Âdem Aleyhisselam'ın Toprağının Yeryüzünden Alınması
"ve (Allah) Âdem'e isimlerin hepsini öğretti" (Sureyi Bakara:31)
Veheb bin Münebbih Hazretleri buyurdular:
Allahü Teâlâ Hazretleri, Âdem (a.s)'ı yaratmayı murad ettiği zaman, yeryüzüne vahyetti yani yeryüzüne anlattı ve ona ilham etti.
- "Ben senden halife kılacağım, onlardan kim bana itaat ederse onu Cennetime koyarım ve onlardan kim bana asi olursa onu da Cehenneme koyarım" dedi.
Yeryüzü (toprak):
- "Benden bir varlık yaratacaksın da o da Cehennemlik mi olacak?" diye sordu.
Allahü Teâlâ Hazretleri:
- "Evet!" dedi.
Yeryüzü (arz) ağlamaya başladı. Toprağın ağlamasından, kendisinden kıyamete kadar akacak olan pınarlar fışkırdı.
Allahü Teâlâ Hazretleri, yeryüzünün dört zaviyesinden toprağın siyahından, beyazından, kırmızısından, güzelinden, çirkin ve kötüsünden, kolayından, zorundan, dağından ve ovasından kendisine bir avuç toprak getirmesi için Cebrail (a.s)'ı yeryüzüne gönderdi.
Cebrail (a.s) yeryüzünden toprak almak için geldiğinde, toprak şöyle yalvardı:
- "Benden toprak alman için gönderen Allah'ın aşkına, benden bir şey alma" diye yakardı.
"Çünkü Sultana yaklaşmakta birçok menfaatler olduğu gibi, büyük bir tehlike de vardır. 'Babacığım! Sayısız menfaatler oradadır. Ve eğer huzur istersen kenarı uzlete çekil.' denildiği gibi"
Cebrail (a.s), ondan bir şey alamadan mekânına geri döndü.
- "Yeryüzü senin büyük adına yemin ederek bana yalvardı. Bunun üzerine ondan bir şeyi almayı kerih (çirkin ve kötü) gördüm." dedi.
Allahü Teâlâ Hazretleri Mikail (a.s)'ı gönderdi. Mikail (a.s) yeryüzüne indi.
Yeryüzü Cebrail (a.s)'a dediğinin aynısını söyledi. Mikail (a.s) bir şey almadan geri döndü ve Cebrail (a.s)'ın söylediğinin aynısını söyledi.
Allahü Teâlâ Hazretleri İsrafil (a.s)'ı gönderdi, İsrafil (a.s) da bir şey almadan döndü. Cebrail (a.s)'ın dediği gibi mazeret beyan etti.
Allahü Teâlâ Hazretleri ölüm meleğini Azrail (a.s)'ı gönderdi.
Azrail (a.s) yeryüzüne geldiğinde, arz (yeryüzü) ona:
- "Seni gönderen Allah'ın izzet (ve üstünlüğüne) sığınırım. Bugün benden alacağın bir avuç toprak yarın Cehennemde olacak" dedi.
Azrail (a.s):
- "Ben de O yüce ve aziz olan Allah'ın bir emrine asi olmaktan ona sığınırım" dedi.
Azrail (a.s) yeryüzünün dört köşesinde (açı ve boyutunda) kırk zira kadar bir avuç toprak kapıp aldı.
Bundan dolayı topraktan yaratılan insanoğlu, yeryüzünün değişik renklerinden dolayı değişik renk ve vasıflarda dünyaya gelmektedirler. Onlardan kimi beyaz, siyah, kırmızı, yumuşak ve serttir. Bütün zürriyet bu avuç topraktan oldu.
İnsanın bedeninin aslı bu topraktır. İnsan vefat ettiği zaman toprağının alındığı yere defnedilir.
Azrail (a.s) bu toprağı aldıktan sonra göğe yükseldi.
Allahü Teâlâ Hazretleri, Azrail (a.s)'a sordu:
- "Yeryüzü sana yalvardığında ona rahmet edip acımadın mı?"
Azrail (a.s):
- "Ya Rabbi! Senin emrin mi üstün, yeryüzünün yalvarması mı?" dedi.
Allahü Teâlâ Hazretleri buyurdular:
- "Sen onun evladının ruhlarını kabzetmeye (almaya) elverişlisin" buyurdu.
Ravzatül-ulema’da buyruldu.
Yeryüzü Allahü Teâlâ Hazretlerine şikâyette bulundu :
- "Ya Rabbi! (insanın yaratılması için benden alınan toprak ile) ben eksiliyorum" dedi.
Allahü Teâlâ Hazretleri:
- "(Senden alınan toprağın) en iyi ve en güzel kokar bir şekilde elbette sana geri iade edeceğim" buyurdu. Onun için cenazelere misk ve güzel kokular sürülmektedir.
(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:381-382)