Gönderen Konu: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler  (Okunma sayısı 412682 defa)

0 Üye ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #210 : 16 Kasım 2011, 11:50:52 »

Kur’an-ı Kerim'in Öğrenenlere Şefaatçi Olması

Hazret-i Ali (r.a.)'dan rivayet olundu.Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:

- "Kim Kur'ân-ı kerimi öğrenir. Onu izhâr eder ve onu muhafaza ederse; Allâhü Teâlâ hazretleri onu cennete koyar ve onu ehli beytinden (ailesinden) Kendilerine cehennem vacip olmuş olan on(larca) kişiye şefaatçi kılar."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 613)


Çevrimdışı suden

  • suden
  • aktif okur
  • **
  • İleti: 207
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #211 : 16 Kasım 2011, 13:09:25 »
tefsirin osmalıca veya tercümesini nasıl  bulabiliriz?veya varmı
said,cennetlik kişidir.başkasından ibret alandır.
şaki,cehennemlik kişidir.BAŞKASINA İBRET OLANDIR.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #213 : 17 Kasım 2011, 11:43:56 »
Kur’an-ı Kerimin Haber Verdiği Hakikatler

Kur'ân-ı kerim, haber verdiği şeylerde gerçekten doğruluğun en yüce ve doruk noktasına ulaştı, demektir.
(Meselâ:)
1.  Allâhü Teâlâ hazretlerinin zatının varlığı,
2.  Allâhü Teâlâ hazretlerinin sübûti sıfatları,
3.  Allâhü Teâlâ hazretterinin selbi sıfatları,
4.  Allâhü Teâlâ hazretlerinin ahkâmını haber vermesi,
5.  Vaîd (korkutma yani cehennem ve azab ile ilgili haberler)
6.  Vaad (müjde cennet mükâfat ile ilgili haberler)
7.  Sevap,
8.  Azab.
9.  Geçmiş (ümmetlerin hallerini haber vermesi,
10. Gelecek (tecelli edecek olan) gayıblardan haber vermesi,
11. Kaza ve hükümde adalet...
12. Mükelleflere taalluk eden hükümleri adaletle zikretmesi,
13. İnsanlar, Cinlere hitap etmesi, (Meselâ;)
14. Namaz, Oruç, Zekât, Hac, Cihad Ve diğer tekâlif-i şeriyye (şeriat'ın getirdikleri yükümlülüklerde) hep adaletle hitap etmektir. Bu mükellefiyetler ister emir ve ister nehiy olsunlar.

Kur'anda Değişiklik Yok

"O'nun kelimelerini değiştirebilecek yok." (Sureyi Enam/115

Hiçbir kimse bunlardan hiçbir şeyi daha âdil ve daha sadık (doğru, gerçekçi bir şeyle) değiştiremez.
Hatta bunların misliyle de bunlar değiştiremez.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:44)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #214 : 18 Kasım 2011, 12:01:39 »
Sohbetin Önemi - Kendi Cinsinden Olmayan Sohbetten Kaçınmalı

Bazı arifler buyurdular:

İman, kalbin zahirinde olduğu zaman: kul, dünya ve âhireti sever olur. Bu durumda kişi, bir defasında Allâhü Teâiâ hazretleriyle beraber olur; bir defasında da nefsiyle beraber olur. Fakat iman kişinin kalbinin batînına girerse; kul, dünyasına buğzeder, nefsinin hevâ-ü hevesinden hicret eder...
Bu mertebeye ulaşmak, ancak ilâhî cezbeye tutulmak ve mürşid-i kâmilin sohbetiyle olur..

İnkâr Ehlinin Sohbeti

Kendi cinsinden olmayan kişilerin sohbetinden kaçınmak bunun şartlarındandır. Çünkü bu, gerçekten çok tesirlidir. Kaybedenler, ancak, nefsin hevâ-ü hevesinin yardımı ve inkâr ehliyle beraber oturmak sebebiyle kaybettiler... Hak ve hak olan hal zahir oldu. Haktan sonra olan ise dalâletten başka bir şey değildir.

Müteâl (çok yüce) olan Allâhü Teâlâ hazretlerinden irtihal vaktine kadar, bizi içtihada muvafık kılmasını isteriz...

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:544-545)

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #215 : 18 Kasım 2011, 19:30:07 »
  fg1))  devamini bekliyoruz
« Son Düzenleme: 18 Kasım 2011, 19:32:32 Gönderen: teksir »
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #216 : 21 Kasım 2011, 12:10:21 »
Zemzem Kuyusunun Bulunuşu ve Hazreti Abdulah’ın Kurban Edilme Hadisesi

Abdülmuttalib rüyasında, zemzem kuyusunu kazdığını gördü. Kendisine zemzem kuyusunun yeri (rüyasında) vasfedildi. Abdülmuttalib, zemzem kuyusunu kazmak için kalkıp harekete geçti; ama o gün oğlu Haris'ten başka bir oğlu olmadığından zemzem kuyusunu kazma işini yapamadı.

