.::Maksut::. (Tamamı)

Başlatan ankebut-57, 19 Aralık 2006, 13:36:09

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Himmet

Fetha üzerine mebni olduğu için öyle okunmuştur.Olabilirmi acaba? :?  :oops:
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..

müteallim

Alıntı yapılan: "Himmet"Fetha üzerine mebni olduğu için öyle okunmuştur.Olabilirmi acaba? :?  :oops:

hepsi merfu oldugu halde o neden fetha olsun mebni olacak bir sebeb göremiyorum.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

tibet

Alıntı yapılan: "müteallim"اَحْمَرُ اَحْمَرَانِ حُمْرٌ   حَمْرَاءَ حَمْرَاوَانِ حُمْرٌ  burada ahmeru ,ahmerani ,humrun, diye bütün kelimeleri haleti raf´i olarak okuyoruzda neden hamraae diye haleti nasbini okuyoruz.Lütfen cevap,
hamraae kendisinde elif-i memdüde vardır,yani badel elif hemze vaki olan.Fetha, Ehaffül Harekat olduğu için,bu şekilde okunuyor olabilirmi :oops:

ankebut-57

#18
Alıntı YapHemze-i Kat’ıllar (Düşmeyen Hemzeler)

.....

9-) Lam-ı Tarifin hemzesi.

Peki bu Lâm-ı Târifin Hemzesi gerçekten Hemze-i Katı mı?
Bunun esâsen hemze-i vasıl olduğunun ancak, bu şekil kullanım çok olduğu için Hemze-i Katı olduğu yönünde bazı duyumlar almıştım. Bu konu hakkında bilgisi olan varsa aydınlatabilir mi? (Her ne kadar önemsiz olsa da)
Âlimleri irfan sahib eden, üç harf ile beş noktadır.(عشقْ)
Mü'minleri duhûlü cennet eyleyen, beş harf ile üç noktadır. (ايمان)

www.ayasofya.org

tibet

Hemze-i vasıl da hemze-i kati de olması caizdir.

ruy-ı zemin

Alıntı yapılan: ankebut-57 - 12 Mart 2007, 14:37:08
Alıntı YapHemze-i Kat’ıllar (Düşmeyen Hemzeler)

.....

9-) Lam-ı Tarifin hemzesi.

Peki bu Lâm-ı Târifin Hemzesi gerçekten Hemze-i Katıl mı?
Bunun esâsen hemze-i vasıl olduğunun ancak, bu şekil kullanım çok olduğu için Hemze-i Katıl olduğu yönünde bazı duyumlar almıştım. Bu konu hakkında bilgisi olan varsa aydınlatabilir mi? (Her ne kadar önemsiz olsa da)


imamı sibeveyhe göre lamı tarife bitişen hemze, hemze vasıldır. imamı halile göre ise lamı tarife bitişen hemze hemzeyi katığdır. -şuruhu sarf-
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

müteallim

lami tarif ismi cinsin basinda olursa hemzei ka´ti normal bir kelimenin basinda bulunursa hamzei vasildir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

reis-de-aglar

ellerinize sağlık.Allah razı olsun emeği geçenlerden
zaman alışmayı öğretir;unutmayı asla.........

narçiçeği

Hz Allah razı olsun ... hem avamil de hem de maksutta  çok yardımcı oluyor bana bu konular ...evde çözemediğim yerleri daha rahat öğrenme şansını yakaladığım için çok müteşekkirim sizlere ... o1)) o1)) o1))
Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-i Hudâ’dır bu
Nazargâh-i ilâhidir, Makam-ı Mustafâ’dır bu

müteallim

maksut ve imami azam ebu Hanife
January 1st, 2007bezirgan
Magsudun musannifi hanefi mezhebimizin imami, imami azam hazretleridir.Allah kendilerinden razi olsun sefaatina nail eylesin.

İsmi Numan...
Hicri 80 senesinde Küfe'de doğdu, 150 senesinde 70 yaşlarında yine Küfe'de vefat etti.
Numan: Bedeni ayakta tutan, hayata sebep olan kan demektir. Lâle çiçeğinede numan denir.
Babasının adı Sabittir. Sabit Rh.A gençliğinde ahlâkı temiz, takvâ ve zühd ehli, ilim sahibi, nur yüzlü hâlis mü'mindi....
İşte Ebu Hanife böylesine verâ ve iffet sahibi bir soydan gelmiştir.
Babası Sabit Hz.leri oğlu Numan'ı Hz.Ali R.a.'ın huzuruna götürdü. Ve İmam-ı Azam hakkında büyük dua ve teveccüh almağa sebep oldu. Bu duanın bereketini beklerdi.
Büyükler meclisine meraklı olan İmam, ticaretle uğraşırken, onların sohbeti gönlünü uyardı. Çarşıyı pazarı bıraktı, kendini ilme verdi. Kelâm ilminde zirveye vardı.
Ehl-i Sünnet itikadını yaymak için Basra'ya bazan da başka şehirlere gider, icabında oralarda bir seneden fazla kaldığı olurdu.
Sonra fıkıh hocası Hammad'ın derslerine devamla ondan öğrendiklerini hıfz etti.
Hâsılı: Tefsir, Hadis ve diğer bütün ilimlerde, emsalsiz kemâle ermiş, ilmi hakikatleri derinliğine bilen, müşkilleri halleden, keskin zekâ sahibiydi...
Küfe'li biri Hz.İmam'ın bir kıyasına itirazla,
-"İlk kıyası yapan iblistir" demişti. Hz.İmam,
-Ey filan, iblis fasit kıyasla ilâhi emre karşı geldi; kâfir oldu. Bizim kıyasımız emr-i İlâhiye uymaktır. Zira kıyastan kastımız, Kur'an-ı Kerim'e, Sünneti Rasul'e, Sahabe ve Tâbiin'in imamlarına dürüst surette tâbi olmaktır. Yani biz tâbi olmak talebindeyiz. Onun etrafında dolaşıyoruz. Nasıl bizi iblisle kıyaslarsınız? buyurdu. Adam uyandı, tevbe etti ve Hz.İmam'a hayır duada bulundu.... Hz.imam;
-"Hiç bir mevzuda re'yimize uymak için kimseyi zorlamayız. Kabule icbar etmeyiz. Daha sağlam delil bulan, daha güzel re'yi olan söylesin, bizde kabul edelim" sözleriyle güzel beyanda bulunmuş ve bütün dünyaya ilmi bir meydan okuma hâli göstermiştir.

Hz.İmam güzel yüzlü idi, güzel elbise giyerdi.
Üç çeşit elbisesi olur, en kıymetlisini namazda giyerdi. Biri siyah renkli yedi adet takkesi vardı.

Şüpheli sözlerden sakınır, dünya adamlarından uzak durur, ilmini ve malını talebelerinden esirgemezdi. İbadete son derece düşkün, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif'lerde kapalı olan kısımları kıyasla çözer, müşkilleri hallederdi.

-"Beni görene, beni göreni görene müjdeler olsun" Hadis-i Şeif'ine mazhar olmuş; Sahabei Güzin'den bir kaç zâtla görüşmüştü.

Diğer bir Hadis-i Şerif'de:
-"İnsanların hayırlısı, benim asrımda olanlardır. Sonra ikinci asır, sonra üçüncü asırdakiler" buyuruluyor. Bu itibarla Hz.İmam Tâbiin devrinde fetva vermek şerefine sahipti.
Zamanında alimlerin en müşkil mes'elelerini halletmiş, kimsenin ulaşamadığı maddi ve manevi şöhrete nâil olmuştur.

Mezhebi diğer mezheplerden ziyade yayıldı, her hususta, tâbileri çoğaldı. Ticari kazancından, kendi ihtiyacından başka diğer ehl-i ilmin ve talebe-i ulumun ihtiyacına sarfederdi.

Son haccında malının yarısını Kâbe'de hizmet edenlere bağışladı.
Hac'da Kâ'be-i Muazzamanın içine girdi; Kur'an-ı Kerim'in yarısını bir ayağı üzerinde, yarısını da diğer ayağı üzerinde okuyarak iki rek'at namaz kıldıktan sonra, kemâli mahfiyyet ve zilletle Allahü Teala'ya iltica ve niyazda bulundu ve Allahü Teala'dan hitab-ı izzet geldi:
-"Ey Ebu Hanife: taat ve niyazın kabul olundu. Kıyamete kadar seni ve senin mezhebinde (yolundan) gidenleri mağfiret eyledim" buyuruldu.

Yaz günlerinde öğle-ikindi arasında, kışın gecenin evvelinde biraz uyur, diğer vakitlerini ilim öğretmek ve ibadet etmekle geçirirdi.
Ders arkadaşı İmam-ı Mis'ar, yatsı abdestiyle sabah namazı kıldığını işitti. İnanmayıp, araştırmak kastıyla yatsıyı İmam-ı Azam ile kıldı. Bir hayli mescitte kaldıktan sonra Hz.İmam'ın papuçları üzerine km taneleri ile işaret koyup çıltı. Sabah erken gelip işaretleri yerinde gördü. Böyle üç gün tecrübeden sonar:
-"Ya İmam! Ben sana süi zan ettim, beni affet" diye özür beyan etti.
Hz.İmam:
-"Sen, bana değil Allahü Tealaya süi zan ettin. Kendini Ona affettir. Bu bir emanettir, taşıyoruz" buyurdu...

Ne faydasız söz söylediği görülmüş, ne de boş vakit geçirdiği...

Bir dostu:
-"Niçin istirahat etmezsiniz?" demişti.
-"Fenalığın büyüğü, vaktini faydasız geçirmektir" buyurdular.

Faydasız söz edenlere:
-"Bırakın boş lafları, gelin bir mes'ele halledelim de bizi rahmetle yâd etsinler" buyururdu.

Kaderin bilinmeyen esrârı: Hapishanede bir çok cefalardan sonra zehirlenerek şehit edildi.

Kaynak: İslam Büyükleri
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

narçiçeği

Allah razı olsun ..  duymadığımız bir şeyi daha öğrenmiş olduk ...
Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-i Hudâ’dır bu
Nazargâh-i ilâhidir, Makam-ı Mustafâ’dır bu

ruy-ı zemin




بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

مقصودون مصنف امام اعظام ابو حنيفه خضرتلردر
حجرى ۸۰  تارهنده كُوفَدَه  دوغموش و حجرى ۱۵۰ تارهنده بغداد ده ارتحال ايلمشدر

مصنف خضرتلرى: عربى علملرين شرعى علملرى اوغرنميه وسيله اولدوغونى بيان ادر

عربى علملر شونلاردر

   لغت  ۲* تصريف   ۳* نحو ۴* منطيق ۵* معانى ۶* بيان ۷* بديع**


شرعى علملر ايسه شونلاردر

  تفسير ۲* حديث  ۳* فقه ۴* كلام ۵* اخلا ق*

مقصود ثلاثى مجرديڭ ۲. بابندان اسم مفعولدر   

قَصَدَ-يَقْصِدُ-قَصْدًا-قَاصِدٌ-مَقْصُودٌ

مقصودڭ ۲. بابدان اولدوغونه دليل اولان آيت كرمه

استعيذ بالله: وَاقْصِدْ فِي مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِن صَوْتِكَ إِنَّ أَنكَرَ الْأَصْوَاتِ لَصَوْتُ  لقمان سورسى-۱۹

َ حمد دغرى يولى مؤمنلره مبالغه ايله هيبه اديجى اولن خضرة اللهه محصوصد

صلات و سلام گناه اشلمكدن منع اديجى ثواپ اشلمك ازره تشويك اديجى اللهيڭ نبيسى اولان محمّد عليه السلام و اونون آل و اصحابنڭ ان خيرللارى اوزرنه اولسون

ما وجب عليناى {بسمله، حمدله، صلوله} ذكر ادپ ذكرندن فارغ اولدوقدان صڭره  محقّاق عربى علملر شرعى علملره بر وسلدر. عربى علملرن ركنلارندن برى علم صرفدر. علم صرف سبب ايله  مصداردان مشتاق اولان فعللردن آض اولان چوق اولدى. خضرة الله موفق قيلجى و ارشاد اديجىدر




پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

hunkar28

Yıllar  önce  okumuştum.Çok faydalı bir kitap.Allah razı olsun.

adilcevaz

ne kadar güzel olmuş bu bölüm çok begendm .emegi geçen herkesden Allah razi ve memnun olsun.hemen hemen hepsini unutmuşum.daha ilerki yıllarda hiç hatırlamicam heralde...tşkkrlr...
Bütün dünyayı verseler gamım bitmez nedendir bu
Taa ezelde gam turabıyla yoğrulmuş bendendir bu
Terk etme insafı makamı imtihandır bu
Gelen gider giden gelmez iki kapılı handır bu!

dostbahıiıi