Bir dönemdi yaşandı, şimdi mazide kaldı

Başlatan İsra, 07 Şubat 2010, 06:26:58

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

Paylaşım sitelerinde eskilere ait birçok sayfa açılıyor bugünlerde. 80'lerde çocuk olmak, 90'lardan kalanlar gibi farklı isimlerle o günlere ait replikler, oyunlar ve reklamlar yer alıyor bu sitelerde.

O günlere tekrar dönmek, çocukluğunuzu, gençliğinizi ya da 80'lere ait o nostaljiyi tekrar yaşamak istiyorsanız sizi zaman tünelini andıran haberimize davet ediyoruz...

Birçok kişi 80'li yıllarla ilgili iyi anılara sahip olmayabilir. Bu yıllardan söz açıldığında akla ilk Kenan Evren ve günümüzde de konuşulmaya devam eden 82 Anayasası geliyor. Ya da çeşme başında su sırasının kendisine gelmesini beklemek... Ancak bu karamsarlıklarla canınızı sıkmaya niyetimiz yok. O günlere ait güzellikleri hatırlamak istiyoruz. Eğer 90'lardan önce başladıysanız okula, siyah önlükle merhaba demişsinizdir eğitim hayatınıza.

Hele ki ilk gün korkuyla girdiğiniz okul bahçesinde siyahlar giymiş matem havasında, korkudan yas tutan birçok yaşıtınızı görürsünüz. Sonra siyah önlükler çıktı öğrencilerin hayatından. Siyahların yerini mavi'ler aldı. Ancak bu da 2000'li yıllarla son buldu. Öğrenciler okulların belirlediği kıyafetlerle gidiyor sınıflarına şimdi. Bir de okuldan çıktıktan sonra eve koşarak gelir, aceleyle yemeğimizi yer, daha sonra sokağa atardık kendimizi.

Vazgeçilmez oyunumuz ise erkekler için misket, kızlar içinse seksekti. Bir de topaç vardı çevirdikçe zevkten dört köşe olduğumuz. Çoğu zaman bu oyunlar yüzünden kavga bile ederdik arkadaşlarımızla. Çünkü tüm mahallede toplasan 100 misket vardır. Bunlar da üttükçe ve ütüldükçe el değiştirirdi. Şimdilerde ise misket oynayan çocuk bulmak zor. Misketler süs eşyası olarak kullanılır oldu. Hatta çocuklar yutup boğulmasın diye ebeveynler almıyor bile. İçi gökkuşağını andıran yuvarlak camların yerini artık plastik tasolar aldı. Üzerinde çizgi film kahramanlarının yer aldığı. Topaç ise modernleşti ve artık beybleyt adını aldı. Artık ip sarılarak değil de kendinden mekanizmalı aletlerle oynanıyor. Karşılıklı fırlatılan beybletler çarpıştırılıyor. Kiminki önce durursa o kaybediyor oyunu.

Nedendir bilinmez, çocuklar için birçok şey de yasaktı o dönemde. Erkek çocuklara sakız çiğnerse bıyıklarının yamuk çıkacağı söylenirdi örneğin. Bilim adamları yaptıkları araştırmalarda sakız - bıyık arasında bir bağlantı bulamadı belki ama, sakızın hafızayı güçlendirdiği yönünde haberler çıktı bir dönem. Misafir geldiğinde kahve sadece büyüklerin içebileceği bir ikramdı. Çünkü kahve içen çocuk 'arap' olurdu. En azından anne ve babamız bize böyle demişti. Kahvenin renginden dolayı inanmıştık bu sözlere. Aklımızdan arada sırada da geçerdi 'Bir kere içsem yine olur muyum ki?'diye. Bu hikayenin çıkış noktası ise kahvenin pahalılığından olduğu sonradan anlatıldı yine büyüklerimizce.

Eskiden araçla yolculuk ederken benzin istasyonunda durulduğunda pompacıya "Depoyu doldur" denirdi. Bu da pahalılık ve zamlara kurban gitti. Hatta ödediğimiz paranın üstünü uzatan pompacıya 'Üstü kalsın' diyerek bahşiş bile verirdik. Türk alışkanlığı olarak kabul edilen ve bazı firmaların reklamına konu olan 'Bendensin' de artık mazide kalan sözler ve davranışlar arasında. Her ne kadar insanlar bu gelenekleri sürdürmek istese de, bazen bugünlerin özlemini duyarak ah çekse hayat şartları değiştiriyor insanları.

Şimdi bunların hepsi mazide kaldı. Kimi ekonomik gelişmeler sonucu ortadan kalktı, kimi de yaşanan sosyolojik değişimden nasibini aldı. Uzman Psikolog Erhan Özden bunun küçüklükten başlayan bir sosyal değişiklikten kaynaklandığını söylüyor. Son yıllarda bireysellik ve 'ben' merkeziyetli yaklaşımın arttığını belirtiyor. Bunun oyunlarla bile analiz edilebileceğini ifade eden Özden, "Çocukların oyunlarına bakın. O yıllarda misket oynanırdı. Birliktelik ve sosyallik vardı. Şimdi ise bilgisayar oyunları sayesinde bireysellik ön planda." diyor. 'Bendensin' sözünün geleneksel kültür ve modernizmi yansıttığını dile getiren Özden, son dönemde ise kişisel gelişim ve bireyselliğin önem kazandığını aktarıyor. Özden, bu yüzden iletişim yeteneklerinin köreldiğini belirtiyor. Bu davranışların hâlâ kırsal kesimde sürdüğünü belirten Özden, bunun sebebini ise daha az etkilenme olarak ifade ediyor.

Kazım Pıynar

omur

Evet, buyukler bazen ah o eski gunler derler. Nerde kaldi diye bir ozlem cekerler.
Elbette yeni bir cagla birlikte guzel seyler de kazanmisizdir, ama boyle nostaljiyi anlatan yazilari okumak
cok guzel dogrusu. Hele o zamani bilmiyorsan. Paylasiminiz icin cok tesekkurler Isra

aydeniz

yeninin verdiği rahatlık,eskinin verdiği mutluluk..güzel bi yazı,teşekkürler isra

suden

said,cennetlik kişidir.başkasından ibret alandır.
şaki,cehennemlik kişidir.BAŞKASINA İBRET OLANDIR.

fasulye

#4
Çocuklar hayata dört elle sarılır, büyükler ucunda ucunda ilişir,  

Şayet elinin tersine itilmeye maruz kalınmıyorsa  .. :)

Günbatımı

Alıntı yapılan: İsra - 07 Şubat 2010, 06:26:58
... Misafir geldiğinde kahve sadece büyüklerin içebileceği bir ikramdı. Çünkü kahve içen çocuk 'arap' olurdu. En azından anne ve babamız bize böyle demişti. Kahvenin renginden dolayı inanmıştık bu sözlere. Aklımızdan arada sırada da geçerdi 'Bir kere içsem yine olur muyum ki?'diye. ...

Bize söylendiğinde biz saf saf inanırdık. Şimdiki çocuklar öyle mi?!. Es kaza bir söyleyim dedim, bin pişman oldum. Bana öyle şaşkın, 'yok daha neler, saçmalama' der gibi baktılar ki!..  :dgnk  Bir daha mı?  e44))
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Gül_Sultan

Alıntı yapılan: günbatımı - 07 Şubat 2010, 20:18:29
Alıntı yapılan: İsra - 07 Şubat 2010, 06:26:58
... Misafir geldiğinde kahve sadece büyüklerin içebileceği bir ikramdı. Çünkü kahve içen çocuk 'arap' olurdu. En azından anne ve babamız bize böyle demişti. Kahvenin renginden dolayı inanmıştık bu sözlere. Aklımızdan arada sırada da geçerdi 'Bir kere içsem yine olur muyum ki?'diye. ...

Bize söylendiğinde biz saf saf inanırdık. Şimdiki çocuklar öyle mi?!. Es kaza bir söyleyim dedim, bin pişman oldum. Bana öyle şaşkın, 'yok daha neler, saçmalama' der gibi baktılar ki!..  :dgnk  Bir daha mı?  e44))

:D :D :D  Yeni nesil, annesinden profesör olarak doğuyor. Onlardaki laflar,kelimeler değme spikerlere taş çıkarır.

Yalnız yukarıdaki "ben" merkezci yaklaşıma, hayatımın ileri periyotlarına dönük, kendimce çözümler üretmiş durumdayım. Bu yüzden şimdilik içim rahat. :)

Çok güzel bir paylaşım, teşekkürler isra kardeşim. :)
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

İsra

rica ederim.

kahve hakkında başka şeyler de söyleniyordu bunların aslı olmadığını ancak büyüdükten sonra öğrendik :)

80-90 güzel yıllardı :)

Günbatımı

Alıntı yapılan: Gül_Sultan - 08 Şubat 2010, 02:36:22
Yalnız yukarıdaki "ben" merkezci yaklaşıma, hayatımın ileri periyotlarına dönük, kendimce çözümler üretmiş durumdayım. Bu yüzden şimdilik içim rahat.

Şu çözümlerinizi açıklasanız da, biraz da bizim içimiz rahat etse! :)
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Gül_Sultan

 :) Tamam olur. Yalnız projelerimin hepsini şimdi yazamam. Bazılarından bahsedeyim.

     İlk olarak düşüncem, bahçeli şöyle en az 2 dönüm yani 2000 m2 bir yerde müstakil,projesini ve tasarımını kendim yapacağım bir ev düşünüyorum, arsanın etrafını duvarla çevireceğim. Hem çocuklarımın, hem ailemin, hem de gelecek misafirlerimin rahatı için. Şimdi durumun çocuklarla alakalı olan bölümüne gelelim. Çocukluğumda oynadığım oyun gereçlerimin hepsini saklıyorum, gerek kız çocuğu gerekse erkek çocuğu için. Bu gereçler eskimiş ise yenisini üretme işinide ben yapacağım. Daha sonra haftanın belirli günlerinde çocuklarla bu oyunları tatbik edeceğiz tabi sadece kendi çocuklarımla olmaz yeğenlerimide çağıracağım. :) Zaten onlar bu oyunların tadına vardıktan sonra ister istemez, bizim çocukluğumuzda olduğu gibi içlerinden bir dürtü onları bu oyunlara yöneltecek.

   Akşam olduğu zaman eskiden olduğu gibi bir sohbet faslı başlar.Artık annelerimi yapar, babalarımı yoksa dede nimelerimi orasını Allah(c.c.) bilir. Televizyon sadece faydalı programlarda açılacak, onun  dışında bu aptal kutusu eve hakim olamayacak. Çocuklar interneti kullanacak, internet çocukları değil.  Dışarıya bakıp özenti duyabilecekleri helal dairedeki şeyleri, evde ve bahçemizde mevcut görecekler. Mesela ehli dünyaya bakıp havuzmu istediler, bahçede bir havuz olacak isteyen istediği zaman girsin, nasıl olsa etrafı çevrili. Daha sonra bu havuza dışarıdan bir tahliye borusu yapacağım, havuzun suyunuda meyve ağaçlarına vereceğim ki hem su israf olmasın hem de dinlenmiş su her zaman bitkiler için en iyi sudur. :)

Vs. vs. Bu anlattıklarım gibi daha nicesi, şimdilik bu kadarla yetinelim.

   Düşüncelerimin genel amacı şu. Kendi gözlemlerime göre zararlı şeyleri kullananlar ve yönelenler genelde avare, boş, yapacak bir işleri, bir meşgaleleri olmayan kişiler. Çocuklar evvela dini eğitimleriyle, kendi oyun alemleriyle, kitaplarıyla, aileleriyle meşgul olurlarsa inşaAllah zamanımızın kötü diye tabir ettiği mevhumlardan uzak kalırlar düşüncesindeyim.

Oooo gül sultan sende çok şey istiyorsun diyenlere; Hiçbirşey yapamıyorsak en azından çocuklarımızla ilgili olursak zaten bu tuzaklara biiznillah düşmezler.

  Tabi bunları yapmak için bizimde çalışmalarımıza hız vermemiz lazım. :)

Nasıl günbatımı kardeşim kafana yattı mı? Senin de için rahat edebilecek mi? :)
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

setre

Gül-Sultan kardeş sizin projenizin bazı farklılıklarla hayata geçmiş versiyonu var. Bunu yapan aile takdire şayan bir aile. Kendilerini çocuklarına adamış,her güzelliği çocuklarına yaşatmaya çalışan,paylaşan,sağlıklı, düzgün ahlaklı çocuklar yetiştirmek için her türlü fedakarlığı yapan mükemmel aile.Hazreti Allah sayılarını çoğaltsın böyle ailelerin :)
Hep ertelediğim zaman,bir türlü varamadığım diyardı...

Gül_Sultan

Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

Günbatımı

Projen çok güzel Gül Sultan kardeşim. İnşaAllah en kısa zamanda hayata geçirirsin. Kalabalık şehirlerde, mesela İstanbul'da bu zor ya da en azından çok masraflı bir proje.

Fakat bence siz yine de o güzel 2 dönümlük, bahçeli, havuzlu, harika oyunların oynandığı yuvanızda da çocuklarınıza kahve içerlerse kararacaklarını söylemeyin. (Bir dost tavsiyesi) :)
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Gül_Sultan

Zaten şehrin gürültüsünden uzak olması için şehir dışında bir yer düşünüyorum. Hayırlısı olsun yinede.

Kahve meselesinde ve bunun gibi başka meselelerdede çocukları kandırmayı düşünmüyorum. :) tavsiyenizi dinleyeceğiz inşAllah.
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

İsra