih" denir. Tasavvuf tabiri olan Müteşâyih, şeyh olmadığı halde şeyh gibi görünen, sahte şeyh, şeyhlik taslayan kişi demektir. Buna "müteşeyyih”te denir.

Sadık vicdanî, müteşâyihlerin islâm dinine verdikleri zararı şöyle beyan etmektedir:
Din-i mûbîn-i ahmed-i mürsel be-bâd dâd
Der sünniyân teşeyyuh der-şia ictihâd

İslâm dinini Sünnîlikte teşeyyuh, Şiîlikteki ictihâd berbâd etti.

Büyük islâm Şairi, Nâbî (k.s.) Hazretleri müteşâyihler hakkında şöyle buyurmaktadır:
Asırda zındık sima şeyhler
Müstecabu'd-da'velikte lâf atar.
Gaybtan mansıb verip taliblere
Aldatıp halkı velayetler satar.


Müteşâyih'lerin islâm dinine vermiş olduğu zararı hiçbir din düşmanı vermemiştir. Din kisvesine bürünüp, saf Müslümaların tertemiz duygularını istismar eden insanların bu yolda kazanmış olduktan her türlü mal, para ve maddî çıkar, fahişelerin kazançları ile aynı kategoride değerlendirilir.

Merhum Ziya Paşa, fuhuş yapılarak kazanılan mal ile din alet edilerek kazanılan para ve mala şöyle lanet okumaktadır:
"Lanet ola ol male ki, tahsiline anın
Ya din ola ya ırz-u namus ola alet."

Müteşâyihlerin şerrinden ve fitnelerinden Allah’a sığınırıız.(Mütercim)

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:560-561)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sahte Şeyhlerin Zinâkâr Kadınlardan 70 Kat Daha Çok Azap Görecekleri
« Yanıtla #363 : 21 Haziran 2012, 11:16:52 »
Sahte Şeyhlerin Zinâkâr Kadınlardan 70 Kat Daha Çok Azap Görecekleri

Rivayet olundu:
Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, Miraç Gecesi bir takım kadınlar gördü. Kadınların ellerinde makaslar vardır. Kadınlar, o makaslarla kendi göğüslerini makaslıyor. Parça parça kesiyorlardı. Çok şiddetli bir azabın içindeydiler. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, Cebrail Aleyhisselâm'a bunun sebebini sordu.
Cebrail Aleyhisselâm:
"Bunlar, kocaları ve çocukları olduğu halde, zinadan çocuk doğuran kadınlardır!" dedi...

Sahte Şeyhler ve Zinâkâr Kadınlar

Şeyh es-Safi (k.s.) hazretleri buyurdular:

"Marifet iddia edip, irşâd makamına oturanlar; dünya menfaati için gösteriş yapan (sahte şeyh ve evliyalık taslayanlara) yapılacak azâb, bu zinâkâr kadınlara yapılan azabın yetmiş (70) katı olacaktır."


(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:562-563)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Kur'ân-ı Kerim İle Dünyalık Elde Etmek, Çalgıcılıktan Kötüdür"
« Yanıtla #364 : 25 Haziran 2012, 11:52:36 »
"Kur'ân-ı Kerîm İle Dünyalık Elde Etmek, Çalgıcılıktan Kötüdür"

Çalgıcılar

Çalgı aletlerini alet ederek, dünyalık kazanan bir kişi, Kur'ân-ı Kerim'i vesile kılarak dünyalık menfaat elde etmeye çalışan kişilerden (kötü âlim ve sahte şeyhlerden) daha ehvendirler (daha iyidir)...

Ekmeğe Ulaşmak

Meselâ yüksek bir yerde, ekmek olur da, oraya eli ulaşamazsa bir kimsenin ve orada ekmeğe elinin yetişmesi için ve Kur'ân-ı Kerim'den başka bir şey yoksa: ekmeği elde etmek için Tanburu (çalgı aletini) ayaklarının altına alıp ekmeğe uzanmalıdır; Kur'ân-ı Kerim'i ayaklarının altına almamalıdır...

Denildi ki:
Dini satmak, apaçık ve büyük bir zarardır.
En büyük ustalık dünyayı sarfedip, din satın almaktır...


(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:564)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ahlaksız Âlim ve Cahil Abidin Hazreti Ali’nin Belini Bükmesi
« Yanıtla #365 : 25 Haziran 2012, 11:54:07 »
Ahlaksız Âlim ve Cahil Abidin Hazreti Ali’nin Belini Bükmesi

Hazret-i Ali (r.a.) buyurdular:
"İki kişi benim belimi kırdı (büktü).
1. Ahlaksız (günah işleyen ve ibadetsiz) âlim,
2. İbadete sarılan cahil sofu,


Çünkü (bu kötü) âlim ahlaksızlığıyla insanları ilimden uzaklaştırmakta ve halkın nefretini kazanmaktadır.
Cahil sofu ise, ibadete bağlanışıyla insanları, cehalete teşvik etmektedir."


(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:573)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"O Gün Onların En Şerlileri Onların âlimleridir"
« Yanıtla #366 : 26 Haziran 2012, 11:45:17 »
"O Gün Onların En Şerlileri Onların âlimleridir"

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
"İnsanlar üzerine bir zaman gelecek; İslâm'ın ancak ismi kalacak, Kur'ân-ı Kerim'in ancak resmi kalacaktır. İnsanların kalbleri hidayetten harab olacak, mescidleri bedenleriyle mamur (dolup taşıyacaktır. O gün göğün üzerinde gölgelik ettiği kişilerin en şerlileri, onların (o devrin) âlimleridir."

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:654)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Sahte şeyh zinâkâr kadın gibidir"
« Yanıtla #367 : 27 Haziran 2012, 11:53:38 »
"Sahte şeyh zinâkâr kadın gibidir"

Bazı şeyhler buyurdular:
"Kim nefis tezkiyesinden yoksun, meb'de ve meâd marifeti olmadan alçak dünyalık için kendisinin kalb ve irşat sahibi olduğunu iddia ederse, o kişinin azabı, zina eden ve bundan dolayı cehennemde göğüsleri makaslanarak azab gören zinâkâr kadınların azabından daha şiddetli ve kat kat olacaktır. Nefis terbiyesini görmeden, ruhen yükselmeden ve mürşidi kâmil olmadan evliyalık taslayan kalb ve irşad ehli olduğunu iddia eden kişi; Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri'nin Mi'râc gecesi, göğüslerini makaslar ile keser halde gördüğü kadınlar gibidirler"

Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri mîrâc gecesi makaslar ile göğüslerini kesen kadınlar gördüler.
Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, Cebrail (a.s)'a:
-"Bunlar kimlerdir?" diye sordu.
Cebrail (a.s):
-"Bunlar zina eden ve zina’dan çocuk getiren kadınlardır," buyurdu.

Evliyâullah olmadan veli olduğunu ve gerçekten mürşid-i kâmil olmadan irşad makamına oturup cahil halkı çevresine toplayan ve insanların inançlarını sömüren müteşeyyihlerin durumu zina eden bu kadınlardan daha kötüdür. Zira delilsiz iddia batıldır. Sahibi dal (sapık) ve mudildir (saptırıcı, insanları dalâlete götürendir). Bu durumda olan şeyhlik ve evliyalığı iddia edenler, zinâkâr kadın gibi. Onların istek ve arzusu üzerine onlara tabi olanlar da veled-i zina (zina’dan doğan çocuk) gibidirler. Muhakkak ki, veled-i zina’nın mürebbisi (terbiye edicisi) olmadığından hükmen helak olmuştur. Kendisi irşad olmamış bir kişi, çevresine topladığı insanları gereken bir şekilde irşad etmesi mümkün olmadığı için, onun etrafındaki insanlar da manevî terbiye ve irşâd'dan mahrum kalırlar. Veled-i zina gibi büyürler ve sapıtırlar. Çünkü: Bid'atçıya tâbi olmak, ancak bid'at ve ilhad neticesi verir.


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:766)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Nefsin İki Kılıcı
« Yanıtla #368 : 28 Haziran 2012, 10:51:50 »
Nefsin İki Kılıcı

Nefsin geçen iki kılıcı vardır. Nefis o iki kılıç ile kahraman erlerin şiddetli boyunlarını ve onların azametlerini (kemiklerini) keser.

O iki kılıç:
1- Batın (mide),
2- Ferc(mahrem yerlerinin) şehvetleridir.

Mide şehveti, ferc (cinsi temas) şehvetinden daha şiddetlidir. Çünkü ferci kuvvetlendiren ancak batın (mide) şehvetinin sultanıdır...

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:297)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hakiki Âlimleri Ziyaret Etmenin Sevabı
« Yanıtla #369 : 29 Haziran 2012, 11:05:14 »
Hakiki Âlimleri Ziyaret Etmenin Sevabı

Hadisi Şerifte Efendimiz Hazretleri buyurdular:
"Kim sevabını Cenâb-ı Allah’tan dileyerek, Mescid-i Aksâ'yı ziyaret ederse; Allah ona bin şehit’in mükâfatını verir ve onun cesedini cehennem ateşine haram eder. Kim bir âlimi ziyaret ederse o kişi sanki Mescid-i Aksâ'yı ziyaret etmiş gibi sevap alır."


(Ruhul Beyan Tercümesi C.1:S:773)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Zebanilerin Kötü Din Âlimlerine Saldırması
« Yanıtla #370 : 16 Temmuz 2012, 16:48:26 »
Zebanilerin Kötü Din Âlimlerine Saldırması

Hasan Basrî Hazretleri buyurdular:
Zebaniler (Cehennemin âmir melekleri), fasık olan hamele-i Kur'ân ve kötü din âlimlerine, puta tapanlardan daha süratli ve daha hızlı saldırırlar.

Bunun üzerine onlar, yani hamele-i Kur'ân ve kötü din âlimleri:
-"Ey Rabbimiz! Ne oluyor bize? Bu Zebaniler neden önce bize saldırıyorlar? " diyecekler.
Allahü Teâlâ Hazretleri, şöyle buyuracaktır: "Bilen kişi bilmeyen gibi değildir"

Kim dinin karşılığında dünyayı satın alırsa, o kişi gerçekten apaçık ve büyük bir zarar ve hüsranın içine düşmüştür. Ve daimî olarak o kişi şeytan ile münazara ve çekişme içindedir.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 274)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hazreti Allah’ın Hususi Kulları “Ebdallar”ın Sayısı ve Hususiyetleri

Ebud-Derdâ (r.a.) hazretlerinden rivayet olundu.
Kendisi buyurdular:
-"Muhakkak ki Allâh'ü Teâlâ hazretlerinin (bazı husûsî) kulları vardır, Onlara, "Ebdâl" denilir. (Onlar bu dereceye); çok oruç tutmak, çok (nafile) namaz kılmak, tevazu göstermek (Allah'tan korkan kişi olarak görünmek) ve güzel giyinmekle asla ulaşmadılar.

Lakin onlar bu dereceyi;
1- Kalb doğruluğu,
2- Gerçek bir korku,
3- İyi niyet,
4- Sadrın (gönül dünyalarının) selâmeti,
5- Bütün Müslümanlara rahmet,
6- Mahlûkata şefkat,
7- İhlaslarıyla,
Allâh'ü Teâlâ hazretleri, ilmiyle onları kendi zatı için (diğer insanların içinden) seçip ayırdı.

Onlar kırk (40) kişidirler. Onların kalpleri ibrahim (a.s)'ın kalbi misalidir, Onlardan bir kişi öldüğü zaman, Allâh'ü Teâlâ hazretleri onun yerini tutacak bir kişi yaratır.

Bil ki onlar;
1- Hiçbir şeye küfretmezler,
2- Asla sövmezler,
3- Lanet okumazlar,
4- Altlarında olanlara (emirlerinin altında olan kişilere) eziyet etmezler,
5- Üstlerinde olanlara haset etmezler.
6- Onlar insanların en hayırlılarıdır.
7- Ahlakı en yumuşak olanlarıdır.
8-  İnsanların en cömertleridir.
9- Onlar hayır işlerinde yarışırlar.
10- Onlar Rablerinin katında yüksek derecelere ulaşırlar...

Onlar ile Rablerinin arasında bulunanlar ne süratli koşan atlar ve ne de esen şiddetli rüzgâr (fırtınalar) ulaşamaz...  Onlar içlerinden gelerek (ihlas ve takva ile) hareket ederler. Hayırlara yarışmaklaAllâh'ü Teâlâ'nın fazlü keremiyle olan sevinçlerinden dolayı onların kalplerinde yüksek tavanlara (yani göklere) çıkar.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 269)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Evliyanın Keramet Göstermekten Çekinmesi Gerektiği
« Yanıtla #372 : 18 Temmuz 2012, 13:39:51 »
Evliyanın Keramet Göstermekten Çekinmesi Gerektiği

Şeyh Abdullah el-Kureşî (k.s.) buyurdular:

-"Kim, âyet ve kerametlerin ve hâriku'l-âdelerin kendisinden zahir olmasını; halkın, ma'siyetlerin zuhurunu kerih görmeleri gibi çirkin görmezse; bu (keramet ve harikulade) şeyler kendisinin hakkında bir hicap ve perdedir. Kerametleri gizlemek ise rahmettir..."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 387)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
İmam-ı Azam Hazretlerinin Namaz Elbisesi
« Yanıtla #373 : 19 Temmuz 2012, 11:01:34 »
İmam-ı Âzam Hazretlerinin Namaz Elbisesi

(Avret mahallini örtmek farzdır) Elbise edinmek vaciptir. Güzel giyinmek sünnettir.


İmam-ı Âzam'ın Elbisesi

İmam-ı Âzam Ebû Hanife (k.s.) hazretleri, gece namazları için bir elbise edindi. O elbisesi;
1- Gömlek,
2- Sarık,
3- Cübbe,
4- Şalvar idi.


Bu elbiselerin değeri bin beş yüz (1500) dirhem idi. İmam Âzam Ebû Hanife hazretleri, her gece bu elbisesini giyerdi.
Ve şöyle buyururdu:
-"Allâhü Teâlâ hazretleri için (güzel elbiseler giyerek) süslenmek; insanlar için süslenmekten daha evlâdır..."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:459)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ramazan-ı Şerif'in Gecelerinde Namaz Kılmanın Sevabı
« Yanıtla #374 : 20 Temmuz 2012, 11:36:35 »
Ramazan-ı Şerif'in Gecelerinde Namaz Kılmanın Sevabı

Sahih hadis-i şeriflerde Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
-"Kim, iman ederek ve sevabını umarak Ramazan-ı şerifin gecelerini kıyam (namaz kılmak)la geçirirse; o kişinin geçmiş (bütün günahları) bağışlanır."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:120)