En iyi okul hayattır

Başlatan İsra, 15 Kasım 2008, 04:31:31

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

Hemen her şeyin bir okulu var, ama en önemli şeyin yani hayatın okulu yok…

Çünkü hayatın kendisi çok iyi bir okuldur.

Her insan hayatı boyunca kabiliyeti, çabası ve merakı ölçüsünde hayattan çok şey öğrenir. Yani insan kendini hayatın içinde eğitir. Ne yaparsınız ki, tam mezun olacakken, ömür biter!

Önemli olan hayattan öğrendiklerimizi yine hayata uyarlayıp hayatımızı bu sayede biraz daha dinamik, biraz daha huzurlu, biraz daha mutlu yaşamak…

Doğumla ölüm arasında yaşananlara eskilerimiz “tecrübe”, yenilerimiz “deneyim” diyorlar.
Yalnız, deneyim (yahut tecrübe) sahibi olmak ilim sahibi olmak demek değildir. Hattâ deneyim, çağdaş gelişmeler kavranamaz ve geçmişle harmanlanamazsa, insanın ayaklarına bile dolaşabilir. Deneyimin kazanıldığı dönemle mevcut dönem arasındaki ilişki sağlıklı biçimde analiz edilebildiği takdirde, deneyim, yol gösteren bir kılavuza dönüşür.

Bu bakımdan tecrübenin bilgi ve görgü ile desteklenmiş olması gerekiyor.

Bunca gevezelikten sonra, gelelim hayat okulundan bunca yıldır öğrendiklerime…

Tabii her birini “formül” haline getirip sunmak istiyorum. Bu da bazı şeyleri kaçırmak anlamına geliyor, ancak aksi halde bir köşe yazısının sınırlarına sığdırmak mümkün olmaz.

Şimdi gelelim hayattan öğrendiklerime…

* İnsan, sadece sevilen biri olmak için çaba gösterebilir, ancak hiç kimseye kendini zorla sevdiremez…

* Sevdiğiniz ve düşündüğünüz insanlar, sizin onları sevdiğiniz ve düşündüğünüz kadar sizi sevmeyebilir, düşünmeyebilirler. Bunu fark ettiğinizde hayal kırıklığına uğramayın. Çünkü sevgi, karşılıklı bir alışveriş değildir…

* Güven kazanmak için yıllar gerekir, ama nice emekle kazandığınız güveni yok etmek için birkaç saniye yeterlidir…

* İnsan evindeki eşyalardan çok, evindeki insanlara değer vermelidir…

* Biraz zekâsı olan ve bunu doğru kullanmayı bilen her insan, bir toplulukta, yarım saat kadar kendini dinletip ilgi çekebilir; ama sadece bilgisi ve görgüsü olanlar, ilgiyi sonuna kadar devam ettirebilirler…

* Tarih kitapları genelde olaylardan, zaferlerden, yenilgilerden, başarı yahut başarısızlıklardan söz ederler; oysa önemli olan bunlar değil, insanlardır.

* İnsan sevdiği kişilere sevgi dolu sözler söylemeli, çünkü her görüşme son görüşme olabilir...

* İnsan kendini başkalarının en iyi yaptıklarıyla değil, kendi en iyi yaptığıyla karşılaştırmalıdır...

* İnsan bazen kendi istediği gibi sevilmeyebilir, ancak bu hiç sevilmediği anlamına gelmez…

* İnsan kimi zaman çok haklı olarak bazen sinirlense bile, asla acımasız olmamalıdır…

* Arkadaşlarınız, dostlarınız, sevdikleriniz ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, sizi ne kadar büyük bir sevgiyle severlerse sevsinler, bazen size karşı hatalar yapabilirler, sizi üzebilirler; bu durumda bile onları sevmekten ve affetmekten vazgeçmemek gerekir…

* Başkaları tarafından affedilmek yetmez, asıl önemli olan kişinin kendi kendisini affetmesidir...

* İnsan ne kadar kırgın, kızgın, bıkkın, yorgun, ezik, acılı olursa olsun, hayat devam eder…

* Başkalarından enerji alan insanlar, başkaları enerji üretemediği, yahut o insana transfer yapamadığı an yıkılmaya mahkûmdurlar; enerjisiz kalmak istemeyen insan kendi elektriğini üretmeli, bir anlamda yüreğini jeneratöre (enerji merkezine) dönüştürmelidir…

* İki kişinin tartışması birbirlerini sevmedikleri, hiç tartışmayanların ise birbirlerini sevdikleri anlamına gelmez...

* Aynı yere, hattâ aynı şeye bakan iki kişi çoğunlukla farklı şeyler görürler. Gördükleri genel olarak görmek istedikleriyle ilgilidir.

* Hayatı her zaman dürüst bir şekilde yaşayanlar, vardıkları sonuçları fazla önemsemezler…

* Sizi doğru dürüst tanımayan, sizin de doğru dürüst tanımadıklarınız, birkaç gazete haberiyle hayatınızı birkaç gün içinde altüst edebilirler…

* İftira okuna karşı dayanabilecek güçte bir zırh yoktur…

* Hayat çok renkli, çok çetrefil bir serüvendir. İnsan dahil her şeyi “doğru-yanlış”, “günah-sevap”, “olumlu-olumsuz” şeklinde yalnız siyah-beyaz görme eğiliminde olanlar bu renk cümbüşünü kaçırırlar. Tekdüze bir keyifsizlik içinde yaşarlar.


Ben bunları yaşayarak öğrendim.

Amacım size öğretmenlik etmek, ya da karşınızda bilgelik taslamak değil, öğrendiklerimi huzurunuzda tekrarlayarak, bildiklerinizi hatırlatmaktan ibarettir.

Yavuz Bahadıroğlu

İsra

• Verebileceğiniz bir şeyiniz kalmasa bile, arkadaşınızın size ihtiyaç duyması halinde, ona bir biçimde yardım edebileceğinizi unutmamalısınız...

• Muhtaçlara yardım etmek için zengin olmayı beklerseniz, hiç kimseye yardım edemeden ölüp gidersiniz…

• Yazmak en az konuşmak kadar duygusal gayret gerektirir...

• İnsan kalbi bin kapılı bir saraydır (Bediüzzaman). Sevdiğiniz insanın bazı kapılarını size kapatmış olması tüm kapıları kapattığı anlamına gelmeyebilir. Açık unuttuğu ya da açık tuttuğu başka yürek kapıları belki vardır. O kapıyı bulmak için aramak gerekir.

• Hayatın yüreğine giden alternatif yollar hep vardır…

• Cahile söz anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zordur...

• Herkesi memnun etmek imkânsızdır…

• Başarıya giden yol başarısızlıklardan geçer..
.
• İnandığını yaşamak inanmaktan çok daha zordur...

• Kusursuz dost arayan, akıbet dostsuz kalmaya mahkûmdûr...

• İdeoloji deli gömleğidir, makul ve mantıklı olmayı önler…

• Geçmiş geleceğin ışığıdır...

• Peşin hüküm doğru görmeyi engeller...

• İman en büyük güç kaynağıdır! Servetin ve şöhretin yenildiği yerde insanı imanı ayakta tutar...

• İnsan kimseyle kavga etmeden, kimseye dayak atmadan, ya da kimsenin dayağını yemeden de yaşayabilir…

• Hayat ne tamamen toz pembe bir masal, ne de bütünüyle kapkara bir tablodur. Hayat gül bahçesine benzer: Ne safi gül, ne tümüyle diken: İkisi aynı anda yaşanır… (Bu bakış açısından hareket ederek, “Yaşam Bir Avuç Gül, Bir Tutam Diken” isimli bir kitap yazdım).

• İnsan kitaplardan önce kendini okumayı öğrenmelidir (Mevlâna)...

• Kendini özgür hisseden insanın sadece bedeni zindana atılabilir; ruhu ise daima özgür kalır...

