Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

12 Yıl Mecburi Eğitim Hak Gaspıdır!

Başlatan Mücteba, 10 Ocak 2012, 01:16:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Bu meseleyle en fazla ilgilenen yazarlardan biri ve -eksik olmasınlar- pek çok okuyucuma göre “en çok ilgilenen yazar” olarak, şu 4 artı 4 artı 4 sistemine nasıl baktığım merak ediliyor.

Her kesimden arayanlar, mesaj gönderenler...

“Kur’an eğitimi, Hafızlık Eğitimi” gibi meseleler üzerinde çokça kafa yoranlar, eğitim mecburiyetinin “12” yıla çıkmasının bu alanda daha büyük sıkıntılara yol açıp açmayacağını sormakta.

Birçok “veli”, çocuklarına 12 yıllık bir “mecburiyet” yüklenmesini endişeyle karşıladığını ifade ediyor.


Anne olabilecekleri yaşı “hayli geçmiş” olan “hanımların”, karma eğitim sistemine daha fazla çakılacak olmasını hoş karşılamayanlar var.

“Mecburi eğitim” sürenin uzamasının faydalı olacağını ifade edenler ve bir 28 Şubat uygulamasının daha tarihin çöplüğüne atılacak olmasından dolayı memnuniyetlerini dile getirenler...

Bu meseleye “benim” nasıl baktığımı soranlara cevap olsun:

Öncelikle, “yönlendirme” uygulamasının son derece yerinde olduğunu düşünüyorum.

Dördüncü sınıfı bitiren bir öğrencinin yönlendirilme yaşı gelmiş hatta biraz da geçmiş oluyor...

Çocuğun hiç olmazsa dördüncü sınıf sonunda yönlendirilmesi, “zaman ve emek kaybını” azaltabilir...

Ancaaaak...

Bazı endişelerim de yok değil...

“Devlet” okullarının bilinen “sıkıntılarla” boğuştuğu bir ortamda, yönlendirme hangi eğitimciler tarafından, hangi metodlarla yapılacak?..

Bu alanda, özellikle “kalabalık” okullardaki eğitimci, veli, öğrenci işbirliği nasıl sağlanacak?..

Kabiliyete uygun olmayan “yönlendirmelerin” önüne nasıl geçilecek?..

Bu konuların aydınlatılması şart!..

Bir çocuk, niçin 12 yıl boyunca “sisteme” mecbur ve mahkûm edilir onu da anlamak kolay değil.

Sekiz yıl, hadi bir “dereceye” kadar makuldür diyelim...

“Herkes için 12 yıl” çok değil mi?..


Sekiz yıllık mecburi eğitimin “kesintili de olsa” 12 yıla çıkartılmasından bahsediyoruz...

Koskoca dört yıl!..

Sekizinci sınıftan sonra “okula devam etmemek”; kendisini piyasada veya herhangi bir yerde geliştirmek isteyen “gençler” için yolu kapatmanın anlamı ne?..


Bakın bir mesele daha:

Siz, 12 yıl mecburiyeti koyduğunuzda, diyelim ki bir kız çocuğu için –neredeyse- 20 yaşına kadar “evlenememe” şartını getirmiş oluyorsunuz!..

Bu tabii bir durum mu; insan yaradılışına uygun mu?..




Hükümet, 28 Şubat’ın eğitim alanındaki tahribatının daha da fazlalaşmasını engellemek için “olumlu” bir adım atmaya çalışıyor.

Eğitimin kesintili hale getirilmesi elbette çok önemli...

Ancak, mecburiyet süresinin uzatılmasına ilişkin düşünce ve arayışları doğru bulmuyorum.

En iyisi 4 artı 4!..

Dört sene ilkokul, dört sene de orta.

Sonrası mı?..

Arzu eden “okulda” okusun...


Arzu etmeyen, hayatının yolunu başka türlü çizsin!..


...

Serdar ARSEVEN - 8 Ocak 2012 Pazar

mazhar

Bu eğitim sistemi sekiz yıla çıkarken,Sözde islam-i basın manşetlerle sekiz yılın aleyhin de  yazılar yazıyorlardı.Ne değişti de, oniki yılı düşünenler için sus pus oldular?

mazhar

AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık'ın başkanlığında toplanan alt komisyon, ''İlköğretim ve Ortaöğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'' üzerindeki çalışmalarını tamamladı.

Alt komisyonda benimsenen teklifte bazı değişiklikler yapıldı.

Buna göre, ilköğretime başlama çağı, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın Eylül ayı sonunda başlayacak, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda bitecek.

İlköğretim ikinci kademe okullarında ortaöğretimi destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tecrübelerine göre, seçmeli dersler oluşturulacak.

Ortaöğretim; ilköğretime dayalı, dört yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsayacak.

Zorunlu ortaöğretime 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren başlanacak. Bakanlar Kurulu, söz konusu uygulamayı bir yıl erteleyebilecek.

''İlkökğretim birinci kademe sonrasında hangi programların açık öğretimle ilişkilendirileceği ve zorunlu eğitim kapsamına alınacağı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir'' ifadesi teklif metninden çıkarıldı.

-Ortaöğretim başarı notları-



Yüksek öğretime yerleştirme puanlarının hesaplanmasında, ağırlıklı orta öğretim başarı puanı yerine, adayların orta öğretim başarı puanı esas alınacak. Orta öğretim bitirme başarı notları en küçüğü 250, en büyüğü 500 olmak üzere orta öğretim başarı puanına dönüştürülecek.

Bir mesleğe yönelik program uygulayan orta öğretim kurumlarının mezunlarının, YÖK tarafından belirlenen aynı meslek dalında yer alan yüksek öğretim programlarına yerleşmelerinde, adayın orta öğretim başarı puanına ek olarak orta öğretim başarı puanının yüzde 4'ü, yerleştirme puanına eklenecek. Söz konusu düzenleme, bu yılki sınavlarda uygulanmayacak.

Mesleki lise mezunları, istedikleri takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğindeki ön lisans yüksek öğretim programlarına sınavsız yerleştirilebilecek.

Alt komisyonda, Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adının ''Bülent Ecevit'', Konya Üniversitesi'nin adının ''Necmettin Erbakan'' olarak değiştirilmesi benimsendi. Ayrıca, teklifte öngörülen ''Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi''nin ismi, ''Abdullah Gül'' olarak değiştirildi. Teklifte Rize Üniversitesinin adının da ''Recep Tayyip Erdoğan'' olarak değiştirilmesi öngörülüyor.

Bu arada, CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter ile MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, alt komisyon raporuna muhalefet şerhi koyacaklarını dile getirdiler. Özcan'ın, 4 4 4 olarak öngörülen kademelendirmenin 5 4 3 olarak değiştirilmesine ilişkin talebi kabul edilmedi.
Sayfa :
1

AA