Şeker fabrikalarının şatışına dur deyin!

Başlatan Tuğra, 13 Ekim 2009, 00:35:04

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuğra


AKP Hükümeti, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ.(TŞFAŞ) ait, Çarşamba, Çorum, Kastamonu, Kırşehir, Turhal ve Yozgat fabrikalarını satışa çıkardı. Bu satış işsizliğe sebep olacak. Tarıma zarar verecektir.

ŞEKER FABRİKALARININ SATIŞINA KARŞI ÇIKILMALI, ŞEKER YASASI DEĞİŞTİRİLMELİDİR

Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ.(TŞFAŞ) ait, Çarşamba, Çorum, Kastamonu, Kırşehir, Turhal ve Yozgat fabrikalarını satışa çıkardı. Daha öncede yapılan satışlar gibi bu satışlar da, Türkiye Tarımı'na zarar vermeyi artıracak, kırsal kesimde işsizliği körükleyecek ve şeker piyasasında uluslararası  tekellerin denetimini  pekiştirecektir.

Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ.(TŞFAŞ)' nın Türkiye'nin batısından doğusuna kadar 25 adet fabrikası vardır. Kurumda, kazanan ve zarar eden fabrikalar dengelenmekte, bununla birlikte toplamda şeker fabrikaları kâr etmektedir.

Bu kapsamda, TŞFAŞ 2008 yılında 3 milyar 193 milyon TL kâr elde etmiştir. TŞFAŞ'a ait kimi fabrikalar,11 Eylül 2009 itibarıyla satışa çıkarılmıştır. Satışa çıkarılan fabrikaların kârlı olduğu bilinmektedir. Bunların satışa çıkarılmasıyla, TŞFAŞ zarar etmeye başlayacaktır. Bu durumda, doğu bölgelerimizde zarar eden fabrikalar ya kapatılacak ta da yok pahasına elden çıkacaktır.

ŞEKER YASASI ve DAHA ÖNCE SATILAN FABRİKALAR EKONOMİYE BÜYÜK ZARAR VERMİŞTİR.

TŞFAŞ'ler aracılığıyla şeker tarımının ekonomiye sağladığı katkılar, 2001 yılında çıkarılan Şeker Yasası ile sekteye uğramaya başlamıştır. Bu yasa ile kimi fabrikalar satılmış ve pancardan elde edilen şeker üretimine kota getirilmiştir.

Kota ile toplam şeker üretimi içinde nişasta bazlı şekerin(NBŞ) payı yüzde 15'e çıkarılmıştır (Zorunlu bir açıklama; AB ülkelerinde NBŞ kotası ortalama yüzde 2 civarındadır. Bu kota en büyük şeker üreticisi olan Fransa'da yüzde 0.5,Almanya'da yüzde 1'in  altındadır). NB şeker ise büyük ölçüde GDO'lu mısırdan elde edilmektedir.

Şeker Yasası, pancar ekim alanlarının daralmasına, şeker fabrikalarının düşük kapasite ile çalışmasına ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcı (YYT) dışalımının patlamasına neden olmuştur. Şeker Kurulu, sadece2009 yılının ilk 8 ayında,172 bin 42 ton şekere eşdeğer YYT dışalımı için uygunluk belgesi vermiştir. Kayıtlı olarak yapılan YYT yanında, önemli miktarda kimyasal tatlandırıcının Türkiye'ye kaçak olarak girdiği de tahmin edilmektedir.

Bunların sonucunda, ekonomi olumsuz etkilenmekte, pancar çiftçisi ve TŞFAŞ'a ait fabrikaların bir kısmı zarar etmektedir. Sonra da Türkiye'de şeker fabrikaları verimsiz diye feryat edilmektedir. Yasadan kârlı çıkanlar ise NBŞ ve kimyasal tatlandırıcı üreticileri ile şeker ticareti yapan uluslararası tekeller olmuştur.

DEVLETİ ELİNDE KALAN ŞEKER FABRİKALARININ ŞATIŞINA KARŞI ÇIKILMALIDIR.

Çünkü TŞFAŞ, ülke ekonomisine olağanüstü katkılar sağlamaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir;

• Şeker pancarı tarımı, topraktan en yüksek düzeyde yararlanılmasını sağlar.

• Şeker pancarı tarımı işgücü açısından önemlidir. Dört yüz elli binin üstünde çiftçi ailesi geçimini pancardan sağlar. Yüz bini geçen mevsimlik tarım işçisi hasat döneminde çalışır. Şeker fabrikalarında, daimi ve mevsimlik binlerce işçi çalıştırılır.

• Şeker fabrikalarının çıktıları üretim ekonomisinin can damarıdır. En önemli çıktısı şeker ile Türkiye şeker piyasasında egemen rol oynar. Yan ürünü olan melas, maya, içki ve yem sanayinin en önemli girdileridir. Pancar posası ise hayvan yetiştiriciliği ve besiciliğinde ucuz ve değerli bir yem kaynağıdır.

• Şeker pancarı tarımı ile kıraç tarım arazileri, sulu tarıma kazandırılmıştır. Bunun yıllık getirisi 1.5-2 milyar ABD doları dolayındadır.

• Şeker tarımı, taşımacılık sektörüne her yıl milyonlarca ton yük sağlamaktadır.

• Şeker pancarı çiftçisi, yarattığı katma değerlerle devlet bütçesine önemli kaynak aktarır. Çiftçi devletin kendisine verdiği desteğin karşılığını fazlasıyla geri vermektedir. Ayrıca şeker fabrikaları da önemli miktarda gelirler vergisini devlet bütçesine kazandırmaktadır.

Sonuç olarak,

1. Devletin elinde kalan şeker fabrikalarının satışa çıkarılmaları durdurulmalıdır. Şeker üretimi, başta gıda olmakla birlikte üretim ekonomisinin bütün dallarıyla bağlantılıdır. Bu nedenle çiftçi örgütleri, tüketici dernekleri ve şeker piyasasının aktörleri satışa karşı tavır göstermelidirler.

2. Türkiye şeker pancarı üreticisi, Avrupa Birliği'ndeki üreticiler kadar desteklenmelidir

3. Pancardan üretilen şekerin dışsatımı için gerekli desteklemeler yeniden gündeme getirilmelidir (Şeker Yasası ile aslında çok düşük oranda olan dışsatım desteği ortadan kaldırılmıştı.)

4. Şeker Yasası, yeniden değiştirilmelidir. Bu kapsamda NBŞ kotası, yüzde 2'nin altına indirilmelidir.

5. Kimyasal tatlandırıcıların dışalımı yasaklanmalıdır.

Özetle:

TŞFAŞ'ine ait fabrikaların satılmaları ve Şeker Yasası, çiftçilerimizin olduğu kadar tüketicilerin de zararınadır. Türkiye'nin gıda egemenliğine karşı bir uygulamadır.

Biz aşağıda imzaları olan üreticiler ve tüketiciler olarak şeker fabrikalarının satışlarının durdurulmasını ve Şeker Yasasının yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI                                Ege Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Gökhan GÜNAYDIN                           ZMO Başkanı

Prof. Dr. Tayfun ÖZKAYA                                     Ege Üniversitesi

Ahmet ATALIK                                                   ZMO İstanbul Şubesi Başkanı

Prof. Dr. Melih Ertan ÇINAR                                  Ege Üniversitesi

Öğr. Gör. Mehmet ESEN                                       Ege Üniversitesi

Prof. Dr. Turgay TAŞKIN                                       Ege Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Şenay KAYMAKÇI                              Ege Üniversitesi (E )           

Muhittin AKBULUT                                                KÖY-KOOP

Hidayet PETİN                                                     ÇİFTÇİPLAT

Doç. Dr. Fatih BAŞARAN                                        Ege Üniversitesi 

iyilik güzellik
〰〰〰〰🐠

Hâsıl-ı Kelam

#1
Ben açıkcası Şeker Fabrikalarının satılması taraftarıyım.Ancak bu taraftarlığım hükümeti temsile yetkili partinin taraftarı olmamdan değil hele ki sorgusuz sualsiz her yaptıkları doğrudur fanatikliğinden heç değildir.Neyse.

Haberdeki bilgiler kısmen yanlıştır.25 tane Şeker Fabrikasının büyük çoğunluğu zararla çalışmaktadır.Ancak 3-5 tanesi kârlı çalıştıkları için onların kârları diğerlerini kurtarmaktadır.Sadece bir fabrikanın yılda en az 10 Trilyon Türk Lirası zarar ettiğini bile bile o fabrikanın hala devlet tarafından çalıştırılmasını niye isteyeyim ki? Bu fabrikaların çoğu özellikle doğudakiler zaten sosyal amaçlı kurulmuşlardır.Kuruluş yönergelerinde bu ifade bizzat yazar.Yani zamanın siyasileri aman terör olmasın zarar etsin varsın mantığıyla fabrika açmışlar.Sadece Doğuda değil batıdaki fabrikalardan da epey zarar eden vardır.Tabi zarar etmesinde onlarca sebeb var, hangi birini sayalım.Hükümet yonca ve fiğ gibi tarımsal ürünlere daha çok destek veriyor çiftçi de onları ekiyor.Çünkü şeker pancarı gibi uğraştırıcı değil hem de daha kârlı.Bu sistem tarafından ortaya çıkan zararın nedenlerinden bir tanesidir.
Diğer taraftan fabrikalarda çalışan bir çiftçi yaklaşık ayda 2 milyarın üzerinde maaş alır.Alsın parasında gözümüz yok ama buna karşılık fiili katkısı çok azdır.Bir kişinin yapacağı işi 2-3 kişi yapar.Vs Vs.Şeker Fabrikaları kurumunun işleyişini iyi bilirim onun için yazdım.

Bu yazıdaki Prof ünvanlı şahıslar Fabrikaların bilançolarının nasıl hesap edildiğini bile bilmezler.Belki bazıları bilanço nedir tanımla desek tanımlayamazlar bile.Her neyse.

Bu arada özelleştirilmesini en çok istemeyen İşci Sendikalarıdır.Çünkü şeker fabrikalarında binlerce işci çalışmaktadır.Ve bunlardan alınan aylık sendika aidatları çok muazzam bir paraya tekabül eder.Onun için sendika başkanları en aşşağı 150-200 milyarlık arabalara binerler.Bu saltanatın bitmesini kim ister? Yoksa gariban çiftçiyi düşünen kim!
Nefsinle değil, kalbinle düşün ve karar ver!

Tuğra

〰〰〰〰🐠

Günbatımı

#3
Bu tarz satış kararlarını duyduğumda (bir söylenti de, karayollarının satılacağıydı) yöneticilerin ya akıl-zeka sorunu olduğunu, ya da vatan haini olduğunu düşünüyordum. İç yüzünü bilmeyince, işin içinden çıkılmıyor...

Allah razı olsun Hâsıl-ı Kelam kardeşim.  
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

dindandon

akıl-zeka yoksunu olmadıkları kesin... :)

Hâsıl-ı Kelam

Nefsinle değil, kalbinle düşün ve karar ver!