Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

cuma nasihatı

Başlatan ASUDE, 22 Kasım 2005, 22:32:52

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ASUDE

Selamun Aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh.Allah bizlerede sizlerede merhamet etsin..




بسم الله الرحمن الرحيم
Rahman ve Rahim olan Allahın adı ile
Mahlukatı ve amellerini yaratan, onları hidayet nuru ile cehennemden uzak tutan Allah'a hamdolsun. Allah'ın kulları! Allah'dan hakkıyla korkun. Çünkü Allah'dan hakkıyla korkmak en üstün kazançtır. O'na itaat etmek de en yüce bağdır. Allah'dan hakkıyla korkun ve ahiret gününe kavuşmayı ümit edin. Sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin.
(Ey iman edenler! Allah'dan hakkıyla korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.)(3/Âl-i Imran/102)
Ey müslümanlar! İslam ehli bugün çetin bir savaşla karşı karşıyadır. İslamın güzel inancı, çağdaş yaşamın maddeci kültürünün; edep ve ahlaktan, üstün değerlerden yoksun bir medeniyetin saldırısıyla karşı karşıyadır. Bu medeniyet, bir çöküş medeniyeti ve yıkılış kültürüdür. Kurucularının kendisiyle yıkıldığı, belalarını ve felaketlerini tattığı bir medeniyet... g]n]m]zde ‘slamin nurundan habersiz olan, bu medeniyet; Musibet ve mutsuzluktan, kötülük ve günahtan, isyan ve çalkantıdan, gasp ve cinayetten; intihar, adam kaçırma ve adam öldürmekten, cinsi sapıklıktan, içki ve uyuşturucu bağımlılığından başka bir şey değil!.. Sizce öyle değilmi?
Bu medeniyetteki insalık toplumunda kişilikler tersyüz olmuş, işler karışmış, bedenler yorulmuş ve akıllar şaşırmış... Meşru olanla yasak olanı, faydalı olanla zararlı olanı birbirinden ayırmayan bir medeniyet... Oyun salonları, eğlence kulüpleri ve boş kalpler... Beklentileri boşa çıkaran ve fertlerini korumaktan aciz bir medeniyet...Bir gün bile onların ırzlarını ve değerlerini koruyamaz. Sence öyle değilmi?.
Darlık ve sıkıntı, üzüntü ve keder... Bunlar, Alemlerin Rabbi'nden yüz çevirenlerin uğradıkları cezadır. Tehlike ve tedirginlik ortamını ortadan kaldırmak için kullanılan sayılamayacak derecede çok eğlence aracı bunu sağlayamamıştır. (Allah, inanmayanların üzerine işte böyle pislik verir.) (6/el-En'am/125)
Üreten ve icadeden bir medeniyet... Bir de ne görelim; helakı, kendi yaptığından olmuş! Yıkımı, kendi icadettiğinden olmuş! Huzuru bozucu ve ortalığı karıştıran faktörleri ortaya çıkarmakta yarışan, yıkıcı ve saptırıcı araçları icadetmede yarışan bir medeniyet... (Onlar farkında olmadan ancak kendilerini helak ederler.) (6/el-En'am/26) (Yoksa sen, onların çoğunun dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.) (25/el-Furkan/44) (Onlar dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar tamamen gafildirler.) (30/er-Rûm/7)
İşte bunlar, kafir toplumlarının ve onların facir medeniyetlerinin bazı özellikleridir.
Ey müslümanlar! Bugün küfür alemi belalarını İslam alemine yöneltmektedir. Müslüman kimliğini silmek, hayatın bütün yönlerinde; inançta, düşüncede, toplumsal ve ahlaki yaşayışta onu batıyı taklide sürüklemektedir.
