Portakal Kokulu Eşarp mı? Kokulu Eşarp Olur mu?

Başlatan muhibban, 21 Haziran 2008, 19:52:52

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

muhibban

Evet, yine başa döndüğümün farkındayım. Kaç zamandır bu fakirin en başat konusu başörtüsü olmaya devam ediyor. Hiçbir zaman konu kovalamaca diye bir sorunum olmadı. Yazı başlıklarına gelince, her başlık nasıl oluyorsa bir şekilde cuk diye konunun omuzlarına oturuveriyor.

Geçenlerde mesleki anlamda refikimiz olan bir muhafazakâr gazetenin internet sayfasına tıklar tıklamaz garip bir hal oldu. Eşarbını saçına değil boynuna dolamış bir kızımız arzı endam etmesin mi! İşte o andan itibaren odanın içerisini kesif bir portakal kokusu kapladı. Ben şaşkınlıkla portakal kokusunun geldiği adresi arayıp dururken bir de ne göreyim, meğerse bu koku yıllardır milletin diline doladığı gibi manken kızımızın boynuna doladığı eşarptan gelmiyor muymuş, oracıkta kalakaldım.

Hükmettim ki demek bazı şeylerin kokusu sonradan çıkıyormuş. Reklâmda da ifade edildiği gibi belki bu eşarp kolay kolay su geçirmeyebilirdi ama bu haliyle bu eşarbın su götürmediğini kimse söyleyemezdi.

Aynı resme geçen gün gazetenin ikinci sayfasında da rastladığımda meselenin sanıldığı gibi sanal ortamla sınırlı olmadığı işin bir de reel tarafının bulunduğunu kavradım, hem de yanıp sönen bir spot cümlesiyle: Gençlik güneşi yükseliyor! Yükselen güneş mi yoksa ateş midir bilinmez ama ben yine ellerimi çaresiz iki yana salarak o gün söylediğim şeyi tekrar ediyorum: Ey moda, ey para, sen nelere kadirsin!

Yanlış anlaşılmasın, ne portakala karşıyım ne de saçın bir kısmını dışarıda bırakan eşarba. Anlayamadığım şey, portakal-eşarp sentezinin neye hizmet ettiğidir. Eşarbın meyve ya da sebze desenli olması kimseyi değil sadece takanı bağlar. Zira renklerle zevkler tartışılmaz. Benim taktığım konu eşarptaki portakal kokusunun koklayıcıları hangi bahçeye davet ettiğidir. Sözgelimi otobüste nazenin ve narin bir bayanın başındaki narenciye kokusunu içeriye boca etmesi karşısında siz olsanız ne hissedersiniz? Şimdi iyiden iyi merak etmeye başladım, portakallısı olan bu eşarpların vişnelisi ya da vanilyalısı da var mıdır acaba?

Başörtülü kızlar konsere giderse...

Feshane’deki Sami Yusuf konserini elli bin kişi izlemiş. Ve izleyenlerin içerisinde çoğunluk başörtülü genç kızlarmış.

Konserin coşkusundan kendinden geçip yerinde duramayan türbanlı kızların bu durumu Can Ataklı’nın kafasına takılmış şaşkınlığını gizleyemeyen bir tonda soruyor: “Neden türbanlı kızlar hep eleştirdikleri hayat biçimini aynen yaşamak için adeta yarışıyor?”

Türbanlı genç kızların nasıl bir psikolojik baskı altında olduğunu artık siz hesap edin. Akıp giden doğal hayatın dışında olmak ayrı bir yadırgama konusu, içinde olmak apayrı bir kınanma konusu.

Çocuk olmanın ve genç olmanın renk ve esintileri din ve dünya görüşleriyle öyle kolay kolay değişmez.

Başı kapamak bir genç kız için duyargalarını dünyanın ses, ahenk ve görüntüsüne kapaması değildir.

Hangi mahalle ya da toplumsal katmana ait olursa olsun, bütün çocuklar ve gençler müşterek gelişme seyrine sahiptirler. Ne kadar mütedeyyin ailelerde yetişseler ve ne kadar dini duyarlıkta eğitim alsalar bile her çocuğun çocukluğu her gencin gençliği vardır.

Etkileşim alanları büyük ölçekte ortak olduğu gibi çamaşırları da aynı rüzgârlarla kurumaktadır

Dini eğitim almış olmak, İSLAMi ortamda yaşıyor olmak, erkek ya da kız için ergenlik çağının sorunlarını ortadan kaldırmaz; çatışmaları ve kırılmaları hiç olmamış ve yaşanmamış hükmüne indirgemez.

Türbanlı- türbansız kızların belli bir dönemde ortaya koydukları refleksler makul bir zaman sonra iradeli davranışlar haline gelir. Tabi ikna odaları ya da kolluk güçleri rahat bırakırsa. 


Hüseyin Akın
Elimize, dilimize, gözümüze ve kalbimize sahip olalım...

demir

paylaşım için teşekkür ederim kardeşim ama insanda iradeyi cüz-iyye vardır ve HZ.Allah bunu kontrol etme yeteneğini mahlukata vermiştir bu genç,çoçuk yaşlı olsun farketmez  yani meramım şudurki yazıda şöyle geçiyor  <Türbanlı- türbansız kızların belli bir dönemde ortaya koydukları refleksler makul bir zaman sonra iradeli davranışlar haline gelir> bu iş zamana bırakılmaz büyüklerimiz nefsin tavanı yoktur buyurmuşlardır.bence herşey zamanında yapılmalıdır.wesselam :)
Çok işte çırak olacağına , bir işte usta ol....

muhibban

Elimize, dilimize, gözümüze ve kalbimize sahip olalım...

Fatihan