Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Mekkede bıraktığın altınlar

Başlatan Oruc_Reis, 27 Kasım 2006, 03:48:38

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Oruc_Reis

“Mekke’de bıraktığın altınlar!”

Hazreti Abbâs, Bedir Savaşı esnasında daha Müslüman olmamıştı. Müşriklerin zoruyla savaşa sokulmuştu. Savaş sonunda, esîr edilip Medîne’ye götürüldü. Peygamber efendimiz kendisine buyurdu ki:
- Ey Abbâs, kendin, kardeşinin oğlu Ukayl bin Ebû Tâlib ve Nevfel bin Hâris için kurtuluş akçesi öde! Çünkü sen zenginsin.
- Yâ Muhammed, ben Müslümanım. Kureyşliler beni zorla Bedir’e getirdiler.
- Senin Müslümanlığını Allahü teâlâ bilir. Doğru söylüyorsan Allah sana elbette onun ecrini verir. Fakat senin hâlin, görünüş i’tibâriyle, aleyhimizedir. Bunun için sen kurtuluş akçesi ödemelisin!
- Yâ ResûlAllah, yanımda 800 dirhemden başka param yoktur.
- Yâ Abbâs, o altınları niçin söylemiyorsun?
- Hangi altınları?
- Hani sen Mekke’den çıkacağın gün, hanımın Hâris’in kızı Ümmül Fadl’a verdiğin altınlar. Onları verirken, yanınızda sizden başka kimse yoktu. Sen, Ümmül Fadl’a, “Bu seferde başıma ne geleceğini bilmiyorum. Eğer bir felâkete düçar olup da dönemezsem, şu kadarı senindir. Şu kadarı Fadl içindir. Şu kadarı Abdullah içindir. Şu kadarı Ubeydullah içindir. Şu kadarı da Kusem içindir” dediğin altınlar?
Peygamber efendimiz altınlar hakkında bu kadar teferruatlı bir şekilde bilgi verince, Hz. Abbâs çok şaşırdı:
- Allaha yemîn ederim ki, ben bu altınları hanımıma verirken yanımızda kimse yoktu. Bunları sen nereden biliyorsun?
- Allahü teâlâ haber verdi.
Bunun üzerine, “Senin, Allahü teâlânın Resûlü olduğuna şimdi gerçekten inandım. Doğru söylediğine şehâdet ederim” diyerek hemen Kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldu.
Hz. Abbâs Müslüman olunca, Resûlullah onu Mekke’de görevlendirdi. Müslüman olduğunu kimseye söylemedi. Mekke’de olup bitenleri, gizlice Peygamber efendimize bildirirdi. Bir zaman sonra Peygamber efendimizin hasretine dayanamayıp, Medîne’ye gelmek istediğini mektupla bildirdiğinde, Peygamber efendimiz, “Senin bulunduğun yerdeki cihâdın daha güzel ve faydalıdır” buyurdular.
cihan baginda ey akil, budur makbul-i ins i cin.Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin.