Müslümanlar internet ortamında nasıl tartışmalı?

Başlatan Fatihan, 02 Ağustos 2009, 04:01:27

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Fatihan

Yazılı medyanın önüne geçen internette yoğun ve genel bir kirlenme görülüyor. Büyük sayıda vatandaş, e-maillerle düşüncelerini ve görüşlerini açıklıyor, tenkit ediyor, muhalefet yapıyor, destekliyor veya çatıyor. Kirlenme en fazla bu sahadadır.

Gazetelerde, dergilerde yazanların yüzde 99'u ismini soyadını veriyor, imzasıyla kalem oynatıyor. Çok az sayıda takma isimle yazan var, onlar da biliniyor.

İnternette böyle değil. Takma isimlerle, rumuzlarla yazılıyor genellikle. İsim yok, adres yok, telefon numarası yok, sorumluluk yok.

Bu kimliksizlik ortaya büyük aşırılıklar, sorumsuzluklar çıkartıyor.

Allah'ın birbirlerine kardeş kılmış olduğu mü'minler, Müslümanlar internet basınında nasıl hareket etmelidir?

Birinci şart: İsim, adres, kimlik belirtmeli, varsa cep telefonu vermelidir.Böyle yaparsa, kendisini de frenlemiş olur; aşırı hareket etmez, söğüp saymaz, ölçülü olur.

İkincisi: Mantıklı ve gerekçeli yazmalıdır. Bir düşünce ve görüşü tenkit mi etmek istiyor, bunu sövüp sayarak, hakaret veya alay ederek değil, mantıkla, kültürle, gerekçe göstererek yapmalıdır.

Üçüncüsü: Edepli olmalıdır.

Dördüncüsü zor bir şarttır. Cedel ilmini bilmeli, nasıl münakaşa edilir, nasıl çürütülür, nasıl red ve cerh edilir, bu konuda eğitim görmüş olmalıdır. Ulemanın bu konuda kitapları vardır.

Beşincisi: Tartışmalar, tenkitler konu dışına çıkarılmamalı, mesela özel hayata, belden aşağısına sıçratılmamalıdır.

Altıncısı: Yazılanlar sahih ve temiz bir niyetle yazılmalıdır. Fitne fesat nifak şikak çıkartmak için yazılmamalıdır.

Yedincisi: Her hâl ü kârda mü'minler ve müslimler birbirlerine taqiyye ve kitman yapmamalıdır. Samimî olmalıdır. Mü'minlerin birbirlerine taqiyye yapmaları bir tür aldatmak olur ki, Peygamberimiz (SallAllahu aleyhi ve sellem) "Bizi aldatan bizden değildir" diyerek bunu yasaklamış ve kötülemiştir.

Sekizincisi: Mü'minler bazı konuları tartışırken mücâmeleden ayrılmamalıdır. Gayet kibar, gayet centilmen, gayet efendice bir üslupla tartışılmalıdır.

Bundan birkaç ay önce şazz ve aykırı görüşleriyle tanınan bir zat "Afganî'yi tenkit edenler onun taharet bezi olamazlar..." cümlesini sarfetti. Böyle bir cümle, böyle bir üslup bir ilim ve edeb adamına yakışır mı? Elbette yakışmaz. O böyle dedi diye, onu tenkit eden Müslümanların aynı üslubu kullanmaları doğru olur mu? Kesinlikle olmaz. Cemalüddin Afganî'nin ne azılı bir Farmason olduğu değil, belge ve gerekçelerle beyan edilir... Taqiyye yaparak din kardeşlerini aldattığı, bozuk bir çığır açtığı yine delil ve gerekçelerle beyan edilir ve "Taharet bezi edebiyatı yapan zata edeb ve nezaket sınırları içinde güzel bir cevap verilmiş olur.

Ülkemizde bir miktar Vehhabî vardır. Bunların bir kısmı Vehhabî olduklarını bile bilmez. Bu taifeye mensup bazıları aşırı gidiyor ve Ehl-i imanı ve Ehl-i Kıbleyi şirkle, küfürle suçluyor.

Son otuz yılda Türkiye'de düzinelerle dinî fırka ve hizip peydahlandı. Bunlar da çok aşırı gidiyor, iman kardeşleri arasındaki nezaket, uhuvvet, insaf, edeb havasını giderici beyanlarda bulunuyor.

Şimdi kendime bir soru yönelteyim:

Sen ne yapıyorsun? Bendeniz kendimi Zemzemle yıkanmış, ak sütten çıkmış ak kaşık gibi görmüyorum. Lakin genellikle isim vererek, kimlik göstererek tenkit etmiyorum. Anonim tenkitler yapıyorum.

Benim gibi bir Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanın, Sünnîliğe aykırı bid'atleri ve reformları tenkit etmesinden daha tabiî ne olabilir?..

Yanılamaz mıyım? Farz edelim ki, bazı şahsî görüşlerim ve tenkitlerim yanlıştır... Ama:

Kesinlikle ve yüzde yüz samimî olarak yazıyorum. Doğru olduğuna inanmadığım hiçbir şeyi yazmam. Niyetim temizdir.

Para ve ücret karşılığında inanmadığım, katılmadığım fikir, tez ve görüşleri asla savunmam.

Bendeniz din konusunda kendi şahsî görüşlerimi ve kanaatlerimi yazmıyorum. Ehl-i Sünnet ve Cemaat'in değerlerini, görüşlerini savunuyorum.

İsim vererek kimseyi suçlamıyorum. Ismarlama elbise değil, hazır elbise dikiyorum. Elbise kimin üzerine uyuyorsa onundur.

Yanılıyorsam isim vererek imzamla, kimliğimle yanılıyorum. Lütfen takma isimlerin, rümuzların ardına saklanarak, sövüp sayarak, hakaretler savurarak, din kardeşliğine yakışmayan bir üslupla saldırarak internet kirliliği yapmayalım.

Bir de kendileri kâfir ve münafık oldukları halde, Müslüman postuna bürünerek fitne ve fesat çıkartıcı e-mailler gönderenler var ki, onlar gerçekten çok aşağı ve bayağı insanlardır.

Bendenizi, isim, adres ve telefon numarası vererek din kardeşliği sınırları içinde tenkit eden kardeşlerimi, bu tenkitler ağır da olsa hürmetle selamlıyorum.

M.Şevket Eygi

İsra

Güzel öneriler

Alıntı YapBu kimliksizlik ortaya büyük aşırılıklar, sorumsuzluklar çıkartıyor.

katılıyorum

Fatihan

Biz de benzeri durumları yaşamaktayız.İsimsiz, cisimsiz kimselerden farklı yollarla gönderilen mesajlarla küfür ve hakaretlerden nasibimizi alıyoruz.

İsra

Gerçek kimlikleriyle deşifre olmayacaklarını bildikleri için kolayca hareket ediyorlar.Ancak bu tür davranışlar kendilerine saygısı olmayan ve korkak insanların yaptıkları şeyler.Eğer savundukları konularda gerçekten samimilerse mesajlarının altına yazarın da ifade ettiği gibi gerçek bilgilerini yazarlar.

Budak

Size katılıyorum eyer gerçek isimlerimiz ve numaralarımız ekrana yansımıyacaksa sadece moderatör de kalacaksa bence uygulanabilir.

Fatihan

Alıntı yapılan: Budak - 02 Ağustos 2009, 16:49:49
Size katılıyorum eyer gerçek isimlerimiz ve numaralarımız ekrana yansımıyacaksa sadece moderatör de kalacaksa bence uygulanabilir.

Sadakat için bir uygulama ya da öneri değil.Genel net ortamını kapsayan bir yazı.

Sadakat üyelerinin gerçek isimleri, adresleri numaraları vs ile ilgilenmiyoruz. :oops: