DÜNYANIN HALİ
İçimde bir kıvılcım sanki bir şimşek
Bu ne haldir yâ rab bilemiyorum.
Bilmem rüyamıdır, düşmüdür desem,
Ben gerçeği neden göremiyorum.
Benliğini yitirmiş insanlık bence
Dünya'da kol gezer zulüm, işkence
Alnı hiç secdeye gelmeyen gence
Bakıp ta haline gülemiyorum.
Servet düşkünü insanın keyfi,
Aldatır insanı dünya'da belki
Haram mal ile yaşanan zevki
Nedendir Allah'ım bilemiyorum.
Haramla kazanılan bir lokma ekmek
Ahiret'te azâbın katlamak demek;
Fakire vermezsen bir öğün yemek
Mahşerde sevabın göremiyorum.
Tutmaz isen hakk'ın emrini mutlak
Doyurur gözünü bir avuç toprak
Dünyada ne yaptın dön geriye bak
Günahtan başkasın göremiyorum
Mutluluk ararsan islâmda ara
Haramla ehlini düşürme nâra
Derman arar isen bulunur çare
Helâlden başkasın göremiyorum
A.Kadir ÖKSÜZ
TEFEKKÜR EDELİM
Pencereden bir rüzgar, huu huu diye esiyor
Dışarda hava soğuk, sanki yer buz kesiyor
Hiç dinledin mi kalpten, sana bir şeyler diyor
Düşün seni yaratanı, gözün sil de şöyle bak,
Ne güzellikler vermiş, neler yaratmış Cenâb-ı hak
Bütün dünya nimetlerini senin emrine vermiş
Senin için meyveler, ne gonca güller dermiş
O’nu tefekkür eden hep murâda erermiş
İçinde âlem gizli, şöyle düşün, dön de bak
Ne güzellikler vermiş, neler yaratmış Cenâb-ı hak
Yaratmazdı âlemi, yaratmasaydı peygamberi
O’dur hakkında levlâk okunan mâh-ı enveri
O’na salât-ü selam okuyan hâs ümmetini
Yalnız bırakır mı hiç, ahiret’te gör de bak,
Ne güzellikler vermiş, neler yaratmış Cenâb-ı hak
Sana verilenlerin hepsi birer emanet
İyi koruyamazsan sonra olur felâket
Dâim Allah’ı zikret, hem duaya devam et
Faydasını görürsün tecrübe et, sına bak
Ne güzellikler vermiş, neler yaratmış Cenâb-ı hak
İnsanlar derler ya hep, her şey dua üstüne
Yardımcı ol küs’lere barıştırmak kastine
Dünyada koymaz isen, sevap diye testine
Cennette havz-ı Kevser, duyarsın burada bak
Ne güzellikler vermiş, neler yaratmış Cenâb-ı hak
Ahsen-i takvim üzere yaratıldın ey insan
Düşün seni yaratanı, asla o’na etme isyan
Kurtulmak istersen kederden, gamdan her an
Allaha tevekkül et, kadere râzı ol bak,
Ne güzellikler vermiş, neler yaratmış Cenâb-ı hak
27.01.2007
A.Kadir ÖKSÜZ
DÜŞÜNDÜN MÜ? e52))
Taş altında böcekleri
Kırda açan çiçekleri
Beyaz, kırmızı renkleri
Kim yarattı düşündün mü.?
Deryaları denizleri
Parmak ucundaki izleri
Semadaki yıldızları
Kim yarattı düşündün mü.?
Senin güzel kaşını
Ekmeğini aşını
Bedenindeki başını
Kim yarattı düşündün mü.?
Bakan elâ gözlerini
Yükü çeken dizlerini
Yazlarını, güzlerini
Kim yarattı düşündün mü.?
Dağlar, taşlar, ağaçları
Başındaki o saçları
Cümle kurt ve kuşları
Kim yarattı düşündün mü.?
Kadir der ki ey kardeşler
Aklı olan hayır işler
Daim sizden dua bekler
Hiç bunları düşündün mü.?
27.01.2007
A.Kadir ÖKSÜZ
GÜLER GEÇERİM
Nerde boynu bükük bir garip görsem
Bakarım haline görüp geçerim
Her daim içimden yüreğim sızlar
Akar kanlı yaşım, durup geçerim
Ümitsizliktir bazen, insanın hâli
Karnımız doymuyor yesek te balı
Gözü hiç doymayan zengin misâli
'Yaşarız dünyada' deyip geçerim
İnsan kılığına girmiş nâmertler
Memleket bunlardan ne fayda bekler
Komşusu aç iken tok gezen fertler
'Acep Müslüman mı? ' Deyip geçerim
Ahlaktan bî haber onlarca genci
Hiç önemli değil beyaz ve zenci
Öğretilmemişse Allah bilinci
'Korkmalı onlardan' deyip geçerim
Ne kadar söylesem cümlesi az’dır
İnsanı kurtaran namaz niyazdır
İmanı bütünler bu gün çok azdır
'Şükürler halime' deyip geçerim
Arkadaş tuzağına düşmeyin sakın
Kötü alışkanlıklardan uzak dur bakın
Kötü huy ve ahlâktan dâima sakın
'Dinlersen sözümü,' deyip geçerim
A.Kadir ÖKSÜZ
GÜNAH KİRLERİ
Kardelen misâli karları yarıp
Çıkalım içinden biz bu günahın
Allah’ın lütfuyla coşarak bir gün
Dökelim tozunu biz bu günâhın
Geçit vermese de şeytanla nefis
İçimde belirir kuvvetli bir his
Bazen yağmur yağar, bazen olur sis
Yıkarız kirini biz bu günâhın
İçimizde fırtınalar kopsa da
Açılır ufkumuz güneş batsa da
Türlü türlü tuzaklara yatsa da
Sileriz pasını biz bu günâhın
Dikenlidir bu yol harâmi dolu
Bırak eleştirme sağı ve solu
En doğru, en güzel islâm’ın yolu
Aşarız engelin biz bu günâhın
Uyma nefse benliğini at da gel
Can-ı cân’a coşku ile kat da gel
Allah için bir nasihat tut da gel
Kıralım belini biz bu günahın
A.KADİR ÖKSÜZ
NE DİYEM..!
Günah deryasına batmış insanlık
Acep kurtulur mu bilmem ne diyem
Eğer çıkmaz ise her yer bataklık;
Hâlimiz ne olur, bilmem ne diyem.
Ümit kesmeyiz o, ğafurdur mutlak
Çünkü “lâ taknetû” diyor Hz. Allah
Mü’minin vasfıdır ümitvâr olmak;
Affedilir belki, bilmem ne diyem.
Dürüstlükten ayrılma ne derse el
Bin kere tövbeni bozsan yine gel.
İmanını kurtar, âlemi alsa da sel,
Kurtulur inşAllah, bilmem ne diyem.
Pişmanlık duyup ta o’na yönelen
Hem o’na dayanıp o’na güvenen
Günahtan arınır çok tövbe eden
Girer cennetine, bilmem ne diyem
Kadir der ki unutmayın dostlarım
Vefâdır dostlara benim şiârım
Sizinledir her gün tüm dualarım
Beklerim duanızı, başka ne diyem
A.KADİR ÖKSÜZ
Allah (c.c.) razı olsun. Şiirlerinin hepsi çok güzel emegine saglık Abdulkadir kardeşim. &)
Alıntı yapılan: Gül_Sultan - 19 Mart 2008, 13:34:35
Allah (c.c.) razı olsun. Şiirlerinin hepsi çok güzel emegine saglık Abdulkadir kardeşim. &)
YAKARIŞ (Yağmur Duası)
Ufukta kızıllık var, güneş neden doğmuyor
Bulutlar öbek öbek, yağmur hâla yağmıyor
Gözlerden yaş akıyor, durmadan hiç dinmiyor
Senden yardım bekleriz tek sığınağımız sensin
Tez gönder rahmetini çiftçinin göz yaşı dinsin
Hiç şüphe yok insanlık, isyanlardadır dâim
Dünya ayakta ise, senin dostların ile kâim
Dünyada yaşayıp ta seni münkirler hâin
Senden yardım dileriz tek sığınağımız sensin
Tez gönder rahmetini çiftçinin yüzü gülsün
Büyük küçük böcekler, dağlardaki çiçekler
Havalarda uçuşan rengârenk kelebekler
Minarelerde ezan, okunur Allah-ü Ekber
Senden yardım bekleriz tek sığınağımız sensin
Tez gönder rahmetini çiftçinin göz yaşı dinsin
Toprak sanki çatlamış, ağzın açarcasına
Öyle bir rahmet ver ki, sanki taşarcasına
Dağlarda kurt ve kuşlar, yerde karıncasına
Senden yardım dileriz tek sığınağımız sensin
Tez gönder rahmetini çiftçinin yüzü gülsün
İnsanlar günahkârdır senden ümit bekliyor
Seni zikretmeyen kalp, bir gün hemen tekliyor
Mazlumlar duasında 'Allah' deyip ekliyor
Senden yardım bekleriz tek sığınağımız sensin
Tez gönder rahmetini çiftçinin göz yaşı dinsin
Yârap gönder rahmetin, habibin hurmetine
Yeşersin bütün arz, yağmur bereketine
Duâmız kabul olsun, erelim rahmetine
Senden yardım bekleriz sen rahman ve rahimsin
Tez gönder rahmetini tüm kulların sevinsin... Âmin..
A.Kadir ÖKSÜZ
ŞEHİDİM CAN MEHMEDİM
Hain bir kurşunla alnından vuruldun
O anda hemen yerlere savruldun
Sen de kınalı bir ana kuzusuydun
Benim Şehidim, Can MEHMED’im
Toprağa düştüğün işte o anda
Âh sesin duyuldu bütün cihanda
Sanki bir yıkım oldu o an yuvanda
Benim Şehidim, Can MEHMED’im
Analar bacılar herkes ağlıyor
Gözyaşları yürekleri dağlıyor
Yurtta herkes karaları bağlıyor
Benim Şehidim, Can MEHMED’im
Operasyonlara hep koşuyordun
Demiyordun yeter artık, yoruldum
Sen bu vatanı çok seviyordun
Benim Şehidim, Can MEHMED’im
Sen Askersin, Şanlı Mehmetsin
Melekler altına kanadın sersin
Allah sana büyük makamlar versin
Benim Şehidim, Can MEHMED’im
Mehmed’im üzülme sen şehit oldun
Arkanda binlerce Mehmetler koydun
Herkesin gönlünde büyük taht kurdun
Benim Şehidim, Can MEHMED’im
Hiç üzülme kanın yerde kalmayacak
Sana kurşun atan murad almayacak
O gülen yüzün ebediyyen solmayacak
Benim Şehidim, Can MEHMED’im
Tüm şehitlerimizin Ruhu şâd olsun..
24.10.2007
A.KADİR ÖKSÜZ
RÜYALAR GERÇEK OLSA
Mevsimlerden bahar günlerden Cuma
Erkenden dalmışım o gün uykuya
Daha uyanmadan gördüm bir rüya
Baktım geçmişime dalayım dedim
Yeşil bir vadi’de güller içinde
Uzamışlar çamlar yollar içinde
Uyandım kalmışım terler içinde
Ne olur kalsaydım burada dedim
Dünya geçicidir rüyalar gibi
Ne kadar çalışsak bulunmaz dibi
Savrulur gideriz sanki kül gibi
Felekten bir gün çalalım dedim
Kurtuldum rüyadan baktım gerçeğe
Düşündüm halimi durdum her gece
Boynu bükük garipleri görünce
Bâri bu hâlime şükredem dedim.
Abdülkadir Öksüz
SEVDİĞİN İÇİN (Anne)
Dokuz ay karnında taşıdın beni
Bir gün usanmadın sevdiğin için
Kulağıma ninni söyledin ninni
Gözünden sakındın sevdiğin için
Dünyaya getirdin acı çekerek
Katlandın zahmete sevdiğin için
Büyüttün bizleri gün gün severek
Kıskandın ellerden sevdiğin için
Öyle bir sevgi kurdun ki sen aramızda
Usansan da kızamazdın sevdiğin için
Şefkatle gözüme baktığın anda
Güller açardı yüzünde sevdiğin için
Ak sütün büyüttü küçük bebeni
Sallardın beşikte sevdiğin için
Canım anam nasıl özledim seni
Katlandın zahmete sevdiğin için
Gece ağladığımda uykun kaçardı
Kalkıp ta bakardın sevdiğin için
Senin nur yüzünde güller açardı
Uyumazdın geceleri sevdiğin için
Okula gönderdin süsledin beni
Bekledin akşamı sevdiğin için
Hakkını helâl et üzdüysem seni
Hakkın çoktur annem sevdiğin için
Hakkını helâl et ne olur bana
Cennete lâyıksın sevdiğin için
Melekler arkadaş olsunlar sana
Evlâdına kanat gerdiğin için
Tüm Annelerin yıl boyu hatırlanması dileği ile,
Hasta olan Annem için herkesten
dua bekliyorum..
A.Kadir ÖKSÜZ
BABAMA ÖZLEM
Hayal meyal hatırlarım o gül yüzünü
Unutamam sevgi ile bakan gözünü
Şimdi hayatta olsan dinler sözünü
Dizinin dibinden ayrılmam babam
Zaman zaman tefekküre dalarak
Kalbimin içine hüzün salarak
Babalara gıpta ile bakarak
Ah benim babam da olsaydı babam
Uzun boylu babayiğit yapısı
Kış günü açıldı evimizin kapısı
Sanki evimizin direği, tapusu
Sen gittin yıkıldı dünyamız babam
Halen özlerim düşündükçe seni
Kim bilir ne kadar severdin beni
Elbise alırdın bayramda yeni
Alırdın değil mi? sağ olsan babam
Bir karlı havada haberin geldi
Dediler ki hoca kendinden geçti
Ezan okurken hem yere düştü
Yatırdılar yatağa upuzun babam
Dilin tutulmuştu o anda hemen
Namazı bırakmış tüm seni gören
Bir Cuma günü vakitse öğlen
Bıraktın bizleri, sen öksüz babam
Çok sıkıntı çektik sen gittiğinde
Ağlardık hepimiz sesli, sessizce
Evimize bir misafir gelince
Arardık gününü hüzünle babam
Kınalı derlerdi nâmına senin
Dinlenirdi ezanın uzaktan hemin
Rehberim olmuştun küçükken benim
Balkonda okurdum, ezanlar babam
Kim bilir görseydin torunlarını
Çok Sever okşardın yanaklarını
Sokardın ağzına parmaklarını
Belki omuzuna alırdın babam
03.10.2007 UŞAK
Abdülkadir Öksüz
1967 Yılında Minarede yatsı ezanını okuduktan sonra buz tutan beton zemin üstünde ayağı kayarak düşüp, beyin kanamasından rahmetli olan ve arkasında 5 çocuk yetim bırakan simasını hayal meyal hatırladığım babamın aziz ruhuna ithafen yazdığım bir şiir. Allah nur içinde yatırsın..
