Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

iran ve islam

Başlatan eginli, 27 Ağustos 2008, 18:14:29

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

eginli

kardesler, iran cb si türkiyeyi ziyaretinden sonra  türkiyedeki müslümanlar arasinda ona karsi bir sempati uyandi... acaba irandaki ehli sünnet müslümanlario icnde öyle sempatikmidir... oysa bir ara okumustum ordaki ehlisünnet müslümanlarin dini ibadetlerini ifada sikinti cektiklerini... bu konuda daha genis malumati olan varsa belirtmenizi rica ederim... saygilarimla...
Allah(c.c)selami üzerimize olsun.

Bu dünyanin cefasindan sefasina sira gelmez,
gafil olma  ilme calis gecen günler geri gelmez.

Devletin Bekasi

Iranda halkin cogunlugu Siidir. As sayida Ehli sünnet olsada, oinlarda malesef mecburiyyeten kendilerini saklamakda. Coks ayidakilerde göc etmekde. Malesef aralarindan aileleri siddet görenler ve hatta babalari öldürülenler, sadece ehli sünnete tabi olduklari icin öldürülenler, ensar el sünnah dedigimiz örgüte katilmislardir. Siddetten siddet dogar kavraminda olsa gerek, bunlarin eglemleri genelde sia toplumuna, bagzende Irakda isgal edilen Yabanci askerlerede olmaktadir. Malesef Sia kesimi asla kendilerinin haricindekini müslüman saymaz, hatta ehli sünnet cemeatini Kuran ayetlerini sakladigi icin suclar. Sahabelerin bagzilarina küfür dahi etmekde olan bu topluluk, mutlak sürecde felakettedirler. Bir baska sayfaya yazdigim metni buraya kopyalayim. gözden kacmis olacak herhalde...
Öncelikle Sia kelimesi Arapcada(Hocalarim hatam varsa düzeltsinler), bir Insanin yardimcilari ve ona uyanlar; ayni görüste olmasa da bir sey üzerinde birlesen topluluk, firka, bölük manalarina gelir(Kaynak: Sirri Giridi, Araü´l-Milel,s.107,Istanbul 1303 ve Prof. Dr. Ethem Ruhi Figlali, Imamiyye Siasi s.9, Istanbul 1984
Bunu acikladiktan sonra birde Sünni ve Sii kaynaklarinin tariflerine göre ise Sia söyledir;
- Hz. Ali´ye taraftar olanlar
- Hz. Alinin Hz. Peygamber´den sonra insanlarin en üstünü(efdali) olduguna inanananlarin,
- Hz. Alinin bizzat Hz Peygamber tarafindan imamlik ve halifelige tayin olundugunun; dolayisiyla halifeligin onun ve  ehli beytin hakki oldugunu iler sürenlerin,
- Hz. aliden sonraki imamlarin da mutlaka onun soyundan(Ehli Beyt), acik veya gizli bir nassla(delille)tayin ve vasiyyet olunacagini kabul edenlerin,
- Imamlarin büyük ve kücük günahlardan korunmus(masum) ve özel bir bilgiyle donatilmis olduklarini söyleyenlerin;
teskil ettigi topluluklardir (Kaynaklar:Sirri Giridi, Araü´l-Milel,s.107,Istanbul 1303 ve Prof. Dr. Ethem Ruhi Figlali, Imamiyye Siasi s.12, Istanbul 1984 ve Tehanevi, Kessafu Istilahati´l - Fünun c.1 / S.764, Istanbul 1984.
Birde Sia nin kollarini sayalim maglumat olsun diye:
Sia 22 firkaya ayrilmis be bunlarin biri digerini tekfire kadar gitmistir. 
Sianin asillar 3 tür.
Bunlarda:
1-Gulat: ýine kendi icersinde 18 firkaya ayrilmis. Bunlarin icinde en önemliside ve birinci sirada gelenide Abdullah ibni Sebe´ye mensup olanlarin teskil ettigi " Sebbeiyye " firkasidir.
Abdullah ibni sebe hakkinda: Hz. Osmanin Hilafeti zamaninda Müslüman olmus YAHUDI ASILLI biridir. HAlki Hz. Osman r.a.´a karsi isyana tesfik edip, fesat cikarmaya calismistir. Hatta birgün Hz. Aliye hitaben (HASA) Sen hak ILAHSIN der. bu söz üzerin Hz. Ali r.a onu medineye sürgüne gönderir.
Imametin Hz. Ali´ye vücubuna dair ilk sözü ortaya atanda bu adamdir. Gulat-i Siaya ayit bütün firkalar, Yahudi asilli bu adam tarafindan kurulan " Sebe´iyye " firkasindan cogalmistir. (kaynak: Sirri Giridi, Araül- Milel, s.108 ve Sehristani, el-Milel ve`n Nihal c.1 / S.174 ve Seyyid Serif Cürcani, Serhul-Mevakif, S.624)
2-Zeydiyye: Bunlar, Zeyd bin Zeynelabidin bin Hüseyin bin Ali Hazretlerine mensup ve tabi olup, Zeydin Meshebini kabul etmeleriyle " Zeydiyye " ismini aldilar. Zeyd Hz. leri, Imam Zeynelabidin´in oglu ve Muhammed Bakir Hz. lerininde biraderidir. Lakin Zeydin Meshebinde, " hak imamin hurucu sart " oldugundan dolayi daima kardesi muhammed bakir`i, " Sen bugün imamete herkesten daha layik oldugun halde nicin hakkini dava etmiyorsun?" diye huruca tesfik edermis.
Muhammed Bakir da " Pederimiz Zeynelabidin Hz. leri hayatta iken imamete herkesden daha hakli ve laik bulundugu halde, kat`iyyen imamet davasiyla `huruc ve zuhura`tesebbüs etmedi" diyerek `huruc`sartini red ile Zeydi Susturmus.
Zeydiler, kendilerini bu zata nisbet ederler. lakin, -son derece gercek kavillere göre- Hz. Zeyd, kendisinenispet edilen delalet ehlinein sapik itikatlarindan tamamen uzaktir. Kendisi alim, abid ve zahid bir zat idi. Hakkinda söylenilenler ise, ona bagli olduklarini iddia edenlerin itiraflarindan ibarettir. (kaynak:Sirri Giridi, Araül- Milel, s.150-151 ve Sehristani, el-Milel ve`n Nihal c.1 / S.154-155 ve Seyyid Serif Cürcani, Serhul-Mevakif, S.628 ve Izmirli Ismail Hakki, Yeni ilmi kelam S.77 Ankara 1981.
Birde bu ücüncü kesim var. Asil bunlarin Sapikliklari tavan yapmis ve halen cok sayida taraftarlari olanlardir. Humeynide bunlar üzerine amel etmistir. zira imamiyyede sia`nin esas kismini teskil eder.
Imamiyye: Bunlarda bir kac kisma ayrilmislardir kendi aralarinda. Imamet bahsinde inancalrida söyledir:
Hz. Ali, acik bir nass (delil) ve Peygamberin vasiyeti ile halife olmustur. Sonra da imam hasan, imam hüseyin vasiyyet icabinca Peygamber`in halifesidir. Imam Hüseyin`den sonra ise halifet, sirasiyla Ali Zeynelabidin´e, ondan da oglu Muhammed Bakira gecmistir. Muhammed Bakir dan sonrada onun oglu olan Imam Caferi Sadik Hazretlerine intikal etmistir. Imamiyye Siasi, Caferi Sadik´tan sonra hakkinda delil olan halife hususunda ihtilafa düsmüs ve ikiye ayrilmislardir. Bunlar, " Ismailliyye " ve " Isna Aseriyye(Caferi on iki imam) dirlar.
Ismailliyye firkasina göre, Caferi Sadik´tan sonra hilafet hakki, " Imam " unvani ile bilinen Ismaile gecmistir. Böylece onlara göre imam sayisi yedide kalmaktadir.
Isna Aseriyye firkasi ise, onikinci imami son imam( onlara göre son imam Imami Muntazar lakabli, Muhammed bin el-Hasandir) olarak kabul etmekde ve son imamin ahir zamana kadar kayip olup gizlendigine inandiklari icin, bu unvanla taninmaktadirlar. Kaynaklar:Sirri Giridi, Araül- Milel, s.154-156 ve Sehristani, el-Milel ve`n Nihal c.1 / S.162-165 ve Seyyid Serif Cürcani, Serhul-Mevakif, S.629 ve Ibni Haldun, Mukaddime, C1 / S.564-565 Istanbul 1982.

Simdi kisaca bu firkalari tanidiktan sonra, bunlarin 100 % yüz Ehli Sünnetle ters düstükleri acik secik ortadadir. Bütün ehli sünnet alimileri bu firkalari siddetle red edip, hatta küfür ile itham ettikleri görüsleride vardir.
EDRIK EBEL ABBAS ENNI MUNHASIR
SEYYIDI BELYA BNI MELKANI´L-HIZIR