Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Osman Yüksel Serdengeçti

Başlatan eginli, 11 Kasım 2008, 16:35:38

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

eginli

 
Osman Yüksel Serdengeçti (1917 - 10. kasim.1983)

Asıl adı Osman Zeki Yüksel' dir. Aralarında Ahmet Hamdı Akseki, eski müftülerden Hacı Salih Efendi' nin de bulunduğu alimler yetiştirmiş bir aileye mensuptur. İlkokulu Akseki'de, ortaokulu yatılı öğrenci olarak Antalya'da okudu. Ankara'da Atatürk Lisesi'ni bitirdikten sonra girdiği Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde 2. Sınıf öğrencisi iken Mayıs 1944'te meydana gelen olaylara karıştığı için öğrenimi yarıda kaldı. Nihal Atsız ve Alpaslan Türkeş' le birlikte bir süre tutuklu kaldı. Serbest bırakılınca fakülteye başvurarak öğrenimine devam etmek istediyse de kendisine izin verilmedi. Bunun üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel' e hitaben çok sert bir yazı kaleme aldı. Osman Yüksel yeniden hapishaneye gönderildi.

Hapisten çıkınca ünlü Serdengeçti dergisini çıkarmaya başladı. Pek çok sayısı toplatılan bu dergide çıkan yazıları nedeniyle hakkında çok sayıda dava açıldı ve sık sık tutuklanıp serbest bırakıldı. Başlığının altında "Allah, Vatan, Millet Yolunda" cümlesi sürekli yer alan dergideki yazılarında sık sık kullandığı "Açın kapıları Osman geliyor" sözü yeni tutuklanmalara hazır olduğunu bildiriyordu. Kendisine Serdengeçti unvanını kazandıran bu dergi, sık sık kapanması ve çıkan yazılarından dolayı çok sayıda mahkumiyet kararı çıkması nedeniyle 33 sayı çıkabilmişti. (1947-Şubat 1962)

1952 yılında Bağrı yanık adlı bir mizah gazetesi çıkardı. Başlığı altında"Hak yolunda bağrı yanık yolcular" sözü yer alan bu yayınında mücadelesini zengin esprilerle dolu yergileriyle sürdürdü. Bir ara politikaya atıldı, A.P. listesinden Antalya milletvekili seçilerek, parlamentoda görev yaptı (1965-1969). Partisinin politikası ve parti ileri gelenlerine yönelttiği eleştiriler yüzünden A.P. 'den ihraç edildi. Sonraki yıllarda mücadelesine yine yayımladığı yazı ve kitaplarla devem etti. Son olarak Yeni İstanbul gazetesinde"Selam"başlığı altında günlük fıkralar yazdı.


Allah(c.c.) rahmet etsin... unutmiyalim, unutturmiyalim...
Allah(c.c)selami üzerimize olsun.

Bu dünyanin cefasindan sefasina sira gelmez,
gafil olma  ilme calis gecen günler geri gelmez.

ruy-ı zemin

1950 lerde ahmet emin yalman suikastına adı karıştığı için Necip Fazıl ile beraber hapishanelerde yattı.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

ihvan

rahmetli miletvekili olmuş,meclis kapısından ilk girecek kapı dönerliymiş,bir türlü içeri girememiş,kolundan H.Üzmez çekmiş içeri almıış....tarihi şu sözü söylemiş.serdengeçti..."""".yahu döneklik daha kapıda başladı.""mevlam rahmet eylesin mekanı cennet olsun.

ruy-ı zemin

hayatta iki ismet'ten çektim diyor. hanımının ismi de ismet imiş.

Bir gün hanımı ile beraber ankarada dolaşıyormuş. Hanımı ulus meydanındaki başını ellerinin arasına alıp oturur halde duran kadın heykelini görünce "bacum ne oturup durursun üşüp hasta olacasın" demiş. de osman yüksel basmış kahkayı.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

lale

Kıravat takmayı hiç sevmezmiş,iş yerindeki arkadaşları bir gün çok ısrarediyorlar,kıravat takıp gelmesi için,ısrara dayanamıyor.Tamam  yarın takıp geleceğim,diyor.Ertesi gün bakıyorlar kıravat yok.Hani niye takmadın söz vermiştin,dediklerinde gayet rahat birşekilde taktımda boynuma değil.(kemer yerine pantolonuna takmış)