Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

CENNETE girmede oncelik verilecek olanlar

Başlatan Oruc_Reis, 10 Ocak 2007, 00:10:04

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Oruc_Reis

Cenab-ı Hak, ahirette Cennete girmelerinde bazı kullarına öncelik vererek onları mükafatlandırır. Öncelik verileceklerin birincisi, dünyada göz nûrundan mahrûm olan âmâlar gelir. Allahü teâlâ bütün âmâları toplayıp: “Siz, bugün benim cemâlimi görmekte diğer insanlardan önce ve üstünsünüz!” buyurur.
Hâllerine sabreden, îmân ehli bütün âmâlar bir yerde toplanır. Cenâb-ı Hakkı görme saâdetine mazhar olurlar. Daha sonra, bütün âmâlar, Şuayb aleyhisselâmın beyaz sancağı altında toplanırlar. Arş’ın sağ tarafında, sayısız zînet ve nûrdan bayraklarla donatılmış ve bütün murâdları hâsıl olmuş hâlde burada kalırlar.
Âmâların mükâfatı verildikten sonra, ikinci olarak şöyle bir nidâ işitilir: “Ey dünyada dert-belâ sâhibi olanlar, hastalık çekenler toplanın!”
Dert ve belâlara sabreden, îmân ehli kimseler bir yerde toplanır. Eyyûb aleyhisselâmın yeşil bayrağı altında Arş’ın sağ tarafına gönderilir. Kıyâmet gününde her amelin mükâfatı ölçü ile verilir. Ancak, sabreden belâ ehline mükâfat ölçü ile verilmez, hesâbsız bir şekilde verilir. Dünyada sağlıklı ömür sürenler, bu hâli görünce imrenerek derler ki: “Ah ne olaydı biz de dünyada belâlarla parça parça olsaydık da bu sevâbdan mahrûm kalmasaydık.”
Üçüncü olarak, harâm işlemeye gücü yettiği, imkânı bulunduğu hâlde, nefslerine hâkim olup harâm işlemeyenler çağrılacaktır. Bunlara da türlü türlü Cennet elbisesi giydirildikten sonra, Yûsüf aleyhisselâmın yeşil bayrağı altında toplanırlar, bütün murâdlarına kavuşturulduktan sonra Arş’ın sağ tarafına gönderilir. Bunlarla ilgili olarak, Kur’ân-ı kerîmde şöyle buyurulmuştur: “Cennet, Allahtan korkup harâmlardan sakınanların yurdudur.”

Allah için
birbirini sevenler
Dördüncü olarak yine bir nidâ işitilir: “Nerede o benim, rızâm için birbirlerine muhabbet edip kardeş olanlar, birbirlerini sevenler?”
Bir nidâ üzerine, dünyada yalnızca Allah rızâsı için birbirlerini sevenler, bu sevgiyi her şeyin üzerinde tutanlar bir yerde toplanır. Diğerleri gibi cenâb-ı Hakkın cemâliyle müşerref olduktan sonra, İdris aleyhisselâmın kırmızı yâkuttan sancağı altında öncekiler gibi bunlar da Arş’ın sağ tarafına geçerler.
Beşinci olarak da şöyle bir nidâ işitilir: “Nerede o, dünyada ıssız yerlerde, Allah için ağlayanlar, benim rızâm için gözyaşı dökenler?”
Allahü teâlâ bunların gözyaşları ile şehîdlerin kanını ve âlimlerin mürekkebini tarttırır. Allah için ağlayanların gözyaşları ağır gelir. Bunlar da, Nûh aleyhisselâmın alaca sancağı altında toplanırlar. Her çeşit Cennet ni’metlerine gark olmuş bir hâlde, meleklerin tazimleri ile Arş’ın sağ tarafına geçerler.
Altıncı olarak, şöyle bir nidâ gelir: “Nerede o şehîdler? Nerede o dünyada kanını sırf benim rızâm için akıtanlar, benim yolumda şehîd düşenler?”
Bu davet üzerine, şehîdler kanları akar vaziyette istenilen yerde toplanırlar. Burada Allahü teâlânın cemâli ile müşerref olduktan sonra, Yahyâ aleyhisselâmın kırmızı sancağı altında olarak Arş’ın sağ tarafına alınırlar.
Bu arada âlimler derler ki: “Yâ Rabbi, bizden öncekiler, bizim haber vermemizle, bu sevâblara nâil olmak için çalışıp, bu derecelere kavuştular. Bunların bu derecelerine kavuşmalarına biz sebep olmuştuk.”
Allahü teâlâ bunlara şöyle cevap verir: “Ey benim âlim kullarım. Siz benim peygamberlerim gibisiniz. Sizler dünyada benim emirlerimi diğer kullarıma bildirdiniz. Bunun için diğerlerinden farklı olarak sizlere şefâ’at etme hakkı vereceğim. Bundan dolayı sizleri geri bıraktım. Dünyadaki dostlarınıza, tanıdıklarınıza, akrabâlarınıza şefâ’atçi olabilirsiniz. Sizin hatırınız için ben onların günâhlarını bağışlayacağım.”
Bu cevâba âlimler sevinir. Sonra İbrâhim aleyhisselâmın beyaz sancağı altında, türlü türlü Cennet ni’metlerine gark olmuş hâlde Arş’ın sağ tarafına geçerler.

Sabreden fakirler ve şükreden zenginler!
Yedinci olarak şöyle bir nidâ gelir: “Nerede o dünyadaki fakîr olan kullarım?”
Bu davet üzerine, dünyada fakîr olup, çeşit çeşit sıkıntılara, Allah rızâsı için, mükâfatını âhirette almak için sabreden fakîrler bir araya gelirler. Bunlara, Cennet elbiseleri ve binmeleri için buraklar verilir. Daha sonra, Îsâ aleyhisselâmın sarı sancağı altında Arş’ın sağ tarafına giderler.
Sekizinci olarak, şükreden zenginler davet edilir. Bunlar, Süleymân aleyhisselâmın elindeki çeşit çeşit renklerden meydana gelen sancağı altında, Arş’ın sağ tarafına gönderilirler. Bunların sancağının renk renk olması, her birinin çeşitli sebeplerden zengin oluşundandır.
Ancak, gerek fakîrlerin, gerekse zenginlerin bu devlete kavuşabilmeleri için, fakîrlerin sabredici, zenginlerin şükredici olması lâzımdır. Hâlinden şikâyetçi olan, sabretmeyen isyankâr fakîrler, şükretmeyen; zenginliklerini Allah yolunda harcamayan, hayır hasenat yapmayan; servetini, Allahü teâlânın yasak ettiği yerlerde kullanan zenginler bu devletten, bu nimetlerden istifade edemeyecekler.
cihan baginda ey akil, budur makbul-i ins i cin.Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin.

müteallim

Alıntı yapılan: "kenz"mevla sevdiği kullarla beraber olmayı dünya ve ahiret hayatında nasip etsin bizlere

Amin.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Vuslat Yolcusu

Alıntı Yap
mevla sevdiği kullarla beraber olmayı dünya ve ahiret hayatında nasip etsin bizlere
AMIN