Nefsini temizleyen hakiki imana kavuşur

Başlatan sıddık-birgüvi, 10 Şubat 2006, 03:47:01

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

sıddık-birgüvi

Nefsini temizleyen hakiki imana kavuşur



Nefsimizi nasıl temizleriz?

CEVAP

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için nefsi tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir. Şems suresinde, (Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini, günahta, cehalette, dalalette bırakan zarar etti) buyuruldu. Bekara suresinin (Kalblerinde hastalık vardır) âyet-i kerimesi ile bildirilen hastalık, tedavi edilmedikçe, hakiki iman ele geçmez. Kalbi hasta olanın imanı, imanın suretidir. Nefsini temizleyen hakiki imana kavuşur. Yunus suresinin, (Allahü teâlânın evliyası için azap korkusu, nimetlere kavuşmamak üzüntüsü yoktur) mealindeki âyet-i kerimesindeki müjde, hakiki imana kavuşanlar içindir.



Herkesin nefsi, baş olmak sevdasındadır. Başkasının emri altına girmeyi asla istemez. Nefsin bu arzusu ilah olmak, herkesin kendine tapınmasını istemek demektir. Allah’a ortak olmak ister. Daha da ileri giderek bizzat ilah olmak ister. Hadis-i kudside, Allahü teâlâ, (Nefsine düşmanlık et, çünkü nefsin, benim düşmanımdır) buyuruyor. Demek ki nefsin isteklerine boyun eğmek, Allahü teâlânın bu düşmanına yardım etmek olur. Bu ise ne korkunç bir afettir. Dinin bütün emir ve yasakları nefsi ezmek, taşkınca isteklerini önlemek içindir. Dine uyuldukça nefsin istekleri azalır. Nefs, temizlenmedikçe, üstünlük sevdasından vazgeçmez.



Nefsi temizlemek için en tesirli ilaç, kelime-i tevhidi söylemektir. Dışarıdan gelen kötü istekler, şeytandan gelmiş olmakla beraber, geçici hastalıktır. Küçük bir ilaç ile kolayca giderilebilir:

(Şeytanın aldatması elbette zayıftır.) [Nisa 76]



Nefsi kötülüklerden temizlemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(En üstün cihad, nefs ile yapılan cihaddır.) [İ.Neccar]



Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:

Gençlik, ömrün en kıymetli zamanıdır. İnsanın sıhhatli, kuvvetli olduğu zamandır. Bu zaman, her gün geçiyor, azalıyor, ihtiyarlık yaklaşıyor. Yazıklar olsun ki, en şerefli, en lüzumlu iş olan, marifetullahı kazanmayı, hayal olan ömrün sonuna bırakıyoruz. En şerefli olan zamanlarını, en zararlı, en kötü şey olan nefsin arzularına kavuşmak için sarf ediyoruz. Peygamber efendimiz, (Yarın yaparım diyen, aldandı) buyurdu. Allahü teâlâ, insanları ve cinleri marifetullaha ve Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmak için yarattı. Nefslerimizin arzuları peşinde koşan bizler, ne zaman aklımızı başımıza toplayacağız? İnsanın, Allahü teâlânın marifetine kavuşmasına mani olan en kuvvetli düşman nefsin arzularıdır. Bu arzular bitip tükenmez. Hepsi de çok zararlıdır. Maksudun, mabudundur buyuruluyor. Maksadın, arzun ne ise, ilahın odur. (Nefslerinin arzularını ilâh edinenler) âyet-i kerimesi, bunun vesikasıdır.



[Marifetullah, Allahü teâlânın zatını ve sıfatlarını tanımaktır. Zatını tanımak, anlaşılmayacağını anlamaktır.]



Nefse uymaktan kurtulmak, dünya nimetlerinin en büyüğüdür. Çünkü nefs, Allahü teâlâ ile kul arasında en büyük perdedir. (Ebu Bekr Tamsitani)



İbadetlerin en kıymetlisi, nefse uymamaktır. (Sehl bin Ab. Tüsteri)



Her işte, nefsin arzularına uymak, nefse tapınmak olur. Nefsine uyan, küfre girebilir veya haram işlemeye başlar. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Hasislik, nefse uymak ve kendini beğenmek felakete sürükler.) [Taberani]

(Akıllılık alameti, nefse hakim olmak ve öldükten sonra gerekenleri hazırlamaktır. Ahmaklık alameti, nefse uyup, Allah’tan af ve merhamet beklemektir.) [Tirmizi]



Tefsir-i Azizi’de buyuruluyor ki:

Allahü teâlânın merhameti sonsuz olduğundan, nefsin felakete sürüklenmesine mani olmak istedi. Hem nefsin arzularına uymayı sınırlayan, hem de nefsi temizleyip emmarelikten yani aşırı, taşkın olmaktan kurtaran emirler ve yasaklar gönderdi. Bir insan, işlerini yaparken, İslam dinine uyarsa, nefsi emmarelikten kurtulup mutmainne olur. Bu zaman şehveti ve gadabı faydalı olarak çalıştırır. Bu bakımdan nefse uymak, tatlı gelir. Dine uymak ise, bu arzuları frenlediği için acı, zor gelir. Akl-ı selim sahibi olan, nefsine uymaz. İslam dinine uyar. Aklı dinlemeyen kimse ise, nefsine uyar.



