İZHAR
İzhar if’al babından mastardır. Açıklamak manasına gelir.İlm-i nahivden bahseden bir kitaptır.İlm-i Nahiv: Mureblik ve mebnilik cihetinden arabi kelimelerin halleri kendisiyle bilinen ilimdir.İlm-i Nahvin Mevzuu: Kelamda vaki olan (geçen) arabi kelimelerdir. İlm-i Nahvin Gayesi: Mureblik ve mebnilikte hata yapmaktan kaçınmaktır. İğrab; bir kelimenin fail, mef’ul vs. olduğunu anlamaya yarayan alametlerdir. Bu alametler kendisinde bulunan kelimeye Mureb denilir. Bazı kelimeler de vardır ki, onlar bu alametleri almaya müsait değildirler. Böyle olan kelimelere de Mebni denir. İzhar; her muribin (arabi ibareleri yanlışsız okumayı ve telaffuzda hata yapmamayı isteyen herkesin) mutlaka bilmesi gereken şeyler hakkında bir risaledir. İzhar üç babtır; amil, mağmul ve amel (iğrab). Birinci bab amil hakkındadır.
Kelime: müfret bir manaya vazolunan lafızdır. Ve üç kısımdır; fiil, isim, harf.
Fiil, üç zamandan birisine (mazi, hal, istikbal) vaz’an hey’etiyle delalet eden kelimedir. Fiilin hassaları (hususiyetleri): Gad, sin, sevfe, in, lem, lemma, emir lamı, nehi lası’nın dahil olmasıdır. (Hassa: bir şeyde bulunup, onun dışında hiçbir şeyde bulunmayan özellikler demektir.) Bütün fiiller amildir. (Amil-i Kıyasidendir. Sh. 129)
İsim: Üç zamandan birine yakın olmaksızın anlaşılmakta müstakil (başlı başına) bir manaya delalet eden kelimelerdir. İsmin hassaları, tenvin, lam-ı tarif ve harf-i cerin dahil olmasıdır. Ayrıca müpteda, fail ve muzaf olmak ta ismin hassalarındandır. İsimlerden amil olanlar vardır (ism-i fail gibi), amil olmayanlar vardır (ene, ente, ellezi) gibi.
Harf: Kendi nefsinde müstakil bir mana üzerine delalet etmeyip belki başkasının anlaşılmasına alet olandır. Bazı harfler amildir (harf-i cerler gibi), bazıları da amil değildir (hel ve gad gibi).
Amil: Kelimenin ahirinin, iğrabın hususi vecihlerinden olan bir vecih üzerine olmasını bir vasıta ile icabettiren şeye denir. Vasıta ile murad, muktezi iğrabtır (iğrabı icabettiren sebep). Muktezi iğrab isimler üzerine bir takım manaların gelmesidir ki bu manalar da; failiyyet, mef’uliyyet ve izafettir. Kısaca isimlerdeki muktezi iğrab, failiyyet, mef’uliyyet ve izafettir.
Fiillerdeki muktezi iğrab, fiil-i müzariin ism-i faile tam müşabehetidir (benzemesidir). Bu benzerlik üç türlüdür. Lafzan, manen ve istiğmalen.
Lafzan benzemesi: Harekelerde ve sükunlarda fiil-i müzariin ism-i faile vezin itibarıyla benzemesinden dolayıdır.
Manen benzemesi: İki türlüdür: 1) Fiil-i müzari ve ism-i failden her birerlerinin umumilik ve hususiliği kabul etmelerinde fiil-i müzari ism-i faile benzer. Çünki ism-i fail lam-ı tariften soyulduğu zaman umumilik, lam-ı tarif dahil olduğunda da hususilik ifade eder. Fiil-i müzari de hal ve istikbal harflerinden soyulduğunda umumilik, bu harfler dahil olduğunda ise hususilik ifade eder. 2) İsm-i fail lam-ı tariften, fiil-i müzari de hal ve istikbal harflerinden soyulduğu zaman akla ilk gelen zaman-ı haldir.
İstimalen (kullanılışı itibarıyla) benzemesi: 1) Fiil-i müzari ve ism-i failden her birerlerinin nekre kelimelere sıfat olmaları ve de 2) bunlar üzerine iptida (te’kit) lamının dahil olması hususunda fiil-i müzari ism-i faile benzer.
Amil iki kısımdır; Lafzi ve manevi. Lafzi de iki kısımdır; Semai ve kıyasi. Semai de iki kısımdır; İsimde amil ve fiil-i müzaride amil. İsimde amil de iki kısımdır; Bir isimde amil ve iki isimde amil. Bir isimde amil olanlar harf-i cerlerdir. Bu harflere harf-i cer denilmiştir. Çünki bunlar önüne aldıkları ismi cer ederler. Ayrıca huruf-u izafet denilir. Çünki müteallaklarının manasını mecruruna bitiştirirler. Her harf-i cere bir müteallak lazımdır. Müteallak fiil, şibih ve manayı fiilden olur. Ancak zaid olanlar (be, min, lam, kaf) zaid olarak kullanıldıkları takdirde müteallak almazlar.(Rubbe, haşa, hala, ada, levla, lealle) ise hiçbir şeyi müteallak olarak almazlar.
Zaid olanların, rubbenin, istisna harflerinin (haşa, hala, ada), levla ve leallenin dışındakilerin mecruru:
Eğer harf-i cer fi veya fi manasında olursa mecrur, mef’ul-ü fih olmakla mahallen mensuptur.
Eğer harf-i cer lam veya lam manasında olursa mecrur, mef’ul-ü leh olmakla mahallen mensuptur.
Eğer harf-i cer lam veya lam manasına, fi veya fi manasına olmazsa mecrur, mef’ul-ü bih gayr-i sarih olmakla mahallen mensuptur.
Zarf-ı Müstekar: Müteallak bazı kere hazfolunur. Hazfolunan müteallak umumi fiillerden olur, manası da car ve mecrurda mevcut olursa, o harf-i cerle mecruruna denir. Zarf-ı Lağv: Müteallak hiç hazfolunmazsa veya hazfolunur da manası car ve mecrurda mevcut olan umumi fiilerden olmazsa, o harf-i cerle mecruruna denir.
Harf-i Cerrin Hazfi
Harfi cerrin hazfi iki kısımdır; Kıyasi ve semai. Kıyasi üç yerdedir. Mef’ul-ü fih’ten (fi)’ nin hazfi, mef’ul-ü leh’ten lamın hazfi, en ve enneden harfi cerrin hazfi.
Mef’ul-ü fih’ten fi zarf-ı zamanların tamamında hazfolunur. İster zarfı zamanı müphem olsun (an,vakit,zaman,süre) gibi, isterse zarfı zamanı mahdut olsun (gün,hafta,ay,sene) gibi. Zarf-ı mekanı müphemde cihat-ı sitteden (altı yön), (ınde,leda,vest,beyne,izae,hizae,tilkae)’den, ölçü birimi olarak kullanılan bir takım kelimelerden (fersah, mil, berid) gibi. Eğer ism-i mekan ve amili her ikisi de istikrar manasına olursa o ism-i mekandan da fi hazfolunur. Zarf-ı mekanı mahdutta ise üç kelimeden (dehale,nezele, sekene) sonra hazfolunur.
Mef’ul-ü leh’ten lamın hazfi için üç şart vardır. 1) Mef’ul-ü leh muallel fiilin (sebebi sorulan fiil) faili için bir iş olacak, 2) Mef’ul-ü leh ile muallel fiilin failleri bir olacak, 3) Mef’ul-ü leh ile muallel fiil meydana gelmekte birbirlerine yakın olacak. Bu şartlar bulunursa (lam) hazfolunur.
En ve enne de harf-i cerrin kendisinde kıyasen hazfolunduğu yerlerdendir.
Bu üç yerin dışında bir yerde harf-i cer hazfolunursa oralarda semaan hazfolunur.
Hazf-i isal kaidesi: En ve enneden ve semaan harf-i ceri hazfettikten sonra müteallak mecrura bitiştirilir ve mecrurdaki mahalli iğrab açığa çıkar. (Bu mahalli iğrab ya failiyyet üzerine rafi veya mef’uliyyet üzerine nasbtır.) Bu kaideye hazf-i isal kaidesi denir.
İsmini nasp, haberini raf edenler sekiz tanedir. Bunların ilk altı tanesine huruf-u müşebbehe bil-fiil (fiile benzeyen harfler) denir. Bu harfler fiile üç sebeple benzerler.
Üç veya daha fazla harfli olduklarından
Ahirleri fetha olduğundan
Kendilerinde fiil manası mevcut olduğundan
Elif-Nun maddesinin kesre okunduğu yerler: İbtida (başlangıç) mevkiinde
Kasemin cevabında
Sıle mevkiinde
Muayyen ismin haberinde
Haberine ibtida lamı dahil olan cümlelerden sonra
Zandan ari (soyulmuş) kavil maddesinden sonra
Hatta-i ibtidaiyeden sonra
Tasdik harflerinden sonra
İftitah harflerinden sonra
Vav-ı haliyeden sonra elif-nun maddesi kesre okunur.
Elif-Nun maddesinin fetha okunduğu yerler:
Fail mevkiinde
Mef’ul mevkiinde
Müpteda mevkiinde
Muzafün ileyh mevkiinde
Lev’den sonra
Levla’dan sonra
Ma-i mastariyye-i tevkıtiyyeden sonra
Harf-i cerlerden sonra
Hatta-i atıfadan sonra
Müz ve münzü’den sonra elif-nun maddesi fetha okunur.
İkisinin de (kesre-fetha) caiz olduğu yerler: Fa-i ceza’dan sonra
İza-i müfacee’den sonra hem kesre, hem de fetha okumak caizdir.
Cins-i nefi için olan La’nın amel etmesinin şartları: La’nın isminin nekre olması
Muzaf veya şibih muzaf olması
La ile ismi arasının faslolunmaması (ayrılmaması)
Ma ve La Leyse’ye iki yönden benzerler: Nefi (olumsuzluk) manasına oldukları için
Mübteda haber üzerine dahil oldukları için
Leyse’ye müşabih olan Ma ve La’nın amel etmesinin şartları:
İsimleri ile kendileri arası (in ve haberleri dahil) hiçbir şeyle faslolunmayacak
Menfilikleri (illa) ile bozulmayacak
La’nın bir şartı daha vardır, isminin nekre olması
Fiil-i müzarii nasbedenler dört tanedir:
En, Len Key, İzen. (Gizli en ile de fiil-i müzari nasp olabilir.)
Fiil-i müzarii cezmedenler onbeş tanedir:
Lem, lemma, emir lamı, nehi lası, in, mehma, ma, men, eyne, meta, enna, eyyü, haysüma, izma, izama (Gizli in ile de fiil-i müzari cezmolabilir.)
Amil-i Kıyasi
Mevzuu hudutsuz kaide-i külliyyeyi amelinde zikretmek mümkün olan amile denir.
