Zekat hakkında E. Faruk Hz. den sözler

Başlatan Tesniye, 05 Ağustos 2012, 07:24:02

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tesniye

„İnsanın sahâvet (cömertlik) damarlarında tutukluk vardır. Onun açılması için; vereceğimiz zekât, fitre ve benzeri hayırları bahîl (cimri) olan kimselere teslim ederek;
- "Şunu filan müesseseye yahut filan kimseye veriver" derseniz, o da vermeye alışır.
Bu suretle hem sizin verdiğiniz makbul olur, hem de vermeye teşvik ettiğiniz için ecir alırsınız.
Bir adam, kendi cimri olduğu halde, hem teşvik istemez, hem de gayrın ihsânına tahammül edemezse, o zaman doğrudan cennete giremez.
Kendi yapmıyor, lâkin teşvik ediyorsa, o kimse müstesnâdır.“

* Imam-ı Åzam Hz.leri zamanında bütün halk gibi Hz. Imam da zengindi. Zekât verecek kimse bulamadığından paraları heybeye doldurup özengilerini altından yaptırdığı atına biner, zekât alsınlar diye dolaşırdı.     
* Kaarûn, Mûsa A.S.'a zengin olmak için mürâcaat etti, dua istedi. Mûsa A.S.  "Şu halin senin için daha iyi" dediği halde israr edince "Iksir"  lmini tâlim buyurdu. Kaarûn, dağı taşı altın yapardı. Hazineler sâhibi oldu. Sonunda Mûsa A.S.'a zinâ suçuyla iftirâ etti, zekâtını vermedi ve sâir sebeblerden mâlum olan âkıbete uğradı...
- Hakîkî mü'minler, zekâtı kadar mâlî cihadı da din hizmeti için vermelidir.
Zenginlik isteyen bir kimse şöyle duâ etmeli: “Yâ Rabbi bana zekât vermek, kurban kesmek nasip eyle.” Zira zekât vermek için zengin olmak lâzım,
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma.
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben..
<< Lüzumsuz Konular Atlası >>