Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Kürtce Bir Dil midir?

Başlatan garsli36, 19 Ocak 2009, 18:04:31

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

garsli36

Kürtçe Bir Dil midir?

Günümüzde bazı siyasal olaylarda kullanılan ve bazen Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranışlar içerisinde olanlar tarafından “alet” edilen kürtçe, düşüncelerine değer verilen birçok dil bilimci tarafından bir “dil” olarak bile kabul edilmiyor. Kuşkusuz milyonlarca insan, onunla anlaşmaya çalışıyor; fakat bu, kürtçenin gerçekten “dil” sayılabileceği anlamına gelmiyor. Bir dilin, “dil” olarak nitelenebilmesi için “dilsel yeterlilikleri” taşıması gerekiyor. Burada kürtçenin bir dil sayılamayacağını ortaya koymak, “kürtlerin varlığını inkar etmek” veya onların değer yargılarını yermek amacını değil; kürtçenin bilimsel gerçekliklere göre bugün ne durumda olduğunu gösterebilmek amacını taşımaktadır. Araştırmalar, kürtçenin gerçek anlamda bir dil olmadığını ortaya koymakta ve onun ne kadar düzensiz ve temelsiz bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Şimdi kürtçenin niye bir dil sayılmaması gerektiğini açıklamaya çalışacağım:

Öncelikle şunu belirtmek gerekir: Diller, toplumların gereksinimleri sonucunda doğal olarak ortaya çıkar. Yani kişiler tek tek bir dil yapmak için uğraşmazlar, dil kendi düzenliliği içerisinde kendi yapısını oluşturur. Bugüne kadar soyları ve dilleri üzerinde pek çok tartışmaların yaşandığı kürtler, henüz bir ulus veya toplum olamamışlardır. Sürekli yaşadıkları çevrelerdeki büyük devletlerin çatısı altında yaşayan kürtler, bir toplum olamadıkları için bir dil de oluşturamamışlardır. Yani kürtçe, bir dilin dil olarak kabul edilebilmesi için tarihsel süreç içerisinde aralarında ortak bir geçmiş bulunan insanlardan oluşan bir “toplum” tarafından oluşturulma niteliğinden mahrumdur.

Diller, türetme özelliklerine, edebi anlamda kullanılabilirliklerine, bilimsel alandaki geçerlilik ve işlevselliklerine, söz varlıklarına, köklülük ve güçlülüklerine, düzenliliklerine, geniş alanda kullanılıp kullanılmadıklarına göre değer kazanırlar. Bazı diller, dil bilimsel anlamda pek değerli olmadıkları hâlde, pek çok insan tarafından kullanıldıkları için değerlidir; bazı diller ise onun köklü ve güçlü geçmişi neticesinde sağlam dil bilimsel yapısı nedeniyle değerlidir. Kürtçe ise, geniş bir alanda kullanılmadığı ve bir düzenliliğe sahip olmadığı hâlde, bir dilmiş gibi gösterilmektedir. Ulus bilincine sahip olmayan toplulukların bir dil oluşturabilmeleri toplumbilimsel açıdan olanaksızdır.

Kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten; 3080 tanesi Türkçe, 2000 tanesi Arapça, 1200 tanesi Zent Lehçesi, 1030 tanesi Farsça kökenlidir. Geri kalan yaklaşık 1000 sözcüğün ise yaklaşık 700 tanesi Ermenice, Çerkezce, Gürcüce, Pehlevice… gibi dillerden geldiği bilinmektedir. Bu sözcükler de çıkarıldıktan sonra, geriye yalnızca 300 tane sözcük kalmaktadır. Yani kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten, yalnızca 300 tanesinin kökeni bilinmemektedir. Bir sözcük kümesinin “dil” olarak sayılabilmesi için, onun ciddi anlamda bir söz varlığının olması gerekmektedir. Bu anlamda % 97′si yabancı dillerden alıntılanan sözcüklerden oluşan bir söz varlığıyla bir dilin olduğunu düşünmek, gerçekten kabul edilir bir şey değildir. Ayrıca burada yüz yıllardır işlenerek günümüze kadar gelen Türkçemiz ile, kürtçeyi karşılaştırıyormuşum gibi bir hisse kapılmayın. Ben, sadece insanların bu tür söylemler içerisine girdiklerini görerek, bu bağlamda açıklamalar yapabilmek amacıyla bunu yazıyorum.

Kürtçenin bir dil olduğunu kabul etmeyenler, özellikle ortada bir “söz varlığının” olmadığını vurgulamaya çalışması, kürtçenin bir dil olduğu konusundaki düşünceleri “saplantı” hâline gelmiş kişilerce şöyle eleştirilmektedir: “Efendim, her dilde yabancı sözcükler vardır. Tükçede de Arapça ve Farsçadan alınmış binlerce sözcük vardır. O zaman Türkçe diye bir dil yoktur mu dememiz gerekiyor?” Bu tür insanlar, gerçekten bu söylemleriyle bile, çürütülmeye uygun bir düşünce yapısına sahiptirler. Bir kere Türkçe gibi 8500 yıllık (*) bir tarihi olduğu kabul edilen bir dille, henüz dil olmadığı ortada olan bir dilimsinin veya dilcenin karşılaştırılması bile gaflettir. Türkçedeki deyimler bile, kürtçenin bütün söz varlığından daha zengindir. Türkçedeki toplam 105 bin sözcüğün, sadece 15 bin tanesi yabancı kökenlidir. Bu da Türkçedeki yabancı sözcüklerin oranının ortalama % 14 olduğunu göstermektedir. % 97′si yabancı kökenli sözcüklerden oluşan bir dilce nerede, % 14′ü yabancı olan Türkçe nerede? Ayrıca, Türkçedeki yabancı sözcükler olduğu gibi kullanılmaz. Alıntılanan yabancı sözcükler, Türkçenin ses ve şekil özelliklerine uyacak biçimde dile alınır. Fakat kürtçedeki temel sözcükler bile alındığı dildeki biçimiyle aynıdır.

Kürtçenin bir dil olduğunu gösterebilmek için, onun dünya üzerindeki dört büyük dil ailesinden birine bağlı olduğunu kanıtlamak gerekmektedir. Genel olarak kürtçenin “Hint - Avrupa Dil Ailesi” içerisinde yer aldığı söylense de, Prof. Dr. Vladimir Minorsky kürtçenin bu dil ailesi içerisinde kabul edilmemesi için; “telaffuz farklılıkları, şekil farklılıkları, cümle yapısı farklılıkları, sözcük farklılıkları ve ses değişimi farklılıkları” gibi maddeler sıralamıştır. Zaten tümce kuruluşu açısından da, normalde Hint - Avrupa dillerinde söz dizimi “Özne + Yüklem + Tümleç“ biçiminde olmasına rağmen, kürtçede “Özne + Tümleç + Yüklem” biçimindedir. Bu da, bu dilin Hint - Avrupa dilleri arasında olmadığını göstermeye yeterlidir. Eğer kürtçe Hint - Avrupa Dil Ailesi içerisinde değilse, “Sâmi” ailesinin içine konulabilir ki bu da imkânsızdır. Kürtçe, cümle kuruluşları açısından da Türkçe ile yakınlık göstermektedir. Örnek verecek olursak:

Benim elmam var. (Türkçe)
Min sev heye. (Kürtçe)
I have an apple. (İngilizce)

Yukarıdaki örnekte de göreceğiniz üzere, kürtçedeki söz dizimi, Türkçedekiyle aynıdır. Normalde Hint - Avrupa dillerinde yüklem ortada olurken, kürtçede Türkçedeki gibi yüklem sondadır. Bu da kürtçenin, Türkçe temelinde farklı sözcüklerle oluşturulabileceğine işaret etmektedir. Ki zaten “kürt” ve “kurmanç” sözcükleri bile Türkçe kökenlidir. İşte bu iki sözcüğün Türkçedeki anlamları:

KÜRT:Kar yığını, çığ, bir çeşit kayın ağacı, ayva ağacı
KÜRÜD:Merih gezeğen, süpürge otu
KÜRT:Kalın kar yığını (Kazak lehçesi)
KÜRTİK:Yeni yağmış kar (Kazak ve Tarançi lehçesi) çığ (Sor Lehçesi)
KÖRT:Kar yığını, saçak, kar yığıntısı (Çuvaş, Kazan, Tatar lehçesi)
KÖRTÜK:Kar denizi veya kar çölü (Uygur lehçesi), kar yığını
KÜRTKÜ:Kar yığını (Karakırgız lehçesi)
KÜRTÇÜK:Kar yığını (Yakut ve Çeremis lehçesi)
KURMAN(Ç): Gedelgeç, yay konan kap, yaylık (Oğuz ve Kıpçak Lehçeleri)

Bugün bir kürt boyu olarak gösterilmeye çalışılan “kırmanç / kurmanç” boyunun adı bile, Kuman Türkleri ile bağlantılıdır ve bu adın tarihteki büyük bir Türk boyu olan “Kurmanlar“dan geldiği düşünülmektedir. Daha birçok sözcük, Eski Türkçedeki sözcüklerde çok yakındır. İşte onlara birkaç örnek:

EskTürkçe Kürtçe Anlamı
apa apo amca
mın min ben, benim, bana
ka ka / ko aile büyüğü
kent gend / gund şehir, köy
buge bug(e) gelin
kon kon konak yeri, çadır
kutay kutni parlak kumaş

(Kaynak: Türkiye’nin Etnik Yapısı - Ali Tayyar Önder)

Kürtçenin ses ve biçim bakımından özgün olmadığını, çevre dillerden yapılan alıntılardan oluştuğunu görmek yukarıda anlatılanlar neticesinde pek de zor değildir. Kürtçe, tıpkı Osmanlı Türkçesi gibi Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan bir dil olarak da görülmemeli, olsa olsa sırf farklılaşmak adına sözcükleri birbirine karıştırarak oluşturulan bir “ağız” olarak kabul edilmelidir.

Bugün, Türkiye’de kürtçe konuştuklarını zannedenler, aslında uydurma bir takım sözcüklerle yaşamlarını devam ettirmeye çalışırlar. Zaten Türkiye’nin doğusunda birbirine yakın iki köyde yaşayan kürtler bile birbirlerini anlamazlar. Elbette bu, her yer için genellemelere uygun değildir. Bir de “Düzensizlik içinde bile bir düzen vardır.” felsefesiyle yapılmış olsa gerek, çeşitli bölgelerde kullanılan farklı söyleyişler için “Soranice” ve “Guranice” gibi lehçeler (?) uydurmuşlar. Daha bir dil olduğu bile kabul edilmeyen bir dilcenin, nasıl lehçesi olur, anlamış değilim. Zaten kürtçe, yazı diline de sağlam bir biçimde yansımış değildir. Sırf farklılaşmak adına “w, é, û” gibi harflerin Latin alfabesine eklenmesi neticesinde oluşturulan uyduruk bir alfabe ile, biçimsiz dizilişler ve görünüşler gösteren yazılar yazılmaya çalışılmaktadır. Kuşkunuz olmasın, temeli sağlam olmadığı için bir kürdün yazdığını, çoğu zaman başkası anlamaz. Çünkü rastgele yazılışlar vardır. Birisi “kardeş” anlamına gelen sözcük için “keko” der, diğeri “keki” der, başka biri “keke” der… Bu söyleyiş yazıya da yansıyınca, edebi değer taşıyan bir eser bile vermemiş olan bu uydurma dillin, tek heceli olabileceğini bile düşündürebilecek yapılarını görmek, insanı güldürmektedir. (:

Tüm bu anlattıklarım neticesinde; kürtçe, henüz ulus bilincine sahip olmayan ve bugüne kadar “toplum” olamamış kürtler tarafından, başta Türkçe olmak üzere Arapça, Farsça, Ermenice… gibi dillerden alınan sözcüklerle kurulmaya çalışılmış, sağlam bir dil bilimsel yapısı bulunmayan, kişiler arasında tam anlamıyla iletişimi sağlayamayan ve sadece çok basit konuları anlatabilmek için geliştirilmiş; bu nedenle de “sığ” kalmış ve bir “aşiret dili” olmaktan öteye gidememiş bir dilce veya dilimsidir. Bu dilce için, Türkçede dil adlarını yaparken de kullanılan “ca - ce - ça - çe” ekini kullanarak “kürtçe” demek de yanlıştır; fakat günlük yaşamda hep böyle söylenegeldiği için bu hâli kullanılmaktadır. Böylesine derleme ve uydurma dilce için “dil” demek, dil bilimsel gerçekliklerden uzaklaşmayı gerektirdiği için, biraz “yanlı” bir tutum içerisinde olunduğunu gösterir.
--------------------------------------------------------------------------------
Dipçe: Bu konuda okuyuculardan gelen eleştiriler üzerine, yazıda “hakaret” olarak algılanabilecek bazı bölümlerin düzenlenmesini uygun gördüğüm için, yazıda sözcük ve cümle düzeyinde birkaç değişiklik yaparak yazıyı yeniden yayımladım. Buradaki yorumumda da belirttiğim üzere yazıyı, insanların bilincine “bölücü” tohumlar ekmek için değil; bir dilin niteliklerinden yola çıkarak, o dil üzerinde “bilimsel” boyutta bir inceleme yapmak amacıyla yazdığımı da bilmenizi isterim.

Memurlar.net sitesinden alintidir.Ayni yazi baska sitelerdede yer almaktadir.Sizlerlede paylasmak istedim,

Kalin saglicakla...garsli36

ihvan

kürtçenin tartışılması yersiz ve zamansız bence...herkesin anladığı bir dil vardır onada saygı gösternek lazım.kimse kimseye hiç bir dili empoze edemez

azizistanbul

kimse kimseye bir dili empoze edemez . herkese de anladığı dilden konuşmak lazım doğru peki nankörlere hangi dilden konuşulur onu bilmiyorum.

sakın bana kavmiyetçilik yapmayın yeri değil filan demeyin tam yerindeyiz.



Kavmiyetçiliği reddeden ayetleri , Tefrikaya düşmeyin , kavmiyetçilik gütmeyin " sözlerini ve o sözlerin sahibini bilen  ve tanıyan onun peşinde olan bir insan hatta insanlar eğer  elifi görse mertek sanacak tipteki  insanlarla aynı şeyi  düşünebiliyor ve bunu savunabiliyorsa o zaman ben ecdadım osmanlı kadar hoşgörülü olamıyorum kimse kusura bakmasın.

  niye böyle yazdım biraz dertliyimde ondan. haa ucu bana dokunan hiçbir şey yok sadece ve sadece üzülüyorum. yukarıda anlattıklarımın var olmasına üzülüyorum.

جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

ihvan

aziz  kendine gel.bu konuları çocuklarla konuşmam..ne kavmiyetçiliği,ne kürtçülüğü,ne bu destan....İHVAN öz be öz TÜRK.

azizistanbul

ihvan kardeş  derdimi tam anlatamadım herhalde. . Yukarıdaki ifademde de sizin kimliğinizle alakalı bir durum yok. Ayrıca sizin mesajınızdan sizin şahsınıza ait hasıl olan bir kanaatta yok . ben sizin bu olayları savunduğunuza dair bir şey ifade etmedim. benim meselem tamamen çevremle ilgili. yani yukarıda anlattığım  nankörlük meselesi , alimlerle  cahiller meselesi tamemen çevremde olan insanlarla ilgili ama tabiki bu bahsettiğim çevrede aynı zamanda türkiyenin bir kesiti ondan dolayı benim canım sıkılıyor. yoksa burada sizin şahsınıza karşı bir ifadem yok . Sizin mesajınıza ben sadece şöyle karşı çıktım. Yani sizin büyüklük yaparak Osmanlı torunluğu yaparak açmayalım bu meseleyi demenize karşılık bende aç kardeşim aç bu meselenin kapatılacak bir yeri yok. osmanlının hoşgörüsü fazla bu dünyaya, Artık bu dünya osmanlı hoşgörüsünü beklemesin osmanlı torunlarından. yeter artık bu kadar hoşgörü ,Osmanlının hoşgörüsünü anlayacak millet bu gezegende yok  belki başka gezegenlerde vardır ama burada yok. onun için karşılıksız olan hoşgörüye ben karşıyım. bunu ifade etmeye çalıştım.
Site siyasi - etnik- mezhep çatışmalarından uzak bir site ayrıca ehli sünnet çizgisinden kıl kadar sapma olmayan bir site ama bu konu artık ehli sünnet olayını falan aşmış. öyle tanığım insanlar var etrafımda bu mesele uğruna kominizimi bile savunuyor. daha ben ne diyeyim.
Dertliyim ihvan kardeş , üzülüyorum memleketin haline ama ne çare. Anlatıyoruz anlatıyoruz . ama fitne uyanmış bir kere.

