Teferruatlı kelime çözümü...

Başlatan ruy-ı zemin, 24 Mart 2008, 23:01:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

çelebi

Son olarak; Süleyman veya diğer Peygamberlerin ismi tesğır olarak geldiğine dair Ayet ve Hadisi Şeriflerden bir delil sunarsanız hem delille hareket etmiş oluruz hem bizde öğreniriz ve mutmain oluruz.

Alıntı yapılan: Garîb - 07 Ağustos 2008, 05:05:48


Siz ism-i tasgir olarak sadece bir Süleyman’a (AS) razı gelmezken, Mevlamız demek o kadar razı olmuş ki iki tane daha ism-i tasgir sahibi nebisini kelamına almış…

Artık sizin istisnai tercihinize göre bu mubarek zatlar isim mi değiştirir bilemiyorum…  :)


Bu yazınıza  anlam veremedim. Biz iddia etmiyoruz doğruluğunun ne olduğunun isbatını çalışıyoruz.



ruy-ı zemin

وَقَدِاخْتَلَفَ  عُلَمَاءُ  صَدَاقَات    kavlinde ki     عُلَمَاءُ      ne kelime olur?   :)   :p
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Garîb

#77
Alıntı yapılan: çelebi - 07 Ağustos 2008, 18:53:43
Son olarak; Süleyman veya diğer Peygamberlerin ismi tesğır olarak geldiğine dair Ayet ve Hadisi Şeriflerden bir delil sunarsanız hem delille hareket etmiş oluruz hem bizde öğreniriz ve mutmain oluruz.
....

Bu yazınıza  anlam veremedim. Biz iddia etmiyoruz doğruluğunun ne olduğunun isbatını çalışıyoruz.



Muhterem Hocam..

kusura bakmayın, anlayamadım.. Anlamakta güçlük çekiyorum . Gabavetime veriniz lütfen..

Yukarıda "Süleyman" kelimesinin ism-i tesgir olduğunu söylemiş ve sarf kavaidinden delillerimi sunmuştum..
Meseleyi misallerle anlatmayı da ihmal etmediğim kanaatindeyim..

Ama asıl söylediklerini delillendirmesi gereken sizden ne bir delil gördük, ne bir kaide...

Yani ortada bir "İHTİLAF" bile yok..

Ama siz Peygamber isimlerinin ism-i tesgir gelmesini pek uygun bulmadığınızı ? belirtip Süleymanı acme olarak değerlendirmiştiniz.. Tamam olabilir..

Lakin ben de o zaman diyorum ki, Şuayb ile Üzeyr kelimelerini ne olarak değerlendireceksiniz ?

Bunlar da peygamber isimleri... Bunlar  da ism-i tesgir....

Hılafına bir delil olmadığı müddetçe de ismi tasgir kalmaya devam ederler..

Aslolan kaideye uygunluktur.. Şimdi Kuran-ı Kerim'de veya hadis-i şeriflerde geçen herbir kelimenin iştikakıyla ilgili ayet ve hadis mi var? Yani "Kul Hüvellahu Ehad" ayetindeki "Kul" lafzı Emr-i hazırdır..

e şimdi biri çıkıp "hayır efendim o ism-i faildir, ya bana "Kul" lafzının emr-i hazır olduğuna dair bir ayet-i kerime veya hadis-i şerif getirirsiniz ya da ben ism-i fail demeye devam ederim " derse hoş olur mu?

Aslolan kaideye uygunluktur. Ha biri bunun kaideye uymadığını söylüyorsa, delillendirme o kişinin vazifesidir..

Tıpkı beraat-i zimme nin asıl olması gibi. Yani bir kişi aslı itibariyle masumdur.. Bir kişiye hırsız diyorsan o kişinin hırsız olduğunu şahit ve delillerle isbat edeceksin. Yoksa o kişiye "Sen hırsızsın, Eğer değilsen isbat et" demek ne kadar gülünç olursa onun gibi aslolan kaidedir.. Şayet bir kelimenin kaide dışı olduğu söyleniyorsa isbat, bunu söyleyene aittir..

Yine de ben önceki mesajlarımda yazdıklarıma ilaveten, Cezayirli bir Arab Dili profesörünün sitesinden aldığım şu bilgiyi nakledeyim..

