Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Yehova Şahitleri ve Ötesi

Başlatan fuba30, 06 Temmuz 2011, 18:24:42

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fuba30

YEHOVA ŞAHİTLERİ VE ÖTESİ
Halit ÖZDÜZEN

Avusturalya’da yayımlanan bir gazetedeki “Misyoner Papaz A. Herget, Avrupa'da yaşayan 50 bin Alevi Türk vatandaşının Yehova Şahitleri'ne geçtiğini açıkladı.” şeklinde ele aldığı haberi doğrulayan Avusturya Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Çankaya, olayı normal olarak karşılamıştır. Konuyla ilgili Yeni Hareket Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Çankaya, insanların ekonomik sebeplerden dolayı inanç değiştirmelerinin normal olduğunu dile getirmiştir. Çankaya, “Zaman içerisinde ekonomik, sosyal ve kültürel durumlardan dolayı kişiler, yaşadıkları ülkelerin inançlarına göre hayat görüşlerini değiştirebilirler. Nasıl ki, kimlik değiştirme ne kadar normal ise ekonomik nedenlerden dolayı insanların inanç değiştirmeleri de bu açıdan doğal görülebilir. Ben bu 50.000 insanın ekonomik sebeplerden dolayı Yehova Şahitleri’ne geçmiş olabileceğine inanıyorum. Çünkü insanlar kendiişlerini yürütmek için inanç değiştirebiliyorlar. Kısacası ekonomi inanç değiştirmek için bir neden olabiliyor” diye konuşmuştur.
Federasyon başkanı Çankaya‘nın düşüncelerine katılmak mümkün değildir. Maddi ve ekonomik nedenlerle din değiştiren kişilerin ne kadar dindar ve Müslüman oldukları da tartışılabilir. Birkaç yıl önce Türkiye basınında da yer alan bu haberler ve başka gelişmeler nedeniyle son günlerde katıldığımız birçok toplantıda Hıristiyanlık ve Hz. İsa konusu açıldığında genellikle Yehova Şahitleri de gündeme gelmeye başlamıştır. Bütün dünyada olduğu gibi İslam coğrafyası ve özellikle ülkemizde misyonerleri eliyle yürütülen çalışmalarda hareketin hayli taraftar topladığı ve bazı ülkelerde de “din” olarak tescil edildikleri bilinmektedir. Şahitlerin çalışmalarında hedefledikleri ülkelerde yaşanan ekonomik sıkıntıları, sosyolojik, psikolojik ve diğer faktörleri de kullanmaktadırlar. Bunun yanı sıra, gittikleri her ülkenin ve bölgenin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel şartlarını tespit ettikten sonra, bu şartlara uygun çalışmalar yapmaktadırlar. Avrupa’daki soydaşlarımız ve özellikle Alevi kardeşlerimizle yakın ilişkiye giren bu teşkilatın yeterli kültürel ve dini desteği olmayan gurbetçilerimizi ele geçirdikten sonra onların vasıtasıyla Anavatandaki akrabalarına da ulaşmaya başladıkları gözlenmektedir.

Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından yapılan bir araştırmanın sonuç bölümünde şöyle denilmektedir: “Yehova Şahitlerinin ülkemizde merkezi İstanbul olmak üzere, Ankara, İzmir, Eskişehir, Antalya, Hatay, Aydın, (Kuşadası, Efes) ve Mersin illerinde ibadet salonları bulunmaktadır.” Bir dönem Türkiye’de görevli olarak bulunan ve şu an organizasyonun merkezinde çalışan Rendall Hickok da, hayatının en güzel anlarını Türkiye'de geçirdiğinden bahisle, ‘son zamanlarda Yehova’nın Şahitliği’nin Müslüman asıllı Türkler arasında rağbet bulduğunu’ söylemektedir. Hickok’un ifadesine göre, en fazla Yehova’nın Şahidi Hüseyin Avni Karslıoğlu‘nun İzmir ve çevresi ile İstanbul, Ankara, Mersin illerinde bulunduğu belirtmiştir. Yine Hickok’a göre, Türkiye’deki organizasyonun ve misyonerlerin maddi harcamalarının çoğu doğrudan merkezden karşılanmaktadır. Bunun yanında, Türk Yehova’nın Şahitleri'nin yaptıkları bağışlar da parasal kaynağın bir bölümünü oluşturmaktadır.”

Klasik misyonerlik kurumu olan Yehova Şahitleri Haraketinin teşkilat yapısı kurucuların dini, siyasi ve felsefi düşünceleri ile amaçlarının mercek altına alınarak harekette gölgede kalmış incelenmesi gereken pek çok gerçek bulunmaktadır. Kitaplaşarak yayımlanan “Tarikatlar ve Alevilik” isimli çalışmamızda “Misyonerlerin Aleviliğe” özel ilgisine işaret etmiş ve bu konunun detaylı bir çalışma ve araştırılması gerektiğine değinilmişti. Çalışmanın kaynak derlemesi yapıldığı halde, araya giren çeşitli projeler nedeniyle henüz formatlayarak yazıya dökülememiştir; Yehova Misyonerleri konusundaki detaylı düşüncelerimizi o çalışma içerisinde ele alarak değerlendirmeyi ümit ediyoruz. Genelde tüm insanlığı, özelde Müslüman ve Hıristiyanları çok yakından ilgilendiren. Yehova Şahitleri Hareketine bu yazımızda objektif ölçüler içerisinde ayna tutarak, bazı bilgileri okuyucuyla paylaşmaya çalışacağız.
MESİHİH HAREKETLER
Yehova şahitlerini yakından tanımak için Mesihi hareketlerin tarihteki köklerine bakmak gerekmektedir. Mesih, İbranice (Meşiha) yağlanmış, meshedilmiş ve kutsanmış anlamına gelmektedir. Eski Ahit’te herhangi bir göreve gelen kişi için kullanılmış.(Leviler 4/3); ayrıca terimin krallar için kullanıldığı görülmektedir. (I.Samuel 24/6) Yahudi İnancına göre krallar ve önemli görevlere gelenler, mecazi anlamda yağlanmış, dini anlamda kutsanmışlardır. Mesih düşüncesinin beklenen kurtarıcı olarak İbrani toplumunda kıyamete yakın geleceği dönüşmesi M.Ö. 586-533 yıllarında yaşanan Babil sürgünü döneminde oluşmuştur. O yıllarda topluluğun yaşadığı sıkıntılar sonrasında gelişen düşünce dini ve milli bir fenomene dönüşerek sonraki dönemlerde, başları her sıkıştığında yürekten sarıldıkları, inanç akidesi haline gelmiştir. Öyle ki:“ Davud’un soyundan gelecek, büyük bir ilahi Melik-Peygamberin Yehova’nın yeryüzü saltanatını gerçekleştireceği” inancı, On Emir inancı gibi, toplumunun Amentü Umdesi haline dönüşmüştür.. Bunun sonucunda Ortadoğu coğrafyası 18.Yy. ortalarına kadar her asırda sahte Mesih ve Mesihi hareketlerin ortaya çıkışına sahne olmuştur. Son olarak Osmanlı Döneminde Sebatay Sevi Hareketi 1665’de İzmir’de önemli taraftar toplayarak örgütlenmiştir, Bazı değişimlere uğramış olmakla beraber Türkiye’de günümüze kadar canlılığını devam ettiren hareketin taraftarları dini inanç kimliklerini her nedense gizlemektedirler. Yehova şahitlerinin de Eğe yöresinde ve özellikle İzmir’de yaygın olarak örgütlenmesinde daha önce yaşanan “Sebataycılık Hareketinin” etkisi olup olmadığı konusu üzerinde düşünülmeye değer bir durumdur.

İSA/MESİHİN VEFATI

Yahudi Toplumunda Mesih için oluşturulan şablon büyük olduğu için, beşeri bir güçle doldurulamayacağı kesindi; bu nedenle daha sonra gelen Hz. İsa-Mesih, Hz. Davud soyundan ve ilahi mucizelerle geldiği halde, yeryüzü saltanatıyla ilgili beklentileri karşılamadığından dini otoritelerce, dolayısıyla
Yahudilerce reddedilmiştir. Hıristiyanlara gelince, Hazreti İsa’nın genç yaşta vefat etmesi sonucu taraftarları büyük bir üzüntüye kapılıp tekrar geleceğini ve “Tanrının Kırallığını” kuracağı düşüncesini geliştirmeye çalıştılar.

