Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Aklı Vahyle Dengelemek

Başlatan duaekseni, 05 Temmuz 2006, 12:25:26

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

duaekseni

Müslüman aklın vahiy karşısındaki duruşu


Müslümanları anlamak için yola çıkan önyargısız insanların
Müslümanların
akla ve vahye yüklediği anlamı bilmeleri gerekir.


Akla yüklenen anlam:


Akıl sınırlı bir varlıktır. Öğrenerek gelişir. Aklın her zaman için bir
şeyi
anlamaması o şeyin anlaşılmazlığından değildir, aklın anlamada
yetersizliğindendir.


Vahye yüklenen anlam:


Vahiy’ Allah’tan insanlara gelen bilgidir. Allah her şeyi bilen,
mükemmel ve
kusursuz bir varlık olduğu için, ona ait bilgi de kusursuzdur.   Dinin
kaynağı vahiydir. Din vahye göre şekillenir. Dolaysıyla dindar bir
insan da
hayatını vahye göre şekillendirir.


Bu kısa ön bilgilendirmeyi baz alarak açıklamalara geçelim.



Müslümanlar anlamadıkları ve başkasına açıklamakta zorlandıkları
konular
için “anlaşılmaz” demezler.



İnsan aklının bu konuyu bu gün için anlamada yetersiz kaldığını ama
ileride
anlayabileceğini kabul ederler.



Bu durum; Müslümanların anlaşılmaz ve mantıksız görünen şeyleri
açıklamada
buldukları bir bahane, kullandıkları bir yöntem değildir. Bu durum;
akıl
denen varlığı tanımanın sonucudur.



Aklın anlamadığını ve almadığını anlaşılmaz, saçma ve mantıksız kabul
etmek
akılla ters düşmektir.



Bundan bin yıl önceki insanların aklı günümüzde var olan bir çok
teknolojik
gelişmeyi anlamakta yetersiz kalacaktı.



O gün bir çok insanlar, “uçak, telefon, televizyon, bilgisayar ve daha
binlerce teknolojik gelişme için aklım bunları almıyor” diyecekti.



O insanların aklı, o gün “bizim aklımız almıyor” diye, bugüne kadar
olan
gelişmelerin önünü tıkasaydı, aklın bugün geldiği seviye karşısında
bizzat
akılla ters düşüp, gülünç hale gelecekti.



Tıpkı “dünya dönüyor” dediği için başına gelmedik kalmayan “Galile’ye”
çektirenlerin günümüzde komik duruma düştükleri gibi.



Bu bilgiler ışığında bir Müslüman şöyle düşünür:



“İnsan aklı geçmişte anlamadığı bir çok şeyi, bugün anlar hale
gelmişse,
bugün anlayamadığı şeyleri de yarın anlayabilir.



Anlayamadığım anlaşılmaz değildir. Benim aklım anlama konusunda henüz
yeterli bilgiye sahip değildir.”


(alıntı)