• Her günah insan yüreğinde bir çöküntü oluşturur, tövbeyle temizlenmeyen yürekler zaman içinde çürüyüp dağılır…

• Her felaket bir saadete gebedir…

• Çile insanı olgunlaştırır...

• Hastalıklar insandaki acıma duygusunu besleyip hayatın ve sağlığın kıymetini öğreten öğretmenlerdir...

• Hayat sürekli öğrenme, araştırma ve algılamadır...



Bir kez daha tekrarlamalıyım ki, amacım size öğretmenlik etmek, ya da karşınızda bilgelik taslamak değil, öğrendiklerimi huzurunuzda tekrarlayarak, bildiklerinizi hatırlatmaktan ibarettir.

Yavuz Bahadıroğlu

ihvan

Şimdi sıra hayattan öğrendiklerimi paylaşmaya geldi…

• Pek çok işi yarım yapmaktansa, bir işi tam ve eksiksiz yapmak daha doğru bir yöntemdir…
• Her kavganın küskünlükle sonuçlanması şart değildir...
• Hatayı kabul edip özür dilemek insanı küçültmez, tam tersine büyütür...
• Hata etmekten, kaybetmekten ve risk almaktan korkanlar başarılı başlangıçlar yapamazlar…
• Yerine göre, ağlamak da gülmek kadar rahatlatıcı olabilir...
• Kaba kuvvet başka bir kaba kuvvete yenilmeye mahkümdur. Ben bunu hayattan öğrendim.
• Şans denen şey, fırsatları yakalama becerisidir...
• Mutluluğu kaybettiklerimizde ya da kazandıklarımızda değil, içimizde aramalıyız…
• Sağlık ve ümit her insanın en büyük sermayesidir...
• Ayakkabınız ayağınızı sıkarken, dünyanın geniş olması size bir yarar sağlamaz...
• Baharın tüm gülleri, gül fidanlarından önce, sevgi dolu yüreklerde açar...
• Bir çiçekle bahar gelmez, ancak her çiçek bir bahar müjdesidir...
• Kimse yaşlandığını kabul etmediğinden, herkes “gencecik yaşında” ölür!..
• Her gününü “son günü” gibi yaşayan hayatı ıskalamaz...
• Hayat yolu engeller, engebelerle doludur. Hedefini bilmeyen yolcu yolda kaybolur.
• Tarzınızı ve tavrınızı “elâlem ne der?” korkusuna göre belirleyeceğinize, yürek pusulanıza göre ayarlayın; ancak o taktirde hayatı gönlünüzce yaşayabilirsiniz.
• Yalnızca dünyalarını mâmur etmek için çabalayanlar pişmanlık içinde ölürler…
• Doğru dinlemek doğru söylemek kadar önemlidir...
• Umutsuz anlar yoktur, umutlarını kaybeden insanlar vardır...
• Kavga-dövüş, baskı ve zorlamayla fikirler, inançlar değişmez...
• Kendimiz için bir şey yapmadığımız taktirde, kimse bizim için bir şey yapmaz…
• Hayat tecrübesi acılardan oluşur; hayatta acılar var diye, hayattan kaçmak olmaz…
• Evlilikte mutluluk, aranan kişiyi bulmakla sınırlı değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktadır…
• İcap ettiği zaman dert ortağı bulmak için, başkalarının dertlerine ortak olmak gerekir…
• Her şart altında seven ve sevilebilir biri olmaya çalışan insan, daha güzel bir hayata ulaşmayı hakeder...
• İnsan doğduğu günden başlayarak her gün bir adım daha ölüme yaklaşır. Bu yüzden herkesin her an ölmeye hazır olması gerekir...
• İmparatorlar, krallar, başkanlar, toprakta adı belirsiz bir çobandan daha fazla yer kaplamazlar. Yani en sonunda herkes eşitlenir.

Evet; hayat çok iyi bir okuldur. Hazin ki, okul bitene kadar, hayat da bitiyor!

Yavuz Bahadıroğlu - Vakit