GÖNÜLE SİTEM a25))
Gurbet ellerde ömür boyunca
Umduğuna nâil olmadın gönül
İçine hasretlik hüznü dolunca
Bir daha da yüzün gülmedi gönül
Yıllarca sen gezdin gurbet ellerde
Bir umut aradın esen yellerde
Bazen mektuplarda bazen tellerde
Beklediğin haber gelmedi gönül
Herkese inandın, o’na güvendin
Sırrını tutmadın kula güvendin
Tevekkül etmedin pula güvendin
Yine de gözün hiç doymadı gönül
Dost sandığın sana kaşını çattı
Bağrına bastığın göğsüne battı
Senin güldürdüğün, seni ağlattı
Göz yaşın sel oldu, dinmedi gönül
Yürüdün yollardan, karlı dağlardan
Meyveler deşirdin yeşil bağlardan
Aklımın erdiği güzel çağlardan
Yaşlandın isteğin, bitmedi gönül
Gurbet eller seni kuşa çevirdi
Nefis geldi seni tuşa çevirdi
Hüzünlü kalbini hoş’a çevirdi
Yine uslanmadın vay deli gönül
11.12.2007
A.KADİR ÖKSÜZ
ellerin dert görmesin kardeşim
AĞAÇ DİKELİM DERİM
Toprağa bir tohum düşerse eğer,
İçinde âlem gizli bilinmez meğer
Sahip çıkılmazsa vatan denen yer,
Bir gün çöle döner bilelim derim.
Fatih Sultan tüm âleme duyurdu
“Yaş kesenin başı kesilir” buyurdu
Emânet etmişler bu güzel yurdu,
Bâri kıymetini bilelim derim.
Ormansız bir vatan düşünülür mü?
Kar olmazsa kışta üşünülür mü?
Ormansız vatanda yaşanılır mı?
Sahip çıkın ormana, yakmayın derim..
Bir fidan dikmek çok büyük sevap
Aklını kullanda sen bu işi yap
Ne meyveler vermiş hepsi ayrı tat,
Meyvenin kıymetin bilelim derim..
Ağaç dik yarın kıyamet kopsa bile,
Sahip ol vatana toprağı verme sel’e
İmrenme başkasına önem ver yeşile
Ormanla bezensin yurdumuz derim.
Tüm yeşil güzellikler fidanla başlar
Üzerinde ötsün rengârenk kuşlar,
Çok verimli olsun yazlar ve kışlar
Bâri bir fidan da siz dikin derim..
Kadir der ki olsun bütün gayretin
Dünya da sermâyen, büyük servetin
Bilinmezse kıymeti yeşilin ve denizin
Sonra çöle bakıp, ağlarız derim.
A.KADİR ÖKSÜZ
Nerede O Eski Günler
Eskiden:
Biz küçükken Çember çevrilir, Su çeşmelerden içilir, Topaç döndürülür, Misket oynanır, Ağaçlara tırmanılırdı
Bebekler bezden, Silahlar tahtadan, Arabalar telden, Resimler kömür karasından yapılırdı.
Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin isimleri konulur
Saatli maarif okunurdu.
Komşuda pişen Bize de pişer, Bizde pişen komşuya düşerdi.
Eve misafir getirmek için akşam namazına camiye gidilir, Namazdan sonra görülen yabancı misafir nezaketle eve buyur edilir, ağırlanırdı.
Geceler ayaz, sokaklar karanlık, Yıldızlar parlak olurdu.
El feneriyle aydınlanır yollarımız, gaz lambasıyla ışırdı odalarımız.
Turşu, salça, bulgur, Yufka, mantı evde yapılır, Sular toprak küplerde soğutulurdu.
Erik ağacının çiçeği pencere camımıza yaslanır, kavak ağaçlarına yuva yapardı serçeler, Gazel yaprakları bahçemize düşerdi.
Kardan adam yapılır, Evlerde meşe odunuyla soba yakılır, Kış gecelerinde uzun masallar anlatılırdı heyecanla.
Merdivenler tahtadan, gıcırtıyla çıkılır, Yine tahta balkona asılırdı biber patlıcan kuruları.
Evler badanalı, Sokaklar lambasız, Mahallelerde tiz düdüklü bekçiler dolaşırdı.
Ajans radyodan dinlenir, Çizgili romanlar okunur, Defterlere kenar süsü yapılırdı rengârenk.
Belki haberimiz yoktu şimdiki gibi küçülen dünyadan, Ama bizim dünyamız çok büyüktü.
İmece usulüyle sürülürdü tarlalar, imece usulüyle biçilirdi ekinler, Sarı öküzün çektiği gemle sürülür harmanlar, çocuklar ona binerek sevinirlerdi lunapark olmasa da..
Özenle yazılır mektuplar, içine yürekle beraber, kurutulmuş gül yaprakları konurdu mis gibi koksun diye.
Yemeğe besmeleyle başlanır, soğan ekmek te olsa sonunda Elhamdü lillah denirdi.
Daha temiz ve berrak akardı çeşmeler gürül gürül. Daha güzel öterdi kuşlar cıvıl cıvıl.
Küçükler büyüklerin yanında ayaklarını uzatmaz, yüksek sesle konuşmazlardı.
Çayın içine tatlansın diye pekmez ilave edilir, yoğurda şeker katılıp yenirdi.
Ayran, ninemizin yaptığı mis kokan yoğurt yayılarak yapılır, Yağlı dürüm yemek için sırada beklenirdi.
Gecenin karanlığını uzaktan uluyan köpek sesleri bozardı bazen,
Karlı kış aylarında çakallar şehir sokaklarına iner, uluma seslerini duyunca korkudan yorganın altına sokardık başımızı.
Hayat Arkası yarın gibiydi, Kesintisizdi..
Her gün yaşanacak bir şey vardı, Herkes kendi düşünü kurar, Kendi hayatını oynardı.
Bayramlarda bize alınan lastik ayakkabıyı yastığımızın kenarına koyarak sevinçle uyur, çok güzel rüyalar görürdük.
Belki yokluk vardı, kıtlık vardı ama huzur vardı, tevekkül vardı, büyüğe saygı, küçüğe sevgi vardı.
Şimdi öyle mi?:
Hayat tek başına yalnız kendisi için yaşanır oldu.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek fakiri görmezden geldik.
Şimdi Herkes Yoğun, Herkes Yorgun ve tek başına kendi dünyasında.
Allah için denince yok, gösteriş riya için çok. Her şey var, hiçbir şey yok, şükür yok, tevekkül yok, kanaat yok.
Şimdi siz söyleyin geçmiş geri mi gelse..
Bu kadar kirlenen dünyada ben geçmişte yaşamak istiyorum Arkadaş.
A.KADİR ÖKSÜZ
Maide kardeş benim şiirlerimi yerime eklemişsiniz teşekkür ederim... Ben biraz okunsun diye hepsini arka arkaya eklememiştim.
Rica ederim.Zaten çoğu şiirini bizimle paylaşmışsınız sağolun
ŞU BAHAR AYLARI
Bahar geldi ağaçlar çiçek açtı
Rengârenk güller kokular saçtı
Kelebekler, kuşlar sevinçle uçtu
Şu bahar ayları ne de güzeldir.
Kıpır kıpır olur, insanın içi
Süt verir insana Koyun ve Keçi
Kuzular meleşir, koklaşır belki
Şu bahar ayları ne de güzeldir.
Canlanır nebâtat bahar olunca
Âdetâ gülümser güneş doğunca
Bütün arz renklenir yeşil, turunca
Şu bahar ayları ne de güzeldir.
Bahar geldiğinde sular hep çağlar
Yeşerir ağaçlar güzelim bağlar
Çiçekler arı’ya polen, bal sağlar
Şu bahar ayları ne de güzeldir.
Bunlar hep ibrettir insanlık için
Neler yaratmış Allah biçim biçim
Yaylası, havası mavi denizi için
Şu bahar ayları ne de güzeldir.
08.04.2008
A.KADİR ÖKSÜZ
İŞTE O BENİM
Beni de arayan kimsem çıkarsa
Arayıp da sağa sola bakarsa
Elâ gözlerinde şimşek çakarsa
Tereddüt etmeyin işte o benim.
Çok çile çekmişim gurbet ellerde
Bir haber beklerim esen yellerde
Görürsen bir mecnun susuz çöllerde
Tereddüt etmeyin işte o benim.
Sözlerim gerçektir hiç yoktur yalan
Doğrudan ayrılmam soksa da yılan
Bir kimse görürsen gözleri dolan
Tereddüt etmeyin işte o benim.
Beni gurbet elde biri ararsa
Dertli Kadir nerde diye sorarsa
Dostlar onu sevgi ile anarsa
Tereddüt etmeyin işte o benim.
Gurbetin kahrı çekilmez zordur
Dünyada heybene iyilik doldur
Baktın gurbet elde bir garip kuldur
Tereddüt etmeyin işte o benim.
18.12.2007
A.KADİR ÖKSÜZ
Mavera02,Asfa ellerinize sağlık
SEN NE BÜYÜKSÜN YÂ RABBİ
Hamdini sözümüze sertâc ederiz
Zikrini kalbimize mirac ederiz
Kitâbın Kur’anı minhâc ederiz
Zâtınla büyüksün sen yâ rabbi
Türlü türlü nimetlerle donatan
Rahmetinle kılarsın işleri âsân
Tartmaz teraziler kefeye koysan
Sıfâtınla büyüksün sen yâ rabbi
Sayısız nimetlere bizi garkettin
Nûrunla letâifleri ziyâdâr ettin
Aşkınla gönülleri bîkarâr ettin
Envârınla büyüksün sen yâ rabbi
Rahm-i mâderde hayat verdin
Rahmân sıfatınla kanat gerdin
Olmasını istediğine “kün” derdin
Hilkatinle büyüksün sen yâ rabbi
Semâyı doğrulttun taşsız direksiz
Suları çağlattın elsiz ayaksız
Âlem hüsrandadır kân-ı Ahmet’siz
Celâlinle büyüksün sen yâ rabbi.
12.02.2009
A.Kadir ÖKSÜZ
Semâyı doğrulttun taşsız direksiz
Suları çağlattın elsiz ayaksız
Âlem hüsrandadır kân-ı Ahmet’siz
Celâlinle büyüksün sen yâ rabbi.
emeğinize sağlık hak razı olsun selam evvelde ve ahirde üzerinize olsun bol bereketli cumalar
GÜZEL TEBESSÜM
İnsanlarla güzel diyalog kuran
Kalpten kalbe yoldur tebessüm
İçindeki coşkuyu dışına vuran
Gizli hazinedir güzel tebessüm
Kalplerdeki pası kiri eritir
Adeta yumşatır güzel tebessüm
Evhamdan kurtarır huzur getirir
Sevdirir insanı güzel tebessüm
Yabancılık çekmez tebessüm eden
İyi bir fırsattır güzel tebessüm
Hiç sıkıntı çekmez doğruya giden
Ruhuna şevk verir güzel tebessüm
Zihinlerde güzel izler bırakır
Unutturmaz insanı güzel tebessüm
Arkasında güzel sözler bırakır
Hayırla yâd eder güzel tebessüm
İnsanlar için ayrılmaz vasıf
Herzaman yüzünde güzel tebessüm
Saygı ve sevgiyle davranış zarif
Yüceltir insanı güzel tebessüm
Mü’mine güleryüz bir sadakadır
Sevaplar işletir güzel tebessüm
Güzel söz ondan bir tabakadır
Yüzünde açan güldür tebessüm
A.Kadir ÖKSÜZ
13.03.2009
:mhcp Selamün aleyküm : &) &)) Çok güzel şiirler kardeşim Allah CC razı olsun senden inş.Bu güzel paylaşımlarını herdaim bekleriz inş..Selam ve dua ile kalasın :mhcp.
Bahar geldi ağaçlar çiçek açtı
Rengârenk güller kokular saçtı
Kelebekler, kuşlar sevinçle uçtu
Şu bahar ayları ne de güzeldir.
İşte bir bahar daha geldi, gönüllerinizdeki baharın yeşermesi dileği ile, yoldaş kardeş güzel dilekleriniz için teşekkür ediyorum..
Yoldaş kardeş çok teşekkür ederim güzel dilekler için
emeğinize sağlık şiirler güzel...(A.D)
NELER GÖRDÜM ŞU HAYATTA-2
Dosta güven kalmadı, şüpheyle bakar olduk
Yolda düzgün yürümez, âdeta sakar olduk
Fakire hiç acımaz, sadece bakar olduk
Riya için binleri, savuran insan gördüm
Allah için denince, kapıdan kovar seni
Riya, gösteriş için, verir tüm servetini
Beş kuruşluk mal için, lekeler iffetini
Kendi öz çocuğunu satan insanlar gördüm
Hırsızlık almış gitmiş, kalmadı artık huzur
Dost sandığın arkandan senin kuyunu kazır
Dokunma hiç kimseye, başına bela hazır
Dünyalık miras için, adam vuranlar gördüm
Şükür kanaat yok, kalmamış insanda âr
Gününü gün etmek, zannetme ki ona kâr
Dünyayı versen bile, yeryüzü onlara dar
Mal hırsından yemeyip, aç yatanlar gördüm
Hiç ölmeyecek gibi, çalışır dünya için
Düşünmez hiç ukbâyı, ebedi kalmak için
Bir kibrit bile yeter, onu kül etmek için
Olanı da yitirmiş, nice müflisler gördüm
İnsanlık nereye gider, Yârap bu ne hâl
İnsana şuur versin, cenâb-ı zâtı zülcelâl
Bu gidişle düzelmek, umarım belki muhâl
Uzun emeller için, hayâl kuranlar gördüm
Kadir der ki, ümitsizliğe düşmeyin sakın
Allaha dua edelim, o bize bizden yakın
İnşAllah vaad edilen, o güzel günler yakın
Duası makbul olan, nice insanlar gördüm
04.01.2011
Abdülkadir Öksüz
NELER GÖRDÜM ŞU HAYATTA
Neler gördüm hayatta, kimse tahmin etmiyor
Nasıl anlatsam bilmem, kelimeler yetmiyor
Öyle haller gördüm ki, hiç aklımdan gitmiyor
Menfaat için şerefini, satan adamlar gördüm.
Kimi ekmek parası, Selpak mendil satıyor
Kimi dilenci olmuş, yalandan el açıyor
Kimi çaldığı malı, tezgâh kurmuş satıyor
Şerefini yitirmiş, bedbaht insanlar gördüm
Dünya menfaati için, yanar döner oluyor
Yüzü kızarmaz adam, sanki haram soluyor
Tuzağa düşürmek için, inan fırsat kolluyor
İki yüzlü riyâkar, nice adamlar gördüm
Sözde adı Müslüman, amel yoktur nâfile
Hemen safa katılır, gider iken kâfile
Mangalda kül bırakmaz, konuşunca laf ile
Görünüşte Müslüman, ne münâfıklar gördüm
Nice insanlar vardır almış yaşın başını
Dünyalık menfaate hemen çatar kaşını
Allah için secdeye hiç eğmemiş başını
Kalbim temizdir diyen, nursuz insanlar gördüm
Hiç düşünmez kazanır, haram helal aramaz
Böyle nâmert insana iyilik hiç yaramaz
Dünya hırsı bürümüş, yerinde hiç duramaz
Elpençe dîvan duran, nice gâfiller gördüm
Fâiz, rüşvet, irtikap hepsi bir yüz karası
Görünüşe aldanma hiç, şeytanın maskarası
Cennet cehennem bilmez, yoktur böyle tasası
Âhireti inkar eden, nice münkirler gördüm.
Sözde derviş geçinir, okumaz hiç kitabı
Rabbin adıyla oku, Allah’ın ilk hitabı
Ameli yok bir tane, hak ediyor itâbı
Sözde sofi geçinen, câhil insanlar gördüm
Her şeyin sahtesi var, hormonsuz meyve yoktur
Müslüman mahallesinde salyangoz satan çoktur
Sahtekârlık yapanlar, her şeye müstahaktır
Reçeli bal diyerek, satan insanlar gördüm
01.01.2011
Abdülkadir Öksüz
N A S İ H A T
Eğer dalmazsan ummâna
Nasıl gidersin Rahmâna
Gel..! der Hz. Mevlâna
Vâsıta yoksa varamazsın
Günah kirlerinden arın
Belki kalkamazsın yarın
Sevap işle, budur kârın
Elin boş ta gidemezsin
Bir mürşid-i kâmile bağlan
Bil ki odur ipi sağlam
Nasip etsin kadir mevlâm
Yapışmadan gidemezsin
Ellerin boş yüzün kara
Düşürme kendini nâra
Yalvara gör hep yalvara
Duasız da edemezsin
İyilikten zarar gelmez
Toklar aç'ın hâlin bilmez
Duâsız hiç yüzün gülmez
Sermayesiz gidemezsin
Şu dünyada cefâ vardır
Az insanda vefâ vardır
Ahiret te safâ vardır
Kazanmadan yiyemezsin
25.01.2011
A.KADİR ÖKSÜZ
Yüreğinize sağlık...
t3))NEREDE O ESKİ GÜNLER-2
Ben küçükken..!
Topaç çevrilir, misket oynanır, telden arabalar yapılır, renkli kablolarla özenle süslenirdi.
Akşamları ağaç direklerde yanan loş ışıklı sokak lambalarının altında güzel oyunlar oynar, bazen de çocukca hayaller kurar heyecanla anlatırdık birbirimize düşlerimizi...
Ramazan gecelerinde teravihten sonra elimizde tabaklarla güzel mâniler söyleyerek komşuları kapı kapı dolaşır, her evden çeşitli ikramlar alır sonra hep berber sevinç içinde oturur yerdik.
Elimize verilen 5 kuruş harçlıkla Fırından burcu burcu kokan yarım ekmek (pide) alır, içine 100 gram helva koyarak yaptığımız dürümün tadına doyum olmazdı..
Ev yapmak şimdiki kadar zor değildi.. Projesi mahallenin ileri gelen aklı erenlerine sorularak kireçle çizilir, dökülen toprak kerpiçlerle imece usulüyle
kısa zamanda yapılır giderdi.
Duvarlarına sıva sağlam olsun diye gazoz kapakları çakılırdı..
Üstü kavak ağaçlarıyla kapatılıp, üzerine saman ve toprak karışımı harçla döşenir, su geçirmesin diye silindir şeklindeki adına Loğ denen taşla iyice sıkıştırılırdı..
Bazı zengin evlerinde pompalanarak çalışan Gaz ocaklarında pişirilirdi çaylar..
Soğuk kış günlerinde ocağa atılan meşe kütükleri yakılır,
külüne patatesler gömülür, odayı aydınlatan ateşin ışıltısında güzel hikayeler anlatılır, el ayak oyunları oynanırdı..
Anneler çocuklara leğende banyo yaptırır, gözüne kaçan yeşil sabunun köpüğü acı acı yakardı gözünü..
Bir yakınımıza telefon etmek için manyetolu telefonla postahane aranır, acele olsun diye “yıldırım” telefon etmek istiyorum denir saatlerce gelecek telefon beklenirdi..
Telefon zili çaldığında konuşurken zaman zaman araya başka konuşmalar girer,
Postane görevlisinin “Maraş sen aradan çık” sesleri duyulurdu âhizeden..
Acıktığımızda kümesten getirdiğimiz taptaze yumurta hâlis tereyağı ile pişirilir, mis gibi kokan yufka ekmekle âfiyetle yenirdi.
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, şimdiki gibi kaza haberleri, ölüm haberleri duymaz keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal Mandalin kabuklarını sobanın üzerine koyar, kokusu oda parfümü yerine geçerdi, ozon tabakası delinmezdi hiç..
Dağlardan şifa kaynağı Körmen, Kıvırcık, Göbelek, Dilicek, Yemlik, gibi çeşitli otlar toplanır bir güzel yemekler yapılırdı. Şeker nedir, Kolestrol nedir bilinmezdi..
Bahar aylarında dağlardan Çiğdem, Nergis toplanır, bazen yer, bazen belik gibi örer 3-5 kuruşa satardık
250-300 Garamlık çay paketlerinden demlenirdi çaylar, sularımızda klor yoktu, tulumbalardan doğal olarak çekilir buz gibi olurdu sular..
Sıcak Kış günlerinde bakır tencerede pişen mis gibi Tarhana çorbasının yanında yufka ekmek pekmeze batırılarak yenirdi.
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz odun fırınlarında el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Domates de biber de annelerimizin ektiği tohumlardan yeşeren fidanlardan dikilir, (hormon nedir bilinmez) lezzetine doyum olmazdı âdeta.
Dışarıda adam boyu kar... İçeride huzur... ne zam endişesi, ne doğal gazın kesilme korkusu, ne hava kirliliği ne Trafik çilesi vardı, yokluk olsa da huzur içinde yaşar giderdik.
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun dalından meyve koparmamış, Tavuğun kuluçkaya yatırılıp civcivlerin yumurtadan çıkış zevkini tatmamış ve fakat alışveriş merkezlerinin cafelerinde, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger fas food keyfine mahkum olmuş çocuklar ve gençler için bu duygular ne kadar uzak.
Kışlarımız kış, yazlarımız tam yaz olurdu, Dört mevsim tam yaşanırdı o zamanlar. Yokluk olsa da şükür vardı, Kanaat vardı, Kadere rıza vardı. Herkes kendi dünyasını kurar, herkes kendi hayatını yaşardı.
Şimdi her şey var ama şükür yok, kanaat yok, saygı yok, sevgi yok, duygu yok. Her şey menfaate dayalı, kimse kimseyi umursamaz halde, büyük küçük tanınmaz olmuş, haya edep hak getire..
Bu kadar bozulan bir dünyada geçmiş geri mi gelse acaba demekte haklı değimliyiz siz söyleyin dostlar…
03.02.2011
A.KADİR ÖKSÜZ
Neye yarar
Divâna durup ta eğmezse başı Secdeye varmayan baş neye yarar Fakirle paylaşıp yemezse aşı Zekât verilmeyen mal neye yarar
Dünya dolu malın olsa da senin Şükrünü bilmeyen kul neye yarar Toprak olur bir gün, çürür bedenin İşe yaramayan pul neye yarar
Dünyaya gelişin ne için, düşün..! Âbid değil isen, baş neye yarar Hesaba çekilir, gidersin bir gün Pişmanlık olmayan yaş neye yarar
Allah aşkı ile yanmazsa kalbin Ateşle yaktığın köz neye yarar Doğru söylemezse o senin dilin Ağzından dökülen söz neye yarar
Kadir der ki unutmayın dostlarım Vefası olmayan dost neye yarar Her daim sizlerin hatırın sorarım Kıymet bilinmeyen post neye yarar
15.10.2010
|
|
Abdülkadir Öksüz |