Atalarının Mezartaşlarını Okuyamayan bir Halk

Başlatan 33.yıldız, 17 Temmuz 2010, 22:08:04

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

33.yıldız

Fransa’nın büyük yayınevlerinden Gallimard harika bir İstanbul ve Marmara bölgesi turistik rehberi çıkartmış, bunun Türk dili bölümünde şu mealde bir cümle var: Yeni Türk kuşakları atalarının mezar taşlarını okuyamayacak kadar cahildir…

Yalan mı?.. Fatih camiine gittiniz, Fatih Sultan Mehmed’in türbesini ziyaret ettiniz.  Türbenin karşısında bir hazire (mezarlık) var. Ulemadan, fukahadan, vüzeradan, şuaradan, üdebadan, sülehadan nice zatın orada kabirleri var. Başlarına dikilmiş taşları bugünkü nesiller okuyabiliyor mu? O taşlardaki yazılar Türkçe değil mi? O halde niçin okuyamıyoruz?

Lisan, edebiyat, okur-yazarlık konusunda halimiz tam bir fecaat ama bundan haberimiz yok.

Beyazıt meydanındaki İstanbul Üniversitesinin ana kapısı üzerinde büyük Türkçe bir kitabe var. Oradan geçen bir gence sorsanız, orada ne yazıyor diye, size “Okuyamıyorum” diyecektir ve bu okuyamamasını çok normal görecektir.

Yeni nesiller 1928’den önce yazılmış yazma kitapları, basılmış kitapları, dergi ve gazete koleksiyonlarını,  arşiv vesikalarını,  tapu ve nüfus sicillerini,  dedesinden kalmış mektupları okuyamıyor.

1928’de kültürümüzde, lisan ve edebiyatımızda büyük bir kopukluk olmuş.  Bu kopukluk hâlâ devam ediyor.

Buna mutlaka bir çare ve çözüm bulunmalıdır.  Liselere seçmeli ders olarak Osmanlıca konulmalıdır. Bari isteyen çocuklarımız 1928’den önceki yazımızla okumayı yazmayı öğrensinler.

Efendim o eski yazı Arap harfleriyleymiş… Peki, yeni yazı nedir? Türk harfleri mi?  Hayır onlar da Latin ve Frenk yazısıdır.

Türkler, Türkiyeli Müslümanlar bin yıldan fazla bir zaman dilimi içinde İslam ve Kur’an yazısıyla okuyup yazmışlardır. Bu yazı, Latin yazısına nispeten bin kere daha millîdir.

Her şuurlu Müslüman çocuklarına Osmanlıca öğretmelidir. Hem okumasını hem de rik’a yazısıyla yazmasını…

Vakıflar, cemaatler, dernekler millî yazımızla bir okuma yazma seferberliği başlatmalıdır.

Ülkemizde Fransızca, İngilizce, Rusça, Süryanice, Ermenice, Rumca, Çince yayın yapmak serbest de, niçin Osmanlıca kitap, dergi, gazete basmak yasak? Bu yasak insan haklarına aykırıdır. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar giderek bu yasağı kaldırmak, delmek gerekir.

Bir ara ülkemizde Kürtçe konuşmak, Kürtçe yayın yapmak da yasaktı ama şimdi o yasak kaldırıldı. Osmanlıca üzerindeki yasaklar da kaldırılmalıdır.

Osmanlıca okumayı ve yazmayı öğrenmekle de iş bitmez.  1920’lerin zengin, güzel, edebî Türkçesine dönmek gerekir.  Bugünkü kısır,  fakir, kuşa çevrilmiş, sade suya tirit haline getirilmiş lisanla köy olmaz kasaba olmaz.

Lise gençliğinin en az yüzde onu Fuzulî Divanını, Ziya Paşanın Terkib-i bendini okuyup anlayacak derecede zengin ve edebî Türkçe bilmelidir.

Üç beş yüz kelimelik günlük konuşma ve iletişim Türkçesiyle kültürlü olunmaz.

Dünyanın en zor yazısına sahip Çinlilerden ibret alalım.  On binden fazla kargacık burgacık ideogramla ilimlerde, fenlerde,  sanatlarda, iktisat sahasında, dünya ticaretinde harikalar meydana getirdiler.

Anadili Türkçe olan her Müslüman Osmanlıca okumayı ve yazmayı öğrenmelidir.

Mehmet Şevket EYGİ
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...