Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Taksicinin Cihazı

Başlatan sevr, 25 Ağustos 2010, 20:17:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

sevr

Evlerimize bilgisayarlar almış, gazeteye internet üzerinden bağlanmaya başlamıştık. Yazımızı göndermek için gece-gündüz, geç-erken kavramı kalkmıştı bizim için. Bu sırada tanımadığımız insanlarla da irtibat kurmaya başlamıştık.



Gurbetçi bir taksi şoförüyle tanışmıştık... İlk satırları titrer gibiydi; kıyamadım, cevapladım. Hem şaşırmış hem de çok sevinmişti. Hemen cevap verdi. Onun bu birkaç satırını okuyunca; çekingenliğini aşsın diye, hoş bir giriş yaparak sıcacık bir mektup yazdım. Sonraki gece posta kutumda mektubu vardı, ama gene bir iki satır. Belki devamı gelir, dedim ama gelmedi... Yeniden yazdım, farklı cümleler kurdum. Merak ettiklerimi, bilmek istediklerini anlattım... Fakat ondan beklediğim cevapları alamıyordum. Cümleleri asla uzamıyor, manaları derinleşmiyordu... Bir gün, mektuplarımın orta ve son kısmına yazdıklarımı hiç hatırlamadığına dikkat ettim. Sonra da her mektubumun sadece ilk birkaç satırını anlayıp, o kısma cevap verdiğini fark ettim. O zaman dikkat ettim; bu taksici bir bilgisayar bulmanın imkânsız olduğu çalışma saatlerinde yazıyordu bana. Yani... O yıllarda yeni çıkmış bir cihaz almış ve bilgisayarıma telefonuyla kısa mesajlar gönderiyor fakat benim yazdığım mektupların sadece ilk birkaç satırını alabiliyordu!
İçim sızladı! Aylardır, sorduğu her soruya nasıl uzun cevaplar yazmıştım. Anlamadığını düşünerek nasıl çeşitli örnekler verip, izahlar yapmıştım... Bunları elbette ona anlatmadım çünkü artık bu kadar detayı bilmesinin bir anlamı da yoktu!



Şimdi... Karşılaştığımız insanlara bir şeyler anlatmaya çalışırken, işte bu hatıra geliyor aklıma birden. Kızmıyorum. Gözlerine bakıyorum ve nereye kadar anladığını fark etmeye çalışıyorum. Çünkü herkesin ilgi alanı, dikkati, kabiliyeti farklı...
Yani bir anlamda, herkesin “cihazının alabilme kapasitesi” farklı!




Stop
Muammer Erkul

gülçiçek

paylaşım çok güzel. teşekkürler
mum  olmak kolay değildir, ışık saçmak için evvela yanmak gerek.

agte_601

cok guzel insani dusunduruyor tesekurler

sadıka

evet güzeldi .teşekkürler.elinize sağlık.
AMELLER,NİYETLERE GÖREDİR.

sevr

ben teşekkür edrim.beğenmenize sevindim

BT 857

LA TENSENA

münzir

Yani herkese aklının aldığı kadar konuşacağız. "Kellimin nâse alâ kadri ukûlihim" H.Ş.
Dışımız halk ile,
İçimiz Hak ile.

Günbatımı

"Sen ne kadar bilirsen bil; senin bildiğin, karşındakinin anladığı kadardır!"

Mevlana hazretlerinin bu sözünü çok severim, tam da konuya uydu...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana