Lüks ve İsraf Çılgınlığı

Başlatan Mücteba, 22 Temmuz 2011, 11:17:07

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Lüks ve İsraf Çılgınlığı

Bazı insanlar ve aileler lüks, israflı (savurgan), sefih (beyinsizce) bir hayat sürmek istedikleri müddetçe yolsuzluklar, kokuşma, ahlaksızlık, suçlar devam edecektir.

Çünkü normal ve helâl gelirlerle lüks hayat sürmek yüzde 99 mümkün değildir.

Lüks hayat haramdır.

Haram hayat haram gelirlerle sürülür.

Bir aile düşünün. Ayda 3 bin lira geliri var. Ev kirası vermiyorlar, ev kendilerinin. Bu aile tutumlu bir hayat sürerse üç bin lira ile yaşayabilir. Fazla değil, azıcık lükse kaçsa para yetmez ve gayr-i meşru, gayr-i ahlakî yollardan gelir sağlamak gerekir.

İslam dini lüksü, aşırı tüketimi, israfı yasak ve haram kılmıştır.

İsraf hırsızlık yapmak, adam öldürmek, zina etmek gibi ağır bir günahtır.

İslamî değerler etkili ve yoğun bir eğitimle ayakta tutulabilir.

Çocuk ailede, okulda, hayatta lüks ve israfın kötü bir şey olduğunu öğrenecek, görecek ki, bundan uzak dursun.

Bugün toplum frensiz şekilde lüks yokuşundan aşağıya cehennemî bir sür'atle inmektedir.

İslam'ın altın çağında hanımlar sabahleyin evden ayrılan kocalarına:

-Efendi, akşam bize helal kazanç ve yiyecek getir. Helal kazanç bulamazsan elin boş dönebilirsin. Lakin bize sakın haram kazanç getirme. Biz açlığa dayanabiliriz ama Cehennem ateşine dayanamayız!.. derlermiş.

Herkesi kasd etmiyorum ama bugün milyonlarca vatandaşın amacı lüks bir hayat sürmektir.

Şu bazı meskenlere bakınız. Lüks lüks lüks...

Birkaç sene önce, misafir olduğum bir evde elimi yıkamak gerekmişti. Lavabo dairesine girince gözlerim kamaşmıştı. Aman ya Rabbi o ne lüks, o ne şatafat. Lavabonun önünde yerde kabartma güllü lüks bir paspas. Lüks kristal kavanozlarda lüks ve pahalı sabunlar. Aynanın önünde lüks parfümler, lüks kremler, lüks kolonyalar. Duvarda sırmalı lüks bir havlu asılıydı.

Zenginlerin evlerindeki mutfaklar da böyle.

Bazısı L şeklindeki salonlar lüks mü lüks. Lüks de, sanatlı ve kültürlü değil. Hiçbir evin salonunda camekanlı ve içinde antika kitaplar bulunan bir kütüphane görmedim.

Perdeci dostum Süleyman beyin kulakları çınlasın... Perde konusunda öyle bir lüks tutkusu, öyle bir saltanat varmış ki, anlatmakla bitmez.

Otomobil konusunda da lüks hayat devrini yaşıyoruz. Otuz kırk bin liralık bir otomobil ihtiyacını görecek ama adam gidiyor 150 bin liralık lüks bir oto alıyor.

Elbiseler, mobilyalar, yeme içme hep lüks.

Seyahat edenlerin bir kısmı 5 yıldızlı otelden aşağısında kalmaya razı olmuyor.

Varsa 7 yıldızlıda kalıyor ve döndükten sonra "Biz son tatilimizi 7 yıldızlı High Life otelinde geçirdik" diye gurur ve kibir içinde hava atıyorlar.

Milyonlarca vatandaşın damarını kesseniz kanları lüks lüks lüks diye damlıyor.

Şimdi Müslümanca düşünmeye çalışıyorum: Kur'an-ı Kerim israfı haram kılıyor, bir âyette "Savurganlar şeytanın kardeşleridir" buyruluyor. Lüks ve israflı hayat insanlara gurur ve kibir veriyor. Onlar da kötü ve haram.

Peki, israfın ve lüksün böylesine yaygın olduğu beyinsiz bir toplumun hali iyi midir, geleceği parlak mıdır?

Ekmek Allah'ın bize en büyük nimeti. Halkımızın ana gıdası ekmek. Biz ise her yıl muazzam miktarda ekmeği çöpe atıyoruz.

Bir profesör dostum anlatmıştı: Üniversitede doğulu, güneydoğulu çok fakir çocuklar varmış. Bazen şiddetli geçim sıkıntısı çekiyor, aç kalıyorlarmış. Lüks bir hayat süreceğimize, israf edeceğimize imkanlarımızın bir kısmını onlarla paylaşsak iyi olmaz mı?

Cimrilik etmemek şartıyla tutumlu bir hayat sürmek, israf etmemek, lüksten uzak durmak bir fazilettir. Çocuklarımıza niçin bu fazileti iyice anlatamıyoruz?

Son bir iki ay içinde Bodrum'da kişi başına bir yemeğin 2500 lira (yeni lira!) olduğu lüks bir lokanta açıldı. Lüksün, israfın böylesi nerede görülmüştür?

Lükse ve israfa yöneldikçe paylaşma ve yardımlaşma ahlakı da geriliyor.

Eskiden 1960'larda İstanbul'da Lüks Nermin adında bir kadın vardı. Zengin ve yüksek tabakaya lüks fahişeler temin ederdi.

Olgun, gerçek, ahlaklı, faziletli, hikmet sahibi Müslümanları tenzih ederek yazıyorum: İslamcı kesim de iyice lüksleşti.

Yenibosna'da Eskici binasında dükkanı olan Behruz beyden bundan birkaç sene önce, emaye kadranının alt tarafındaki pencereden çarklarının bir kısmı görünen harika bir kol saati almıştım. Çinliler yapmış, meşhur bir markanın taklidiymiş. 50 lira vermiştim. Geçenlerde zengin bir muhite o saati bileğime takarak gittim. Görenler tebrik ettiler. Sahicisi birine göre beş bin liraymış, başka birine göre elli bin lira! "Bu taklit, sadece 50 liraya almıştım"! dediğimde itibarım patlayan bir balon gibi sönüvermişti.

Bendenizin pahalı bir dolmakalemim var, o da bir dostumun hediyesi.

Evlerde, okullarda, iş yerlerinde, medyada lükse, israfa, sefahate karşı bir seferberlik başlatılmalı ama kimler yapacak bu işi?

Yapılabilir mi dersiniz... Bence çok zor.

Mehmet Şevket EYGİ - 22 Temmuz 2011 Cuma