Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Resulullahın veda hutbesı

Başlatan Oruc_Reis, 06 Ekim 2006, 15:55:47

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Oruc_Reis

Resûlullahın veda hutbesi

Ey Eshâbım! Hamd Allahü teâlâya mahsûstur. O’na hamdeder, O’ndan af diler ve O’na tövbe ederiz. Nefslerimizin şerrinden ve günâhlarımızdan Allahü teâlâya sığınırız. Allahın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola getirecek yoktur.
Şehâdet ederim ki, Allahü teâlâdan başka ilâh yoktur. O birdir. O’nun eşi, ortağı yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Resûlüdür.
Ey Allahın kulları!
Ben size, Allahü teâlâya itâat etmenizi tavsiye ederim. Size hayır olan şeylerden söz açmak ister ve bundan sonra derim ki: Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu beldeniz -Mekke- nasıl mukaddes bir belde ise, Rabbinize kavuşuncaya kadar kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız da öyle mukaddestir, birbirinize harâmdır.
Ey Eshâbım!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız. Ve bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski dalâletlere dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız!
Kimin yanında bir emânet varsa, onu sahibine versin! Borç mutlaka yerine verilecektir! Kiralanan şey sahibine iâde edilecektir! Hediyeler hediye ile karşılanır. Başkalarına kefil olanlar, kefâletin mes’uliyetini de üzerine almış olur. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.
Allahın kesin emriyle, fâizcilik artık harâmdır. Câhiliyetten kalma çirkin âdetlerin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz, Abdulmuttalib’in oğlu amcam Abbâs’ın fâizidir.
Ey Eshâbım!
Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdulmuttalib’in torunu Rebîa’nın kan davasıdır. Câhiliyetten kalan örf ve âdetler de kaldırılmıştır. Ancak Kâbe’ye dâir hizmetçilik ve hacca gelenlere sâkilik yapmak âdetleri bâkidir. Zulmetmeyiniz! Zulmetmeyiniz! Zulmetmeyiniz!
Ey nâs!
Artık şeytan sizin şu topraklarınızda, kendisine tapılmaktan ümidini kesmiştir. Fakat tapınmanın dışında basit gördüğünüz amellerinizde de şeytana uymanız onu memnun edecektir.
Harp edebilmek için harâm ayların yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki, küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kâfirlerin kendisiyle dalâlete düşürüldükleri bir şeydir.
Bir sene helâl olarak kabûl ettikleri bir ayı, öbür sene harâm olarak ilân ederler. Onlar, Allahü teâlânın harâm kıldığını helâl, helâl kıldığını harâm ederler. Hiç şüphesiz ki, zaman Allahın gökleri ve yeri yarattığı gündeki şekil ve nizâma dönmüştür.
Ey insanlar!
Kadınlara hayırla muamele etmenizi ve Allahü teâlâdan korkmanızı tavsiye ederim. Çünkü onlar emriniz altındadır. Siz kadınları Allahın emâneti olarak aldınız ve onların nâmuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz.
Ey İnsanlar!
Şunu biliniz ki, sizin kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi, kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır. Kadınlarınızın sizin üzerinizdeki hakları, meşru bir şekilde her türlü yiyecek ve giyeceklerini te’mîn etmenizdir. Kölelerinize de yediğinizden yedirmeye, giydiğinizden giydirmeye dikkat ediniz. Affedemeyeceğiniz bir hatâ yaparlarsa, aslâ eziyet etmeyiniz! Çünkü onlar da Allahın kullarıdır. Üstünlük ancak takvâ ile olur.
Ey mü’minler!
Sözümü iyi dinleyiniz, iyi anlayınız ve iyi muhafaza ediniz! Muhakkak ki, Rabbiniz birdir. Babalarınız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem de topraktandır. (Devamı yarın)
cihan baginda ey akil, budur makbul-i ins i cin.Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin.

Oruc_Reis

“Üstünlük ancak takvâ iledir!”

(Dünden devam)
Veda hutbesinde Resulullah efendimiz devamla buyurdu ki: Ey insanlar!
Müslüman Müslümanın kardeşidir. Böylece bütün Müslümanlar da kardeştir. Allah katında en hayırlınız, Allahtan en çok korkanınızdır. Arab’ın Acem’e, Acem’in Arab’a, sarı ırkın siyah ırka, siyah ırkın da sarı ırka üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvâ iledir.
Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecâvüz etmek, gönül rızâsı olmadıkça bir başkası için helâl değildir. Haksızlık da yapmayın! Haksızlığa boyun da eğmeyin!
Ey Eshâbım!
Nefslerinize de zulmetmeyiniz. Nefslerinizin de üzerinizde hakkı vardır. Allahtan korkun. Emîr olarak başınıza burnu, kulağı kesik bir köle dahî seçilmiş olsa, Allahın kitabı ile hükmettiği müddetçe, onu dinleyiniz ve ona itâ’at ediniz!
Ey Eshâbım!
Allah, her hak sahibine hakkını vermiştir. Babasından başkasına neseb iddia eden soysuz veya efendisinden başkasına intisâba kalkan nankör, Allahın gazâbına, meleklerin ve bütün insanların la’netine uğrasın! Cenâb-ı Hak bu gibi insanların ne tövbelerini, ne de adâlet ve şehâdetlerini kabûl eder.
Ey nâs!
Her suçlu kendi suçundan bizzat kendisi mes’uldür. Hiçbir babanın işlediği suçun cezâsını evlâdı çekmez. Hiçbir evlâdın suçundan da babası mes’ul edilemez. Size bir emânet bırakıyorum ki, ona sıkı sarıldıkça, yolunuzu şaşırmazsınız! O emânet Allahın kitabı Kur’ân-ı kerîmdir. (Başka rivayetlerde; “Sünnetim” ve “Ehl-i beytim” diye de bildirilmiştir.)
Ey mü’minler!
Allahtan korkun! Beş vakit namazınızı kılın! Ramazan ayındaki oruçlarınızı tutun! Mallarınızın zekâtını verin! Sizden olan âmirlerinize itâ’at edin ki, Rabbinizin Cennetine giresiniz.
Aşırı gitmekten sakının! Geçmiş ümmetlerin mahvolmalarının sebebi, aşırı gitmeleriydi. Hac usûllerini benden öğrenin! Bilemiyorum, belki bu seneden sonra bir daha sizinle burada buluşamayacağım.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız! Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız! Allahın harâm ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz! Zinâ etmeyeceksiniz! Hırsızlık yapmayacaksınız! İnsanlar Lâ ilâhe illAllah... deyinceye kadar onlarla cihâd etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman, kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allaha aittir.
Ey nâs!
Yarın beni sizden soracaklar. Ne diyeceksiniz? Risâletimi tebliğ ettim mi? Vazîfemi yaptım mı?
Bütün Eshâb-ı kirâm, “Evet, yemîn ederiz, Allahın risâletini tebliğ ettin, vazîfeni yaptın. Bize vasiyet ve nasîhatte bulundun. Böylece şehâdette bulunuruz” dediler. Bunun üzerine Resûl-i ekrem efendimiz mübârek şehâdet parmağını kaldırarak buyurdu ki:
- Şâhid ol yâ Rab! Şâhid ol yâ Rab! Şâhid ol yâ Rab!
Vefatları esnasında ise son sözleri şunlar oldu:
“Aman! Aman! Ellerinizdeki kölelerinize iyi davranınız! Onların üzerlerine elbise giydiriniz, karınlarını doyurunuz. Onlara yumuşak konuşunuz. Namaza, namaza devam ediniz. Kadınlarınız ve köleleriniz hakkında Allahü teâlâdan korkunuz!.. Ey Allah’ım! Bana rahmetini ihsan eyle!.. Beni Refik-i ala zümresine kavuştur!..”
Cebrail aleyhisselama da son arzusunu şöyle bildirdi: “Allahü teâlâ katında üç muradım vardır: Biri; ümmetimin günahkârlarına beni şefaatçi etmesi, ikincisi; dünyada yaptıkları günahlardan dolayı onlara azab etmemesi, üçüncüsü; Perşembe ve Pazartesi günleri ümmetimin amellerinin bana bildirilmesi.”
Cebrail aleyhisselam, Allahü teâlâdan, bu üç arzusunun da kabul edildiği haberini verdi. Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz rahatladılar.
cihan baginda ey akil, budur makbul-i ins i cin.Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin.

İsra

paylaştığınız için Allahrazı olsun..

peygamberimizin(s.a.v)'in bize neler vasiyet ettiğini unutmam için sık sık okumalıyız veda hutbesini