al sana arap dünyası 1916 lı yıllarda özgürlük diye halifenin karşısında oldular. Ama şimdi melun israil ne yapıyor tek tek saldırıyor . hiç kimse bir şey yapamıyor.

Zaman gelecek bizim topraklarımıza da saldıracaklar , bizim topraklarımızda özgür ! olmak isteyenlerin çoluk çocuğunuda tanklarla vuracaklar. Ben torunlarıma şunu vasiyet edeceğim "2060 yılında israil veya amerika veya ingiltere şu şu şu şu bölgeleri vurur oradaki din kardeşlerimize eziyet verirse .  Onlar için dua  edin çünkü din kardeşimizdir.  amma üzülmeyin kalbinizi boş yere matemle kaplamayın  çünkü  onların dedeleri bunu istedi "diye vasiyetim olacaktır.




   
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

ihvan

MESELE ŞU   ..doğu olsun batı olsun fark etmez.........İSLAMI  anlatamazsan,düşman bulmak kolay kimliği önemli değil...bu gün kandırılmak istenen de kürtlerdir.bir ERMENİ örgütü olan şer güçleri ile temiz mümin kürtleri aynı kefeye koymak kadar büyük yanlış olamaz.(size demiyorum).mesele uzun ve kapsamlı.biz bununla yetinelim.yeri değil dediğim bu sitede yeri değil anlamında...başka yerde en alasını konuşurum.hiç sıkıntım yok

misvak

Alıntı yapılan: ihvan - 20 Ocak 2009, 13:46:46
MESELE ŞU   ..doğu olsun batı olsun fark etmez.........İSLAMI  anlatamazsan,düşman bulmak kolay kimliği önemli değil...bu gün kandırılmak istenen de kürtlerdir.bir ERMENİ örgütü olan şer güçleri ile temiz mümin kürtleri aynı kefeye koymak kadar büyük yanlış olamaz.(size demiyorum).mesele uzun ve kapsamlı.biz bununla yetinelim.yeri değil dediğim bu sitede yeri değil anlamında...başka yerde en alasını konuşurum.hiç sıkıntım yok
&)İhvan kardeşime kesinlikle katılıyorum...aziz senin gibi provakatörleri rabbim islah etsin inşaAllah...
Dava...yürek ister...Dava Bilal gibi kızgın kumlara ve taşlara rağmen Allah diyerek ölmektir...

azizistanbul

#7
Alıntı yapılan: misvak - 22 Haziran 2009, 20:17:04

&)İhvan kardeşime kesinlikle katılıyorum...aziz senin gibi provakatörleri rabbim islah etsin inşaAllah...
[/quote]

yukarıdakileri iyi okuduysan ve bana provakatör diyorsan başka bir şey söyleyemem. Bir fitnenin uyanmış olmasına en çok üzülenlerden biriyim. Ancak fitne o boyutta ki bırakın dinin anlatılmasını dini anlatan insanlar  bile üçbeş çapulcunun arkasından gittiğini görüyorum diyorum. Sen hala bana  provakatör diyorsun. Bu işi dinden uzak insanlar yapsa hiç üzülmeyeceğim çünkü eğer onlara dinimizin kardeşliği öğretilirse vazgeçerler diye hüsnü zan ederim. Ama mesele öyle değil ki dini bilen insanlar bile abdestsiz sünnetsiz insanlara liderim diyebiliyorsa , büyüğüm diyebiliyorsa   sen bana ne dersen de ben yine düşüncelerimi değiştirmem .
Ayrıca tanımadığn bilmediğin insana  yoruma açık olan veya olabilen bir mesajdan  dolayı provakatör demenin hakkınıda alırım bilmiş ol . en az 40 tespih namazı istiyecegim senden Sırat köprüsünün başında.
Provakatör ne demektir. İki grubu birbirne katmaya çalışan üçüncü bir kişi demektir. Bunu da bugün amerikalılar ve ingilizler yapar. Yani kürtle türkü birbirine hiçbir müslüman düşürek istemez. Sen bana provakatör dersen beni dinsizlikle suçlamış olma ihtimalin var ona göre lafına dikkat et.

جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

misvak

sen benden hak taleb edecek durumda değilsin çünkü bu dili konuşan milyonlarca insanın hakkı var şuan üzerinde bilmem farkındamısın...sıratı kimin geçip kimin geçmiyeceğini ancak Allah bilebilir...selam ve dua ile...
Dava...yürek ister...Dava Bilal gibi kızgın kumlara ve taşlara rağmen Allah diyerek ölmektir...

İsra

Lütfen yazılanları dikkatli okuyalım.

ve gereksiz yere suçlamalarda bulunmayalım

azizistanbul

#10


kardeş sen yazıları okumadan cevap yazıyorsun galiba  be nediyorum Sırat köprüsünün başında diyorum. Sırat köprüsnü geçince diye yazmamışım oraya . ama sen bana diyorsun ki " Sırat köprüsnü kimin geçip geçmeyeceğini Allah bilir. Evet onu Allah bilir . Fakat tüm insanların Sırat köprüsnün başına gelerek oradan geçmeye teşebbüs edeceğini biz kullarda biliyoruz. Çünkü ististanız her kul sıratı geçmek zorundadır. Geçenler geçer (rabbim kolaylık verir inşAllah ) geçemeyenlerde cehenneme düşer. Ama herkes o köprünün başına gelir.

Mesajları iyi oku reflekslerinle yazı yazma.Ben bölücülük yapmayan hiç kimseye bir kötü bir söz söylemedim.  Ben şuan  o bölgeden olan onlarca öğrenciyle  ile anne ve babasından daha çok ilgileniyorum.

ayrıca bir kişiden hak taleb etmek için üzerinde başkasının hakkı olmama şartı diye bir şey yok. Benden başkasının alacağı vardır. Ama benide senden alacağım varsa hakkımı söke söke alırım. ""Yani sizin üzerinizde binlerce insanın hakkı var (nerden biliyorsanız ) siz benden hak alacak durumda değilsiniz. "" diyemezsiniz desenizde Uhrevi litaratürdeki hak alma ve hak ödeme meselesinind dışında konuşmuş olursunuz.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

ihvan

değerli kardeşlerim.bu işi uzmanlarından öğrenin ,azizkardeşim iyi niyyetli lakin doğuyu bilmiyor tanımıyor.insanları kandırmak kolay,batıda  kafalara farklı  girilir,doğuda farklı. konunun başlığı bile yanlış.kürçe dil midir.yani dil  değilse gelde anlat islamı doğuda diyeceksin,neyse,kardeşlerimiz bilmeliki,doğudaki hizmetlerin bir çoğu kürtçesiz yapılamıyor.şer güçlerle salih insanları karıştırmayalım.hele bu sitede,yeri değil

cade

#12

Evet kürtçe bir lisandır...

misvak

ne olursa olsun bir müslüman bir din kardeşinden sıratın başında 40 tespih namazı isteyerek işini zorlaştırmaya çalışmamalı diye düşünüyorum...keşke dili ne olursa olsun insanların sırattan geçmelerine vesile olabilecek bişeyler yapabilseydim...tartışmak benim hem yapıma hemde inancıma aykırı olduğu için sizlerden ricam bu konuyu artık kapatalım...rabbim cümlemize sırattan geçmeyi nasip etsin inşaAllah...amin
Dava...yürek ister...Dava Bilal gibi kızgın kumlara ve taşlara rağmen Allah diyerek ölmektir...