Doğumundan itibaren çocuğumuza karşı vazîfelerimiz

Başlatan İsra, 06 Ekim 2010, 03:47:20

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

Her ana babanın, çocuğun doğumundan itibaren, ona karşı dinî vazîfeleri vardır. Bunların pek çok faydaları, hikmetleri vardır. Bunları yapan rahat eder. Bu vazîfeler yapılmadığı takdirde, çocuk iyi yetişmez, bundan dolayı anne-baba huzursuz olur, ayrıca büyük vebâle ve günâha girer.

Önce çocuk olması için ısrarcı olmamalıdır. Çocuk, ana-baba için bir nimet olduğu gibi, hayırsız olduğu takdirde, dünya ve âhiret için büyük sıkıntıdır. Çok ana-babaya, hayırsız çocukları sebebiyle dünya hayatı zindan olmuştur. Bunun için, “Yâ Rabbî, dünya ve âhiretim için hayırlı olacak ise, bana çocuk ver! Hayırsız olacak ise verme!” diye duâ etmelidir.

Çocuk doğup, kendisine müjdelenince, önce böyle nimetler ihsân ettiği için Cenâb-ı Hakka şükretmelidir. Peygamber Efendimize İslâmda doğan bir çocuk getirildiğinde, “Yâ Rabbî, bunu sâlih kullarından eyle! Bunu Müslüman olarak büyütüp yetiştir” diye duâ ederdi.

KIZ ÇOCUĞU BEREKETTİR

Kız çocuğu olmuşsa bunun için üzülmemelidir. Hadîs-i şerîfte, “İlk çocuğunun kız olması, kadının bereketindendir”buyuruldu. Allahü teâlâ Şûrâ sûresinde, “Dilediğine kız çocukları verir, dilediğine erkek çocukları verir” buyurmaktadır. Bir hadîs-i şerîfte, “Kimin kız çocukları olur, onlara râzı olur, iyi yetiştirir ve dengi ile evlendirirse, bu kız çocukları onun için Cehennemden perde olurlar” buyuruldu.

Çocuğun akîkasını kesmelidir. Akîka, çocuk nimetine karşılık, Allahü teâlâya şükretmek niyyeti ile hayvan kesmektir. Hicretin sekizinci yılında İbrâhim dünyaya gelince, yedinci günü, Resûlullah efendimiz İbrâhim’in başını tıraş ettirip, saçının ağırlığı kadar gümüş sadaka verdi ve akîka olarak iki koç kesti.

Akîkayı keserken, “Yâ Rabbî, bu, çocuğumun akîkasıdır. Bu vesîle ile, çocuğuma sıhhat ve âfiyet ver! Kazâlardan belâlardan koru! İslâm terbiyesi ile yetiştirmek nasip eyle! Onu ve bizleri Cehennem azâbından uzak eyle!” diye duâ etmelidir.

Çocuğu doğuran kadının emzirmesi faydalıdır. Nitekim hadîs-i şerîfte, “Çocuğa, annesinin sütünden hayırlısı yoktur” buyuruldu. Annenin sütü yoksa çocuğu sâliha, aslı temiz, soylu olan bir kadın emzirmelidir. Çünkü kadınların sütü, çocukta tesîrini gösterir ve eserleri bir gün ortaya çıkar. Hadis-i şerifte, “Evlat, emdiği süte göre hâllenir!” buyuruldu. Tohum iyi olunca, ekin de iyi olur. Bunun için çocuğa helal lokma yedirmelidir. Hadis-i şerifte, “Haramdan çekinin. Çünkü, haramın binası er geç harap olur!” buyuruldu.

Hastalık dışında çocuğunun ağlamasından sıkılmamalıdır. Çünkü çocuğun ağlaması, zikir, tehlîl ve Allahü teâlâ için hamddir. Anası ve babası için ise duâ ve istiğfardır. Nitekim hadis-i şerifte, “Müminin çocuğu dört ay lâ ilâhe illâllah, dört ay Muhammedün Resûlullah ve dört ay, Allahümmağfir lî ve livâlideyye” (Yâ Rabbî, beni ve anamı-babamı mağfiret eyle) der” buyuruldu. Konuşmaya başlayınca ilk önce La ilahe illAllah Muhammeden Resulullah sözü söyletilmelidir.

GÜZEL İSİM VERMELİDİR

Çocuğuna güzel isim koymalıdır. Çünkü kıyâmette o, kendi ismi ve babasının ismi ile çağırılır. Çocuğa konacak en uygun isim Abdullah, Abdurrahman ve benzeri isimlerdir. Resûlullah efendimiz, “Allah indinde en güzel olan isimler, Abdullah, Abdurrahman’dır” buyurdu. Bu ikisi çok sevgili isimlerdir. Çünkü biri, Allahü tealânın en yüksek ismi olup, şehâdet kelimesinde tevhîdin kendisine mahsûs kılındığı Allah, diğeri Onun Rahmân ismine izâfe edilmiştir. Bu ise rahmetinin umûmî olduğunu gösteren bir ism-i ilâhîdir.

Peygamber efendimiz, Hazret-i Hasan doğduğu zaman, kulağına ezân okumuştur. Ezân okuyacak kimse, çocuğu kucağına alır, yavaşça sağ kulağına ezân, sol kulağına da ikâmet okur. Sonra ismini söyler. Sonra şu duayı okur: Allahümmec’alhü berren ve takıyyen ve enbithü fil İslami nebaten. (Ya Rabbi, bunu mübarek ve takva sahibi eyle! İslam terbiyesi ile yetişmesini nasib eyle!)

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Çocuğa güzel isim vermek, dînini öğretmek ve vakti gelince evlendirmek, evlâdın babası üzerindeki haklarındandır.” “Kötü ismi olan, bunu güzel isme çevirsin!”

Mehmet Oruç

İsra

Çocuğun süt emme zamanı bitince, terbiyesi ile meşgûl olup, kötü ahlâk ve huy edinmesine engel olmalıdır. İnsan tabiatı kötülüğe meyyaldir, çabuk bozulabilir. Bunun için, boş bırakılmamalı iyi ahlâklı, hayâlı olmasına çok dikkat etmelidir. Çocuğunu İslâm terbiyesi ile yetiştirmek, nâfile ibâdetle meşgul olmaktan daha hayırlıdır.

İlk terbiye, çocuğu kötü arkadaşlardan menetmek, alıkoymak olmalıdır. Çünkü, çocukların rûhu temiz bir ayna gibidir. Bundan sonra İslâmın şartlarını, dînin emirlerini ve sünnetin edeblerini öğretmeli ve bu öğretme işine devam etmelidir. Öğrenmek istemezse müsâmaha göstermemeli, ısrar etmelidir. Gerekirse, azarlamalıdır. Peygamber efendimiz, çocuk yedi yaşına gelince, ona namaz kılmasının emredilmesini, on yaşına gelince, kılmazsa zorlayarak kıldırılmasını emir buyurmuşlardır.

İyi hallerini övmeli, kötü hallerini ayıplamalı ve böylece iyiliğe teşvik etmelidir. Elden geldiği kadar açık sitem etmeli, yanlışlıkla yaptı, unutarak etti deyip, cür’etini artırmamalıdır. Gizli bir şey yapmışsa, hemen yüzüne vurmamalı, hayâ perdesini yırtmamalıdır. Tekrar yaparsa, yalnız iken onu tembih etmeli, azarlamalıdır. Yaptığı o işin, çok çirkin olduğunu söylemeli, bir daha yapmaması için korkutmalıdır. Sık sık azarlamamalıdır. Yoksa azarlamak, ayıplamak âdet hâline gelir.

ÖNCE EDEBİ ÖĞRETMELİ

Çocuğun gözünde yemeyi, içmeyi; pahalı şeyler giymeyi önemsiz göstermeli, yaşamaktan maksadın bunlar olmadığı izah edilmeli; hep yemeye, içmeye, israfa, lükse düşkün olmaması için uyarmalıdır.

Önce yemek yemenin edeplerini öğretmelidir. Yemek yemekten maksad, bedenin sağlığını korumaktır, lezzet almak değildir demelidir. Yemek ve içmek ilâç gibidir, onunla açlık ve susuzluk giderilir demelidir. Çeşitli yemeklere alıştırmayıp, bir yemekle yetinmeyi öğretmeli, iştihâsını zabt ettirmeli, istediğini değil, bulduğunu yemeye alıştırmalı, lezzet ve zevklere önem vermemesini öğretmelidir. Zaman zaman çocuğa kuru ekmek vermeli, zaman olur ki, ondan başka bir şey bulamadığı olur. Onun için öyle alıştırmalıdır. Çirkin sözleri, müzik dinlemeyi menetmelidir.

Babasıyla ve dünya malı ile arkadaşlarına övünmekten, yalan söylemekten menetmeli, doğru veya yalan yemin etmemesini tembih etmelidir. Büyüklerin yanında susup oturmasını, sorulursa, kısa cevap vermesini öğretmeli, hep iyi konuşmayı âdet etmesini anlatmalıdır. İlim öğrenmeye çok teşvik etmelidir.

Çocuğu cömertliğe alıştırmalı, mal ve mülkü gözünden düşürmelidir. Çünkü para ve mal sevgisinin zararı, zehirden çoktur. Bütün kötülüklerin kaynağı; parayı, dünyâyı sevmektir. Boş zamanlarında çocuklara oyun oynamak için izin vermelidir. Zararsız oyunlar çocuğun bedeni ve ruhi gelişmesini sağlar. Zamanı gelince Sünnet ettirmeli, sünnet İslâmiyyetin şi’ârıdır, alâmetidir.

Eğer ilim sâhibi olacaksa, ilim tahsîli için gerekli terbiye verilmelidir. San’at sâhibi olacaksa, o sanatla meşgûl etmelidir. Bu arada dînî vecîbeleri öğrenip yapmasını da ihmal etmemelidir. Kâbiliyetinin hangi ilim ve sanata daha yatkın olduğunu anlayıp, o tahsîl ve sanata vermelidir. Zîrâ Peygamber efendimiz; “Kişi ne için yaratılmışsa, o işi ona kolaylaştırılır” buyurdular. Bir sanatı öğrenince, geçimini ondan sağlamasını istemelidir. Onun zevkini alıp daha iyi yapmaya çalışmalı ve o sanatın inceliklerini öğrenmeli, branşında ihtisâs sahibi olmalıdır. Ev idare edebilecek bir hale gelince, saliha bir kızla hemen evlendirmelidir.

BEDDUA EDİLMEMELİDİR

Anne-Baba, çocuğuna hep hayır ile duâ etmeli, bedduâ etmemelidir. Hadîs-i şerîfte, “Babanın çocuğuna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir” buyuruldu. Yanî babanın çocuğuna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibi kabûl olunur.

Bunun için anne-baba, çocuğuna bedduâ etmemelidir. Çünkü kabûl edilir ve ona zarar verir. Kendisi de zarar görür. Adamın biri, Abdullah bin Mübârek’e gelip, çocuklarından birini şikâyet etti. Abdullah bin Mübârek, “çocuğuna bedduâ ettin mi?” buyurdu. “Evet” dedi. “Onu sen bozdun, o beğenmediğin hâle sen düşürdün” buyurdu...

Mehmet Oruç

mazlum

Allah Razi olsun . Emeklerine güregine saglik.
Cok güzel konu ve aydinlatma , o kadar hassaski kelimeler yetmez ,
Bir kac sözde biz etmeden gecemiyecem , cocuk yetistirmenin en önemli hususu ,
Cocuga saygi , Biz Babasiz büyümenin vermis oldugu zorlugu bildigimizden ,
hep kendi kendime , sorardim acaba evlat nasil yetistirilir diye ?

Olmadik Kitaplari okumusumdur bu konuda .
Nihayet bir Kücük kitap cik , gectiki elime  yillar sonra ,
sifreyi gecte olsa bulduk orda , evlada saygi !

Gördükkü büyüklerden bir büyükki , Babasinin oldugu odaya girdigi vakit ,
Muhterem Pederleri  Saygiyla ayaga kalkiyorlar ,o ki daha cocuk yasta !
sasmamak eldemi ? denemek gerek cocuga saygi gösterince neler oluyor neler .

Mevlam cümlemizi hayirli veli , evlatlarimizida hayirli evlat eylesin .
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

İsra

 Allah cümlemizden razı olsun

Alıntı YapMevlam cümlemizi hayirli veli , evlatlarimizida hayirli evlat eylesin .

amin