Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Affetmek kazançtır

Başlatan turab, 26 Mart 2008, 11:04:19

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

turab

Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: 'Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?' Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. 'O zaman' der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin." Öğrenciler bunu da yaparlar.
- "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!" Öğrenciler, bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:
- "Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."
Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendisine:
- "Peki şimdi ne olacak?' der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:
- "Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar."
Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar:
- "Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
- " Hocam, patatesler kokmaya başladı. VAllahi, insanlar tuhaf bakıyorlar bana artık. Hem sıkıldık, hem yorulduk?"
Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:
"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz.
Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir."
Allahım!Ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım

İsra

#1
Uzmanlar öfkesini kontrol etme becerisi kazanan ve öfke duyduğu kişiyi affedebilen kimselerin ruhsal ve bedensel olarak daha sağlıklı olduklarını ve hayata daha pozitif bakabildiklerini ifade ediyorlar. Bu konudaki araştırmalarıyla bilinen Frederic Luskin, 260 kişi arasında yaptığı araştırmasında deneklere affetmeyi öğretmeye çalışmış bu çalışma sürecinde affetmeyi öğrenen deneklerin ruhsal ve bedensel olarak rahatladıklarını görmüş, bu kişilerde strese bağlı olarak gelişen ağrıların iyileştiğini gözlemlemiştir.

Luskin bu çalışmasıyla, insanları affetmenin, kişiyi kin ve intikam duygularından arındırdığını ve rahatlık sağladığını ifade etmiştir. Bu anlamda dindar insanların affetmeyi ilke edindiklerinde daha huzurlu ve pozitif olduklarını artık batılı bilim adamları da itiraf ediyorlar ve İslam'ın bizlere asırlar önceden tavsiye ettiği ahlaki düsturları yeni keşfetmenin heyecanıyla tavsiyelerde bulunuyorlar.

Dinimizde, affetmek, insanların kusurlarını yüzüne vurmamak, onlarla iyi ilişkiler kurarak doğru davranış modelini yaşantısal olarak ifade etmek esastır. Hazreti Peygamber, Taifte kendisini taşlayan ve eziyet veren kimselere dahi buğuz etmemiş, onları affetmiş ve onlar için hayır duada bulunmuştur. Kendisine eziyet veren, her fırsatta düşmanlık besleyen Yahudi komşularına da iyi muamalede bulunmuş ve onların haklarını gözetmiş, ikramda bulunmuştur.

Modern kültürün esaretinde yaşayan, günümüz insanı, hayat görüşü olarak çatışmayı ve rekabeti dikkate aldığından affedici ve bağışlayıcı olmaktan çok, kin ve intikam duygularıyla hareket etmektedir. Oysa affetmek insanın hayatındaki en önemli erdemlerden biridir... Affedici olmadığınızda ise, öfkeniz kin ve intikam duygularını da doğuracak ve siz öc alma tutumuyla hareket edeceksiniz. İntikam duygusu başlı başına bir pataloji...Ve intikam duygusunuz varsa, bu sizin sevgi ve muhabbetinizi de silecek, yerine düşmanlık, hırs ve rekabeti getirecektir.

Öfke duyduğunuz ve düşmanlık beslediğiniz birini affettiğinizde ne kadar da çok kazancınızın olduğunu biliyor musunuz? Evet affetmek gerçekten bir kazanç... Affetmek, her şeyden önce sizi yoran, enerjinizi tüketen, etrafınızdaki insanlarla aranıza buz dağları ören öfkenizi kontrol altına almanızı ve bu duygularınızı eğitmenizi sağlayacaktır. Bu durumda siz, öfkenin esiri olmaktan kurtulacaksınız ve öfke sizin esiriniz olacak. Affettiğinizde, hem kendinizi hem de karışınızdaki kişiyi kazanacaksınız.. Öfke duyduğunuz belki de aynı alanda kalmaya dahi tahammül edemediğiniz kişiyi kazandığınızı ve onunla iyi ilişkiler kurmaya başladığınızı göreceksiniz.

Affettiğinizde, sizi rahatsız eden, bedensel kimyanızı bozan, zihinsel aktivitenizi, ruhsal dengenizi alt üst eden öfkenizi kendinizden uzaklaştırarak, yine kendinize bir ikramda bulunuyor, kendinize de iyilik yapıyorsunuz . Bu sizin aile içinde ve dolayısıyla toplum içinde de huzurlu olmanıza ve insanlarla daha iyi ilişkiler kurmanıza katkı sağlayacaktır.

Modern kültürün normlarını içselleştirmiş ve hayata sırf maddi boyutuyla bakmayı hayat tarzı edinmiş kişiler, kendilerine sadece maddi olarak fayda getiren işleri tasvip ettiklerinden affedici olmayı aptallık gibi görebilirler. Zira araştırmalarını bu bağlamda yapan uzmanlar da, ortaya koydukları verilerin dünyevi faydalarını da gördükten sonra açıklıyor ve tespitlerini ifadelendiriyorlar. Oysa, hayatı maddi ve manevi boyutlarıyla tanıyan ve inanan kimseler bunun ne kadar da büyük bir kazanç olduğunu öteden beri bilirler ve duyumsarlar.

Bizler için, en büyük kazanç ahiretimize yapılan yatırımlarımız, ahretimize yapılan kazançlarımızdır. Bu anlamda, kendimiz için veya bir başkası için yaptığımız, her şeyin, her eylemin, her işin, hem maddi hem de manevi bir boyutu, bir getirisi ve bize dönen bir sonucu vardır ve affetmek de bunlar arasında önemli bir yere sahiptir. İlk etapta affedici olmak, biraz zor gelebilir. Öfkelendiğiniz kimseden büyük yaralar almış, hatta haksızlığa uğramış ta olabilirsiniz.. Ya da, incitilmiş, kırılmış, örselenmişsinizdir . Peki ama içinizi bunaltan ve size hayatı zehir eden öfkenizin, öc alma duygunuzun sizin hayatınıza ne katkısı var ki ? Hem madem ki, affetmek büyük bir kazanç öyleyse bu kazanca neden talip olmuyorsunuz ?

Bu konuda yapılacak atılım için, her an bir fırsattır. Önce buna karar verin ve hayatınız için bazı kazançlar elde etmek için harekete geçin... Kızdığınız, öfkelendiğiniz, kin ve nefret duyduğunuz, görmeye bile tahammül edemediğiniz, adını duymak istemediğiniz, karşılaşmaktan kaçındığınız kim varsa hepsini affedin ve onlar için duada bulunun... Eğer bunu başarabilirseniz, hayatınızı bir kazanca çevirecek ve gerçek zenginliğe ulaşacaksınız.

Fatma Tuncer

hizmetci

zaten peygamber efendimizin yasantisini kendine örnek alanlarin burnu yere gelmez hic süphesiz
AllahIM BANA SENIN SEVGINI; SENIN SEVDIKLERININ SEVGISINI VE BENI SANA YAKLASTIRAN HERSEYIN SEVGISINI VER!!!AMIIN.

Hâsıl-ı Kelam

İnsanlar yaşlanıyorlar; ama olgunlaşmıyorlar. Kucaklamayı, hoş görmeyi ve sabretmeyi öğrenemiyorlar. Kızıyorlar; suçluyorlar, parmakları kabahatli olarak hep başkalarını gösteriyor; yetmiyor bazen yumruklarını sallıyorlar. Bazen haklılar da. Karşılarındaki kişi kendilerini delirtiyor.

Ne var ki, başka bir yol var. Sinirden delirmek, sürekli başkasına kızıp onu suçlamanın, tartışmanın dışında bir yol var.

Ahmet Bey, araba sürerken aniden sağ sokaktan bir araba üstüne fırlıyor; neredeyse kaza olacak, yan sokaktan fırlayan arabanın içindeki yaşlıca sürücü kadın açık bir şekilde hatalı. Ahmet Bey pencereyi açar ve bağırır: "Allah cezanı versin kadın, sokaktan ana yola böyle mi çıkılır!" Yükselmeyi öğrenmiş.

Adam kurt gibi acıkmış bir şekilde akşam eve gelir; hayalinde harika bir yemek vardır. Ancak karısının yemek için eti pişirdiğini ama yemeğin yanına pilav ya da makarna gibi tamamlayıcı bir şey hazırlamadığını fark eder. Açlıktan gözü döner ve karısına bağırır: "Kadın, bütün gün evde oturuyorsun, akşam eve geliyorum, bir yemek hazır değil. Ne iş yapıyorsun sen bu evde!"

Otobüs oldukça doludur. Yeni binen yolcular, ortadaki bir öğrenci grubu sohbete dalarak ilerlemediği için önde sıkışıp kalırlar. Yeni binen bir amca, çocukların sohbet edip ilerlemediğini görünce kızar: "Katır tepesiceler, yürümek için illa otobüse bir katırın binip sizi tepmesi mi lazım?" Çocuklardan biri, "Yoo, amca. Sen de binsen olur." deyince adam bastonunu çocuğa doğru sallamaya başladı: "Yol açın da şu çocuğun hakkından geleyim."

Ahmet, Hasan ile buluşacaktır. Ne var ki, Hasan geç kalır. 10 dakika, 20 dakika geçer ama Hasan gelmez. Hasan'a telefon açar. Hasan telefonu meşgule alır. Bu arada 30 dakika geçer. Ahmet, beklediği için iyice kızar. Buluşma saatinden 35 dakika sonra Hasan gelir. Ahmet gözlerinden ateş çıkarak, "Sen ne biçim bir insansın, geç kaldığın yetmiyormuş gibi haber de vermiyorsun." der.

Beş yaşındaki Osman'ın ailesi Ömerlere misafirliğe gitmiştir. İki çocuk oyun odasında bir treni paylaşamamaktadır. Osman, "Bırak biraz da ben oynayayım." der. Ömer de "Deminden beri sen oynuyorsun." diye karşılık verir. Ardından Osman, Ömer'in elindeki treni almaya çalışır. İki çocuk birbirlerine girerler.

Bir anne-baba çocuğu bir kusur işlediğinde onun çocuğu olduğunu bilir ve eğilerek çocuğunu kucaklar. Eğilip kucaklayabilmenin bağışlayabilmenin sırrı, daha yüksekte olmaktır. Onun için yaşından bağımsız olgunlaşmış insanlar, diğer insanlar yüksektedir. Yüksekte oldukları için kucaklamayı bilirler.

Onlar için sokaktan fırlayan yaşlı bir kadın şoför sadece kararlıdır. Eşleri yemeği hazırlayamadıysa kalkıp ona yardım ederler. Otobüstekiler ilerlemiyorsa "Çocuklar sohbeti bırakıp ilerler misiniz?" derler. Geç kalmış birisinin mutlaka bir nedeni vardır. Arkadaşları bir oyuncağı vermiyorsa, başka bir oyuncakla da oynayabilir. Ancak eğer yükselemiyorsa karşısındakiyle bir tür güreş müsabakasına girer. Yaşamımızdaki gerilimi düşürmenin aklen, zihnen ve bedenen ilerlemenin yolu yükselmektir. Sadece güçlü olanlar bağışlayabilir; sadece yüksekte olanlar kucaklayabilir.

Melih Arat
Nefsinle değil, kalbinle düşün ve karar ver!

aydeniz

Alıntı YapSadece güçlü olanlar bağışlayabilir; sadece yüksekte olanlar kucaklayabilir.
ve sadece hoşgörülü olanlar bunu başarabilir  &) 

zülmettennura

Affedebilmek büyük kazanç sonuçta her insanın affettirmesi gerektiği yanlışları vardır.En önemli olanlarıda ilahi huzurda sorulacak olan hatalarımız.Bu hatalarıda dünyadayken affettirebilmemiz gerekmektedir.Bunların affına vesileler bulabiliriz.Birinin bize karşı yaptığı yanlışı görmezden gelip şöyle diyebiliriz;
     ''Tamam kardeşim sen benim canımı yaktın ama sonuçta burası geçici bir alem,bundan sonraki alemde yaptıklarımızdan sorguya çekilicez ,o günü düşünerek ,

gülçiçek

Alıntı yapılan: aydeniz - 31 Mart 2010, 22:57:33
Alıntı YapSadece güçlü olanlar bağışlayabilir; sadece yüksekte olanlar kucaklayabilir.
ve sadece hoşgörülü olanlar bunu başarabilir  &) 
başaranlardan olma ümidiyle.teşekkürler
mum  olmak kolay değildir, ışık saçmak için evvela yanmak gerek.

insirah

Alıntı YapSadece güçlü olanlar bağışlayabilir; sadece yüksekte olanlar kucaklayabilir.

&)

teşekkürler,güzel bir paylaşımdı
Hayat başladığı noktaya, bittiğinde geri döner! Hayatta her şey noktayla başlar, noktayla biter... Sümeyra Denizli

huzzam

Affetmek kendimizi özgür kılmaktır..güzel paylaşimdi emeğinize sağlik..
Allah bize yeter, O ne güzel vekildir…

omur

Affetmek çok güzel bir dille anlatilmis.
Gerisi affetmeye kaliyor artik. :)

hanse

elerinize sağlık çok güzel bir yazı
(L)  (L)    H+a+N+s+E  (L)  (L)