Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Halk Treninde Bir Kraliçe

Başlatan 33.yıldız, 23 Aralık 2009, 00:02:11

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

33.yıldız

Seksen küsur yaşında ihtiyar bir hanım. Sırtında sıradan bir manto var. Başında bir eşarp, elinde bir hayranının verdiği bir demet çiçek. Halkın yolculuk ettiği bir trene binerken fotoğrafı çekilmiş.

Bu hanım İngiltere kraliçesidir.

Şatolarından birine gitmek için bu yolu seçmiş.

Yanında sadece bir iki koruma memuru veya refakatçi mi ne varmış.

Bir buçuk saat süren yolculuk esnasında kendisine gönderilen yılbaşı tebriklerini okumuş.

"Kraliçem açım!.." diye bağıran olmamış.

Koskoca İngiltere kraliçesi...

Bir de bazı Ortadoğu ülkelerine bakalım: Trafik kapatılır. Korkunç siren sesleri, önde ve arkada birkaç eskort arabası. Bir ambülans, maiyet arabaları ve Ekselansın zırhlı arabası. Bazen iki Ekselans arabası olur. Hedef şaşırtmak için. Ne olur ne olmaz... Bir devlet büyüğü böyle fırtına gibi geçer. Yolu kapanan halk homurdanır.

İngiltere'de elli küsur yıldan beri hükümdar/devlet başkanı değişikliği olmadı. Orada krallık var. Kraliçe devlet işlerine müdahale etmez.

İngiltere'de lâiklik yok. Hükümdar hem devletin, hem de millî Anglikan kilisesinin başıdır.

Birleşik krallığın bir bölümünde, liselerde sabah dersinden önce şapelde (okulun özel kilisesinde) dinî âyin yapma mecburiyeti vardır.

İngiltere'de Müslümanlar din, ibadet, kılık kıyafet, eğitim gibi konularda son derece hür ve serbesttirler. Dindar bir Müslüman hanım peçe taksa karışan olmaz.

İsteyen fes giyer, isteyen sarık sarar.

Londra'da birkaç yıl önce inşaatına başlanan İslâmKültür Merkezi'nin (cami vs)temel atma törenine veliahd Prens Charles sırtında Arap entarisi, başında Müslüman takkesi ile gelmişti. Zevcesi de başını örtmüştü.

İngiltere Kraliçesi Ankara'ya gelse, hava soğuk olduğu için başına bir eşarp örtse, askerî hastanede yatan bir İngilizi ziyaret etmek istese, Majestelerini içeriye almazlar. Başörtüsü yasak!..

Hz.Ömerü'l-Fâruk Efendimiz büyük bir veli idi. Buna rağmen bir adam tutmuştu, her gün huzuruna geliyor ve "Ey Ömer sen de öleceksin!" diye nida ediyordu. Öyle bir zata ölümün hatırlatılması gerekiyorsa, bizim gibi sıradan insanlara mutlaka ve zarurî olarak hatırlatılması gerekir.

Biz zavallı Müslümanlar uyarısız ve nasihatsiz kaldık.

Bize günde bir kere değil, onlarca defa şu gerçekler hatırlatılmalıdır:

Sakın unutma, sen de er veya geç mutlaka öleceksin!

Doğum tarihin belli, ölüm tarihin belli değil ama mutlaka öleceksin!

Dünyada yaptıklarından dolayı yanılmaz ve şaşmaz çok âdil bir Mahkeme-i Kübra'da hesap vereceksin.

Zerre kadar iyilik yaptıysan onun mükâfatını göreceksin.

Zerre kadar kötülük yaptıysan onun hesabını vereceksin.

Haram yediysen fitil fitil burnundan gelecek.

Zulm ettiysen cezasını göreceksin. Allah zulme râzı olmaz, zâlimleri sevmez.

Kul hakkı yediysen, yanında kalmayacak, hesap vereceksin.

Riba yediysen ateşe atılacaksın.

İçki, kumar, fuhuş, zina, bütün azgınlıklar sorulacak.

Ey insan!.. Ölüm gelip çatmadan kötülüklerden tevbe et, pişman ol, Allah'tan bağışlanma iste.

Ölümden sonra pişmanlığın faydası olmaz.

m.şevked eygi
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

enfa

Teşekkürler böylesi hatırlatmalara elbette Hz.Ömer ile kıyaslanamayacak kadar çok muhtacız.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Tuğra

Teşekkür ederiz,sayın Eygi'nin bütün yazıları birbirinden mükemmel.
〰〰〰〰🐠

Günbatımı

Bizleri bu hale getiren başta İngilizler değil mi? Nasıl oluyor da bugün kendi ülkelerinde İslam bu kadar güzel ve rahat yaşanıyor? Kendi dindarlıklarına sözüm yok, orası malum zaten... Ama sanki İslam'a ve Müslümanlar'a çok saygılı ve toleranslı gibi gösterilmelerine şaşırdım!..  :S
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

33.yıldız

Çifte standart durumu söz konusu olabilir.farklı politikalar
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...

alıntı

Ne mutlu o kraliçeye ki, kimse ülkede kimse "Kraliçem açım!.." diye bağıracak duruma gelmemış.


33.yıldız

BİRLEŞİK KRALLIK (İngiltere) hanedan ailesi de artık fazla oluyor. Geçenlerde Kraliçe II. Elizabeth halk trenine binerek 200 km. uzaktaki bir şatosuna gitti. Üzerinde basit bir manto, başında basit bir eşarp vardı. Kraliçenin özel bir treni vardır, buna binmedi.

Bu hadisenin ardından, Kraliçenin torunu Prens Williams bir gece, Londra'da evsiz barksızların yattığı bir köprü altında uyku tulumu içinde yattı. Yanında sadece bir koruması vardı. Ülkenin yüksek ve zengin tabakasının bir genci olarak, sefalet içinde yaşayanların çektiklerini bizzat görmek ve yaşamak istemişti.

Türkiye için söylemiyorum, bazı Üçüncü Dünya ülkelerinin büyükleri Şehinşahlar, İmparatorlar gibi yaşıyor. Özel uçaklar, özel yatlar, özel trenler, çok özel lüks otomobiller ile gidip geliyor, gezip tozuyorlar.

Yine Türkiye'yi tenzih ederek söylüyorum: Bazı İslâm ülkelerinin prensleri, genç baronları ve baronesleri akıllara durgunluk verecek bir şatafat, lüks, şaşaa, tantana, debdebe içinde yaşıyor. Onlardan birini, soğuk bir kış gecesinde bir köprü altında uyku tulumunda yatarken görmek imkânsızdır.

Eskiden bizde bir Beyaz Tren vardı. Diktatör Millî Şef, İstanbul Ankara seyahatlerini bununla yapardı.

Diktatörün İstanbul Teknik Üniversitesi'nde okuyan oğlu Dolmabahçe Sarayı'nın bir bölümünü yurt olarak kullanmış, buranın ısıtılması için devlet bütçesinden büyük para ödenmişti.

Türkiye demokratikleşti, artık böyle şeyler yok.

Yine bazı Üçüncü Dünya ülkelerine dönelim: Büyük şehirde trafik durdurulur, her taraf polis kaynamaktadır. Yolu kesilen on binlerce otomobilin içindeki halk sövüp saymaktadır. Birden canhıraş siren sesleri duyulur. Önde eskort arabaları, arkada eskort arabaları. Bir de ambülans...Ülkenin Devletlisi geçmektedir. Fırtına gibi, tayfun gibi, Katrina kasırgası gibi, buhran gibi geçer gider. O geçtikten sonra trafik açılır, otomobiller akmaya başlar, yolları tıkananlar evlerine birkaç saat geç varır.

Üçüncü Dünya'daki muz, ananas, mango, kivi cumhuriyetlerinin İngiltere krallığından alacağı çok dersler vardır.

Mehmet Şevket Eygi
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...