Abdülmattalib;
- "Eğer on oğlum olur ve bunların da hepsi bulûğ çağına ererlerse; onlardan birini, Kâbe’nin yanında kurban edeceğini nezretti."
Abdülmuttalib'in erkek oğullarının sayısı, ona ulaştığında nezrini (adağını) onlara (oğullarına) haber verdi.
Oğulları ona itaat ettiler.
Abdülmuttalib, oğullarının her birinin ismini bir fal okunun üzerine yazdı. (Fal oklarını çektiler.)
Ok (Efendimiz s.a.v. hazretlerinin babası) Abdullah'a çıktı.
Abdülmuttalib, Abdullah'ı Ka'be'nin yanında kesmek üzere eline bir bıçak aldı. (Ka'beye geldiler.)
Kureyşliler dârü'n-Nedvelerinden kıyam ettiler. Bu işe karşı çıktılar.

Ve ona;
- "Yapma!" dediler, "Tâ ki bu konuya bakalım (bir hâl çaresi) düşünelim!" dediler.
Sonra Abdülmuttalib'i alıp, bir "Arrâfe"nin (çok bilenin) yanına götürdüler.

Arrâfe onlara;
- "Sahibinizin (adamınızın) karşısına on deve koyarak kur’a çekin; eğer fal okları sizin adamınıza çıkarsa; develerin sayısını onar onar yükseltin. Ta ki develere ok çıkıncaya kadar. Herhangi bir sayıda develere ok çıkarsa; Rabbiniz sizden râzî olmuş demektir. Siz de hemen o sayıda develeri kurban edin!" dedi.
Kureyşliler de öyle ettiler. Bir fal ok'una Abdullah'ın ismini diğer tarafa da on deve koydular. Abdullah'ın ismi çıktı. Onar onar develerin sayılarını ziyade ettiler. Hep Abdullah'ın ismi çıkıyordu. Sonuçta, develerin sayısı yüz'e ulaştı. Develer, yüz (100) olunca, fal ok'unda develer çıktı. Tam yüz deve kurban edildi. Etleri orada terk edildi. O develerin etlerinden hiçbir insan ve yırtıcı hayvan men edilmedi.

"İki Kurbanın Oğluyum"

Bundan dolayı, Efendimiz (s.a.v.) hazretleri;

- "Ben iki kurbanın oğluyum!"

Hadis-i Şerif ile babası Abdullah ile İsmail (a.s)'ı murad ettiler.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:176-177)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #217 : 22 Kasım 2011, 11:54:57 »
Duha Namazının Sevabı

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:

"Kim, Duhâ namazını on iki rek'at olarak kılarsa; Allâhü Teâlâ hazretleri ona cennette altından bir ev bina eder.”

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:294)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #218 : 23 Kasım 2011, 13:28:15 »
"İçki içene kız verilmez"

Hadisi Şerifte buyuruldu:

"Allâhü Teâlâ benim dilim üzere haram kıldıktan sonra kim içki içerse, o bir kız (veya dul bir kadın istediği) zaman onunla evlendirilmez.
İçki içen aracı olduğu zaman aracılığı kabul edilmez.
İçki içen kişi konuştuğu zaman tasdik edilmez.
İçki içen kişiye herhangi bir emânet bırakılmaz. Zira ona bir emânet bırakıldığı zaman, o emâneti helak eder. Onun üzerine geri bırakmamak üzere Allâhü teâlâ hazretlerine haktır."


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:57)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #219 : 24 Kasım 2011, 11:53:44 »
İçki İçenin Ahiretteki Azabı

Hadis-i Şerifte Buyuruldu:

"Kim dünyada içki içerse, Allâhü Teâlâ hazretleri ona, büyük siyah yılanın zehiri ve akreplerin zehrini içirir. İçkici kişi, yılan ve akreplerin zehrini içtiği zaman, daha o zehirleri içmeden önce onun yüzünün etleri bîr kabın içine düşer. Adam onları içtiği zaman, onun eti bir cîfe (leş) gibi kokmaya başlar. Mevkif in ehline eziyet verir. Kim, şarap ve içki içme işinden tövbe etmeden önce ölürse; o kişinin dünyada içmiş olduğu içkinin her yudumuna karşılık, ona cehennemin irinlerinden bir içimlik içirmek, Allâhü Teâlâ hazretlerinin üzerine haktır.    

