Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Değerimizin Bilinmesini Beklemeli miyiz?

Başlatan Tuğra, 08 Aralık 2009, 00:11:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuğra


Hepimiz, birilerine yaptığımız iyiliklere karşılık, içimizde beklenti oluşturuyoruz. Birilerine bir şeyler verirken, günü geldiğinde bu insan da benim yanımda olur diye düşünmeden duramıyoruz.

Beklentilerimiz, verdikçe çoğalıyor. Belki de öyle bir hale geliyor ki; karşımızdakilerden bedel bekliyoruz. Ben, ona zamanında çok yaptım.

Eğer, zor günümde  yanımda olmazsa kendimi kötü hissederim diye, işin başında kendimizi şartlıyoruz. Şöyle bir etrafınızdakileri dinleyin, hemen herkesin bu konuda bir kötü deneyimi vardır.

Yaptıklarının karşılığını aldığını söyleyen insanlar da, temelde her şeye pozitif bakan, beklentileri az insanlardır.

İş bu noktaya geldiğinde, şöyle düşünüyorum; neden beklentilerimizi çoğaltacak kadar fazla veriyoruz. Verirken, kendimizden niye eksiltiyoruz. Tabii ki, yakınlarımıza yardımcı olalım.

Ama onlara verdiklerimiz, bizden bir şeyler götürmesin. Öyle hissedelim ki; ben elimden geleni yaptım, bunu kendimi iyi hissetmek için yaptım; yaptıklarımın değerini bilirse ne iyi, ama vermezse, beklenti içinde değilim diyebilelim. Bu da ancak verirken ölçüyü kaçırmamakla olur diye düşünüyorum.

Ben, kendi şahsıma şöyle bir yol izliyorum. Etrafımda, bana zor zamanlarımda yetişmiş insanlara, daha farklı bir yer veriyorum kalbimde. Onların illaki ailem olması önemli değil. Arkadaşlar, bazen ailenin önüne geçebiliyor.

Onların, dar günlerinde yetişmeyi, ön plana alıyorum.

Hayatımda, çok zor günler de geçirdim. Bu zor günlerde, ben de, geçmişte çok şey paylaştığım insanlardan, beklenti içine girdim. Ama karşılığını bulamadığımı şaşırarak ve üzülerek gördüm.

Bunun yanında, pek de bir şey beklemediğim insanlar, bana daha çok yetiştiler. Ben de bundan sonraki yaşamımda, değer verdiğim kişilerin sırasını belirledim.

Eğer, yaşamımız boyunca, birilerinin bedelini ödemesini beklemeden, kendimizi üzmeyecek, yıpratmayacak ve eksiltmeyecek kadar vermesini başarırsak, sanırım, kendimizi pişmanlık ve yılgınlık içinde bulmayız.

Sevdiklerine sınırsızca verip, karşılığını alamamak, insanı öfkelendiren, bezdiren, gerçekten üzen bir duygu. Bu duygudan uzak kalmaya çalışmak ve bunun için verirken kendimizi sınırlamakta hepimizin hakkı sanırım.

Leyla Draman- Hatunca.net
〰〰〰〰🐠

Fatihan

#1
İyilik yapınca normalde karşılığın beklenmemesi lazım.Sadece Allah rızası için yapmak gerekli.İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir demişler atalarımız.

ihvan

adamına göre değişir...en yakınından vefa beklersin..beklememek mümkin değil.

Günbatımı

Alıntı yapılan: Tuğra - 08 Aralık 2009, 00:11:44

Sevdiklerine sınırsızca verip, karşılığını alamamak, insanı öfkelendiren, bezdiren, gerçekten üzen bir duygu. Bu duygudan uzak kalmaya çalışmak ve bunun için verirken kendimizi sınırlamakta hepimizin hakkı sanırım.


Bu çok doğru bir tespit. Fakat, fedakarlık yaparken, yapmanız gerektiğini düşünürken sınır koymak çok zor. Özellikle evlilikler içerisinde...

En iyisi Fatihan'ın belirttiği noktayı benimsemek!.. Bu da yine eşe dosta yapılan iyilikler için kolay olabilir ama dediğim gibi, özellikle evlilikte yaptığınız fedakarlıkların karşılığını, en azından kadir kıymet bilinmesini mutlaka bekliyorsunuz...

Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Fatihan

#4
Ben biraz daha açayım.Bir arkadaşınızın büyük bir sıkıntısı vardır.O sıkıntısını sırf Allah rızası için hallediverirsiniz.Ama bunu yaptınız diye o da bana bir konuda yardımcı olsun diye beklemek tam bir menfaatçilik örneğidir.

Vefa hasleti ayrı bir olay.Tabi ki yakınlarınızdan bazı zamanlarda sizin yanınızda olmanızı, sizinle ilgilenmesini, sizi anlayabilmesini istersiniz.Bu duygularınıza karşılık alamaz iseniz dilinizle söylemesiniz de içinizden o da 'vefasızmış' der bir kırgınlık yaşayabilirsiniz.Ama onun vefasızlığını; 'ben ona şu tarihte şu iyiliğimi yapmıştım, o da şimdi benim yanımda olmalıydı' gibi bir anlayışa bağlamak yanlış olur.
Onun size vefalı olması, sizin ona yardım ettiğinizden değil; Allah için sizi sevdiğinden, size dost olmasından kaynaklanmalı.
Zira gerçek yakınlıkların, dostlukların olduğu münasebetlerde karşılıklı yapılan işlerin lafı bile olmaz, hesabı kitabı tutulmaz.

Evlilikte fedakarlık da farklı tabi. :)

Tuğra

Alıntı YapBen biraz daha açayım.Bir arkadaşınızın büyük bir sıkıntısı vardır.O sıkıntısını sırf Allah rızası için hallediverirsiniz.Ama bunu yaptınız diye o da bana bir konuda yardımcı olsun diye beklemek tam bir menfaatçilik örneğidir.

Buna katılmakla beraber,her şeyin de bir ölçüsü olması gerek bence,fedakarlık konusunda ölçüyü kaçıranlar insanlardan en fazla nankörlüğü görüyorlar,insan nefsi her zaman daha fazlasını ister,karşısındaki buna mecbur zanneder ve gittikçe nankörleşir.
〰〰〰〰🐠

Destina

#6
Alıntı yapılan: Tuğra - 08 Aralık 2009, 14:00:45
Buna katılmakla beraber,her şeyin de bir ölçüsü olması gerek bence,fedakarlık konusunda ölçüyü kaçıranlar insanlardan en fazla nankörlüğü görüyorlar,insan nefsi her zaman daha fazlasını ister,karşısındaki buna mecbur zanneder ve gittikçe nankörleşir.

Konunun özeti olmuş Tuğra bu kısım..paylaşımların gerçekten çok güzel...teşekkürler..Vermek çok güzel bişey ama insan kendinden vermemeli! Bunun da bir ölçüsü olmalı...

mardin

tuğra kardeşim eline saglık güzel bir yazı olmuş.
zamanla yapılan iyilikler i bazen görev haline dönüştürenler oluyor ben buna üzülüyorum.

ibadetin eftali devamlı olanıdır.

enfa

Her şeyde olduğu gibi fedakarlıkta da ayarı kaçırmamak gerek sonra hüsrana uğramamak için.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

İsra

İnsanları çözmek bilmece çözmekten daha zor.Bazı zamanlar insan nasıl davranacağını şaşırıyor.Ama en güzeli iyilik yapmak insan bundan ne zarar görür ne de pişman olur. Sonuçta Allah rızası için yapılıyor.

Tuğra


Beklentilerimizin karşılanmadığını düşünerek, hayal kırıklığına uğramak, hepimizin zaman içinde başına gelmiştir.

Bir de bunun tersini düşünelim. Çevremizdeki insanlara beklediklerinden fazlasını vermeye başladığımızda neler olabilir. İnsanlar, bu eylemden çoğu zaman kaçınırlar. Çünkü, istismara açık bir durum oluşturabilir ve geri dönüşü üzüntü olur diye düşünürler.

Tabii ki, bunu kötüye kullanacak, bir ya da iki  kişi çıkabilir. Ama inanıyorum ki, insanların çoğu, onlara umduklarından daha yakın, daha sevecen ve verici davrandığınızda buna olumlu cevap verirler.

Her şeyden önce, o insanlarda size karşı gerçek güven duygusunu yerleştirirsiniz. Ve sanırım çoğu, sizin için, ellerinden geleni ortaya koymak isterler.

Dünyada, kendini başkalarının daha iyi şartlarda yaşamasına adamış insanlara baktığımızda, hiçbirinin mutsuz bireyler olmadıklarını görüyorum.  Her kim, elini başkalarına uzatıyor ve onların hayat şartlarını daha iyi hale getirmek için çaba sarfediyorsa, kendisi de umutlu, güleryüzlü, tatminkar bir portre çiziyor.

Sanırım, hayat içinde göstereceğimiz  çabalardan, bizi en uzun süreli mutlu eden, başka birine el uzatmak.

Özellikle de hayatta temel beklentilerini bile karşılayamamış insanlara, beklenenden fazlasını vermek, onlara bir umut yolu açmak demek. Hayatın düşündükleri kadar da umutsuz olmadığını anlatmanın en iyi yolu bence.

Hayatımda, umut edilenden fazlasını veren insanlar tanıdım. Eminim, sizin de çevrenizde vardır bu tür insanlar.  Sayıları az ama; Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmekte hepimize yardımcı oluyorlar.

Bir kere kendilerine özendiriyorlar. Hepimizin içinde olan olumlu duyguları harekete geçiriyorlar. Siz de birilerinin derdine çare olmak istiyorsunuz.

Sevdiklerinize ya da ihtiyacı olanlara, beklediklerinden fazlasını vermek, bunu gerçekten isteyerek yaptığınızda size üzüntü olarak geri dönmüyor. Çünki, siz, karşılığında bir iyilik görmek için yapmıyorsunuz bu eylemi.

Vermenin, bir başkasının ihtiyacını karşılamanın keyfine varmak için veriyorsunuz. Bu davranışınız, kötüye kullanılırsa, hemen durdurmak ve yönünü değiştirmek mümkün. Ama, her beklenenden fazlasını verdiğinizde, birinin yüreğine gerçekten dokunuyorsunuz.

Vereni, mutlu, güleryüzlü ve tatminkar yapan da bu duygu.

Leyla Draman
〰〰〰〰🐠

fermenek

Gerçekten çok güzel bi konuya değinmişsiniz arkadaşlar. İnsanlardan beklentisi olanlar mutlaka hayal kırıklığına uğruyor, yapılan iyiliğin karşılığını Allah tan bekleyenler ise her zaman mutlu oluyor.
İnsanlara iyilik yaparken onlara bir şeyler vermek (balık tutup vermek) tense, onlara yol göstermek, iyiye sevkederek (balık tutmayı öğreterek) yardımcı olduğumuz zaman hem öyle boş bi beklentiye girmeyiz, hem de iyilik yaptığımız kişinin de başkalarına yardımcı olmasına vesile olabiliriz.
İnsan oğlunun yaradılışı gereği olsa gerek kendisi için bişeyler yaptığı zaman o kadar mutlu olmaz, ama birileri için yaptığı zaman hem kendinde ayrı bir heyecan, ayrı bir şevk, enerji  hemde bunun sonucunda tarifsiz bir mutluluk elde eder. Beklentimiz Allah tan olsun.

ruy-ı zemin



İyiliğe karşı iyilik her kişinin hali

İyiliğe karşı kötülük şer kişinin hali

Kötülüğe karşı iyilik er kişinin hali


پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد