Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Paylaşmak-Ağlamak ve Vefa

Başlatan MAVERA02, 22 Mart 2008, 15:50:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

MAVERA02

PAYLAŞMAK, AĞLAMAK VE VEFA

Büyük zâtlardan biri, evinde otururken birden kapı çalınır.
İnip bakar. Bir de ne görsün eski tanıdıklarından biri. Allah rızası için sadaka istemeye gelen bu eski dostu mahcup etmemek için, bu zât kendisine görünmez.
Hemen içeri koşup eline sandıktan ne geçtiyse hepsini getirip, kapı aralığından uzatır.
Adam dua ederek gittikten sonra o zât hüngür hüngür ağlamaya başlar...
Hanımı,
“Verdiklerin gözüne çok göründü, yaptığın cömertliğe pişman oldun da ondan dolayı mı ağlıyorsun?” diye sordu.
Adam şöyle cevap verdi:
“Hayır! Hayır!
Aklına gelen şey yanlış. Ben verdiğim para için değil, uzun zamandan beri görmediğim bir dostumun hâlini sorup araştırmadığım için, onu dilenmeye zorlanacak duruma getirişime ağlıyorum!..”
Gelin büyük zâtın hâline iştirak edip biz de ağlayalım!
Teselli bekleyen komşumuza çare olamayışımıza, cevabını yazmayı
unuttuğumuz mektuplara, aramadığımız dostlarımıza,
ziyaret etmediğimiz hastalara, Ekmeğini yeyip çorbasını içtiğimiz bize ilim irfan öğreten yurtlarımıza, eli öpülesi hocalarımızı arayıp sormayışımıza, mezun olduktan sonra bir daha selam vermeyişimize ağlayalım.
Belki en kötüsü de, bu hissimizi yitirişimize ve
ağlamayı unutuşumuza ağlayalım. Çoğu şeyin farkına varmadan yaşıyoruz.
Sokakta telaşla ilerlerken hayattan ümidini yitirmiş birisi geçiverir
yanımızdan bakar geçeriz.
Alaca karanlıkta pazar artıklarını toplayan fakirleri görürüz.
Çöp bidonunu karıştıran adamın parmakları yırtık pabucunun içinde donarken,
basit bir boş şişe bulup onunla oynayan minik bir çocuk görürüz.
İyilik yapmayı uzaklarda aramayalım.
Aslında o yanıbaşımızda bizi beklemektedir.
Öyle insanlar vardır ki, parasızlıktan veya maddi yetersizliklerden dolayı değil, sadece sevgi sözcüğüne hasret olarak ilgisizlikten ölür giderler.
Bazen, kedinin ayak tıkırtısı veya rüzgarın sürüklediği kağıdın hışırtısı,
ümit uyandırmak için insanın yerini alabiliyor.. .
Bir aile “Acaba hangi lokantaya gitsek?” diye düşünürken,
yan komşusunun yokluktan yiyecek bulamayıp, çocukların feryatlarını ve çaresizlik içinde kıvranan anne-baba’nın hâlini düşünün.
Bunlar işin maddi yönü, bir de mânevi yönü var ki, imana, islâma, ilim ve irfana, ahlâka susamış yüzlerce çocuk var sokaklarda.
Onların elinden tutup, onlara yardımcı olup, gerekirse masraflarını cebimizden karşılayıp bataklıktan çıkaramadığımız gençlerin haline bakıp ta ağlayalım.
Unutmayalım İyilik, hayata anlam kazandırır.
İyilik öyle bir dil’dir ki hem dilsizler konuşabilir onunla,
hem de sağırlar işitir onu... Hayat bir
iyilik yarışıdır ve sevmektir.
Biz de birilerinin elinden tutup hayata kazandıralım,
Bataklıktan kurtaralım.
Sevmek ve paylaşmak ise boş sözle olmaz. Sevmek
ilgilenmektir.
Zaman ayırmaktır.
Paylaşmaktır.

Muhabbetlerimle..
A.Kadir ÖKSÜZ
Doğru olsam ok gibi, yabana atarlar beni
Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni

Asfa

MAVERA02 kardeşim çok güzel paylaşımlarda bulunuyorsun Allah (c.c.)razı olsun!
İlimsiz ibadetin tadı olmaz!...