"Allâhü Teâlâ hazretleri lanet etsin:

1-   İçkinin kendisine,
2-   İçkiyi içene,
3-   İçkiyi sunana (ve içiren),
4-   İçkiyi satana
5-   İçkiyi satın alana,
6-   İçkiyi sıkan (hazırlayan),
7-   İçkinin sıkılmasını (hazırlanmasını) isteyene,
8-   İçkiyi taşıyan,
9-   İçkiyi kendisi taşıttıran,
10-   İçkinin bedelini (parasını) yiyenlere.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:56)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #220 : 25 Kasım 2011, 12:27:57 »
Kumarda Meydana Gelen Fena Sıfatlar

Amma kumar ise, onda yerilen ve kötü sıfatların çoğu heyecan bulup canlanır;

1-   Hırs,
2-   Dünya malına düşkünlük,
3-   Cimrilik,
4-   Kibir,
5-   Gurur,
6-   Düşmanlık,
7-   Nefret,
8-   Buğz,
9-   Kin,
10-Haset.

Ve bunların benzeri kötü sıfatlar ve işlere sahip olur. Kul bu şekilde kumar ile hak ve orta yoldan sapmış olur.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:58)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #221 : 28 Kasım 2011, 11:53:12 »
Hazreti Allah’ın Kullarına Her Gün Nidası

Sehl bin Abdullah’ı Tüsteri (r.h.) buyurdular:
"Hiçbir gün yoktur ki, Celil ve noksan sıfatlardan münezzeh olan Allâh-ü Teâlâ şöyle nidada bulunmasın’’
(Her gün Allah  c.c. şöyle seslenir kullarına:)

Ey kulum! Bana hiç insaflı davranmadın!

Ben seni zikrediyorum; sen beni unutuyorsun!

Ben seni kendime davet ediyorum; sen benden başkasına gidiyorsun!

Ben senden belâ (ve musibetleri) uzaklaştırıyorum; sen ise hatalara dalıyor ve günaha devam ediyorsun!

Ey Âdemoğlu! Yarın bana geldiğinde ne diyeceksin?


(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:448-449)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #222 : 29 Kasım 2011, 11:57:51 »
Kâfirlerin Dünyadaki İyiliklerine Ahirette Sevab Var mıdır?

Kâdî İyâz (r.h.) buyurdular:

Âlimlerin icmâı vardır ki:

1. Kâfirlere amelleri fayda vermez.
2. Kâfirler, amellerinden dolayı sevap alamazlar.
3. Kâfirler nimetlerle (cennetle) mükâfatlandırılmazlar.
4. Azabları hafifletilmez.
5. Lakin kâfirleri cürümleri (kabahat ve İslâm’a saldırmaları) bakımından bazılarının azabı diğer bazılarından daha şiddetlidir.


Kafirlerin iyilikleri, Müslüman olduktan sonra makbüldür

Evet! (Öyledir, imansızlar yani bütün küfür ehli yapmış oldukları iyiliklerine karşılık asla sevap alamaz ve kâfirler kesinlikle cennete giremezler.)
Lakin kâfirler, Müslüman oldukları zaman, geçmiş olan hayır ve hasenata karşılık sevap alırlar.

Hadis-i Şerifte vârid olduğu üzere;
"Kâfirlerin haseneleri (iyilikleri) Müslümanlıklarından sonra makbuldür." (Hadis-i Şerif)

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:289-290)



Not: Edison cennete girecek mi? sorusunun cevabıdır.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #223 : 30 Kasım 2011, 12:25:49 »
Ahir Zamanda Dünyayı Din İle Kazanacakların Akibeti

Efendimiz(s.a.v) Hazretleri buyurdular;
-"Âhir zamanda dünyayı din ile celbedecek (kazanacak ve dini dünyaya âlet edecek olan) kavimler, çıkacaktır... "
Din ile dünyayı alırlar...
İnsanlar için, koyun derisinden yumuşak elbise giyerler.
Onların dilleri, şekerden (ve baldan) daha tatlıdır. Ve kalbleri ise kurtların kalbi (gibi katı)dır...

Allâhü azze ve celle buyurur:
- "Beni mi aldatıyorlar yoksa bana karşı cesarette mi bulunuyorlar? Zatıma kasem ederim ki, elbette bunların üzerine fitneler gönderirim. Onların içinde olan halîm(uysal olanları) bile hayran kalır (ve bu duruma şaşırır...)"

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:318)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #224 : 30 Kasım 2011, 12:28:28 »
Vahiy ve Akıl Meselesi

Allahü Teâlâ hazretleri, bizleri lütuf ve keremiyle yarattı, imtihan için dünyaya gönderdi, imtihana ve ilâhî tekliflere ehil olabilmemiz için bizlere aklı verdi. Akla rehberlik etmesi için de bizlere bizim içimizden peygamberler vasıtasıyla vahiy gönderdi. Akıl vahyin rehberliğinde yürüdüğü zaman sâhil-i selâmete çıkar. Yok, eğer akıl vahiyden mahrum olursa, "ateizmin kör kuyusunda" boğulup gider... Vahiy, akıl sahiplerinedir. Din akıl sahiplerine hitap eder. Akıl olmadan vahiy anlaşılmaz. Ama akıl da vahiysiz yaşayamaz.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:340)