Belki mutmain olursunuz..


هل ضم القرآن ألفاظ تصغير غير "بُنَيّ"؟
الجواب
- (عزير) على وزن (فعيل) وهي من صيغ التصغير، وهي تصغيـر (عزر).
2- (قريش) كسابقتها، تصغيرا للـ(قرش) البحري.
3- (شعيب) تصغيرا لـ(أشعب).
4- (حنين) تصغيرا للـ(حنان).
5- (رويدا) تصغيرا لـ(رود).
6- (سليمان) تصغيرا لـ(سلمان).

وهناك استدراك على مشاركتي السابقة كالتالي:
1- (حنين):
ذكرتُ أنها تصغير للحنان بمعنى الرحمة، وفي المحيط في اللغة:
والحَنَنُ: الجُعَلُ، وتَصْغِيرُه: حُنَيْنٌ.

2- (شعيب):
ذكرتُ أنها تصغير لأشعب، ويضاف إليها أنها تصغير لشعب أيضا، وهذا التوضيح:
في تاج العروس من جواهر القاموس:
شُعَيْبٌ: اسْمٌ. وسَيِّدُنَا شُعَيْب: مِنَ الأَنْبِيَاءِ علَيْهم الصَّلاَةُ والسَّلاَمُ. قال الصَّاغَانِيُّ: وهو اسْمٌ عَرَبِيٌّ يُمكِنُ أَنْ يَكُونَ تَصْغِيرَ شَعْب أَو أَشْعَب كما قالوا في تَصْغِير أَسْوَد سُوَيْد، وهو تَصْغِير التَّرْخِيم.

Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

Garîb

Alıntı yapılan: ruy-ı zemin - 07 Ağustos 2008, 19:50:20
عُلَمَاءُ      ne kelime olur?   :)   :p


4. babdan hem  ism-i fail olan âlimün عالم ve hem de fail manasına sıfat-ı müşebbehe olan  alîmün  عليم lafızlarının ikisinin de cem'ı müzekker mükesseri ; Ulema علماء şeklinde gelir...

Bu vezin  فعلاء (Fu'alâ): Sadece Feîlün  فعيل ve Fâilün فاعل  vezinlerinden medh veya zemm edilecek bir seciyyeye delalet etmek üzere akıllı müzekkerler için cemi olarak gelir...

Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

Garîb

#79
قال الامـــــــــــام الرباني قدس الله سره العزيز :

وذلك من نصحي لكم إن قَـبلتموه       نجوتم والا فافعلوا ما بدالكم
 



Nushî   نصحي  ve   Necevtüm  نجوتم ne kelime olurlar?
Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

ruy-ı zemin

نصحي    =>>   sülasi mücerredin 3. babindan mastar gayri mimi. Mastarlari      نَصْحًا  و  نُصُوحًا       diye geliyor. النَّصْح  (Ennesh)  kelimesinin    النُّصْح   (Ennüsh)  diye okunmasi da caiz oldugundan dolayi nüshi diye geliyor galiba. Mütekellim yasina muzaf olmus.



نجوتم     =>>   sülasi mücerredin 1. babindan fiili mazi cem'i müzekker muhatap.

نَجَا  نَجَوَا  نَجَوْا  نَجَتْ   نَجَتَا نَجَوْنَ  نَجَوْتَ  نَجَوتُمَا  نَجَوْتُمْ


Meali =>> iste su benim size nasihatimdir. Eger kabul ederseniz kurtulursunuz. Kabul etmezseniz sizin degistirdiklerinizi yapin.


Kaçinci mektup ta geçiyor abi bu söz.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Garîb

قال رســـــــول الله صلى الله عليه و سلم  :

طـُـوبَى لمَـنْ رزقه الله الكَـفافَ ثـم صبر عليه



Bu hadis-i şerifteki  طوبى  Tûba  ve الكفــاف  el-Kefâf ne kelime olurlar ?
Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

ruy-ı zemin

#82
طُوبَى sülasi mücerredin 2. babindan ismi tefzıl müfret müennes


طاب يطيب طيبا طاإب مطيب..........طِب لا تطِب  مَطاب مِطْيَبٌ طَيبةً  طِيبَةً طُيَيْبٌ  طَيْبِيٌّ طَيَّابٌ اطَابُ اطابَانِ اطَابُون واطاإب طُوبى



الكَـفافَ  Sülasi mücerredin 1. babından mübalaga ismi fail müfret müzekker.

