Ebedi Saadeti Dünyada Arayanlar

Başlatan turab, 20 Haziran 2008, 09:46:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

turab


Dünya bizim için yaratıldığı halde yine de müteellim oluyoruz. Demek ki burası zevk ve safâ, rahat ve mükâfat yeri değildir.

Bu dünyadan herkesin dert yanması, insanların hata ederek saadeti dünyada aramalarından ileri geliyor. Bir insan kavak bahçesinde yüz sene dolaşsa, bir tane dahi olsun, Hindistan cevizi bulamaz. Zira, onun mekanı başka diyardadır.

Bir ördek yumurtasını, köydeki bir samanlıkta kuluçkaya yatan bir tavuğun altına koysanız, dünyaya gelen o yavru hemen su aramaya başlayacaktır. O yavrunun, deryayı samanlıkta bulamayacağı muhakkaktır. Elinden tutulmadığı takdirde, bu ördek yavrusu, samanlıkta gördüğü kirli bir su birikintisini derya zannedecek ve üzerinde oturup onunla kendisini avutmaya çalışacaktır.

İnsanlar da; misaldeki yavru gibi edebi saadeti bu fani dünyada aramaktadırlar. Cenâb-ı Hak bu insanlara peygamberler (Aleyhimüsselâm) ve kitaplar göndererek, hakiki saadetin ahrette ve Cennette olduğunu ve oraya vâsıl olmanın yollarını beyan buyurmuştur.

Bu yolda gitmeyen ve dünyanın bir imtihan meydanı veya talimgâh olma keyfiyetinden gaflet eden kimseler, gayr-i meşrû lezzetlerle kendilerini avutmaya çalışmakta, böylece hem dünyada divâne olmakta ve hem de ahretteki ebedî saadeti kaybetmektedirler.

Nükteler Adlı kitabından
Mehmet Kırkıncı

Allahım!Ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım