Farklı bir yaklaşım. Evet..
Kafiyede geçen ayeti kerimelerin listelenip neye misal olduklarını güzelce izah edecek bir çalışma.
Böyle bir çalışmaya hiç rastlamadım. Ama neden Sadakat medresesinde böyle güzel bir çalışma yapacak molla bulunmasın.
Haydin mollalar! İlminizin zekatını verin..
وَلِيُبْكَ يَزِيدُ ضَارِعٌ لِخُصُومَةٍ
Fiil olan yebki karine ile hazif olunmuştur.
***
وَاِنْ اَحَدٌ مِنَ اْلمُشْرِكِينَ اسْتَجَارَكَ
Fiil olan istecareke karine ile vücüben hazif olunmuştur.
***
وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ
Abid olan mübteda sıfat ile hususlaşmış nekra olmuştur. Mübteda vukuu sahihdir.
***
فَشُدّوااْلوِسَاقَ فَاِمَّا مَنًّا بَعْدُ وَاِمَّا فِدَاءً
Mef’ulu mutlak olan mennen ve fidaen mütekaddim cümlenin mezmününün eserini tefsil edici olduğu halde vaki olmuştur. Amili kıyasen vücüben mahsüfdür.
***
وَانْتَهُوا خَيْرًا لَكُمْ
Aslında “intehü anitteslisi vaksidü hayran leküm” idi. Mef’ulu bihin amili olan vaksidü hazif olunmuştur.
يُوسُفُ اَعْرِضْ عَنْ هَذَا
Burada nida harfi olan “ya” hazif olunmuştur.
***
اِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
Bu Ayet-i Kerime de nasp ihtiyar olunur.
***
كُلُّ شَيْءٍ فَعَلُوهُ فِي اْلزُبُرِ
Bu ayet-i Kerime de rafi vaciptir.
***
اَلزَّانِيَةُ وَالزَّانِي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا
Bu ayet-i Kerimede rafi vaciptir.
***
وَلِلَّهِ دَرُّهُ فَارِسًا
Temyiz olan farisen izafetteki mukadder zattan ibhamiyeti rafi etmiştir.
لَوْ كَانَ فِيهِمَا اَلِهَةٌ اِلاَّاللَّهُ لَفَسَدَتَا
Bu misalde illa gayrı mahsür menkür cemiye tabi olduğu için gayır üzerine haml olunmuştur.
***
لاَ حَوْلَ وَ لاَ قُوَّةَ اَلاَّ بِا للَّهِ
Bu misalde 5 vecih caizdir.
***
نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌ
Bu misalde sıfat olan vahidetün te’kid için olmuştur.
***
لَنْ اَبْرَحَ الْاَرْضَ حَتَّي يَأْ ذَنَ لِي اَبِي
Len te’kidi nefi istikbal manasınadır.
***
وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُعَذِّ بَهُمْ
Lam-ı cühüd kaneyi nefiden sonra lam-ı te’kiddir.
وَ مَا كَادُوا يَفْعَلُونَ
Bu misalde “kâde” mazide isbat içindir.
***
فَنَعِّمَا هِيَ
Bu misalde “nime” fiilinin faili “ma” ile temyizleşmiş zamir olmuştur.
***
وَ بِئْسَ مَثَلُ اْلقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا
Mahsusun şartı faile mutabakattır. Bu misalde öyle olmamıştır. Bu misal müteevveldir.
***
نِعْمَ اْلعَبْدُ
Bu misalde mahsus olan Eyyüb Aleyhisselam hazif olunmuştur.
***
فَنِعْمَ اْلمَاهِدُونَ
Burada mahsus olan “nahnü” hazif olunmuştur.
***
لَئِنْ اُخْرِجُوا لَيَخْرُجُونَ
Bu misalde kasemin takdiri melfüz gibidir.
***
وَ اِنْ اَطَعْتُمُوهُمْ اِنَّكُمْ لَمُشْرِكُونَ
Bu misalde kasemin takdiri melfüz gibidir.
çok güzel bir çalışma .sadakat mollaları ilmin zekatını veriyor.sağolun
Çok teşekkür ederiz ferzin !
İlk misal olan وَلِيُبْكَ يَزِيدُ ضَارِعٌ لِخُصُومَةٍ ayet-i kerime değil, Dırâr Bin Neşhel'in şiriinden bir beyttir.
Yine وَلِلَّهِ دَرُّهُ فَارِسًا ayet-i kerime değil, Arapça bir deyimdir.
لاَ حَوْلَ وَ لاَ قُوَّةَ اَلاَّ بِا للَّهِ dahî ayet-i kerime değildir.
başlık kafiyede geçen misallerin izahı olabilir
"izâ guyyiral hecrul muhibbine lem yeked.resisül hevâ min hubbi meyyete yebrahu"
Kafiyede geçen bu misalin manası nedir arkadaşlar?
şimdiden teşekkür ederim.