Amil-i kıyasi dokuz tanedir. (Mutlak fiil, İsm-i fail, İsm-i mef’ul, Sıfat-ı müşebbehe, İsm-i tefdıl, Mastar, İsm-i muzaf, İsm-i mübhemüt-tam, Manayı fiil)
Amil-i Kıyasinin Birincisi Mutlak Fiildir
Fiiller iki kısımdır, lazım fiiller ve müteaddi fiiller.
Lazım Fiil: Fiil, kendisi üzerine vaki olan şey (yani mef’ul-ü bih) olmaksızın anlaşılması tamam olan fiillerdir. Medih ve zem fiilleri lazım fiillerdendir.
Ef’al-i medih ve zemmin amel etmesinin şartları: Faillerinin lam-ı tarifli olması
Veya lam-ı tarifli kelimeye muzaf olması
Veya nekre ile temyizlenmiş zamir olmasıdır.
Müteaddi Fiil
Fiil, kendisi üzerine vaki olan şey (yani mef’ul-ü bih) olmaksızın anlaşılması tamam olmayan fiillerdir.
Bir, iki ve üç mef’ule müteaddi olmak üzere üç kısımdır.
Bir mef’ule müteaddi olanlar
İki mef’ule müteaddi olanlar (bunlar da üç kısımdır)
Birinci mef’ulü ikinci mef’ulüne zıt olanlar
Ef’al-i Kulub (kalbi fiiller)
Ef’al-i Mülhaka (Ef’al-i kuluba mülhak olanlar)
Üç mef’ule müteaddi olanlar (Ağleme, Era vs.)
Ef’al-i Kulubun Hassaları Her iki mef’ulünü veya ikiden birini karine olmaksızın hazfetmek caiz değildir.
Karine ile beraber ikisinin beraberhazfi çoktur. İkiden birinin hazfi azdır.
Ef’al-i kulub her iki mef’ul-ü arasını ortaladığında ve her ikisinden de sonra geldiğinde amel etmesi de, amelden bozulması da caizdir.
Ef’al-i kulubun fail ve mef’ulünün bir manada muttasıl iki zamir olması caizdir.
Tağlik vaki olması da caizdir.
Tağlik
Manen değil de (manada bir değişiklik olmaksızın) lafzan vücup bir yol üzere fiilin amelden bozulmasına denir. Tağlik beş şeyden biriyle olur. İstifham, nefi, İbtida lamı, kasem lamı, haberine ibtida lamı dahil olduğu zaman inne-i meksure.
Tam Fiil-Nakıs Fiil
Eğer fiil kelam cihetinden merfuu ile tamam olup haberi mensubesine ihtiyacı olmazsa bu fiillere
tam fiil denir. Eğer merfuu ile tamam olmayıp, haber-i mensubesine muhtaç olursa, bu fiillere de
nakıs fiiller denir. Tam fiillerin merfuuna fail, mensubuna mef’ul, nakıs fiillerin merfuuna isim, mensubuna da haber denir.
Nakıs fiiller iki kısımdır
Mukarebet (yakınlık) manası üzerine delalet etmeyenler
Mukarebet manası üzerine delalet edenler
İsm-i Fail ve İsm-i Mef’ulün Amel Etmesinin Şartları
Eğer lam-ı tarifli ise musağğar (ism-i tesğir) ve mevsuf (sıfatı olan bir kelime) olmamalıdır.
Eğer lam-ı tarifsiz olursa bu iki şartla beraber beş şeyden birine itimat etmelidir.
Müpteda, mevsuf, zilhal, istifham ve nefi
Mef’ul-ü bihi nasbedebilmek için hale veya istikbale delalet etmelidir.
Sıfat-ı Müşebbehe’nin Amel Etmesinin Şartları
İsm-i fail ve ism-i mef’uldeki şartlar burada da geçerlidir. Ancak Mef’ulü bihi nasbedebilmek için hale veya istikbale delalet etme mecburiyeti yoktur.
İsm-i Tefdılin Amel Etmesinin Şartları
İsm-i tefdıl mef’ul-ü bihte amel etmez, bu şartlar failde amel etmesinin şartlarıdır.
İsm-i tefdıl lafzan ma kablinden sıfat olacak
Manen ma cera aleyhin müteallikı için sıfat olacak
Kendi nefsine itibarla müfaddal olacak
Başkasına itibarla müfaddalün aleyh olacak
Kelam menfi olacak
Mastarın Amel Etmesinin Şartları Musağğar ve mevsuf olmayacak
Hale yakın olmayacak
Lam-ı tarifle marife olmayacak
Fiilli veya fiilsiz adet, nevi, te’kit olmayacak
İsm-i Muzafın (bir kelimenin muzaf olmasının) Şartları Muzafın tenvin veya tenvin naibinden soyulmuş isim olması
Muzafın, muzafün ileyhe umumilik ve hususilikte müsavi olmaması
Muzafın, muzafün ileyhten daha hususi olmaması
İzafet-i Maneviye
Eğer muzafün ileyh, mamulüne muzaf olan sıfat-ı sarfiyenin (ism-i fail, ism-i mef’ul, sıfat-ı müşebbehe) gayrısı olursa bu izafete izafet-i maneviyye denir. İzafet-i maneviyenin şartı muzafın lam-ı tariften soyulmasıdır. Eğer muzafün ileyh marife ise izafet marifelik, nekre ise hususilik ifade eder.
Eğer muzafün ileyh muzafa ve onun dışındaki şeylere de şamil olan ism-i cins olursa izafet bimağna mindir.
