Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Firavun da öyle yapmıştı

Başlatan vedat1980, 17 Nisan 2006, 15:43:57

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

vedat1980

Firavun da öyle yapmıştı
Tarih : 17.04.2006


“İbadet de yasaklanabilir”.
Bay hukukçu öyle diyor.
Firavun da öyle demişti. Hz. Musa’ya iman eden kendi sihirbazlarını tehdit ederken “Benden izin almadan iman ettiniz ha?” dedi. Bunun anlamı şuydu: “Müslüman olurken benim iznimi alacaksınız!” veya “Benim izin verdiğim kadar Müslüman olacaksınız!” Firavun imanın yasaklanacağını söylüyordu.
Bugün de, ibadetin yasaklanabileceği söyleniyor.
Sanki hiç yapmadılar. Sanki ibadeti hiç yasaklamadılar.
Başörtüsü yasağı ne? İbadet yasağı değil mi? Başörtüsü dinin bir emri. Dinin emirlerine müminler, “ibadet” kastıyla uyarlar. Tesettür de ibadettir. Dolayısıyla tesettüre getirilen yasak, ibadete getirilen yasaktır.
Aynı şey Kur’an okumak, dini öğrenmek için de geçerlidir. Dereceleri farklı olsa da bunlar da ibadettir. Bay hukukçunun sözcülüğünü yaptığı ideolojinin yandaşları bunları da yasakladı.
15 yaşın altındaki çocuklara İncil’i okumanın yasak olduğu bir Laik Batı ülkesi duydunuz mu siz? Bunu söyleseniz, en dinsizinden alacağınız cevap “Siz çıldırdınız mı?” olur. Ama halkı Müslüman olan Türkiye’de bir avuç azınlık böyle bir yasağı uygulayabiliyor.
Burası Türkiye.
Peki, bu ve bunun gibi ibadetleri yasaklamakla ellerine ne geçti?
Haydi sayalım:
1. Misyonerlerin önünü açarak onlara yardımcı oldular. Müslümanların bedduasını, Papazların duasını aldılar.
2. Demokrasiye balans ayarı yapmak için tank yürüttükleri muhafazakar Sincan’da bile, 20 kadar ev kilise açılmasına sebep oldular.
3. Uyuşturucu, ilkokullara kadar indi.
4. Lolita Cumhuriyeti ilan edildik.
5. Türkiye, uluslararası fuhuş sektöründe ve beyaz kadın ticaretinde dünya ikinciliğini elde etti.
6. Türkiye, kişi başı alkol tüketim oranında Avrupa ikinciliğine terfi (!) etti.
7. Eğitime, Kıbrıs Rumları kişi başına 5.479 euro ayırırken Türkiye ayırdığı 485 euro ile Bulgaristan’ın bile gerisinde kalarak, dünyada “milletine karşı konuşlanmış tek devlet” olmanın rezaletini bir kez daha yaşadı.
Bunlar olanlar. Peki, ne olmadı?
1. Bunların zulmüne bakıp da bir Müslüman dininden dönmedi, aksine daha bir sarıldı. Hıristiyan olanlar zaten İslâm’la alakası olmayanlardı.
2. Türkiye toplumunun dindarlık katsayısı düşmedi, aksine dinden uzaklaşanların acıklı haline bakarak daha da dindarlaştı.
3. Ülke ortalamasında gündelik ibadet edenlerin, mesela namaz kılanların sayısı azalmadı, istatistiklere göre daha da arttı.
4. Başını zorla açtırdıkları kızlar ve aileleri, önlerini tıkadıkları İmam Hatipliler ve aileleri onlardan daha fazla nefret ettiler ve yaka silktiler.
5. Devlet Partisi CHP’nin oyları daha fazla eridi ve dramatik düşüşü sürüyor.
6. Cumhuriyet Gazetesi’nin tirajı ondan da beter eridi ve her ölen emekli subayla birlikte daha da düşüyor.
7. Ve Bay hukukçu gibi düşünenlerin bu ayıp düşüncelerini dile getirecekleri sivil bir zemin kalmadı bu memlekette.
Bu millet, bu tür ayıp ve günah sözleri, bir tükenişin ve çaresizliğin can verişi olarak algıladı ve bir kenara not etti. Geçmişte de buna benzer çok söz duyduğunu hatırladı ve iman ettiği Allah’a şükretti. Zira, bu tür laflar edenlerin karaltısı kalktığında nasıl unutulduğunu, nasıl üzerinin çizildiğini iyi biliyor.
Bu millet, bu türden inancına yönelik bir tehdit algıladığında, geçmişin kötü hatıraları zihninde canlanıyor. Dine en lakayt olanında dahi “İslâmî refleks” diyeceğimiz bir damar harekete geçiyor. Yüzü buruşuyor, canı sıkılıyor. Diliyle dişinin arasında bir şeyler mırıldanıyor. Yüzünden anlıyorsunuz ki, inancına yönelik tehdit savuranların geçmişinin hal ve hatırlarını sual eyliyor. Biraz daha deli dolu olanları, bu işi açıktan, destursuz yapıyorlar.
Bendeniz bunu onaylamıyorum.
Onlara tekbir getirmelerini, “Allahu ekber!” demelerini, yani “Allah büyüktür!” demelerini öneriyorum. Allah büyüktür, zira dinine tehdit savuran nicelerinin hakkından geçmişte geldi, şimdi de gelecektir.
Bunda da var bir hayır. Şairin dediği gibi; “Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın / Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın!”
Küfür olmasaydı, imanın kıymeti nasıl anlaşılırdı?
Karanlık olmasaydı, aydınlığın değeri nasıl bilinirdi?
Zulüm olmasaydı, adaletin değeri nasıl bilinirdi?
Firavun da müminleri tehdit etmişti ama, boğulmaktan kurtulamadı. Ne diyelim, yasa bu.

VAKİT
Arif Çevikel
Bir insanı doyurmak istiyorsanız ona hergün balık vermeyiniz, balık tutmayı öğretin"

Miftahulkuluub

Bunlar normal ahval farklı açıdan bakıldığı zaman. Bunlar olmasaydı ve hiç bir zamanda tahakkuk etmeseydi o zaman ahir zaman diye bir mefhum olmazdı.
Onların yaptıkları bu hareketler, onların kendi gavurluklarının ve sapıklıklarının ziyadeleşmesinden başka hiç bir kıymeti harbiyesi de yoktur.Bundan önceki dönemlerde de oldu bu tür fasafisolar.Namazı 5 vakitten üç vakte indirebilirmiyiz, Ezanı türkçeleştirebilirmiyiz vs.

Ama bütün bu olumsuzluklara rağmen korkumuz yok.VAllahü mütimmü nurihi velev kerihelkafirun yayeti var ya yeter bizim için ferah tutmamızı içimizin...
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."