Şerefüddin Ahmed bin Yahya Müniri hazretleri buyuruyor ki:

İslamiyet, nefsin arzusu olan şehvet ve gadabın yok edilmesini değil, her ikisine hakim olup, dine uygun kullanılmasını emreder. Süvarinin atını ve avcının köpeğini yok etmesi değil, bunları terbiye ederek, kendilerinden faydalanması gerektiği gibidir. Yani, şehvet ve gadab, avcının köpeği ve süvarinin atı gibidir. Bu ikisi olmadıkça, ahiret nimetleri avlanamaz. Fakat, bunlardan faydalanmak için, terbiye ederek, dine uygun kullanılmaları gerekir. Riyazet, bu iki sıfatı yok etmek için değil, terbiye edip dine uymalarını sağlamak içindir.

hy120

meşhurdur ki hep deriz içimin bir köşesinde hep  bir çocuk saklıdır. aslında o  çocuksu duran bizim nefsimizdir. ne dur durak bilir nede laftan  anlar. o sadece ihlasla susuturulabilir. ve nefsi sustururken belkide en  kestirme yol ihlasla tutulan oruçtur.

nefsini Allah yolunda feda  edenlerden olmamız dileğiyle..
yyühe’l-aziz! Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdut, ömrünün günleri madud ve herşeyin fanidir. Öyleyse, şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarf etme ki, fani olmasın. Baki şeylere sarf et ki, baki kalsın.

hy120

meşhurdur ki hep deriz içimin bir köşesinde hep  bir çocuk saklıdır. aslında o  çocuksu duran bizim nefsimizdir. ne dur durak bilir nede laftan  anlar. o sadece ihlasla susuturulabilir. ve nefsi sustururken belkide en  kestirme yol ihlasla tutulan oruçtur.

nefsini Allah yolunda feda  edenlerden olmamız dileğiyle..
yyühe’l-aziz! Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdut, ömrünün günleri madud ve herşeyin fanidir. Öyleyse, şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarf etme ki, fani olmasın. Baki şeylere sarf et ki, baki kalsın.

Nihle

Sanmam ki taleb-i devlet ü cah etmeğe geldik!!
Biz aleme bir YAR için ah etmeğe geldik!!..

Fatihan

Nefsi emmare'nin dairesi, daire-i su'diir, yani kötülüklerin meydana geldiği dairedir ki, bunda küfrün sıfatlan, inadın nitelikleri mevcuddur. Örnek olarak: Birisi rüyasında domuz veya köpek, fil veya akrep, yılan veya fare, ya da pire, bit ve benzeri haşereden birini veyahut eşekgillerden bir hayvanı veya içki, tütün, afyon ve benzeri uyuşturucu maddelerden birini ya da bunlara benzer meyhane, bulanık durgun su, bulanık akar su gibi bir şey görecek olursa, bu, NEFS-I EMMARE'nin özelliklerinden bazısıdır.
İnsan bu sıfatlardan biriyle vasıflanınca, artık nefsinin hevesine uymuş olur. Bunun için, onun riyazete ve nefsi tasfiyeye, zikirle meşgul olmaya ihtiyacı vardır. Böylece bu daireyi birinci isim, usullerden birincisi olan LAILAHE ILLAllah ismiyle" kesip atsın.. Emmare dairesinde domuz, haram sıfatıdır. Köpek gazap sıfatıdır. Fil kendini beğenmişlik sıfatıdır. Yılan, fitne ve fesat doğuran dilin sıfatıdır. Maymun, ikiyüzlülük ve koğuculuk sıfatıdır. Akrep, azab sıfatıdır. Fare, halka kapalı, Allah'a ise malum olan bir takım fullerin sıfatıdır.
Aynı zamanda fareyi gören kimsenin nefsanî heveslerine uyduğu ve onların peşinde koştuğu yorumu çıkarılır. Pire, bit ve benzeri haşere ve parazitler, dînen mekruh kılınan şeylerin irtikap edildiğine delalet eder. Eşek, yarar sağlamayan bir işe başlandığına ya da başlanacağına yorumlanır. Çöplük, dünyaya meyletmenin sıfatıdır. îçki içmek, haram işlemenin sıfatıdır. Sadece içki görüp onu içmemek, haram şeyleri elde etmeyi tasarladığına delalet eder.Meyhane görmek, kalbin fasit fikirlere bağlı bulunduğuna. yorumlanır.


Kaynak:
Gavsül-Azam Abdülkadir Geylani Hz. Füyüzat-ı Rabbaniye

insirah

Hayat başladığı noktaya, bittiğinde geri döner! Hayatta her şey noktayla başlar, noktayla biter... Sümeyra Denizli

tunike

öyle itaatkar bir kul ol ki,dışardan görenler deli desinler.çünkü deli olmadan,veli olunmaz!