Eğer muzafün ileyh muzafa ve onun dışındaki şeylere de şamil olan ism-i cins olmazsa izafet bimağnel-lam’dır.
İzafet-i Lafziyye
Eğer muzafün ileyh, mamülüne muzaf olan sıfat-ı sarfiye olursa bu izafete izafet-i lafziyye denir. İzafet-i lafziyye sadece lafızda hafiflik ifade eder.
İsm-i Mübhem’üt-Tam
Nekre bir ismi temyiziyet üzerine nasp eden amildir.
İsm-i mübhem’üt-tam beş şeyden biriyle tam kapalı olur.
Binefsihi (kapalılık kendi nefsindedir.)
Zamir-i müphemde olur.
Esma-i işarette olur.
Tenvin ile tam kapalı olur.
Tenvin lafzan olur.
Tenvin takdiren olur.
Tesniye nunu ile tam kapalı olur.
Şibih cemi nunuyla tam kapalı olur.
İzafetle tam kapalı olur.
Manayı Fiil
Kendisinden fiil manası anlaşılan bütün lafızlardır. Manayı fiiller:
Esma-i Ef’al (kendisinden fiil manası anlaşılan isimler)
Zarf-ı müstekar
İsm-i mensüb
İsm-i müstear
Kendisinden sıfat manası anlaşılan bütün isimler
Esma-i işaret
Leyte ve lealle
Nida harfleri
Teşbih harfleri
Tenbih harfleri ve
Nefi harfleridir.
Amil-i Manevi
Kendisinde lisan için bir hisse (yer) olmayıp ancak kalp ile bilinen manadır.
Amil-i Manevi İki Tanedir.
Müpteda ve haberi rafeden amil-i manevi
Nevasıp ve cevazımdan hali olan Fiil-i müzarii rafeden amil-i manevidir.
Buraya kadar zikredilen amillerin tamamı altmış tanedir.
İzharın üç babından ikincisi mamul hakkındadır.
Elfaz-ı mevzua (bir manası olan lafızlar) terkipte vaki olmadığı zaman amil olmadığı gibi mamul de olmazlar. Terkipte vaki olduğunda ise üç kısımdır.
1.) Asla mağmül olmayanlar.Bunlar iki tanedir.Birincisi harf, ikincisi de Basra ulemasına göre emir biğayrillamdır.
2.) Daima mağmül olanlar. Bunlar da iki tanedir. Birincisi isim, ikincisi de fiil-i müzaridir.
3.) Aslında mağmul olmayıp, ikinci kısım yerinde kullanılmakla mağmul olanlardır. Bunlar iki tanedir. Birincisi fiil-i mazidir. (Fiil-i mazi en-i mastariyeden sonra vaki olursa mahallen mensuptur, Şart-ı cazımdan sonra şart veya ceza olarak vaki olursa da mahallen meczümdür diye hükmolunur.) İkincisi de cümledir. Cümle iki kısımdır. Cümle-i fiiliyye ve cümle-i ismiyye.
Cümle-i Fiiliyye
Lafzan veya mağnen olan fiil ile failinden terekküp eden cümlelere denir.
Cümle-i İsmiyye
Müpteda ile haberden veya amil olan harfin ismiyle haberinden terekküp eden cümledir.
İğraptan mahalli olan ve olmayan cümleler:
Cümleler iki kısımdır,Te’vil-i müfred hükmünde olanlar ve olmayanlar. Te’vil-i müfred hükmünde olanlar için her yerde iğrabdan mahal vardır ( ve bunlar da iki kısımdır; Lafzı murad olunan cümle ile mastar manası murad olunan cümledir.) Te’vil-i müfret hükmünde olmayanlar ise beş yerin dışında mağmül olmazlar. (Bu beş yer; haber mevkiinde, mef’ul mevkiinde, fa-i ceza veya iza-i müfacee’den sonra şart-ı cazıma cevap vaki olan yerde, hal vaki olan yerde ve tabi vaki olan yerde)
Mağmul iki kısımdır;
Mağmul-ü bil’asale ve mağmul-ü bit-tebeıyye;
Mağmul-ü bil’asale dörttür;
Merfu, mensup, mecrur, meczüm; Mağmul-ü merfu dokuzdur: Fail, naib-i fail, müpteda, haber, kane babının ismi, inne babının haberi, cins-i nefi için olan la’nın haberi, leyse’ye müşabih olan ma ve la’nın ismi, nevasıp ve cevazımdan hali olan fiil-i müzari
Zamir-i bariz-i muttasıllar:
Fiillerin tesniyelerinde elif, cemi müzekkerlerinde vav, cemi müenneslerinde nun, fiil-i mazinin müfret müzekker muhatap, müfret müennes muhataba ve nefs-i mütekellim vahdesinde ta, yine fiil-i mazinin nefs-i mütekellim mea’lğayrında na, fiil-i müzari müfret müennes muhatabada ya’dır.
Müennes; Lafzan veya takdiren kendisinde müennes alameti bulunan kelimelere denir. Müennes alametleri; üzerine he diye durulan ta, elif-i maksûre ve elif-i memdûdedir.
Müennes-i Hakiki
Hayat sahiplerinden karşısında erkeği bulunan müenneslere denir.
Cemi Mükesser
Müfredinin siğası cemisinde değişen kelimelere denir.
Cemi Müzekker Salim
İzafetin gayrisinde müfredinin ahirine meftuh bir nun ile, ma kabli mezmum vav veya ma kabli meksür ya bitişen kelimelerdir.
Cemi Müennes
Müfredinin ahirine elif ve ta bitişen kelimelerdir.
Tesniye
s4))
İzafet halinin gayrisinde müfredinin ahirine meksür bir nun ile ma kabli meftuh elif veya ya bitişen kelimelerdir.
Birinci Kısım Müpteda
Lafzi amillerden soyulan, müsnedün ileyh olan, isim veya isim te’vilinde olan kelimelerdir.
İkinci Kısım Müpteda
İsm-i zahiri rafedici olduğu halde harf-i nefi veya elif-i istifhamdan sonra vaki olan sıfattır.
Haber
Fiil veya mağnayı fiilin gayrisi olduğu halde müsnedü bih olan ve
lafzi amillerden soyulan kelimelerdir.
Mağmul-ü Mensup Onüç’tür:
Mef’ul-ü mutlak, bih, fiih, leh, meah, hal, temyiz, müstesna, kane babının haberi, inne babının ismi, cinsi nefi için olan la’nın ismi, leyseye müşabih olam ma ve la’nın haberi, nevasıptan birisi kendisine dahil olan fiil-i müzaridir.
Hal
Lafzan veya mağnen olan fail ile mef’ul-ü bihin hey’etini beyan eden kelimelerdir.
Temyiz
Cümledeki veya şibih cümledeki mukadder zattan veya mezkür zattan kararlaşan iphamiyeti kaldıran kelimelerdir.
Müstesna
İki kısımdır; muttasıl ve munkatı. Müstesna-i muttasıl; İlla veya illanın kardeşlerinden birisiyle adetlenicinin adedinden çıkarılan kelimelerdir. Müstesna-i munkatı; illa veya kardeşlerinden birinden sonra zikrolunup, adetlenicinin adedinden çıkarılmayandır.
Müstesnanın İğrabı Müstesnanın, tam mûcep (müspet) kelamda sıfatın gayri olan illa’dan sonra, müstesna müstesna-i minh üzerine tekaddüm ederse, müstesna müstesna-i munkatî olursa, çoğu kere adâ, halâ, bazı kere de ma adâ ve ma halâ, leyse ve lâ yekûnü’den sonra nasp okunması vaciptir.
Müstesna-i minh mezkür, kelam gayr-i mucep olursa nasp caizdir fakat bedel tercih olunur.
Müstesna-i minh gayri mezkür, kelam da gayri mucep olursa müstesna amilin iktizasına göre iğraplanır.
Müstesna çoğu kere gayr, sivâ, sevâ ve haşâ’dan sonra, az kere de adâ ve halâdan sonra cerdir.
Mağmul-ü Mecrur İkidir:
Harf-i cerle mecrur ve izafetle mecrurdur.
Mağmul-ü Meczüm Birdir:
Cevazımdan birisi kendisine dahil olan fiil-i müzaridir.
Mağmul-ü Bit-tebeıyye
Beş tanedir. (Sıfat, atıf, te’kit, bedel ve atf-ü beyandır.) Bunlardan hiç birisi metbuu üzerine tekaddüm edemez. Bunların amilleri metbûlarının amilidir, iğrapları da metbularının iğrabı gibidir.
Sıfat
Mutlak olarak metbuunda bir mana üzerine delalet eden tabidir. Taaddüdü caizdir. Sıfat mevsufunun haliyle vasıflanırsa mevsufa on yerde mutabakat eder: Marifelik ve nekrelikte, müfretlik, tesniyelik ve cemilikte, rafi, nasp ve cerlikte, müzekkerlik ve müenneslikte. Eğer mevsufunun müteallikının iğrabı ile iğraplanacak olursa o zaman sadece iğrap ve marifelik nekrelikte mutabakat eder.
Marife
Muayyen bir şey için vazolunan isimlerdir. Marifenin nevileri altıdır.
1) Muzmarat 2) Alem 3) Esma-i işaret 4) İsm-i mevsul 5) Harf-i nida ve lam-ı tarifle marife olanlar 6) Bu beşten birine izafet-i maneviye ile muzaf olan kelimelerdir.
Atıf
On harften birisi tâbi ile metbû arasını ortalayan tabidir.
Bu harfler vav, fe, sümme, hatta, ev, immâ, em, lâ, bel ve lâkin’dir.
Zamir-i merfûu muttasıl üzerine bir şey atfolunacağı zaman evvela munfasıl ile te’kit olunur.
Zamir-i mecrur-u muttasıl üzerine bir şey atfolunacağı zaman matufta câr iade olunur.
Te’kit
Lafzi ve manevi olmak üzere iki kısımdır. Lafzi; Evvelki lafzın bizzat kendisinin veya
müradifinin tekrar etmesine denir. Te’kid-i manevi ise belli lafızlarda olur. Bunlar nefsühü, aynühü, kilâhüma, kiltâhüma, küllühü, ecmeu, ekteu, ebteu ve ebsau’dur.
Zamir-i merfu-u muttasıl nefs ve ayn kelimeleri ile te’kit olunacağı zaman evvela munfasıl ile
te’kit olunur.
BedelMetbusuz metbuuna nispetle kastolunan tabidir. Dört kısımdır. Bedel-i kül min’el-kül: Bedel ile mübdel-ü minh aynı şey üzerine delalet ederlerse ona denir. Bedel-i bağz min’el-kül: Bedel mübdel-ü minhin cüz’ü olursa ona denir. Bedel-i iştimal: Bedel ile külliyet ve cüz’iyetin dışında bir alaka olursa ona denir. Bedel-i galat: Mübdel-ü minhi yanlış olarak telaffuz ettikten sonra bedeli zikretmeye denir.
Atf-ü Beyan
Metbuunda bir mana üzerine delalet etmeyip, metbuunu izah için getirilen tabidir.
İğrabMurebin ahiri kendisi sebebiyle değişen ve amil tarafından meydana gelen şeydir. Dört kısımdır.
Bihasebi’z-zat ve-lhakikat iğrab on’dur.
Hareke, harf, hazif. Hareke üçtür: zamme, fetha, kesre. Harf dörttür: Vav, ye, elif, nun.
Hazif üçtür: Harekenin hazfi, ahirinin hazfi ve nun’un hazfi
Bihasebi Mahal İğrab Dokuzdur.
1) Müfret munsarıf ve cemi mükesser munsarıflar: Halet-i raf’ı zamme, nasbı fethave cerri kesre iledir.
2) Gayri munsarıflar: Halet-i raf’ı zamme, nasbı ve cerri fetha iledir.
3) Cemi müennes salimler: Halet-i raf’ı zamme, nasbı ve cerri kesre iledir.
4) Müfret mükebbere olduğu olduğu halde mütekellim ya’sının gayrisine muzaf olan esma-i sitte-i muğtellenin halet-i raf’ı vav, nasbı elif ve halet-i cerri ya iledir.
5) Cemi müzekker salim, ülû, ışrûne ve ışrûnenin kardeşlerinin halet-i raf’ı vav, nasbı ve cerri ya iledir.
6) Tesniye, isnâni ve zamire muzâf olan kilâ kelimesinin halet-i raf’ı elif, nasbı ve cerri ya iledir.
7) Ahiri harf-i sahih olup ahirine zamir bitişmeyen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı zamme, nasbı fetha ve halet-i cezmi de harekenin hazfi iledir.
8) Ahiri harf-i illet olup ahirine zamir bitişmeyen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı zamme, nasbı fetha ve halet-i cezmi ahirinin hazfi iledir.
9) Ahirine cemi müennes nununun gayri zamir bitişen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı nun, nasbı ve cezmi nunun hazfi iledir.
Bihasebin-Nevi İğrab Dörttür.
Rafî, nasp, cer ve cezmdir. Rafî alameti dörttür: Zamme, vav, elif, nun. Nasp alameti beştir: Fetha, kesre, elif, ya ve nunun hazfi. Cer alameti üçtür. Kesre, fetha ve ya. Cezm alameti üçtür: Harekenin hazfi, ahirinin hazfi ve nunun hazfi
Bihaseb’is-sıfat İğrab Üçtür:
Lafzî, takdirî ve mahallî’dir.
İğrab-ı Takdîrî
İğrab-ı hakikinin gayri bir maniden dolayı iğrab lafızda zahir olmayıp, muğrebin ahirinde gizlenendir.
İğrab-ı Takdîrî Yedi’dir:
1) Ahiri elif olan (velev ki bu elif iki sakinden dolayı hazfolunmuş olsun) müfret muğreb kelimelerdir. Bu kelime isim olursa üç ahvalde iğrab takdiridir. Fiil olursa halet-i raf’ı ve nasbı takdiri, cezmi lafzidir.
2) Tesniyenin dışındaki mütekellim ya’sına muzaf olan kelimelerdir. Bu kelime cemi müzekker salim ise yalnız halet-i raf’ı takdîrîdir. Cemi müzekker salimin dışında bir şey olursa üç ahvalde iğrab takdiridir.
3) Ahirinde iğrab-ı mahki bulunan kelimelerdir.
4) Ahirinde ma kabli meksür ya bulunan kelimelerdir. Bu kelime isim ise şayet, halet-i raf’ı ve cerri takdiridir. Fiil olursa da yalnız halet-i raf’ı takdiridir.
5) Ahirinde ma kabli mezmum vav bulunan fiillerdir.
6) İğrabı harflerle olup, kendisinden sonra gelen sakine bitişen isimlerdir. Eğer bu kelime esma-i sitte’den ise üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer cemi müzekker salim olur, iğrab harfinin ma kabli de meftuh olursa, üç ahvalde iğrab lafzidir. Ancak iğrab harfinin ma kabli meftuh olmazsa üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer bu kelime tesniye ise yalnız halet-i raf’ı takdiridir.
7) İğrabı hareke ile olup üzerine sükun ile durulan kelimelerdir. Eğer bu kelime tenvin-i temekkün ile tenvinlenmiş veya ahirinde ta-ü te’nis bulunan bir kelime ise üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer tenvin-i temekkünün dışında bir şeyle tenvinlenmiş ise o zaman halet-i raf’ı ve cerri takdiri, halet-i nasbı lafzidir.
İğrab-ı Mahalli İki’dir:
1) Ahiri iğrab-ı mahkinin gayri bir iğrapla meşgul olan mûreb isimlerdir.
2) Mebnî (Mebni iki kısımdır, mebni asıl ve mebni arız)
Mebni Asıllar Dörttür
Harf, mazi, ındel-basriyyîn emir biğayrillam ve cümledir.
Mebni arızlar da iki kısımdır, mebnî arız-ı lazımlar ve gayri lazımlar;
Mebnî Arız-ı Lâzımlar On’dur: Muzmarât
Esma-i İşârât
Mevsûlât (eyyün ve eyyetün’ün dışındakiler)
Esma-i Ef’al
Mastar, sıfat veya müennese alem olup feâli vezninde olan kelimeler
Esvât (Kendisi ile bir ses hikâye olunan veya hayvanlara seslenilen lafızdır.)
Bağz-ı Mürekkebât (Birinin diğerinde amil olmadığı iki kelimeden terekküp eden ve bir isim kılınan kelimelerdir.)
Bağz-ı Kinâyât
İn-i şartiye ve istifham manasını tezammün eden kelimeler
Bağz-ı Zurûf
Mebnî arız-ı Gayri Lazımlar Kendisinde muzâfün ileyh niyette olduğu halde izafetten kesilen zarflar
Münâdâ
Cins-i nefi için olan lâ’nın,tekrar etmeyen, lâ’ya bitişik, nekre ve müfret olan ismi
Kendisine te’kit nunu veya cemi müennes nunu bitişen fiil-i müzaridir.
Buraya kadar zikredilen mebnilerin mebniliği vaciptir.
hz Allah razi olsun
ILMI TÜRKCEDEN ÖGRENMEYI HICDE SEVMIYORUM AMMA YINEDE TESEKKÜR EDERIM GÜZEL OLMUS:
Eski başlığı devam ettirmeyi düşünürken... Güzelmiş gerek kalmadı.
Geçenlerde Amcamın evinde elime İzhâr-Avamil diye Türkçemsi birşey geçti. Fena da değildi hani. Giderken yürüteyim diye göz önüne bir yerlere koymuştum ama yine unuttuk.
Hatırladığım kadarıyla "Sağlam Yayınevi"ne ait idi. O şekil bir kitabın el altında bulunması her hâlükarda güzeldir.
degerlı kardeslerım;
bır sorum varda.harf-ı cerlerın hazf ve ısalını yazarmısınız?
Alıntı yapılan: taftazani - 10 Şubat 2008, 10:35:10
degerlı kardeslerım;
bır sorum varda.harf-ı cerlerın hazf ve ısalını yazarmısınız?
hazif ve iysal :
harfi ceri mefúlu fih ve mef´ulü lehin gayrisinde kiyasen ve seman hazif ettikden sunra mütealligin manasini hazif olunan harfi cerin mecruruna bitisitrip yani baglayip o mecrur meful ise nasb naibi faiö ise rafi olan igrabi aciga cikarmakdir.
mesela(vahtara musa gavmehü) burada (vahtara)müteallak olup mecrur olan gavm kelimesine iysal etmemiz sonrada (gavmehü)kelimesini mefulü bil oldugu icin nasb okumamiz gibi asli (min gavmihi )idi
Allah razi olsun kardeşim nede güzel anlatmışsınız
Allah razı olsun mevla hizmetlerimizi kabul etsin kısa ve öz olmuş.
Alıntı yapılan: ankebut-57 - 09 Şubat 2008, 19:48:55
Eski başlığı devam ettirmeyi düşünürken... Güzelmiş gerek kalmadı.
Geçenlerde Amcamın evinde elime İzhâr-Avamil diye Türkçemsi birşey geçti. Fena da değildi hani. Giderken yürüteyim diye göz önüne bir yerlere koymuştum ama yine unuttuk.
Hatırladığım kadarıyla "Sağlam Yayınevi"ne ait idi. O şekil bir kitabın el altında bulunması her hâlükarda güzeldir.
:hihi :hihi göya o konuya ben de taksimat hazırlayacaktım. :usgunn:Teşekkürler güzel bir paylaşım izhar kadar zor bir kitap son derece öz bir şekilde anlatılmış.
MÜBERRED12 KARDEŞİME CANI GÖNÜLDEN KATILIYORUM ÇÜNKÜ İLİM PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR VE ONUN ZEKATIDA BAŞKALARINA EN GÜZEL BİR ŞEKİLDE AKTARMAKLA OLUR.
alah razı olsun miftah kardeşim &)unutmştk hemen hemen aynı zamnda hatırlamış olduk velhasıl çok makbule geçti
Allah razi olsun , gerçekten çok güzel olmuş ... Sadakatimiz işte ...her tıklayış belki farkındayız -farkında değiliz ama ayrı bi hazine ... e45)) m1))
alaah razii olsun insan öğrendiği ilimleri unutmaması lazım ama beşer olma hasebiyle ilimlerin üzerini tozlandırıyoruz bu gibi hatır latmalar tozları silmeye yardımcı oluyor Allah sizleri ikicihanda mutlu eylesin vecümlemizi
مال مشترك وظرف مستقر :arrow: misalini anlatırmısınız?
ben aynı misali anlamadım
malün müşterekün misalini anlatır mısınız ?
Alıntı yapılan: Nekre - 20 Ocak 2009, 10:38:21
ben aynı misali anlamadım
malün müşterekün misalini anlatır mısınız ?
müşterekün kelimesi iftial babından gelir binası mutavvaat içindir.(yanı lazım fııldır meful olmaz meçhul fiilden türetildiği içinde naibi fail alır) dolayısıyla "malün müşterekün" dendiği zaman
budurumda mal müşterek(ortak olunulan) değil müşterekün fihdir(kendisinde ortak olunulan şeydir) burdan anlaşıldıki burada harfi cer semaen hazf edilmiştir.
oda fi harfi cerridir "fihi" kelimesindeki "hu" zamiri ise "mal" lafzına racidir. ve burada harfi cer hazf edildikten sonra zamirimiz naibi fail olmak üzere mahallen merfu olmuştur.
ne zamanki harfi cer semaen hazf edildi müteallak olan "müşterek" kelimesi mecrur olan "hu" zamirine bitiştirildi bitiştirilince
zamiri mecruru muttasıl olan "hu" zamiri merfuu munfasıl oldu(naibi fail olduğu için). ve muşterekün kelimesinin altında müstetir kılındı.
"zarfun müstekarrun" misalide bu şekildedir.
şükran leküm.
sadakat farkıyla çok güzel ve önemli bu bilgileri bizlerin istifadesine sundugunuz için tşkkr ederiz
kühl bahsini misalle birlikte anlatablirmisiniz
Alıntı yapılan: müttegi - 27 Şubat 2010, 17:36:34
kühl bahsini misalle birlikte anlatablirmisiniz
Amili Kıyasinin 5. İsmi tefzıldir.Bu ismi tefzıl nahiv âlimlerinin görüşüne göre mef’ûlü bih sarihini nasb etmez.
İsmi zâhirini fâil alıp raf’ edemez. Ancak fiil manasına olduğu zaman ismi zahirini fail alıp raf’eder. İsmi tefzılin fiil manasına olması için beş şart vardır.
1. (
Bi en yekûne vasfen) ismi tefzıl lafzan sıfat vaki’ olacak
2. (
Limüteallegı mâ cerâ aleyh) ismi tefzilin i’timât ettiği şeyin müteallegı için ma’nen sıfat vaki’ olacak
3. (
Müfezzalen bi’tibâri-tteallügı) İsmi tefzilin i’timât ettiği şey’in mef’ûl alması i’tibâri ile mütealleg müfezzal olacak.
4. (
Alâ nefsihi bi’tibâri gayrihi ) İsmi tefzıl mef’ûl aldığı şey’in gatrısı i’tibâri ile mütealleg müfezzalün aley olacak. (Bu üçüncü ve dördüncü şartlar harfi nefî gelmeden evveldir. Harfi nefî dahil olunca hüküm aksidir.)
5. (
Menfiyyen) İsmi tefzılin dahil olmuş olduğu cümlenin başına harfi nefî dahil olacak.
“Mâ raeytü racülen ehsene fî aynihi-lkühlü minhü fî ayni zeydin”1. ŞART: Ahsen olan ismi tefzıl racülden lafzan sıfat vâki’ olmuştur.
2. ŞART: İsmi tefzıl i’timâd ettiği racülün müte’allegı olan kühül için ma’nen sıfat vâki’ olmuştur.
3. ŞART: İsmi tefzıl i’timât ettiği racülü mef’ul alması i’tibâri ile müte’allak olan kühül müfezzal olmuşdur.
4. ŞART: İsmi tefzılin mef’ul aldığı racülün gayrı olan Zeyd’e i’tibârla kühül müfezzalün aleyh olmuştur. Racüle i’tibârla müfezzal olmuştur.
5. ŞART: Kelam menfî olup üçüncü ve dördüncü şartlar aksine olur. Yani kühül racüle i’tibârla müfezzalün aleyh Zeyd’e i’tibârla müfezzal olmuştur.
Muhtelif misâl:
“Mâ raeytü meyteten ezyede fî hucretihâ nûrun minhü fî hucreti hafîzate”
arkadaslar hersey cok guzel anlatilmis ama ismi tafdilin amel etmesindeki sartta 3. ve 4. diyoruz ya mufeddal olacak diye mufaddal nedemek neye deniyor?
mufaddal ==>> faziletli
Alıntı yapılan: müteallim - 30 Ocak 2008, 18:25:56
ILMI TÜRKCEDEN ÖGRENMEYI HICDE SEVMIYORUM AMMA YINEDE TESEKKÜR EDERIM GÜZEL OLMUS:
müteallim hocama katılıyorum. İlmin bilemediğimiz manevi hikmetlerini buduyoruz sanki.
Îhlas ile okunan ilim biaynihi ibadettir....
müteallim hocama katılıyorum.......
bir mufaddal iki mufaddal aleyh olacak, kelam menfi olacak
yani iyinin ne demek olduğunu kötünün varlığı ile anlaşılması gibi
el eşyaaaü tenkeşifü bi ezdadihe:eşya zıddıyla anlaşılır.
yazılanları osmanlıca veya arapça aktaracak olan varsa ondan öğrenelim...
Allah razı olsun emeği geçen herkesten inşaAllah bu ilimleri anlayabildiğimiz kadar anlarız..
gerçekten çok saoln :)
Bir talib izharı tercümesinden nasıl ve ne kadar öğrenebilir ? hadi öğrendi diyelim tercümeden öğrenmiş olduğu nahiv kaidelerini en basitinden izharın metninde tatbik edemeyen kişi nerede tatbik edecek bu kaideleri... bu tercümelerin kitaplarımızın esrarını zail edeceği kanaatindeyim
arapçasında bi haber olan ne diye meraketsin
MUTEADDI
BIR MEFULE MUTEADDI IKI MEFULE MUTEADDI UC MEFULE MUTEADDI
1. Ikinci meful birinci mefule zit
2. Efali - Kulub
3. Efali -Mulhak
҉ Ikinci meful birinci mefule zit, yani mubteda ve haber yapilamiyor
҉ Efali Kulub : 1)Kalbi fil uzerine delalet edecek 2)Mubteda ve haber uzerine dahil olacak 3) Mubteda ve haberi mefuliyyet uzerine nasb edecek
҉ Efali Mulhak : 1) Mubteda ve haber uzerine dahil olacak 2) Karinesiz 2 mefulu veya 2 mefulden birinin hazfi caiz olmamasi 3)Karine ile 2 mefulu beraberce hazfi cok , 2 mefulden 1 hazif az olmasi