Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Osmanoğullarının Dramı

Başlatan abdülhamid, 24 Ocak 2007, 16:52:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

abdülhamid

*OSMANOGULLARIN DRAMI*

Osmanli'nin o hasmetli ve izzetli insanlarinin torunlari bir gecede
Avrupa'ya atildigi zaman, kimse onlarin halini hatirini sormadi. Hanedan
sülalesinin erkekleri ekseriyetle askerdi, meslekleri disarida geçmedi.
Buradaki mallari da tarümar edildi. Ayrilacaklari gece evlerini soydular ve
Türkiye'nin disinda hepsi aç birakilip öz vatanlarindan uzakta ölüme
terkedildiler.
*

•••

Hanedan mensuplarindan çogu, Sultan Vahidettin basta olmak üzere Sam'da
Selimiye Camii Serifinin avlusunda medfundur. Halife Abdülmecid Efendi
Medine'de Cerinet'tül Bakiye defnolunmustur.
*Paris Camii'nde cenazesi 10 sene beklemistir. Kendisi öyle vasiyet ettigi
için

1944'den 1954 e kadar mücadele edilmistir. Bir Ali Osman'a yakisan da böyle
vatan topragina gömülmeyi istemektir.**

Mesela O'nun* oglu Sehzâde Ömer Faruk Efendi* Misir'da vefat etti. Misir bir
Müslüman topragi oldugu halde Türkiye'de isbasina gelen herkese mektup
yazmistir. "Her türlü siyasî haktan mahrum olarak vatanda yasamama müsaade
edin. Bogaziçi'nde balikçilik yapmaya raziyim" diye Cemal Gürsel'e bile
mektup yazdi. Sonunda kabul edilmeyecegini anlayinca, o sirada Hanedan
hakkinda bir yazi yazmis bulunan rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'ye bir
mektup yazarak *"Bizi vatana kabul etmeyeceklcrinden emin oldum. Bir zarfin
içine Allah rizasi için bir avuç vatan topragi koyun da hiç olmazsa kabrime
konulsun"* diyecek kadar vatan hasreti içinde kivranmis bir insandi.

Bunun diger bir misali de Sultan Abdülhamid'in kizlarindan birisi olan
Zekiye Sultan'dir.* Kocasi da Gazi Osman Pasa'nin ogludur.* Nice'de vefat
ettiginde vasiyet etti ki, "bir gün müsait olursa beni vatan da defnedin".
Bu sebeple cenazesi Nice'deki bir kilisede tahnit edilmis (ilaçlanmis)
olarak 30 sene bekledi. Sonunda kilise mensuplari götürüp bir yere
defnettiler.
*

•••
*

...Sultan Vahdettin aç'ti. Öldügü zaman Italyan bakkallarina 150 bin liret
borcu vardi. Tabutuna haciz karari geldi.
*

Ve "Bu tabut para ödenmeden kaldirilamaz" diye tabuta yazi asildi.
*Abdülmecid Efendi'nin oglu ve Sultan Vahdettin'in damadi Ömer Faruk Efendi
ve bir kaç kisi, mutfak kapisindan tabutu kaçirdilar, Sam'a götürüp
defnettiler. Sonradan kizi, Italyan bakkallarin borcunu ödedi. *

•••


*



Vahidettin Italya'ya ilk gittigi zaman, San Remo'da kiralik bir villada
kalmaya basladi. Oradayken Kral Emanuel, Vahdettin'e bir yaver gönderdi.
"Ulkenin muhtelif yerlerinde saraylarim vardir. Zatiali nerede oturmak
istiyorsa emrine" amadedir. Kendisine aylik su kadar liret tahsis
edilmistir" dedi. Sultan Vahdettin bunlarin hiçbirisini kabul etmedi. Yaveri
Miralay Fahri Engin o sirada tercümanlik yapiyordu. *"Efendim bu kadar
ikrami reddediyorsunuz. Herhalde mutfaginizda kuru sogan bile olmadigini
bilmiyorsunuz" *dedi. Bunun üzerine Vahdettin "Fahri Bey, Maiyeti saniyemde
bulunmaya mecbur degilsiniz. Zor geliyorsa ayriliniz.* Ben Müslümanlarin
halifesi sifatiyla bir gayri müslim hükümdarin ihsanini kabul edemem"* dedi.

*

•••
*

Mahmut Sevket Efendi'yi ziyarete gitmistik. Bir Fransiz kasabasinda
oturuyordu. O siralar kizi Avinyon'da ameliyat olmus. Birlikte onu ziyarete
gittik. Odasina girdigimiz zaman kizi konusamiyordu. Mahmud Sevket Efendi
"Nermin" diye sesleniyor, kizinda cevap yok. Nermin isaretle kagit kalem
istedi, bulduk. Yazdi ki "ameliyat ederken yanlislikla dilimi kestiler
konusamiyorum." O adamin karyolanin üzerine bir abanisi yardi. Dünyada bir
kizim var, bundan sonra o da böyle dilsiz mi kalacak?" diye. Ben hayatimda,
aniden bir insan yüzünden böyle ter aktigini görmedim. Sonra bana döndü dedi
ki:* "Osmanogullarinin dramini yazip bizi aleme mi acindiracaksin?
Hiristiyanlara da "Müslümanlari asirlarca zaferden zafere kosturmus bir
aileden iste böyle intikaminizi aldiniz, sizin arzu ettiginizden daha büyük
facialara sürüklendiler?* diye mi göstereceksin?" Bu söz, onlarin gurbet
hayatini anlatirken daima kulaklarimda çinladi.

Düsünün ki bir sehzade ölmüstür. Belediye kendi imkanlari ile bir mezarlik
yeri vermedigi için,* cenazesi Mans Denizine atilmistir. Bu, Sultan
Abdülhamid'in ogludur.*

* *

Yine Nice'de parkta bir sehzade ölü olarak bulunuyor. Bankada son nefesini
vermeden bir mektup yazmis ve gögsüne ilistirmis. Mektupta söyle diyor.
*"Benim
ölümümden kimseyi mesul tutmayin, ben açliktan ölüyorum. Yelegimin iç
cebinde beni Islamî usullere göre Müslüman mezarligina defnedecek para
vardir."* Fransiz polisinin degerlendirmesi de "daha birkaç ay yasayacak
kadar parasi oldugu halde cenazesini düsünüyor, bu enayiymis" oluyor.

•••

Abdulhakim Arvasi (rahimehullah) 1940'larda buyurmus ki:* "Biz Sultan
Aziz'in ahini çekiyoruz. Sultan Hamid'in ahina daha sira gelmedi. Biz bu
hanedana yapilan zulme kayidsizligimizin cezasini çekiyoruz. Hanedan
bedduasi müthistir. Bizim ecdadimiz, hanedan bedduasindan korkardi. Çünkü
onlarin liderlikleri Allah'in tensibi takdiri ve kendi bileklerinin
hakkiydi. Birçok Avrupa ülkesinde oldugu gibi, kimse onlari Türk Milletinin
basina memur olarak koymamistir.*

•••

*Bu aksamdan itibaren Osmanli Hanedani' ndan hiç kimse kalmayacak*

*Osmanli hanedaninin bütün erkekleri bu gün aksama kadar hudutlarimizi terke
mecburdurlar. Malum oldugu gibi bunlarin bir kismi dün muhtelif yerlere
gitmisler, bir kismi da bugün gitmek üzere kalmislardir. Hanedan azasi önce
gidecekleri yerleri tespit ettikten sonra polis müdürlügü gidecekleri
memleketlere kadar aile biletlerini almis ve harcirahlarini vermistir. Polis
Müdür Muavini Kamil Bey ayrica hanedan azasinin her birine birer senet
mukabilinde bin lira (125 sterlin) vermistir. *

**

*Vali Haydar ve Emniyeti Umumiye Müdürü Muhittin beylerin verdikleri izahata
göre bu alelhesap verilmis bir miktar olup bir müddet sonra gidenlere
ihtiyaçlarini temin etmek üzere para gönderilecektir.** *

Aksam 7 Mart 1925
•••