Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Gusül abdesti *

Başlatan MDA, 02 Ekim 2006, 16:43:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

MDA

Alıntı Yap cevabinizi hemen yaziyorum.  Asagida sordugunuz sorunun cevabi yer aliyor.  yeteri kadar aciklayici olacagina inaniyorum.  


İmam Ebû Hanife ile İmam Muhammed (rahmetullâhi aleyhimâ), guslün farz olması için, meninin mahallinden şehvetle ayrılmış olmasını kâfi görmektedirler. İmam Ebû Yûsuf ise, hem mahallinden şehvetle ayrılmasını ve hem de dışarıya şehvetle çıkmasını şart koşmaktadır.
İmamlar arasındaki bu ihtilâf dikkate alındığı zaman, cinsî mukare-nette bulunan veya ihtilâm olan bir kimse, gusül yapmadan önce, şu hususlara riâyet etmeli, daha sonra gusle başlamalıdır:

a) Biraz uyumak:

Namazın geçme tehlikesi yoksa, gusle başlamadan önce biraz uyumalıdır. Bu uyku, asabın gevşemesine sebep olduğundan, içeride kalan meni dışarı sızmış ve gusle müsait bir zemin hazırlanmış olur.

b) Küçük abdest bozmak:
İdrar, içerde kalan nutfenin dışarı atılmasını sağlar.

c) Çokca yürümek:

Yürümek, vücudun asabını harekete geçirir ve bu sırada içeride kalan meni bakiyesi dışarıya atılmış olur.

"Çokça yürüme" tabiri mutlak ve muğlak bir ifade olmakta isede bazı güvenilir kaynaklarda bunun kırk adım olduğuna işaret olunmaktadır (1). Biz, bu mikdarı, çokca tabirinin tabanı olarak kabul etmekteyiz. İmkân olduğu zaman bunu artırmanın ihtiyatla amelin faydasını artıracağına inanıyoruz.

Kendisine gusül farz olmuş bir şahıs, bu tavsiyelerden birini yapmadan yıkansa, sonra nutfenin kalıntısı dışarı çıksa -İmam Ebû Hanife ile İmam Muhammedi göre- tekrar yıkanması lâzım gelir (2). Bunlardan birini yaptıktan sonra, içerde kalan meni dışarı çıksa guslü tekrarlamak icap etmez. Çünkü çıkacak nutfe, mahallinden şehvetsiz olarak ayrılmış kabul olunmaktadır (3).

Fıkhî meselelerdeki ihtilaf, Hanefî mezhebi ile diğer mezheblerden biri arasında vâkî ise, ihtayatla amel mendup olur. Bu görüş ayrılığı Hanefî müctehidleri arasında olursa, ihtiyata riayet daha faydalıdır. Bu durumda müctehidlerden ikisi birleşirse, onların görüşleri istikâmetinde bir ihtiyat yolu tutulması gerekir.

Ele aldığımız mevzuda müctehid-i mutlak bulunan İmam Ebû Hanife ile İmam Muhammed'in görüş birliğine vardıkları müşâhede olunmaktadır. Bu tablo, ihtiyatla amel etmeyi daha kuvvetli ve zaruri denecek seviyeye yükseltmektedir.


(1) ibniÂbidin,   c1, sh. 149.
(2) Büyük İslâm İlmihâli: (Taharet kitabı) madde 178
(3)  Fetâvâ-i Hindiye, c. 1, sh. 15.


cok cok tesekür edrin kardesim bu cevabin icin . simdi rahat olabilirim yani sordugum sorunun cevabini anladigima göre gusul abdestim bozulmuyor  :gul: