Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

İşte Teslimiyet Ve Samimiyetin Neticesi.

Başlatan hgulez1973, 05 Şubat 2007, 02:03:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hgulez1973

"Çinli Muhammed "

Hani hep söylenir; insan Müslüman
doğar, imansız gider, ya da inkârcı olarak yaşar, Allah öyle bir hidayet
verir ki, doğruyu bulur ve iyi bir mü'min olarak ölür.. O bakımdan, kimin
mertebesinin ne olacağını ancak Alemlerin Rabbi olan Halik-i Zülcelal
bilir..
Gelelim yazımıza.. Çin'in değişik bölgelerinden on kişilik bir grup
İstanbul'a gelir.. Umre için İstanbul üzerinden kutsal topraklara
gideceklerdir.. Hepsi de yeni Müslüman olmuşlar.. İslâmi bilgileri yok
denecek kadar az.. Umrede ne yapacaklar, onu bile bilmiyorlar.. Yanlarına,
kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi ve Arapça'yı iyi bilen, hem de
İslâmi bilgisi olan birini rehber olarak alırlar.. Takdire bakın ki,
Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur, bu
Çinlilere rehber olur.. Ve birlikte yola çıkarlar.. Kısa zamanda
aralarında iyi de bir dostluk kurulur.. Seyahat esnasında yeni mü'min
olmuş bu insanlar, büyük heyecan yaşarlar.. Fakat namazda okuyacakları
Fatiha sûresi dahil hiçbir şey bilmiyorlardır.. Rehber bunlara bazı
duaları öğretmeye çalışır, ancak Çince telâffuz zor olduğu için
okuyamazlar.. Rehbere, "Namazlarda ne okuyacağız" diye her sorduklarında,
"Elhamdülillah, La ilâhe illAllah, Allahu Ekber"i öğretmeye çalışır Uygur
asıllı rehber!. Onlar da namazlarda bunları söylerler..
Önce Mekke'ye giderler.. Kâbe'yi görür görmez adeta kendilerinden
geçerler.. Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh
ağlarlar, kâh gülerler!. İsimlerini değiştirirler.. Çan Çing, Muhammed
olur, Çun Fang da Hasan!. Ötekiler de diğer Allah dostlarının isimlerini
alırlar.. Fakat en farklıları ismini Muhammed olarak değiştiren Çan
Çing'dir.. Kıldığı her namazı gözleri yaşlı olarak bitirir Muhammed.. Ve
sürekli de rehbere sorular sorup İslâmiyet hakkında daha da bilgi öğrenmek
ister.. Rehber de bildiklerini aktarır Muhammed'e!. Muhammed ayni zamanda
zengin bir işadamıdır.. Çin'de fabrikaları ve işyerleri vardır..
Bir gün Muhammed sorar; içki nedir, içkiye dinimiz nasıl bakar?. Cevap
verir rehber: "Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi,
yapılması ve satılması yasaktır!." Bunun üzerine otele gelirler; Muhammed
telefonla Çin'deki kardeşini arar ve şöyle der: "İçki fabrikamızı kapat!..
Allahımız öyle emretmiş, bize de bu emre uymak düşer!." Kardeşi bunu
yapamayacağını, eğer kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini
söylerse de Muhammed kapatılması için kararlıdır.. "Fabrikayı hemen kapat,
ben gelince borçları hallederim" der ve fabrikayı kapattırır..
Yine bir gün başka bir soru gelir rehbere Muhammed'den; "Kadın modası,
kadınları yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak
mıdır?." El cevap; "Evet yasaktır!." Yine hemen otele gider Muhammed ve
Çin'i arar.. Bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verir..
Kardeşinden yine itiraz gelir, ama dinleyen kim?. Muhammed artık iman
lezzetini tatmıştır.. Ne itiraz dinler, ne de kararından vazgeçer ve her
seferinde de aynı kelimeler çıkar ağzından; "Rabbimiz emretti ise, bize
uymak düşer!."
Grubun, Mekke'deki ziyaretleri biter ve Medine'ye geçilir.. Muhammed ve
diğer arkadaşları bir sabah Medine'de, Efendimiz (sav)'in "cennet bahçesi"
diye işaret ettiği yerde sabah namazının farzına dururlar.. Muhammed
rehberin yanında, diğerleri de onun yanında.. İlk secdeye varılır,
secdeden kalkılır ve ikinci secdeye varılır, ardından kıyama kalkılır!.
Fakat o da ne?.. Muhammed hâlâ secdededir.. Arkadaşları selâm verir, ama
Muhammed hâlâ secde vaziyetindedir.. Rehber o an; herhalde yorgunluktan
olsa gerek, Muhammed secdede uyudu, diye düşünür.. Elini uzatır, omzundan
hafifçe çeker ki, sağ tarafının üzerine yuvarlanır Muhammed!. Evet,
Muhammed secdede terk-i hayat etmiştir!.
Muhammed'i, ambulansa koyarak hastanenin morguna kaldırırlar.. Rehber ve
Çinli Müslümanlar hastanenin önünde üzüntü içinde dönüp dururlar.. O
sırada lüks bir araba durur önlerinde, arabanın içinden kılığı kıyafeti
düzgün bir kişi çıkar.. Herkes onu hürmetle karşılar, bu zat Medine'nin
ileri gelen yöneticilerinden biridir.. Hastane yetkililerine sorar: "Bugün
burada ölen bir Çinli var mı?." Evet, cevabını alınca şu açıklamada
bulunur: "Dün gece Efendimiz (sav) rüyamda bana göründü ve buyurdular ki;
yarın burada bir Çinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile
ilgilenin!." Bir anda her şey değişir.. Muhammed'i morgdan alırlar ve
Cennetü'l Bakî'ye defnederler.
Evet değerli okuyucularım, gördünüz mü teslimiyeti?. Ne diyordu Çinli
Muhammed?."Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer!." Zararın, ziyanın,
hiç önemi yok!. İmana bakın!. Muhammed'in inancı tam bir sahabe inancı..
Ne mutlu ona ki, âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz
(sav)'in ilgisine mazhar oldu.. Ruhu için El Fatiha!..

gulru

Bu malumatı ilk duyduğumdada tüylerim diken diken olmuştu ,yine aynı şekilde oldum.

 Allah-ü teala doğru yolundan ayırmasın cümlemizi.AMİİN.

Vuslat Yolcusu

Alıntı Yap
Allah-ü teala doğru yolundan ayırmasın cümlemizi.AMİİN.

rahname


Ahi

[glow=yellow,2,300]Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. – Schopenhaver[/glow]