Allah azze ve celle Kitab-ı Mübin'de şöyle buyurur: (Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız.)(4/en-Nisa/89) (Ehli kitaptan çoğu sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler.) (2/el-Bakara/109) (Ehli kitaptan bir kısmı istediler ki sizi saptırabilsinler.) (3/Âl-i Imran/69) Ve şöyle buyurur: (Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkar edivermenizi istemektedirler.) (60/el-Mumtehıne/2) Onlar bunu isterler ve bunu elde etmek, güçlerinin yettiği herşeyi gerçekleştirmek için uğraşırlar. (Eğer güçleri yeterse sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler.) (2/el-Bakara/217) (Dinlerine uymadıkça yahudiler de hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.) (2/el-Bakara/120)
Kafirlerin kalplerini dolduran korku ve düşmanlık onları, İslam ile savaşmaya ve İslam'ı yoketmeye çalışmaya itmektedir. (Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.) (61/es-Saff/8) (Kafirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.) (9/et-Tevbe/32) Onlardan biri şöyle der: "Ne zaman Kur'an ve Mekke şehri islam ülkelerinde görülmezse işte o zaman müslümanları, Muhammed ve Kitabı'ndan uzak batı medeniyeti yolunda ilerler görebiliriz." Bu onların tuzağıdır ve kalplerinde sakladıkları düşmanlık ise daha büyüktür. Allah ne doğru söylemiştir ve Allah'dan daha doğru sözlü kim olabilir: (Kafir de Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır.) (25/el-Furkan/55)
Ey müslümanlar! İslam düşmanları ulaşabildikleri her türlü icadı ve keşfi İslam'a ve İslam ehline karşı savaşta ve müslümanların ülkelerini inanç ve düşünce açısından işgalde kullanmaktadırlar. Sanki lisan-ı halleri onlardan birinin söylediği şu sözü söylemektedir: "Bir kadeh ve bir şarkıcı kadının Muhammed ümmetine yaptığını bin top yapamaz. Onları madde sevgisine ve şehvetlere boğun!"
İslam ülkelerini medya devrimi ve yüksek teknoloji ürünü iletişim araçları ile kuşattılar. Üzerlerine şeytani ve şehvani uydu kanallarıyla saldırdılar. Böylece yeni nesillerimiz değerleri ve iffetleri yokeden öldürücü bir zehir, şiddetli bir rüzgar, sürekli ve ağır bir hücumla karşı karşıya kaldılar. Bu çarpık medeniyet onların huylarını bozmakta, ahlaklarını tahrip etmekte hiç gecikmedi. Ve onların arasında rezilliği yayıldı. Onları, amaçsızca dolaşır; kabaran şehvetlerini gidermek için meşru ya da gayri meşru bir yol arar hale getirdi. Müslümanların çarşıları haram ve çirkin bir çok şeyle doldurulmuş bir hale geldi. Peki neden?
Müslüman kadın da bu düşmanca hücumdan kurtulamamıştır. Onun örtüsü ve tesettürü ile savaştılar. Onu aldatıp sapık moda evlerinin ve çıplak elbiseler üretenlerin yaptıklarını giydirmek için uğraştılar. Onu, erkeklerle bir arada bulunmaya çağırdılar. Ona ihanet edip, onu kirlettiler.
Müslümanları kafirlerin ve facirlerin ülkelerine; akıllara tuzak kuran, beyinleri aldatan, içerisinde helak edici tuzaklardan ve yok edici kapanlardan başka bir şey bulunmayan ülkelere ve anlamsız bir hayata seyahat etmeye çağıran sapık ilanlar ortaya çıktı. Teşvikler ve kolaylıklar sağlayan, kalabalıkları ve sıradan insanları o ülkelere yönelten çirkin ilanlar... Peki ya sonuç???
Kalbi sızlatan durumlardan biri de bazı müslümanların eşleri ve çocukları ile o ülkelere gitmeleridir. Artık ondan sonra olan kötülükleri ve büyük olayları hiç sorma!. Bütün bunları, uğursuz bir medeniyete ayak uydurmak ve çağdaşlık zannedilen bir yola koyulmak için yaparlar.
Şüphesiz bunlar, boğucu fitneler ve büyük günahlardır. Bundan korunmak için Allah'ın Kitabı'na ve Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in sünnetine samimiyetle sarılmaktan başka bir yol yoktur.
Ey müslümanlar! İslam ümmeti kendine savaş açanlara nasıl boyun eğerek yoluna  gidebilir!.. Kendisini yok etmek isteyene nasıl rıza göstererek yönelebilir!.. Davranışlarında ve ahlakında, anlayış ve düşünce ölçülerinde nasıl düşmanını örnek alabilir!.. İslam'ın öğretilerinden ve insanların efendisi Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in getirdiğinden nasıl yüz çevirip kafirleri ve facirleri taklit edebilir!. Zararın yolu ancak kafirlere ve facirlere itaat etmektir.
Allah celle ve alâ şöyle buyurur: (Ey iman edenler! Kafirlere uyarsanız, gerisin geriye döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz.)(3/Âl-i Imran/149) (Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra yeniden sizi küfre döndürürler.) (3/Âl-i Imran/100)
Ey müslümanlar! Şüphesiz İslam, bu medeniyetin icadettiği faydalı şeyleri ve teknolojisini almayı yasaklamamıştır. Fakat hastalıklarını ve çarpıklıklarını, içerisinde barındırdığı belaları, kendisine yönelen ve yanından geçen herkesi kirleten sapıklıkları reddeder.
Ey müslümanlar! İnsanın seviyesini Allah'dan başkasına kulluğa kadar alçaltan, dinarın ve dirhemin kulu, şehvetinin, maddesinin ve rağbetinin kulu yapan bir medeniyetin ne faydası var!?. Bu çağdaş medeniyetin hükmettiği insanların perişanlığa düştüğü ve altüst olduğu gibi perişanlığa düşürmekten ve altüst etmekten başka ne faydası var!?. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Dinara kul olanın, dirheme kul olanın, elbiseye kul olanın burnu yere sürtülsün. Kendisine verilirse razı olur, verilmezse kızar. Burnu yere sürtülsün ve altüst olsun. Kendisine bir diken batsa çıkaramasın." Bu hadisi, Buhari rivayet eder.
Gerçekten üzücü durumlardan biri de kendi ırkımızdan olan ve dilimizi konuşan bazı kimselerin Batı'nın simsarları olmalarıdır.Ağızlarını doldura doldura Batı'yı büyültüp yüceltirler. Bütün arsızlıklarıyla Batı'yı taklide ve Batı'nın yollarına uymaya çağırırlar.Onlar sapıklığın ve Batılılaşmanın davetçileridir.Cehennem kapılarında duran davetçilerdir. Kim onların çağrısını kabul ederse onu cehenneme atarlar.
Onlar buna çağırıyorlar ve sanki bizzat batının akıllı insanlarından arka arkaya yükselen, ruhsuzca yaşadıkları bu medeniyetin tehlikelerine karşı uyaran ve vakit geçmeden önce kurtuluşa çağıran çığlıkları bilmiyorlar!..
(Onlara, "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiği zaman "Biz ancak ıslah edicileriz" derler. Şunu bilin ki onlar, bozguncuların ta kendileridir fakat onlar anlamazlar.) (2/el-Bakara/11-12)
Ey müslümanlar! Yöneten ve yönetilen bütün müslümanların bu medeniyetin esaslarını bilmeleri, hedefleri ve zararları üzerinde durmaları gerekir. Kötü adetleri, çirkin ahlakları, düşmanlarının onları saptırmak ve kandırmak için uydurduğu cahiliye yollarını ülkelerine getirmemeleri ve evlerine sokmamaları gerekir. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Allah'ın en sevmediği üç gurup insandır: Haram bölgede dinsiz olan, İslam'a cahiliye adetleri sokmak isteyen, haksız yere kanını dökmek için bir kimsenin kanını talep eden." Bu hadisi, Buhari rivayet eder.
Ey müslümanlar! Şüphesiz siz, rabbani bir şeriata sahipsiniz. Bu şeriat, kendisine tutunana kalıcılık ve gelişme, şeref ve yücelik sağlar. Her türlü karanlığı aydınlatan bir şeriat... Öyleki  Nur üstüne nur...
İnsanlığı zarardan ve ümitsizlikten kurtarmaya layık olan tek şey İslam'dır. Sadece İslam, insanlığa mutluluk kazandırmaya kefildir. (Allah'ın boyasıyla boyandık. Allah'dan daha güzel boyayı kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz.) (2/el-Bakara/138)  Burda boyadan kasıt islam ve tevhit itikadıdır.
Dininizle gurur duyun ve sapık yollara meyletmekten, kötü yollara düşmekten sakının. Nefislerinizi ve ailelerinizi koruyun. Sakındığınız şeylerden Allah'a sığının. Bu fitnelere karşı uyanık olma zırhına bürünün. Çünkü şeytanın okları delicidir. Kalp de tesirli bir eziyetten etkilenir. Keder verici en ufak bir şeyde kederlenir.
Ey müslümanlar! Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem bizlere her türlü fitne anında uygulayabileceğimiz bir ölçü bırakmıştır. Şöyle buyurur: "(Fitneler) önüne çıkanı yıkar. Kim (ondan kurtulmak için) bir sığınak bulabilirse oraya sığınsın." Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder.
Deccal fitnesi hakkında da şöyle buyurur: "Kim Deccal'in çıktığını işitirse ondan uzak dursun. Allah'a yemin olsun ki, kişi kendisinin mü'min olduğunu zannederek ona gelir ve gösterdiği şüphelerden etkilenerek ona tâbi olur." Bu hadisi, Ebu Davud ve diğer bazı muhaddisler rivayet eder. Fitne ancak kenddinden kaçıldıkca küçülür ve içinde gezildikçede büyür.
(Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.)(66/et-Tahrim/6)
Allah'ın kulları! Allah'dan hakkıyla korkun ve O'nu gözetin. O'na itaat edin ve isyan etmeyin! (Ey iman edenler! Allah'dan hakkıyla korkun ve doğrularla birlikte olun.) (9/et-Tevbe/119)
Ey müslümanlar! Şüphesiz dinini seven her müslüman, müslümanların bu haçlı ve siyonist saldırılardan etkilendiğini görünce içinde derin bir acı ve keder hisseder. Bu etkilenmenin gün be gün daha da arttığını görünce üzüntüsü büyür. Fakat bu, Allah'ın insanlar için koyduğu Sünnetullah'tandır. (Andolsun ki, içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.) (47/Muhammed/31)
Ey müslümanlar! Oluşumunda, mayasında her hangi bir kusur olmayanlar, imtihanla ve musibetle ortaya çıkar. Çetin savaşlarda yüksek ruhlar, alçak ruhlardan ayrılır. İnsanlar, madenler gibidir. İçerisinde değerli cevherler de, değersiz filizler de vardır. Öylede bitkisi iyi ve ürünü temiz olan değerli topraklar da, tohumu boşa götüren ve ürün vermeyen değersiz çorak topraklar da vardır.
Allah'dan korkun ey Allah'ın kulları ve bozulan hallerinizi düzeltin. rabbinize ibadete sarılın. Ma'kal b. Yesâr radıyAllahu anh, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Karışıklık anında ibadet bana hicret etmek gibidir." Bu hadisi, Müslim rivayet eder.
Ey İslam gençleri! Başınızı kaldırın ve dininizle gurur duyun!. Bozuk adetlerinde, değersiz geleneklerinde ve çirkin özelliklerinde kafirlere banzemekten sakının. Bu tip medeniyetlerin çirkinliklerinden ve pisliklerinden sakının.
(De ki: "Ey kafirler! ben sizin ibadet etmekte olduklarınıza ibadet etmem. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmiyorsunuz. Ben de sizin ibadet ettiklerinize asla ibadet edecek değilim. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet ediyor değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.") (109/el-Kâfirûn/1-6)
Ölüm herkes için hak! Sen hangi hal üzere öleceğine bak! Bir kafir gibimi, yoksa bir müslüman gibimi? Yoksa terimler sözlüğünde yeri olmayan müslüman kafir karışımı dinin kabul etmediği bir hal üzere mi ölmek istiyorsun? Peki ölüm meleğine, kabire konulduğunda melekler dinin nedir diye soru sorduğunda ne diyeceksin???
İnsan bildiğinin yalancısıdır. Öyle ise neden küfür toplumları dediğimiz müslüman olmayan toplumların sapıkca, medeniyet namına uydurdukları, düzensizlik ve çöküşün anahtarı olan ahlaksızlıklarını bize zarar vereceklerini bile bile nasıl olurda kabulleniriz? Yada nasıl olurda bize zarar vermeyeceğini zannederiz? İslam yolu aydınlık bir yoldur. Medeniyetide öyle.
Bu haftaki hutbemi Kurandan dualar ile noktalıyorum.
“Ey Rabbimiz! Bize Dünya ve Ahirette güzellikler, iyilikler ver. Bizi Cehennem azabından koru. Ey Rabbimiz! Yapmış olduğumuz ibadetleri kabul et. Şübhesizki Sen çokca ve her şeyi işiten ve duyansın. Ey Rabbimiz! Bizi unutarak veyahutta hata ile yaptığımız işlerden dolayı mesul tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklemiş olduğun gibi bizede zorluklar yükleme. Ey Rabbimiz! Bizi gücümüzün yetmeyeceği şeylerden mesul tutma. Bizi affet ve bağışla, bize mağfiretinle muamele et. Şübhesizki Sen bizim mevlamız, sorumlumuz, gözetenimizsin. Bize kâfir topluluklara karşı yardım et. Ey Rabbimiz! Bizden Cehennem azabını uzaklaştır. O Cehennem ki azabı acıklı bir konaklama yeridir. Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü mutlulukla dolduracak hanımlar ve zürriyetler ver. Bizleri takva sahiblerine imam kıl. Ey Rabbimiz! Kalblerimizi hidayete erdirdikten sonra sapıklığa sokma. Bize kendi katından rahmet ver. Ey Rabbimiz! Bize ve bizden öncekilere mağfiret et. Kalblerimizde iman edenlere karşı bir kin oluşturma. Şübhesiz ki Rauf’sun Rahim’sin. Ey Rabbimiz! Bizler nefislerimize zulmeddik, eğer Sen bizi bağışlamaz, bize rahmet etmezsen şübhesizki husrana uğrayanlardan oluruz. Ey Rabbimiz! Bize fazlından ilim ver ve bizi salihlerle beraber kıl. Ey Rabbimiz! Cehennem ve azabından, ölülerin, canlıların ve Deccalin sebeb olacakları fitnelerden  sana sığınırız. Ey Rabbimiz! Acizlikten, cimrilikten ve korkaklıktan, borcun ve düşmanların üzerime galip gelmesinden sana sığınırım. Ey Rabbimiz! Bunaklıktan sana sığınırız. Ey Rabbimiz! Gizli ve aşikâr hallerimizde senden hakkı ile korkmayı talep ederiz. Ey Rabbimiz! Doğruluğu ve doğru sözü söylemeyi öfkelendiğimizde yada sakin olduğumuz esnalarda senden niyaz ederiz. Ey Rabbimiz! Senden hiç bitmeyen bir nimet, kaza geldikten sonra Ona rıza gösterebilme gücü, ölümden sonra güzel bir hayat, güzel yüzüne bakabilmeyi, sana kavuşabilmek için bir iştiyak istiyoruz. Ey Rabbimiz! Bizi iman ile süsle ve bizleri hidayete eren, insanlığın hidayeti için uğraşanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Senden hidayeti, takvayı, iffeti ve zenginliği talep ederiz. Ey Rabbimiz! Bizi dini anlayanlardan gerekleri doğrultusunda amel edenlerden eyle. Ey Rabbimiz! Fayda vermeyen ilimden, sana karşı korku duymayan kalbten, doyum bilmeyen nefisten, kabul edilmeyecek duadan, vermiş olduğun nimetin elden gitmesinden, musbetin birden çökmesinden, öfkenin üzerimize tesallut etmesinden sana sığınırız. Ey Rabbimiz! Bizim için Ahiretimizi ve içinde yaşamış olduğumuz Dünya hayatımızı islah et. Yaşamayı bize her türlü şeyde kazanç kapısı kıl. Ölümü bize her türlü kötülükten kurtuluş olarak kıl. Ey Rabbimiz! Sana ulaşma yollarını bize göster, bizi kendi nefislerimizden gelecek olan zararlardan koru. Ey Rabbimiz! Senin rahmetini bekleriz, bizi kendi nefislerimizin isteklerine terk eyleme. Bizim bütün işlerimizi yoluna koy. Şübhesizki Sen ibadet edilmeyi hak eden tek ilahsın. Ey Rabbimiz! Senden hayırlı işlerin yapımını, kötü işlerin terkini, fakirlerin sevgisini ve bize mağfiret etmeni, rahmet göstermeni, kullarına bir fitne geleceği zaman bizi fitneye uğramadan ruhumuzu almanı isteriz. Ey Rabbimiz! Senin sevgini, Seni sevenleri sevmeyi, sana yaklaştıran amellere sevgiyi isteriz. Ey Rabbimiz! Bize imanın şartlarına inancı sevdir ve fıskı, kötü amelleri, isyanı ise kalbimize kötü olarak göster. Bizleri doğruyu bulanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Belanın, şekavetin, kötü kadanın ve düşmanların bizi parça parça etmelerinden sana sığınırız. Ey Rabbimiz! Sana karşı günah işlememizi engelleyecek bize bir korku ver. Bizi Cennete ulaştıracak amelleri yapmamızı sağla. Senin yanındaki fadlı kavrayacak hakiki manada bir inanç verki bu inanç bize başımıza gelen musibetlere karşı dayanma gücü versin. İşitmemiz, görmemiz ,bedensel kuvvetimiz ile yaşadığımız müddetçe nimetlenmemizi sağla. Bize zulmedenlerden öcümüzü al. Bize düşmanlık edenlere karşı yardımını esirgeme. Dünya hayatını yaşantımız içindeki en büyük gaye olarak kılma. Dünya zevklerini ilmimizin ulaştığı en son nokta olarak sayma. Üzerimize gücümüzün yetmeyeceği, merhameti olamyan düşmanları musallat etme. Ey Rabbimiz! Senden rahmetini celbedecek, mağfiretini kazanacak şeyleri nasib etmeni, her türlü iyiliğe ulaşmayı, her türlü kötülükten korunmayı, Cenneti kazanmayı, Cehennemden de sakınmayı niyaz ederiz. Ey kalbeleri dilediği gibi cevirip duran Allahımız! Bizlerin kalblerini taatin üzere sabit kıl. Ey Allahımız! Zikir edebilmek, şükrünü yerine getirebilmek, güzel bir şekilde ibadet edebilmek için bize yardım et. Ey Rabbimiz! Ölüm anını geldiğinde son nefesimizi iman ile vermemizi, Dünya ve Ahirette zarara uğramayanlardan olmayı nasib eyle. Ey Rabbimiz! Gizlemediğin bir ayıb, bağışlamadığın bir günah, ödenmesini sağlamadığın bir borc, kurtuluşa erdirmediğin bir sıkıntı bırakma. Peygamber  efendimize ve Onun ailesine salat ve selamda bulun.  
Nebiniz -sallAllahu aleyhi ve sellem-' in peygamber olarak gönderildikten sonra 13 sene kavmine sabrettiği-ni hatırlayın. Kâbe’de 360 tane put görmesine rağmen, Allah’ın yüce evini tavaf ediyor ve ona doğru namaz kı-lıyordu. Tâ ki Mekke’nin fethiyle Allah O’na yardım ede-ne kadar. Mekke’ye muzaffer ve apaçık hüküm O’nun olarak girmiştir. Ve Kâbe’yi putlardan temizlemiştir.
Başarı Allah’tandır.  
Bugunluk inşAllah bu kadar yeter inşAllah.Doğrular Allah tan yanlışlar ise bizdendir.Burada yazanlar hep daha önce bizden önce gelip geçen alimlerin yazmış oldukaları dır.Bize düşen ilmi aktarmakdır.Allah doğrular ile amel etmeyi hepimize nasip etsin.Dua edin Dunızı esirgemeyin.Velhamdulillahi Rabbil alemin.
شكرا الئ اللقاء مع السلامة فئ امان الله
السلام علكم






  "Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, peygambere karşı gelir, mü'minlerin yolundan başakasına uyup giderse; onu döndüğü yolda bırakırız. Kendisini cehenneme koyarız. Ne kötü dönüş yeridir orası.Nisa 115"