Gençlik hoyratça harcanacak bir zaman dilimi midir?

Başlatan Lika, 13 Ocak 2009, 19:30:10

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Lika

Anne ve baba, çocukları büyüdükçe problemlerinin de büyüyebileceğini unutmamalıdır. Çocukların en gerilimli ve tehlikeli devresi, büluğ çağı da denilen ergenlik dönemidir. Bu devrede delikanlı artık çocukluktan çıktığını hisseder. Aklı, hisleri ve cinsi duyguları, vasat mertebede tutulmadığı takdirde, ifrata ve tefrite saparak gençlik çılgınlığıyla bütün hayatını mahvedebilecek davranışlar sergileyebilir. Gençlerin bu hassas devreyi hasarsız atlatabilmeleri önemlidir.

Anne, kızıyla; baba da oğluyla gerektiğinde bir arkadaş gibi konuşmalıdır. Çocuklarına o devreyle ilgili cinsî bilgileri, zihinlerini bulandırmadan anlatmalı ve televizyondaki müstehcen görüntülerin, yazılı basındaki müstehcenliğin zararlarına dikkat çekilmelidir.

Gençlik, hem bu dünya hayatında mesut yaşamak, hem âhirette ebedî saadete nail olabilmek için Cenabı Hakk’ın vermiş olduğu bir nimettir.

İnsan, gençlik devresini ve Allahu Teâlâ’nın verdiği enerjiyi, temel inançları ve temel eserlerdeki bilgileri öğrenmekte, bir iş sahibi olmakta, bir meslekte veya bir sanatta ihtisas sahibi olmakta kullanmalıdır.
Gençlere; o devrenin, vaktin ‘hovardaca harcandığı’ bir devre değil, tam aksine ömür binasının ‘temeli’ olduğu hatırlatılmalıdır.

Anne-babalar bunlara dikkat etmeli

* Çocuğun yanında evlilik mevzuları konuşulmamalıdır. Bu, çocuğun beyninde iz bırakır. Diğer bir zararı da, erkek çocuğun kafasında vaktinden önce bazı düşünceler yerleşir. O düşünceler anne ve babaya hürmetsizliğe sebebiyet verebilir, çocuğu ahlâksızlığa itebilir. Maalesef birçok yerde bu hususa dikkat edilmemekte, daha 5-6 yaşındaki çocuğa şakavâri, ‘Seni evlendirelim mi?’, ‘Sana falancayı alalım mı?’ gibisinden sözler söylenmektedir. Oysa sözde eğlenmek maksadıyla söylenen o sözler çocuğun zihninde, ruhunda fırtınalar estirmektedir.

* Çocukların yatakları ayrılmalıdır. Mümkünse erkek çocuklarla kız çocukların odaları da ayrılmalıdır.
* Çocuğun yanında abartılı şaka yapmak doğru değildir. Hele çocuğun yanında ve çocuğa karşı kesinlikle yalan söylenilmemeli, çirkin ve kaba konuşulmamalıdır.

* Çocuklara şiddet uygulamak doğru değildir. Hele çocukların yüzüne kesinlikle vurulmamalıdır. Anne ve baba, çocuklarının birbirleriyle kaynaşmasını ve sevmelerini sağlamalı, bu yönde çocuklarına nasihatlerde bulunmalıdır. Ağabey ve abla, kardeşlerinin üzerine titrer, onlarla çok yakından ilgilenirken, kardeşler de ağabeylerine ve ablalarına hürmet etmeli, onlarla saygılı biçimde konuşmalıdır.

* Anne ve baba, çocuklarına fark ettirmeden onların davranışlarını, kimlerle arkadaşlık yaptıklarını yakından kontrol etmelidir. Atalarımız, ‘Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.' demiştir. Arkadaş seçimi çok mühimdir. Sevgili Peygamberimiz (SallAllahu Aleyhi Vesellem), ‘Kişi, dostunun dini üzerindedir. Siz kiminle arkadaşlık yaptığınıza bakınız.’ buyurmuşlardır. Terbiyeli, görgülü, çalışkan, dürüst, büyüklerine saygılı, dinini yaşayan arkadaşlar, insanın dünyada ve âhirette mesut olmasına vesile olurlar. Kötü arkadaşlar da insanın dünyasını ve âhiret hayatını mahvederler.


MELİHA DERVİŞOĞLU
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim