Çocuk Niçin Hırsızlık Yapar?

Başlatan Ahi, 02 Şubat 2007, 21:08:35

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ahi

Çocuk Niçin Hırsızlık Yapar?



PEDAGOJİ UZMANLARINCA, okul öncesi dönemde görülen izinsiz eşya alma bir uyum ve davranış bozukluğu olarak kabûl edilmez. Zira 3-6 yaşları arasında çocuklar, ‘ben merkezci’ bir kişiliğe sahip oldukları için, gittikleri evlerde veya kreşte arkadaşlarında gördükleri oyuncak ya da benzeri şeyleri almakta sakınca görmezler. Bu yaşlarda çocuklar kendilerini dünyanın merkezinde görürler. Herkes ve her şey onlara hizmet etmek ve isteklerini karşılamak için vardır. ‘Mülkiyet’ duygusu tam olarak gelişmediği için, çocuklar, başka birine ait eşyayı izinsiz olarak almanın kötü bir davranış olduğunu anlamakta güçlük çekerler. Bu nedenle, ‘çalma’ davranışının bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ele alınabilmesi için çocuğun ilkokul çağına gelmiş olması gerekir.

Çocuklarda bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ortaya çıkan ve gerekli müdahaleler yapılmadığı takdirde ilerleyen yaşlarda da görülen bu duruma psikolojide “kleptomani” (çalmaktan haz alma ve heyecan duyma) olarak isimlendirilir. Kleptomaniye kaynak teşkil edecek tutumları şu şekilde sıralayıp özetleyebiliriz:


1. Hatalı anne-baba tutumları

Anne babaların aşırı disiplinli ve katı tutumları, çocukların, kardeşleriyle, komşu, arkadaş ve akraba çocuklarıyla sıklıkla kıyaslandığı aile ortamları çalma davranışına zemin hazırlayabilir. Ailenin ekonomik güçlükler nedeniyle çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını giderememesi, anne-babanın paraya aşırı düşkünlüğü veya cimriliği, parayı çocuğa karşı bir tehdit aracı olarak kullanması gibi hatalı tutumlar da, çalma davranışının ortaya çıkmasına neden olabilir.


2. Değersizlik duygusu ve öz-güven eksikliği

Çocuğun kendini değersiz hissetmesi çalma davranışını destekler. Kendini yetersiz hisseden çocuk, beğendiği eşyaları çalarak, kendini değerli kılmaya çalışır. Yetersizlik duyguları taşıyan çocuğun sürekli kontrol altında tutulması, davranışlarının eleştirilmesi kendisine güvenilmediği duygusunu pekiştirir. Kendisini değersiz hisseden çocukta, öz güven duygusu gittikçe zayıflar, eşya veya para çalarak bu zayıflığı telafi etmeye çalışır. Anne babanın cüzdanından veya cebinden çalınan para, onun dünyasında bir anlamda esirgedikleri sevgiyi ve ilgiyi sembolize etmektedir. Esirgedikleri sevgi ve ilgiye karşılık olarak paralarını almaktadır.

Anne ve babadan çaldığı para ile arkadaşlarına kola ve çikolata ikram eden, borç veren çocuklar, kendisini onların yanında güçlü ve üstün hissederek değersizlik duygusunu yenmeye çalışmaktadır.


3. Kıskançlık ve rekabet duyguları

Kardeşlerini veya örnek gösterilen yaşıtlarını kıskanan bir çocuk yaşadığı rekabet duygusunu bastırabilmek için çalma davranışı gösterebilir. Bu nedenle uyum bozukluğu geliştiren çocuklarda görülen çalma davranışı, kıskandığı veya rekabet ettiği kişiden öç almak anlamına gelmektedir.


4. Sevgi ve ilgi eksikliği

Fiziksel ve ruhsal ihtiyaçların giderilmeyişi çalma davranışına neden olabilmektedir. Yeterince sevilmediğini düşünen, duygusal anlamda yeterince ilgi görmeyen çocuk, başkalarına ait eşyaları çalarak elde edemediği sevgi açığını gidermeye çalışır. Bu sebeple, kimsesiz çocuklarda, sokak çocuklarında ve aileleri tarafından dışlanmış çocuklarda çalma davranışı daha sık görülmektedir.

Çocuklarında çalma davranışı olduğunu gören anne babalar, yanlış yaklaşımlarla işi daha da zorlaştırmamak için, mutlara bir psikologla görüşmeli, onun yardımıyla çalmanın altında yatan sebebi bulmalı, bu sebebi ortadan kaldıracak şekilde tutumlarını değiştirmelidir.

Psikologun tavsiye edeceği yeni tutumlar özetle şunlar olacaktır:

Yargılayıcı ve suçlayıcı olmamak,

Aşağılayıcı, küçük düşürücü ve ayıplayıcı dil kullanmamak,

Çocuğu başkalarının yanında deşifre etmemek,

Çalma davranışı nedeniyle aşırı heyecan ve telaş göstermemek,

Çalma davranışını terk ettirmek için şiddete, cezaya ve yasağa baş vurmamak,

En önemlisi çocuğun ruhsal ihtiyacı olan sevgiyi, ilgiyi ve güveni içten gelerek vermek, onun bu alandaki eksikliğini gidermek. Duygularını, sıkıntılarını ve tepkilerini açıkça ifade etmesine izin vermek. Yapmacık ilgi ve sevgi gösterileri çocuk tarafından fark edilecek ve fazla iyileştirici bir etkisi olmayacaktır.


ÇOCUĞUN HIRSIZLIK YAPMASI NASIL ÖNLENİR?


1. Mülkiyet kavramını geliştirmeliyiz: Çocuğumuza ihtiyaç duyduğu oyuncakları almalıyız. Başka çocukların elinde oyuncak gördüğü zaman kendi oyuncakları aklına gelecek, “benim de oyuncaklarım var,” diye düşünecektir. Onun izni olmadan oyuncaklarını ve eşyalarını başka çocuklara vermemeliyiz. Böylece başkasına ait bir şeyi onun izni olmadan alınamayacağını öğretmiş oluruz.


2. Gerekli maddî ihtiyaçlarını karşılamalıyız: Çocuklarımızı yiyecek, giyecek, oyuncak ve harçlık gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakmamalıyız. Çocuklar sahip oldukları şeyler konusunda kendilerini başka çocuklarla kıyaslamada oldukça ustadır. Sizden bir şey isteyip aldıramadığı zaman; ”Ama Ahmet’in var” der. Bir şeye izin vermediğiniz zaman; “Ama Ahmet’in annesi izin veriyor” der. Arkadaşlarının yanında mahcup olmaması için yeteri kadar harçlık vermeliyiz. Arkadaşı harçlığı ile simit, kola veya çikolata alıp yerken onun bunları alacak parası olmadığı zaman aşağılık ve yetersizlik duygusuna kapılabilir. Harçlığı olmayan bir çocuk, arkadaşlarına karşı mahcup olmamak için evden para çalabilir. Bazen harçlığı ile arkadaşına bir şeyler ısmarlaması veya aldığı bir yiyeceği arkadaşı ile paylaşması için teşvik etmeliyiz. Böylece almanın yanında vermeyi de öğrenmiş olacaktır.

(Ancak burada da ailenin ekonomik durumu ne olursa olsun aşırıya kaçmak çocuğun dünyasında başka sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Ya da en azından aileler kendi çocuklarına harçlık verirken onun fakir ailelerin çocuklarından arkadaşları olabileceğini hesaba katmalıdırlar. Böylece hem kendi çocuklarına hem de başkalarının çocuklarına iyilik etmiş olurlar.)


3. Evde kendisine ait bir odası ve eşyaları olmalıdır: Kendisine ait bir odası, eşyaları ve oyuncakları olan çocuklar mülkiyet kavramını daha kolay öğrenmektedir. Oyuncaklarını toplamasını ve odasını temiz tutmasını öğretmeli, bunu öğreninceye kadar yardım etmeliyiz. Böylece sahip olma ve sahip olduklarını koruma duygusu gelişecektir.


4. Habersiz alma davranışlarına tepki göstermeliyiz: Başkasına ait bir şeyi habersiz ve izinsiz aldığı zaman bunun doğru bir davranış olmadığını, o kişinin veya çocuğun eşyasını veya oyuncağını bulamadığı zaman üzüleceğini, suçlayıcı ve utandırıcı bir dil kullanmadan anlatmamız ve o şeyi sahibine geri verilmesini temin etmemiz gerekir. Çocuğu mahcup etmemek veya karşı tarafa mahcup olmamak için yaptığı davranışı görmezden gelmek doğru değildir.


5. Çocuğa doğru model olmalıyız: Başkalarına ait mülkiyete saygı duyarak çocuğumuza doğru örnek olmalıyız. Kimi anne babalar sohbet ederken insanlarda dürüstlük kalmadığını, çalmadan, hile yapmadan ve yalan söylemeden zengin olunamayacağını söyler bu konuda örnekler verirler. Çocuklar da bu sözlere kulak misafiri olur, zenginlere kızar, mülkiyete saygı duymazlar. Çalma davranışına ait örnekler verirken, övücü ve hak verici sözler kullanmaktan sakınmalıyız.


6. Çocukla konuşmalıyız: İlk çalma olayı ile karşılaştığınızda telaşa kapılmadan yumuşak ve dost bir ses tonuyla yaptığı davranışın normal olmadığına çocuğu inandırmalıyız. Ona güvendiğimizi, bu işi bir daha yapmayacağını bildiğimizi söylemeliyiz. Bu konuşma yine gizli kalmalı ve çocuk deşifre edilmemelidir.

Ali Çankırılı
[glow=yellow,2,300]Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. – Schopenhaver[/glow]

İsra

Çocuğun kendine ait olmayan bir eşyayı izinsiz olarak almasına çalma davranışı diyoruz. Daha çok okulda çocuklarının eşyalarının birer birer kaybolduğunu iddia eden veliler, öğretmen ve okul idaresine öğrenciler tarafından gelen şikâyetler sonucu bu olaylar ortaya çıkar. Çalma davranışını gösteren öğrenciler incelendiğinde bu tür öğrencilerin benzer nedenlerle bu yola başvurdukları gözlenmektedir.

Aşırı disiplinli, sürekli çocuğunu başkalarıyla kıyaslayan, paraya aşırı düşkün-cimri, çocuğun maddî ihtiyaçlarını karşılamayan ailelerin çocuklarında çalma davranışı daha fazla gözlenmektedir. Ayrıca kendini değersiz hisseden, özgüven sorunu yaşayan, yeni kardeşi olan ve kardeş kıskançlığı yaşayan çocuklarda çalma davranışı görülebilmektedir. Bu durumlarda amaç çocuğun ilgiyi kendisine çekmesi veya kızgınlığını bu şekilde gidermesidir. Bunun yanında bazen çocuklar izledikleri çizgi film ve dizi kahramanlarıyla özdeşim kurup bu tür davranışlarda bulunabilmektedirler.

Niçin ortaya çıkıyor?

Çocuğa yeterli harçlık verilmiyor, ihtiyaçları karşılanmıyor olabilir.

Çocukta mülkiyet duygusu gelişmemiş, yanlış yönlendirilmiş olabilir.

Sürekli başkalarıyla kıyaslanan çocuk, başarılı arkadaşlarından intikam almak için, ya da bir arkadaş grubunun içine girmek için yapıyor olabilir.

Büyüklerinin hırsızlığı normal gören sözlerinden etkilenmiş olabilir.

Nasıl tavır alınmalı?

Çocuğa dürüstlük ve başkasının malına saygılı olmanın önemi anlatılmalıdır.

Ona ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde harçlık verilmeli, böylelikle başka yollara tevessül etmesi engellenmelidir.

Çocuğun kendine ait eşyaları olmalı, yoksun bırakılmamalıdır.

Çocuğun rahatlıkla ulaşabileceği, görebileceği yerlerde para vb. şeyler bırakılmamalıdır.

Çocuk eğer başkasının eşyasını izinsiz olarak almışsa fiziksel cezalara başvurmayın. Aldığı eşyayı özür dileyerek geri vermesini sağlayın.

Çalma davranışını önemsememek görmezden gelmek, bu davranışın daha da pekişmesine yol açabilir.

Özel Bakırköy Fatih İ.Ö.O. Psikolojik Danışmanı
Osman Algın

İsra

Çocuklarda, üç dört yaşına kadar özel mülkiyet kavramı yoktur. Sahiplik kavramı olmayan çocuk çevresinde gördüğü, beğendiği şeyleri alabilir ve kendine ait bir şeymiş gibi sahiplenebilir. Bu nedenle anne baba küçük yaştaki çocukların aldığı şeyleri hırsızlık olarak tanımlamamalıdır.

Çocuk büyüdükçe, kendine ait olanla başkalarına ait olanı ayırt etmeye başlar. Bu süreçte yavaş yavaş izin almayı öğrenir ve kendine ait eşyaları korumak isterken başkalarına ait olanlara dokunmaz. Çocuk bunun bir sorumluluk olduğunu öğrenir ve bu sorumluluğu bir değer olarak kabul eder. Bu konuda aile, neyin doğru neyin yanlış olduğunu, başkalarının eşyalarına izinsiz dokunmamanın gerekliliğini çocuğa anlatır. Aile canlı bir kitap gibidir ve çocuk her gün bu canlı kitabı okumakta ve yeni bir şeyler öğrenmektedir.

Çocuk özel mülkiyet kavramı geliştikten sonra da başkalarının eşyalarını izinsiz almaya devam ediyorsa bu bir patolojidir ve aile bu konuda gerekli önlemleri almalıdır. Bu tür durumlarda çocuğa yüklenmek yerine, davranışın dinamiğini tanımlamaya çalışmalı ve çocuğa yardımcı olmalıdır. Zira burada çalma davranışı eksik kalan bir şeyi yerine koymak, telafi etmek gibi bir işlev görmektedir. Aile, çocuğun tasvip etmediği davranışına odaklanmak yerine onu bu davranışa sürükleyen etkiler üzerinde durmalı ve çalınan parça çocuğun hangi yoksunluğunu ifade ettiğini anlamaya çalışmalıdır. Yalanın temeli genel olarak şu faktörlere dayanır:

Çocuğun sevgi açlığı: Yeterince sevilmediğini ve kendisine değer verilmediğini düşünen çocuk, özellikle ebeveyninin ilgisini çekmek için çalma davranışı gösterebilir. Ayrıca aileye yeni bir bebeğin katılması, buna bağlı olarak çocuğun anne babanın sevgisinde azalma olduğuna inanması bu etkenler arasında sayılabilir. Burada çocuk kendisinden alındığını düşündüğü bir şeyi yerine koymaya çalışmakta ve bir yerde "duyun beni" demektedir.

Güvensizlik duygusu: Çocuk aile içinde ya da dış dünyada kendini değersiz hissediyorsa bunu çalma davranışıyla telafi etme yoluna gidebilir. Burada çocuğun güven duygusunda zedelenme meydana gelmiştir. Çocuk bu zedelenmeyi onarmak ve açılan yarayı tamir etmek istemektedir. Bu konuda takip ettiği yol yanlış da olsa o bir arayış içindedir.

Kendini özel hissetme ihtiyacı: Kimi çocuklar, arkadaşları arasında sevilmediğini düşündüğünden, onlara bazı hediyeler vererek göze girmeye ve gerekli ilgiyi elde etmeye çalışırlar. Bu çocuklar aileden ya da çevreden bir şeyler çalarak arkadaşlarına verirler ve onların beğenisini kazanmaya çalışırlar.

Çocuğa mülkiyet bilincinin verilmemesi: Aile çocuğa ait eşyalara dokunurken ondan izin almalı ve bunun gerekli bir şey olduğunu çocuğa öğretmelidirler. Çocuğa bu bilinç verilmediğinde o da aynı şekilde arkadaşlarının eşyalarını alabilir ve bunu doğal görebilir.

Yeterli harçlık verilmemesi: Çocuk istediği şeyleri alamadığında arkadaşları arasında küçük düşürüldüğünü hissedebilir ya da gerekli ihtiyaçlarını karşılayamayabilir bu durumda çalma davranışı gösterebilir.

Başkalarına zarar vermek: Çocuk arkadaşlarını cezalandırmak ve onların canını yakmak için onların eşyalarını çalabilir ya da eşyalara zarar verebilir. Yani burada çocuk bir yerde intikam almak istemektedir. Bunu onların sevdiği şeyleri tahrip ederek yapmaktadır.

Çocuklarda çalma davranışı, genel olarak bir eksikliğin sonucunda gelişiyor. Bu ister sevgi eksikliği olsun, ister ihtiyaçlarla ilgili olsun, ister intikam alma duygusuyla bağlantılı olsun, ister eğitim eksikliği olsun; bu, yardım almayı gerektiren bir durumdur. Aileler burada çocuklarını anlamaya çalışmalı ve onlara hakkaniyet duygusu vermelidir. Aile içinde İslami eğitim yaygınlaştırılmalı, Efendimiz (s.a.v.)'in hayatı çocuğa anlatılmalıdır. Allah sevgisi ve Allah'ın neleri emredip neleri yasakladığı da çocuğun anlayacağı şekilde ifade edilmelidir.

Fatma Tuncer