Mesih kelimesi Arapçada “m-s-h” kökünden türetilmiş olup sözlükte “sıvazlanmış” anlamındadır; Kur’an-ı Kerim’de Hz. İsa’nın unvanı olarak kullanılmıştır. Tefsir âlimlerinin çoğunluğu “kendisinden her türlü nefsanî arzular giderilmiş, pak, temiz” anlamını kullanmışlardır. Hz. İsa, İbrani toplumunda sürekli tepki ve tehditlere maruz kalırsa da, yılmadan tebliğine devam eder. Bu azminin neticesinde çevresinde çiftçi, balıkçı ve küçük esnaftan oluşan on-on iki kişilik bir taraftar bulabilir. Bu mübarek zatları Kur’an Havariler olarak tanımlamaktadır. “ İsa onlarda inkârı sezince şöyle konuştu: ‘Allah yolunda kimler bana yardımcı olacak?’ Havariler ‘Biz Allah (yolunun) yardımcılarıyız! Allah’a iman ettik, şahit ol, biz Müslümanlarız / Allah’a teslim olanlardanız’ dediler. ‘ Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik elçiye uyduk; bizi şahitlerle beraber yaz !”(dediler). (Âl-i İmran 3/ 52,53) Y.Ş.H. misyonerleri bu ayetleri de kendilerince yorumlayarak o şahitlerin kendileri olduğunu ve Havarilerle eşit olduklarını ima ederek yaymaya çalışmaktadırlar.

Allah’ın özel bir mucizesi olarak, “Bakire Hz Meryem”den doğan İsa (A.S.) Peygamber de diğer insanlar gibi etten ve kemikten yaratılmıştı; ömür süresi dolunca, manevi yücelik kazanmış tüm seçkin insanlar gibi, bu dünyadaki yaşamı Azrail eliyle sonlanarak, ruhuyla Rabbine yükselmiştir; bunun dışındaki rivayet ve iddialar ilahi fıtrata uymaz. Yüce Allah Kur’an’da Yahudilerin inkâra sapmaları, Hz Meryem aleyhine iftira uydurmaları ve Hz. İsa’yı öldürdüklerini söylemeleri gibi sebeplerle cezalandırıldıklarını belirtmiştir. Hz. İsa’nın 4. Gökte yaşadığını ve kıyamette tekrar ineceğini iddia edenler düşüncelerini şu ayete dayandırmaktadırlar: “Oysa onu öldürmediler ve onu ( çarmıhta) asmadılar; ama onlara benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içerisindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. O’nu kesin olarak öldüremediler.”(Nisa 4/157) Fakat “Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim.”( Âl-i İmrân 3/55) ve “Sen beni vefat ettirince artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun.” Mâide (5/117) ayetlerde diğer insanlar gibi vefat ettiği belirtilmektedir. Kabri şerifi Kudüs’teki Kıyamet Kilisesindedir. Hz. İsa’nın çarmıh dışında Allah’ın iradesine uygun olarak eceliyle vefat ettiği bilindiğine göre, “ Ama onlara benzeri gösterildi.” ayetiyle, Hz. İsa zannıyla asılan birisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda Romalı askerlerin Yahudilere bir mizansen hazırlamış olduğu düşünülebilir.

Sonraki dönemlerde Hıristiyanları haç ve çarmıhı özdeşleştirerek, “Üçlemenin” sembolü haline dönüştürmüşlerdir. Hıristiyanların çok önemli inanç akidesi, Pavlus tarafından şöyle formüle edilmiştir: “İnsan soyu, ilk ataları Âdem ve Havva’nın Cennette işledikleri günah sonucu yeryüzünde o günahın ağırlığı altında yaşadılar; Tanrı Oğlu İsa, onları bu günah ayıbından kurtarmak için aralarına gönderilmiştir. Çile ve ızdırap içerisinde geçen ve çarmıhta kanının akmasıyla son bulan yaşamı ile insanları bu günahtan kurtarmıştır!” (1) Bu nedenle Hz. İsa’nın çarmıh dışında ve ilahi iradeye uygun vefat ettiği gerçeğine, Hıristiyan toplumunun çoğunluğunun göz ve kulakları kapalıdır.

Yazinin Gerisini :http://islamiyetim.net/islami-forum?mingleforumaction=viewtopic&t=545#postid-591 okuyabilirsiniz........


techno

ömür süresi dolunca, manevi yücelik kazanmış tüm seçkin insanlar gibi, bu dünyadaki yaşamı Azrail eliyle sonlanarak, ruhuyla Rabbine yükselmiştir!!!

Hz Isa as. ruhuyla degil ruh ve cesediyle beraber yukselmistir. Ehli sunnet gorusu budur.

fuba30

Eger biz müslümanlarda hak dinimiz icin bu yehova sahitleri gibi calissak ne kadar guizel olurdu......adamlar batil dinleri icin sabah saat 8 de bankada isim vardi giderken gordum yolda saat 8 de arkadaslar ellirinde kitaplar bir insan ile konusabilirmiyiz diye nasil bekliyorlar ya biz peki yatagimizdan kalkmakdan aciziz....