Alıntı Yapesselamun aleykum
konuyla alakalı mı bilmiyorum ama bu yönde bir soru sormak istiyorum yardımcı olursanız sevinirim
Peki şeriattan habersiz olan biri mürid olabilir mi?Yada şöyle sorsam daha açık olur kanımca;bir yere bağlı olabilmek için ilk önce şer'i ilimler mi öğrenilmelidir?Bu şer'i ilimler öğrenilmeden mürid olunur mu?
Bir hocamız: ilk önce ilim öğrenilir, müridlik maneviyat içindir nefs içindir demişti, bu konu hakkında bilgi verirseniz sevinirim
selametle
Şeriat-Tarikat-Hakikat
Şeri`at, tarikatın kapısıdır.Tarikat, hakikatin bahçesidir.Yani, tarikat gayet sağlam bir hisar içinde, bir bahçedir.Şeri`at o bahçenin kapısıdır.Hakikat, o bahçede bulunan türlü gül-gülistan ve türlü meyve ağaçlarıdır.Ne o bahçenin sonu vardır, ne o ağaçların sonu vardır.Onun hisarı o kadar sağlamdır ki, bir kimse kuş olsa, oraya girmesi imkansızdır.Ancak, kapısından girebilir.
Bu bahçenin kapıcısı, şeytan aleyhilla`nedir.Bir kimse kamil olmayan bir mürşidin elini tutarak, bu bahçenin kapısına varırsa, şeytan karşısına çıkarak der ki:
-Eğer, sen bu kapıdan içeri girersen, çok mihnet ve meşakkat çekersin.Muradına da nail olamaz, şeriat perdesinde kalırsın.Şeriat dedikleri EBRAR işidir.Sen, Hudaya aşıksın.Şeriat perdesinde kalara, abdestle namazla uğraşmanın alameti yoktur.Hepsi, haktan ibarettir.Kimden kime ibadet edeceksin? Hepsi Haktan ibarettir.İyi veya kötü yoktur.Haram ve helalde yoktur.Onların hepsi bir perdeden ibarettir ve EBRAR işidir.Aşık-ı didar olan.canının istediğini yemeli, içmeli ve hepsine bir nazarı ile bakmalı, hiçbir şeyi ayrı görmemelidir.Hepsinden, dost yüzünü müşahade ederek cümbüşe bakmalı, gibilerinden ve buna benzer söz ve bahislerden dem vurarak, nefsin istidadına göre bir taraftan kandırıp aldatmaya çalışır.Nefis de. Bunları akla uygun bulur ve razı olur da, şeytandan yardım isterse, onu oradan alır, bir hendeğe yuvarlayarak bin parça eder.Tarikatı bulayım derken, şeraitte elden gider, dünyada ve ahirette ziyan edenlerden olur.
Bu sebeple, salike mürşid-i kamil aramak lazımdır.Çünkü, mürşid-i kamil olanlar, bu bahçenin bahçıvanlarıdır.Şeytan da o bahçenin kapıcısı olduğuna göre, bahçıvanın hizmetçisi yerindedir.Onun için mürşid-i kamil olanların müritlerine, şeytan musallat olamaz.Onu şeraitten ayırıp, dalalete düşüremez.Ancak başlangıçta bazı kuruntular verebilir ki , bu da her salike göre değildir.Teslimiyyeti zayıf olanlara göredir.Teslimiyeti kuvvetli olanın, şeytan semtine uğrayamaz ki, kuruntu verebilsin.Şeyhinin himmeti berakatı ile, bundan kurtulur.Bu sebeple, onlar şeri`at kapısından girerler ve tarikat bahçesini seyrederler.Tekmil-i sülük edince de, o bahçenin güllerini koklarlar.Velayete kadar ulaşarak, hakikat ağaçlarını görürler.Sıfat-ı radiyye ile sıfatlanınca, o ağaçların altında, kendilerine ilahi feyizler ihsan buyurulur ve gölgelenirler.Merdiyye sıfatı ile sıfatlanınca, o ağaçların türlü meyvelerini yerler, sonsuz ilahi ihsanlara mazhar olurlar.
Sözün kısası, bu dört keyfiyet birbirine bağlıdır.Birisini bulmayınca, ötekini bulmak imkansızdır.Şeriati bulmayınca, tarikatı bulmak imkansızdır.Tarikati bulmayınca, hakikati bulmak imkansızdır.Hakikati bulmayınca, onun da ötesinde olan ma`rifeti bulmak imkansızdır.Öyle olunca, şeraitten zerre kadar ayrılmaya gelmez.Çünkü, şeraitten ayrılan, tarikatten koku duymaz.
Şeri`attir cümle işlerin başı
Şeri`atsiz tarikat, şeytan işi!
Tarik ehlinde yok ise şeri`at
Onun şeyhi şeytandır ol dem mutlak..
Dil ile ikrar kalb ile tasdik..amenna ve saddakna diyen inanan.. el hak müslümandır...Allah son nefesimize kadar ikrar ve tasdikte cümle ehli islami sabit kılsın..marifette hakikatte bu değilmi..