Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Selam sahur, selam seher

Başlatan İsra, 16 Eylül 2008, 01:21:52

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

Sahurla Seher arası, bereket yağmurlarının derya derya aktığı demler… Derin tefekkürün zikirle buluştuğu sular, hikmet susuzluğunun giderildiği, saniyelerin saat, saatlerin gün olduğu zamanlar… Vaktin kadrini bilenler için bulunmaz şevk serinliği, istemenin en verimli anları…

Hayrı, hakikati arayanların idraklerinin açık, duyguların canlı, zihinlerin parlak olduğu, sonsuzluğun nefeslendiği huzur haller geçidi… Geçmiş geceden güne iyi başlamanın anahtar açılımı, doğumun ışık ışık serpildiği sonsuzluk huzmeleri…

Hüznün uzak, şevkin bol, bedenin diri, duanın kabule yakın, kalp kabının ubudiyetle doldurulacağı yağmur sular…

Kur’an kıraatinin şuuru temizlediği, duanın dirilttiği, dünyanın hissedilmediği, ulvi hislerle yücenildiği vakit üstü vakitler… Sema kapılarının açıldığı, feyiz yağmurlarıyla ıslanıldığı, ruhların rahata erdiği ender dakikalar…

Ruhun, zaman öncesi ve sonrasına gezindiği, kâinatı avuçlarının içinde erittiği, zamansız soluklar… Kalbin kaynadığı, aradığını bulmanın coşkusuyla latifeleriyle bayram ettiği, bilinmez ufuklara kanat çırptığı… Gizemli yolculuğun aşikârlaştığı, var olmanın derin izlerine varıldığı dehliz; sahurla seher arası…

İki bereketin buluştuğu berzah zamanlar geçidi… Boş geçirilmeyecek, her anı dua dua değerlendirilecek, güne ubudiyet kuşanılarak başlanacak çekirdek zaman…

Ramazan aylarınsa - belki de - sahurla seher, günün sultanı… Sultan saatler kıyamla karşılanır, hürmetle mukabele edilir, tezekkürle içe çekilir, tefekkürle ufka bakılır… Aç durmanın, susuz kalmanın doyuruculuğu en fazla iftarda hissedilirken, şevkin en tok olunduğu dönem de sahurla seher arası olsa gerek…

Dakikaların ömürleştiği ölümsüz anlara aktığı, canların canana yakın olduğu demler… Kalbin nur şehrayinine döndüğü, kâinatı ışıklandırdığı aydınlık buluşma… Evlerin ışık ışık yanan pencereleri böylesi buluşmanın muştusu… Evler diriliyor, ışık çiçekler açıyor, bereket yağmurlar yağıyor, hikmet perdeleri açılıyor, zaman coşkun akıyor, gün şevkle geliyor…

On bir ayın sultanı güne ayak basıyor, zamana hükmediyor, mekânı aydınlatıyor… Nefis suskun, şeytan uzakta uyukluyor, latifeler ubudiyetle raksta, vicdan rahat, akıl kıvamında, kalp Kur’an okuyor, Kur’an kalbe okuyor, kâinat bayram ediyor…

Biraz sonra hac ve umre sevabı kazandıran işrak namazıyla miraca çıkılacak, sonlu hayatta sonsuzluğa yaraşır şekilde yaşanması ve bitmesi istenecek, sonrasında duha namazıyla tekrarlanacak bu istek…

Sahuru seherle sevmeli, o sevgiyle yaşamalı günü, o idrakle kavuşmalı iftara… Kusurları Rabbe itiraf ede ede, bağışlanma dileye dileye geçmeli gün… İşte geldi gidiyor, biz de gidiyoruz, durmak yok fani zamanlarda… Sahurla seherin bereketini yakaladıktan sonra ne yapalım sonlu solukları… Selam sahur, selam seher, merhaba gün, şükür iftar.

Hüseyin Eren

Tuğra

〰〰〰〰🐠

İsra

Sahurla Seher arası, günün en güzel, en bereketli, en deruni, en huzur verici, en dinç, en tarifi ve tanımı en zor devri; sanki her şey yeniden yaratılıyor, eşya, hisler, dimağ öyle canlı ki sessizliğin huzur veren şarkısını bütün benliğiyle dinliyor… Ruh sakin, kalp kıvamında, zihin berrak bir gökyüzü gibi; endişeler uzakta, vesveseler tesirsiz, korkular korkutmuyor, depresyon devinimsiz, stres soluksuz, ahenk her şeyi ile her şeyi kaplamış…

Yıldızlarla yaldızlanmış, ayla şenlenmiş tertemiz gökyüzü, iç güzellikle buluşuyor sahurda… Apartmanlarda bir bir yanan ışıklar şehri bir mahya gibi kaplıyor; sonsuzluğun ritmi solunuyor sokaklarda, evlerde, evlerin içi gönüllerde…

Ezan diğer vakitlerden bir başka güzel, bir başka canlılıkta, bir başka manada; sanki can evine sonsuzluk sesliyor… Musikilerin en güzeli, davetlerin en ebedisi sonsuzluğa çağırıyor diri kalpleri…

Yönü ve yolu ebede dönük kalp, sahurla seher arasında kıpırtısız dinliyor ezanı, yıldızlar, ay, çiçekler, su, toprakla birlikte… Ağlamıyor kaybettiklerini, sevinmiyor sahiplendiklerine, ezelin ebedi sesini dinlerken… Biliyor ki aşk ağlayışlar ne kadar çağlasa da, vuslat denizine dökülüyor bir gün, ne gam…

Sahur ne kadar sevindirici, seher ne kadar diriltici… Şevk yağmur sağanağı, gaflet mağaralarında saklanmayın herkesi yıkıyor, temizliyor; şekten, şüpheden, endişeden, çaresizlikten… Umut rüzgârları silip süpürüyor korkuları, ümit serinliğiyle okşuyor yürekleri… Umudu olanın her şeyi var, olmayanın hiçbir şeyi yok… Umudu olanın yapacağı çok şey var; olmayanın da yapacağı bir şey yok, yapmayacağı da…

En verimli umut aşısı sahurla seher arasında dikilen düşünce tohumlarında; günü, ayı, yılı, ömrü kuşatacak güçte çatlayan tohumlar… Günün en önemli gündemi, en iyi açılımı bu demleri iyi değerlendirmekte; pörsümüş, fosilleşmiş düşünceleri atıp, karartıcı duyguları dağıtıp yerine dirilticileri koyarak…

Ruhla kalp, kalple akıl, zihinle hissin birbirini anlama ve açılmada gün ışıkları kadar gerçektir sahur seher zamanları… Zenginin fakire, fakirin zengine, komşunun komşuya, akrabanın akrabaya, ailelerin ailelere en iyi açıldığı senenin sultanı Ramazanda, günün sahurla oruca açılımı; anlayışın, barışın, eşitliğin, kardeşliğin, hürmetin, merhametin buluşup kaynaşması; Ömrün en önemli gündemi…

Sahur açılımı, iftar buluşmaları, namaz kaynaşması, günü ne kadar kuşatırsa, barış ve huzur o kadar yakın olacaktır doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde… Ramazan fırsatı iyi değerlendirmeyi bekliyor, birey, aile, şehir, ülke, dünya olarak… İç dünyamızdan sonsuzluğa giden açılımlar; sahurdan iftara, iftardan sahura giden yolun izini takip edebilmekte…

Hüseyin Eren