Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

üç günlük dünyada...

Başlatan zavallı_, 28 Eylül 2005, 00:52:41

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

zavallı_

Herkeste bir gerginlik, herkeslerde agresif bir ruh hali. Konuşmaya mecali kalmadı öfke bilemekten milletin.
Burnumuzdan soluyoruz. Evlerden, caddelerden, ofislerden, toplumsal mekanlara kadar seç beğen nefret al.
İster kitlesel histeri, ister bireysel sıyırma. Toplu cinnet, toplu linç, bireysel şiddet öyküleri duymadığımız-görmediğimiz gün yok. –Bu da bireysel başarı öyküleri, mutluluk şablonları attıran yayınevi ve iş dünyası dergilerine karşı hayatın garip ironisi olsa gerek-
Sevgi Rahman’ın adıydı hani? Sübyancı bilinçaltları ile çocuklarının arkadaşlarına sarkan popçu babaların pörtlemesinden bu yana, “yolu sevgiden geçenler” nefrete saptı gayrı…
Yakında acı ve şiddet satın almaya başlayacak insanlar, koskoca adamların birbirilerini boyalı toplarla ‘şakadan’ öldürdüğü oyunlar da kesmeyecek artık…
-Abi şuradan epey miktar da bela verir misin bana?
Parasını aldıktan sonra şöyle ‘hizmet’ sunacak satıcı kim bilir:
- Allah belanı versin senin!
Biz dergahlardan çıkıp Anadolu’nun efsunlu dağlarında garibe-düşküne, börtüye-böceğe, paşaya-kadıya, anaya-bacıya, öksüze-yetime sırf Yaradandan ötürü sevgi saçan dervişlerin torunları olduğumuzu ne çabuk unuttuk böyle!

Ne zaman öğrendik, Kurtlar Vadisi’nde aslan kesilmeyi, otoriteye yavşamayı, hiç tanımadığımız birine ölesiye öfke bilemeyi?
Ana-babamız ya da dostlarımız için candan vazgeçecek kadar kutsal sevgilerimiz, delikanlılığın ılık baharlarında mı kaldı?

Otoriteyi ilk ne zaman sevdik? Satıldığımızı hissettikçe içimiz kanadığında mı? Satmayı öğrendikçe, balta gibi kendine yontan argümanlarımızın çokluğuna şaşırdığımızda mı? Ne zaman?
Kim sevdi ölesiye bizi? Ya biz kimleri sevdik ölesiye?
Dünya ne zamandan beri etrafımızda döner oldu hatırlayanımız var mı?
Kimlere kızdın en çok? Kimden nefret ettin en fazla? Kişisel nedenlerle mi, ekonomik kaygılarla mı, yoksa ideolojik gerekçelerle mi etini, tırnağınla yolmak isteyecek kadar kin duydun birine!
Hayata karşı kaç soru sorabildin de, şimdi yanıt alamayınca “öldürmemek işten değil be” diyebiliyorsun.
Kendi ‘kutsal’ varlığın dışında nefret ettiğin, iğrendiğin, yok etmek istediğin o ‘yabancı’, aslında hiç de yabancı değil sana! Sen kendinden nefret ediyorsun unutma! Sevmediğin sensin! İnsan kendine kahreder, kendine katlanmakta güçlük çeker en çok…
İmajdan kurulmuş kimlik kaleleri, sahte bağımsızlık manifestoları, iskambilden karakter tripleri, otoriteye tapınmanın sanal özgüveni… Büyüdükçe çıkıyor acısı değil mi?
“Keşke çocuk mu kalsaydım” diyorsun yine, fark etmez böğürme!
O zaman da “mızıkçı”nın tekiydin şimdi de!

(?)
ayat 1 gündür o da bugündür...