  كفّ يكُف كفّا  كافًّا مكفوف  .............كُفّ لا  تكُفّ مَكَفٌّ مِكَفٌّ كَفَّة كِفَّة كُفَيْفٌ  كَفِّيٌّ كَفَّافٌ

Hocam manasını bulamadım yanlış mana vermek istemedim. Keffaf sıfat mı orada sıfat ise hangi kelimeden sıfat.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

ruy-ı zemin


                                            قال فرزدق

كَمْ عاقِلٍ عاقل اعْيَتْ مَذَاهِبُهُ   ***   و جَاهِلٍ جاهِلٍ تَلْقَاهُ مَرْزُوقًا
هَاذَاالْلذِى تَرَكَ الْاَوْهَامَ حاإرَةً  ***  و صَيَّرَالْعَالِمَ النِّحْرِيرَ زِنْدِيقًا 



زِنْدِيقًا    ve     اَوْهَامَ   ne kelime olur?
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Garîb

#84
Alıntı yapılan: ruy-ı zemin - 09 Ağustos 2008, 16:38:24
طُوبَى sülasi mücerredin 2. babindan ismi tefzıl müfret müennes


طاب يطيب طيبا طاإب مطيب..........طِب لا تطِب  مَطاب مِطْيَبٌ طَيبةً  طِيبَةً طُيَيْبٌ  طَيْبِيٌّ طَيَّابٌ اطَابُ اطابَانِ اطَابُون واطاإب طُوبى



الكَـفافَ  Sülasi mücerredin 1. babından mübalaga ismi fail müfret müzekker.

  كفّ يكُف كفّا  كافًّا مكفوف  .............كُفّ لا  تكُفّ مَكَفٌّ مِكَفٌّ كَفَّة كِفَّة كُفَيْفٌ  كَفِّيٌّ كَفَّافٌ

Hocam manasını bulamadım yanlış mana vermek istemedim. Keffaf sıfat mı orada sıfat ise hangi kelimeden sıfat.

Hocam, Tûba  طوبى  dediğiniz gibi II. Babtan İsm-i Tafzilin müennesidir.. (Gerçi bazı dil alimleri, bu kelimeyi Tayyibetün طـيّبة   kelimesinin cem’ı müennes mükesseri olarak kabul etmişler, bazıları ise Büşra  بشرى    vezninde  masdar olduğunu söylemişlerdir..)
Fakat hangisinden gelirse gelsin bu kelimenin “en hayırlı, en güzel, mukaddes ve saadet” manalarına ilaveten Cennetteki mubarek ağaca isim olarak alem olduğu bilinmektedir.

1) Burada hatırlatmam gereken husus şudur ki :

“vav” ve “ya” kaide gereği, ism-i Tefzilde, elif”e kalbolunmaz .

Yani ism-i tesgir: Etâbü اطاب olarak gelmez.. Etyabü  أطيـب  şeklinde gelir.. Aynen Esvedü  أسـود , E’veru  أعـور ,  Ehyefu أهـيف    kelimeleri gibi..

2) "el-Kefafu"  kelimesini sanırım dalgınlıkla siz şeddeli olarak "el-Keffafu" şeklinde okudunuz.Gerçi ben latincesini yazarken de "el-Kefâfü" şeklinde yazmıştım. Doğrusu:

El-Kefâfu  الكـفاف : I. Babdan zehabun ذهــاب vezninde ismi fail manasına masdardır. “Ancak yeten, ne fazla ne eksik gelen” manasındadır..

Hadis-i Şerifin meali: "Ne mutlu o kimseye ki, Allah (C.C) ona ancak yetecek (kıt kanat geçinecek ) kadar rızık verdi de o kimse bu hal üzerine (kanaat edip ) sabretti…”

Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

Garîb

قال رســـــــول الله صلى الله عليه و سلم  :

الــسَّـخِـيُّ الجَهـُـولُ  أحبُّ الى الله من العالم البخيـل 




Hadis-i Şerifteki es-Sehıyyü  السخي ve el-Cehûlü الحهول   ne kelime olurlar ?
Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

ruy-ı zemin

الــسَّـخِـيُّ =>> Sülasi mücerredin 5. babindan selimün vezninden sıfatı müşebbehe. Aslı sehııyün idi. Yenin zammesi yeye sıklet verdiği için yenin zammesi hazfedildi. İki sakin ictima' etti ye ile tenvin. Tenvin hazfedilmez İsmin hassasındandır. Ye hazfedildi. Tenvin magabline verildi. sehıyyün oldu.


سَخُوَ يَسخُو سَخَاوَةً فَهُوَ سَخِىٌّ


الجَهـُـولُ      =>>    Sülasi Mücerredin 4. babından mübalağa ismi fail.

جَهِل  يَجْهَل   جَهَالَةً   جَاهِلٌ  مَجْهُولٌ بِه ......اِجْهَل لا  تَجْهَلْ مَجْهَلٌ  جَهلَةً جِهْلَةً جُهَيْلٌ جَهْلِىٌّ جَهُولٌ

Meali =>> Cömert olan cahil, cimri olan alimden Allaha daha sevimli gelir.

پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

Garîb

#87
Mü’ânun   معان :  İf’âl babından ism-i mef’ûl olur…

أعــان  يُعـيـنُ  إعــانةً  مُعِـيـنٌ  مُعـانٌ

Müsî’ün      مسيء    :  İf’âl babından ism-i fail olur…

أســاء  يُسـيئ إســـاءَةً  مُسيءٌ


Manası :

“İhsan eden (Allahı görüyormuşcasına ibadet eden, hayırda koşan) yardım bulur (min tarafillah). Kötülük işleyen zelil olur (min tarafillah).”

* Bildiğim kadarıyla bu bir hadis-i şerif değil… Hz. Ali Efendimiz’e (K.V) ait olduğu söylenilen bir söz.  Şayet bu bir hadis-i şerif ise kaynağını söylerseniz memnun oluruz.


Müslümanlar olarak bu hususta çok dikkat etmek zorundayız. Zira Peygamber Efendimiz (S.A.V)  من كذب علي متعمدا فاليتبوأ مقعده من النار (müttefekun aleyh) buyurmaktalar. Yani “ Kim söylemediğim bir sözü bilerek bana isnad ederse, Cehennemde oturacağı yeri hazırlasın” buyurmuşlardır.. Bazı rivayetlerde “Müteammiden- bilerek” kelimesi de yoktur.Yani isnad esnasında yalan söylerken bunun “kasıtlı” olmasının şart olmadığını dahi söyleyen usul alimleri vardır..

Bu sebeple Ashab-ı Kiram’dan Hz.Ebubekir ve Hz.Ömer  (R.Anhüm Ecme’în) gibi en önde gelen zatlar “hatâen bir kelime eksik veya fazla nakledebiliriz” endişesiyle çok az sayıda hadis-i şerif rivayet etmişlerdir..

Dolayısıyla ahirette bu hadis-i şerif iktizasınca muahaze edilmemek için, dünyada iken -velev ki hayırlı bir niyet ile de yapmış olsak- kaynağından emin olmadığımız sözleri hadis-i şerif diyerek nakletmemeliyiz.. Bu halisane bir hatırlatmadır..





Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

Garîb

#88
قال إمــــــام الأنـبـياء  صلى الله عليـه و سلـم :

ليس الغِـنَى عن كـثـرة العـَرَضِ و لكنّ الغِـنى غِــنَى النـفـْـس

Hadis-i Şerifteki Gınâ غنى  ve kesra كثرة ne kelime olurlar ?
Neşv ü nevâ bulmaz düşmeyincek, hâke nebât,
Mütevazî olanı rahmet-i Rahmân büyütür...

ruy-ı zemin

غِــنَى   :arrow: sülasi mücerredin 4. babından fisgun vezninden mastar gayri mimi.

غَنِىَ   يَغْنَى  غِنًى



كـثـرة   :arrow: sülasi mücerredin 5. babından rahmetün vezninden mastar gayri mimi.

كَثُرَ  يَكْثُرُ  كَثْرَةً


Meali  :arrow: Mal ve mülkün çokluğundan zenginlik yoktur. zenginlik nefsin zenginliğidir.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد