Sarf Ve Nahiv Hakkinda Beytler, Şiirler ve Fıkralar

Başlatan Padisah, 24 Şubat 2005, 06:59:29

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Garîb

Bir tane de bizden olsun...

Evvelden Ramazan-ı Şeriflerde medrese talebeleri köylere, bucaklara dağılır, hem teravih kıldırıp va'z u nasihat ederler ve hem de Ramazan-ı Şerifin sonunda  cerr ( harçlık ) toplayıp ufak tefek ihtiyaçlarını karşılarlarmış...

Yine bir Ramazan-ı Şerif'te büyükçe bir köye, Ahmed isminde gayretli, bir medrese talebesi (softa) gelir.. Mubarek ay boyunca hizmetten hizmete koşar...

Bayram namazından sonra hem köylülerle bayramlaşıp vedalaşmak ve hem de verilen harçlıkları (cerleri) toplamak niyetiyle evleri dolaşmaya başlar...

Nihayet ,köyün ağalarından, evvelden azbuçuk  medrese tahsili görmüş  olan Hüseyin Ağa'nın evine varır.. Helalleşir.. Bekler, ama nafile.. Hüseyin Ağa hiç para koklatacak gibi değildir..   Ahmed zekidir.. Lafı İlim talebesine yapılan yardımın faziletine getirir..

Hüseyin Ağa tebessüm eder ve "Evladım" der.

- "Senin adın ne ?"

- "Ahmed efendim"

- "Peki evladım ! "Ahmed" gayr- munsarif değil mi.. Hiç cerr kabul eder mi"

Bizim zeka yumağı medrese talebesi Ahmed'in gözleri ışıldar ve o güzelim cevabı verir:

" Efendim. Ağanın kesesine muzaaf olursa, cerr de tenvin de kabul eder..."

Ve bu hoş cevapla mest olan Hüseyin Ağa, bu ilim talibine yüklü bir yardımda bulunur..
Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

ruy-ı zemin

Hocam çok güzel oldu. Elinize saglik. Cenab-i Hak böyle zeki talebelerin adedini artirsin.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

resr


afrah

Alıntı yapılan: ruy-ı zemin - 24 Temmuz 2008, 18:36:50
Hocam çok güzel oldu. Elinize saglik. Cenab-i Hak böyle zeki talebelerin adedini artirsin.
.....Eger bu yoldan dönmek kader ise,
o kader beni bulmadan Emanetini üzerimden al YARAAB....

hezarfen

#64
Selamün aleyküm,forumun bu kısmına daha yeni giriyorum.Garip hocamın yazdığı hadiseyi okuyunca şu şiir aklıma geldi:     
                                                    نَزَلْتُ بِدَارِ عَبْدِ اللّهِ ضَيْفًا    فَجَرَّ الْوُدَّ مِنِّى بِا الْاِضَافةِ
                                     نَعَمْ جَرَّتْ اِضَا فَتُهُ وِدَادِى    فَاِنَّ الَْجَرَّ مِنْ عَمَلِ ا ْلاِضَافَةِ 

                                                                                               Bedayiu'l-izhar s:148
  "Abdullah'ın hanesine müsafir olarak geldim   /  Ziyafet sebebiyle benim muhabbetimi celb etti
   Evet (hakikaten beni memnun edip)ziyafeti muhabetimi çekti. / Zira muhabeti celb etmek ziyafetin amel (ve neticesi)dir."
   Son mısraın acuzu hem de şu manaya gelir  "çünkü cer izafetin amelindendir"  cer kelimesinin hem nahiv ıstılahında kullanılması hem de çekmek celb etmek manalarına olması; izafetin de hem nahiv istılahında kullanılması hem de hem de ziyafet vermek mansına gelmesi böyle bir cinaslı ifadeyi mümkün kılmış.
یا رسول  الله  چه با شد  چون  سگ اصحا ب  کهف
      داخل  جنت   شوم  در   زمره   اصحا ب  تو     
    او  رود  در  جنت  من  در جهنم  کی  روا ست    
او  سگ  اصحا ب  کهف  من  سگ  اصحا ب  تو      
                      ملا جا مى  حضرتلرى

imamısekkaki

birgün beyi hanımına,hanım akşam yemege üç kişi gelicek yemekleri hazırla der.akşam misafirler gelir yemek yenir ama yemekler yetmez beyi hanım niye az yaptın diye söylenir.hanımda şu cevabı verirbey sen bana üç misafir gelicek dedin üçtane hoca efendi gelicek demedinki demiş  a15))

lemya

arkadaşlar kardeşlere sohbete giricem ilk olduğu için çok korkuyorum çok dua bekliyorum mevlam şimdiden razi olsun

Nekre

Hoca efendinin biri talebeleriyle avamil okurlarken harfi cerleri bitirmişler.
Talebelerden bir tanesi çıkıp biiznullah harficerleri bitirdik deyince hocanın başından
aşağı kaynar sular inmiş ne yapacağını şaşırmış.
Asıl hoca nefsini terbiye etmiş kimsedir.

Himmet

Alıntı yapılan: Nekre - 20 Ocak 2009, 11:01:40
Hoca efendinin biri talebeleriyle avamil okurlarken harfi cerleri bitirmişler.
Talebelerden bir tanesi çıkıp biiznullah harficerleri bitirdik deyince hocanın başından
aşağı kaynar sular inmiş ne yapacağını şaşırmış.
eyvah eyvah  :)
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..

vuslatım

Alıntı yapılan: mars - 29 Mayıs 2005, 23:02:16
Bir gün talebenin birisi köyüne izine gider. Köylerindeki inde (mağara) bir eğer bulur. Sahibi olmadığına göre bunu alabilirim diye düşünerek eğeri alır. Pazara götürüp satarak parasını harçlık yapar. Ve izin sonunda kursa döndüğünde imtihan hey'eti gelir ve imtihan olur. İmtihanda abi talebeye ibare okutur. İbarede "İN KÂNE" kelimesi geçer. Talebe mana verirken "eğer olursa" der. Ve abi
"Söyle bakalııım eğeri nerden aldın?" Talebe "abiye malum oldu köydeki inden aldığım eğer" diye çok mahçub oluyor.  :oops: Ama çaresiz cevap vermek zorunda. Kızar, bozar cevabını veriyor:
"İnden aldım efendim" der demez, abi talebeye kocaman bir aferim çekiyor. Ama talebe neye uğradığını anlayamıyor... :)
cok guzel bı hıkayeymıs
"Sudayım,topraktayım,ateşler içindeyim.Rüzgarlarla üzülüyorum.Bu dört unsurum etrafımda,fakat ben bu dörtünden değilim.Ben ötelerdenım"MEVLANA ks

vuslatım

Alıntı yapılan: Mahi - 15 Mayıs 2008, 18:52:19
İlmi çalışmalara meraklı bir hoca efendi evlenir ve fakat başını kitaplardan kaldırıpta ailesiyle konuşmaya vakit bulamazmış. Bir taraftan yalnızlık, bir taraftanda kocasının alakasızlığı kadına dert olmuş. Birgün, kitapları ile meşgul bulunan kocasına: " hoca efendi, neye bakıyorsun? " demiş.  Kocası: " Vankulu'na bakıyorum " cevabını vermiş. Kadın taşı gediğine koyarak: " Ne olursun, biraz da ben kuluna bak " demiş...


Vankulu: Kamus tertibinde iki ciltlik bir lügattır...
cok guzelmıs tesekkurler
"Sudayım,topraktayım,ateşler içindeyim.Rüzgarlarla üzülüyorum.Bu dört unsurum etrafımda,fakat ben bu dörtünden değilim.Ben ötelerdenım"MEVLANA ks

DaDa$

#71
Alıntı yapılan: hezarfen - 22 Ağustos 2008, 01:37:35
Selamün aleyküm,forumun bu kısmına daha yeni giriyorum.Garip hocamın yazdığı hadiseyi okuyunca şu şiir aklıma geldi:     
                                                    نَزَلْتُ بِدَارِ عَبْدِ اللّهِ ضَيْفًا    فَجَرَّ الْوُدَّ مِنِّى بِا الْاِضَافةِ
                                     نَعَمْ جَرَّتْ اِضَا فَتُهُ وِدَادِى    فَاِنَّ الَْجَرَّ مِنْ عَمَلِ ا ْلاِضَافَةِ 

                                                                                               Bedayiu'l-izhar s:148
  "Abdullah'ın hanesine müsafir olarak geldim   /  Ziyafet sebebiyle benim muhabbetimi celb etti
   Evet (hakikaten beni memnun edip)ziyafeti muhabetimi çekti. / Zira muhabeti celb etmek ziyafetin amel (ve neticesi)dir."
   Son mısraın acuzu hem de şu manaya gelir  "çünkü cer izafetin amelindendir"  cer kelimesinin hem nahiv ıstılahında kullanılması hem de çekmek celb etmek manalarına olması; izafetin de hem nahiv istılahında kullanılması hem de hem de ziyafet vermek mansına gelmesi böyle bir cinaslı ifadeyi mümkün kılmış.

güzel şiiir teşekkürler

söz verdik

ölümümüzden  sonra mezarimizi aramayiniz,bizim mezarimiz ariflerin gönüllerindedir...mevlana

melmir

#73
Nihayet talebelerin dersde monotonlastigi ortamda dersi canlandiracak bir sürü meyvemiz oldu. Emegi gecen herkesden Allah razi olsun  g4)) Icinden bilmedigimiz bir cok yeni seyler daha duymus olduk

— Vâkıa ben de şek ediyorsam da, sen benden eşek (Arapça ismi tafdil sîgası ile, daha ziyade şüpheci mânâsına) imişsin!.. (Külliyât-ı Letâif, Faik Reşad, s. 129)
Yüzüne gülenler yüzde yüz yalandir
Menfaat kaygisi falan filandir
Cebin delik ise vermezler bir yudum su
Bos ver kardesim gecer dünya malidir bu...

Lika

Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim